فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللَّهِ لِنْتَ لَهُمْ ۖ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ ۖ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ ۖ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa’fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr fe iza azemte fe tevekkel alellah innellahe yühıbbül mütevekkilın
Kelime
Anlamı
Kökü
فَبِمَا
sebebiyle
رَحْمَةٍ
rahmeti
مِنَ
اللَّهِ
Allah’ın
لِنْتَ
sen yumuşak davrandın
لَهُمْ
onlara
وَلَوْ
eğer
كُنْتَ
olsaydın
فَظًّا
kaba
غَلِيظَ
katı
الْقَلْبِ
yürekli
لَانْفَضُّوا
dağılır, giderlerdi
مِنْ
حَوْلِكَ
çevrenden
فَاعْفُ
öyleyse affet
عَنْهُمْ
onları
وَاسْتَغْفِرْ
ve mağfiret dile
لَهُمْ
onlar için
وَشَاوِرْهُمْ
ve onlara danış
فِي
الْأَمْرِ
işini
فَإِذَا
zaman
عَزَمْتَ
karar verdiğin
فَتَوَكَّلْ
dayan
عَلَى
اللَّهِ
Allah’a
إِنَّ
elbette
اللَّهَ
Allah
يُحِبُّ
sever
الْمُتَوَكِّلِينَ
kendine dayanıp güvenenleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla. Fakat işe girişmeyi de kurdun mu dayan Allah’a. Şüphe yok ki Allah, dayananları sever.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey peygamber! Allah’ın rahmeti sebebiyle sen onlara yumuşak davrandın. Eğer onlara karşı kırıcı ve sert olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi. Artık onları bağışla ve affedilmeleri için dua et. Toplumu ilgilendiren her konuda onlara danış, görüşlerini al; sonra bir hareket şekline karar verince de, Allah’a güven. Çünkü Allah, kendisine güvenip, dayananları sever.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Allâh’ın, hakikatinden açığa çıkardığı rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Eğer sert ve keskin olsaydın onlar dağılıp giderlerdi. Onları affet ve bağışlanmalarını iste. Toplumsal konularda karar verirken onların fikirlerini al. Karar verip uygulamaya koyulduktan sonra da Allâh’a güven! Muhakkak ki Allâh kendisine tevekkül edenleri (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman edenleri) sever.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Allah’tan olan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Eğer katı kalpli, kaba birisi olsaydın muhakkak etrafından dağılırlardı. Onları affet, kendileri için bağış dile ve işlerde onlarla görüş alışverişinde bulun. Bir şeye kesin karar verdiğin zaman da Allah’a güven. Allah (kendisine) güvenenleri sever.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Uhud savaşında sen, Allah’dan gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (Ashaba) yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, muhakkak onlar etrafından dağılıp gitmişlerdi. Artık onları bağışla ve kendilerine Allah’dan mağfiret dile. İş hususunda fikirlerini al (müşavere et). Müşavereden sonra da bir şeyi yapmağa karar verdin mi, artık Allah’a güven ve dayan. Gerçekten Allah tevekkül edenleri sever.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    O zaman Allah`tan bir rahmet olarak onlara yumuşak davrandın! Şâyet sen, kaba ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından ayrılıp giderlerdi. Öyleyse onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah`a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Allah’in rahmetinden dolayi, sen onlara karsi yumusak davrandin. Eger kaba ve kati kalbli olsaydin, suphesiz etrafindan dagilir giderlerdi. Onlari affet, onlara magfiret dile, is hakkinda onlara danis, fakat karar verdin mi Allah’a guven, dogrusu Allah guvenenleri sever.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ancak Allah’ın rahmetiyledir ki, sen onlara yumuşak (ve hoşgörüyle) davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, elbette etrafından dağılır, giderlerdi. O halde onları affet, onlar için istiğfarda bulun, (dünya) işiyle ilgili hususlarda onlara danış (görüşlerini al). (Bu yoldan hareketle) azmettiğin zaman artık Allah’a güvenip dayan. Çünkü Allah kendisine güvenip dayananları sever.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ey Peygamber! Uhud gazvesinde olduğu gibi her zaman) Allah`tan gelen merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert, katı kalpli biri olsaydın, kuşkusuz çevrenden uzaklaşırlardı. O halde onları bağışla, kendileri için Allah`tan af dile ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla müşavere et ama karar verince artık Allah`a güven (ve o işi yap). Zira Allah, O`na güven duyanları sever.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    ALLAH’ın sana bir bağışı olarak onlara yumuşak davrandın. Kaba ve katı yürekli olsaydın çevrenden dağılır giderlerdi. Onları affet, bağışlanmalarını dile ve yapılacak işler hakkında onlara danış. Karar verince de ALLAH’a güven; ALLAH güvenenleri sever.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Sen (o zaman), sırf Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah’dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert, katı kalpli biri olsaydın, kuşkusuz çevrenden uzaklaşırlardı. Onları bağışla, kendileri için Allah’tan af dile, yapacağın işler hakkında onların görüşlerini al, ama karar verince artık Allah’a dayan. Hiç kuşkusuz Allah kendisine dayananları sever.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Tanrı’dan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve buyruk konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Tanrı’ya tevekkül et. Şüphesiz Tanrı, tevekkül edenleri sever.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Allah’ın rahmeti sebebiyle onlara yumuşak davrandın; eğer kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafından dağılırlardı. Artık onları affet ve onlar için bağışlanma dile. İş hususunda onlarla istişare et. Azmettiğin zaman da, artık Allah’a tevekkül et. Elbette Allah tevekkül edenleri sever...

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (O vakit) sen Allahdan bir esirgeme sayesindedir ki onlara yumuşak davrandın. Eğer (bilfarz) kaba, katı yürekli olsaydın onlar etraafından her halde dağılıb gitmişlerdi bile. Artık onları bağışla (Allahdan da) günâhlarının yarlığanmasını iste. İş hususunda onlarla müşavere et. Bir kerre de azmetdin mi artık Allaha güvenib dayan. Çünkü Allah kendine güvenib dayananları sever.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    İşte Allah`dan bir rahmet iledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Hâlbuki kaba, katı kalbli olsaydın, elbette (onlar) etrâfından dağılırlardı. Artık onları affet, onlar için mağfiret dile ve (hakkında vahiy gelmeyen bir) iş husûsunda onlarla istişâre et! Fakat (bir görüşte)karar kıldığında, artık (işe giriş ve) Allah`a tevekkül et! Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri sever.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın şüphesiz çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla ve yargılanmalarını dile. İşler hakkında onlarla müşavere et. Bir kerre de azmettin mi artık Allah’a tevekkül et. Muhakkak Allah, tevekkül edenleri sever.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Allah’ın merhameti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer onlara kırıcı ve kalbin katı bir şekilde davransaydın, senin çevrenden dağılırlardı. Onları bağışla, onlar için bağışlama dile ve onlarla işlerinde istişare et. (İstişare neticesinde) Karar verdin mi, ondan sonra Allah’a güvenip dayan. Allah kendine güvenip dayananları sever.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    O zaman, Allah’dan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Ve eğer sen, kaba, katı yürekli olsaydın, mutlaka senin etrafından dağılırlardı. Artık onları affet ve onlar için mağfiret dile ve işler konusunda onlarla muşavere et (danış). Azmettiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri (Allah’a güvenenleri) sever.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Allah’ın rahmetinden dolayı sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onlara danış, fakat karar verdin mi artık Allah’a tevekkül et, doğrusu Allah tevekkül edenleri sever.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve (ey Peygamber,) senin izleyicilerine yumuşak davranman, Allah’ın rahmetinin bir eseriydi. Zira, eğer onlara karşı kırıcı ve sert olsaydın, doğrusu senden koparlardı. Artık onları bağışla ve affedilmeleri için dua et. Ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla müşavere et; sonra bir hareket tarzına karar verince de Allah’a güven: Zira Allah, O’na güven duyanları sever.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Allah`ın rahmeti sayesinde sen onlara yumuşak davrandın. Ama eğer onlara karşı katı yürekli davransaydın, kesinlikle senden uzaklaşırlardı: Şu halde onları affet, affedilmeleri için de dua et ve yönetim işinde onlarla istişare(ye devam) et! Artık kararını verdiğin zaman da, Allah`a güven! Çünkü Allah kendisine güvenenleri sever.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    İmdi Allah Teâlâ’dan bir rahmet sebebiyledir ki, onlara yumuşak davrandın, ve eğer sen çirkin huylu katı yürekli olsaydın, elbette etrafından dağılırlardı. Artık onları affet. Onlar için istiğfarda bulun. Ve onlar ile emr hususunda müşavere yap. Sonra ettiğin zaman da Allah Teâlâ’ya tevekkül et. Şüphe yok ki Allah Teâlâ tevekkül edenleri sever.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Allah’ın rahmeti sayesindedir ki, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet ve bağışlanmaları için duâ et. İşlerinde müminlerle istişare et! Müşavereden sonra bir de azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et. Çünkü Allah tevekkül edenleri (kendisine bağlananları) sever.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Allah’ın rahmeti sayesinde, sen onlara karşı yumuşak (merhametli) davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet/kusurlarını görmezlikten gel. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de, karar verip azmettin mi (elinden geleni yaptın mı?), artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah tevekkül edenleri sever.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert, katı kalpli biri olsaydın, kuşkusuz çevrenden uzaklaşırlardı. Onları bağışla, kendileri için Allah’tan af dile, yapacağın işler hakkında onların görüşlerini al, ama karar verince artık Allah’a dayan. Hiç kuşkusuz Allah kendisine dayananları sever.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    İnsanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile, ve işleri onlarla müşavere et! Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et! Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Allâh’ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdi. Öyleyse onlar(ın kusurların)dan geç, onlar için mağfiret dile. İşini onlara danış, karar verince de Allah’a dayan; çünkü Allâh kendine dayanıp güvenenleri sever.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Sen, Allah’ın rahmeti ile onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafından dağılıp giderlerdi. Onları affet ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. İş hususunda onlarla istişare et, karar verdiğin zaman, artık Allah’a güven, Allah kendisine güvenenleri sever.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Allah’tan bir rahmet dolasıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah’a güvenip dayan. Allah, tevekkül edenleri sever.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    It is part of the Mercy of Allah that thou dost deal gently with them Wert thou severe or harsh-hearted, they would have broken away from about thee: so pass over (Their faults), and ask for (Allah´s) forgiveness for them; and consult them in affairs (of moment). Then, when thou hast Taken a decision put thy trust in Allah. For Allah loves those who put their trust (in Him).