Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Derken, şiddetli bir depremle azâba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helâk olup gittiler.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Derken bir sarsıntı onların işini bitirdi de, cansız olarak yurtlarında diz üstü yıkılıp kaldılar.
Adem UğurAdem Uğur:
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Onları o şiddetli sarsıntı yakaladı... Yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Bunun üzerine onları kuvvetli bir sarsıntı aldı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Ali BulaçAli Bulaç:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi; yurtlarında diz üstü çöktüler.
Bekir SadakBekir Sadak:
Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş sarsıntı yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar; Şuâyb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç şenşatır yaşamamış gibi oldular. Şuâyb’ı yalanlayanlar ziyana uğrayanların tâ kendileri oldular.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Derken, onları müthiş bir deprem yakalayıverdi ve yurtlarında/evlerinde cansız olarak dizüstü donakaldılar.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
Edip YükselEdip Yüksel:
Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde dizüstü çöküverdiler.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Bu arada ani bir yersarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Nihayet onları şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Bunun üzerine onları o sarsıntı yakaladı da yurtlarında dizüstü çöküp kalan kimseler oldular.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Bunun üzerine onları sarsıntı yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Sonra onları bir sarsıntı yakaladı ve yurtlarında dizlerinin üstüne çöküp kaldılar.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı. Bunun üzerine kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu da böylece evlerinde diz üstü çöküverenler oldular.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Derken şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve kendi yurtlarında cansız donakaldılar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Derken kendilerini müthiş bir sarsıntı yakalayıverdi, yurtlarında dizüstü çökekaldılar.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Hemen onları titreme yakaladı. Evlerinde diz üstü çökekaldılar.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Bu arada ani bir yersarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Derken şiddetli bir deprem onları kıskıvrak yakaladı ve derhal oldukları yerde çökekaldılar.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Şaban PirişŞaban Piriş:
(91-92.) Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine o korkunç titreşim/o büyük zelzele onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But the earthquake took them unawares, and they lay prostrate in their homes before the morning!