1. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (11-12) Hayır! Yaptığın doğru değil, âyetlerimiz bir öğüttür, dileyen ondan öğüt alır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. (11-12) Hayır! Yaptığın doğru değil, âyetlerimiz bir öğüttür, dileyen ondan öğüt alır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (13-16) Kur`ân, kutsal sayfalardır. Yüksek tutulan tertemiz sayfalarda, yazıcıların yani değerli, iyi yazıcıların ellerinde. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. (13-16) Kur`ân, kutsal sayfalardır. Yüksek tutulan tertemiz sayfalarda, yazıcıların yani değerli, iyi yazıcıların ellerinde. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. (13-16) Kur`ân, kutsal sayfalardır. Yüksek tutulan tertemiz sayfalarda, yazıcıların yani değerli, iyi yazıcıların ellerinde. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. (13-16) Kur`ân, kutsal sayfalardır. Yüksek tutulan tertemiz sayfalarda, yazıcıların yani değerli, iyi yazıcıların ellerinde. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Kahrolası insan! O ne nankördür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. (18-19) Allah onu nereden yaratmış? Onu meniden yaratıp ona biçim vermiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (18-19) Allah onu nereden yaratmış? Onu meniden yaratıp ona biçim vermiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Sonra, tutacağı yolu kolaylaştırmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. (21-22) Sonra onu öldürür, kabre koydurur. Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (21-22) Sonra onu öldürür, kabre koydurur. Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Hayır! İnsan, Allah`ın emirlerini yerine getirmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. İnsan, yediğine bir baksın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. (25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. (34-36) O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. (34-36) O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (34-36) O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. (38-39) O gün birtakım yüzler parlak, güleç ve sevinçlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (38-39) O gün birtakım yüzler parlak, güleç ve sevinçlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (40-42) Yine o gün, birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, haktan sapanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. (40-42) Yine o gün, birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, haktan sapanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. (40-42) Yine o gün, birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, haktan sapanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster