الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا ۗ وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا ۚ فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّهِ فَانْتَهَىٰ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ ۖ وَمَنْ عَادَ فَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Ellezıne ye’küluner riba la yekumune illa kema yekumüllezı yetehabbetuhüş şeytanü minel mess zalike bi ennehüm kalu innemel bey’u mislür riba ve ehalellahül bey’a ve harramer riba fe min caehu mevızatüm mir rabbihı fenteha fe lehu ma selef ve emruhu ilellah ve men ade fe ülaike ashabün nar hüm fıha halidun
Kelime
Anlamı
Kökü
الَّذِينَ
o kimseler ki
يَأْكُلُونَ
yerler
الرِّبَا
Riba (faiz)
لَا
يَقُومُونَ
kalkamazlar
إِلَّا
ancak
كَمَا
gibi
يَقُومُ
kalkarlar
الَّذِي
kimse
يَتَخَبَّطُهُ
çarptığı
الشَّيْطَانُ
şeytanın
مِنَ
الْمَسِّ
dokunup
ذَٰلِكَ
bu
بِأَنَّهُمْ
onların
قَالُوا
demelerindendir
إِنَّمَا
şüphesiz
الْبَيْعُ
alışveriş de
مِثْلُ
gibidir
الرِّبَا
riba (faiz)
وَأَحَلَّ
oysa helal kılmıştır
اللَّهُ
Allah
الْبَيْعَ
alış-verişi
وَحَرَّمَ
ve haram kılmıştır
الرِّبَا
ribayı
فَمَنْ
kime
جَاءَهُ
gelir de
مَوْعِظَةٌ
bir öğüt
مِنْ
-nden
رَبِّهِ
Rabbi-
فَانْتَهَىٰ
(ribadan) vazgeçerse
مَا
ne varsa
سَلَفَ
geçmişte
وَأَمْرُهُ
ve işi de
إِلَى
kalmıştır
اللَّهِ
Allah’a
وَمَنْ
kim
عَادَ
tekrar (ribaya) dönerse
فَأُولَٰئِكَ
onlar
أَصْحَابُ
halkıdır
النَّارِ
ateş
هُمْ
onlar
فِيهَا
orada
خَالِدُونَ
ebedi kalacaklardır

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Faiz yiyenler, ancak Şeytan tarafından çarpılmış gibi bir hale geliverirler. Bu da onların, alış-veriş de faiz almaya benzer, onun eşidi demelerindendir. Allah, alış-verişi helâl etti, faizi haram. Rabbinden kendisine öğüt verilen, faizden vazgeçerse eskiden aldıkları ona aittir, işi de Allah’a ait. Fakat bundan sonra gene tutup faiz alanlar, ateş ehlidir, orada da ebedî kalırlar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Alışveriş de, bir tür faizdir" derler, halbuki Allah alışverişi helal sayarken, faizi haram kılmıştır. Kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, artık geçmişteki günahları veya ana sermayesi veya geçmişte aldığı faizler kendisine aittir. Ve onun hakkında karar vermek, artık Allah’a kalır. Kim de faize tekrar geri dönerse; içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum olanlar işte böyleleridir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Riba yiyenler, şeytan (cin) çarpmış (asılsız fikirlere obsede olmuş) kişi nasıl ayağa kalkarsa öylece kalkarlar. Bu onların, ribayı alışverişle aynı tutmalarından ileri gelir. Oysa Allâh alışverişi helal kıldı, ribayı haram. (Alışverişte aldığının karşılığı ödenir; riba ise verilen borcun çeşitli miktarlarda fazlasıyla karşılığının alınmasıdır. Riba, karşılıksız yardımlaşma "infak" anlayışının tam zıddıdır.) Artık her kim Rabbinden gelen öğüt ile ribadan vazgeçerse, geçmişi ona aittir, hakkındaki hüküm ise Allâh’ındır. Kim de döner riba alırsa, işte onlar ateş ehlidir. Onlar orada sonsuza dek kalırlar.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Faiz yiyenler, (kabirlerinden) ancak kendisini şeytan çarptığından deliye dönmüş bir adamın kalkışı gibi kalkarlar. Bu durum onların ’alışveriş de faiz gibidir’ demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal faizi ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faiz yeme işine) son verirse onun geçmişte aldıkları kendinedir. Onun işi ise Allah’a aittir . Kim de yine (faiz almaya) dönerse işte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada sonsuza kadar kalıcıdırlar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Fâiz yiyen kimseler, kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa, mezarlarından öylece kalkarlar. Bu halde olmaları; "-alış-veriş, aynen faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl ve fâizi (ribâyı) haram kılmıştır. Bundan böyle kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelip fâiz yemekten sakınırsa daha önce aldığı faiz ona bağışlanır; geri alınmaz ve bundan sonra onun işi (affedilişi) Allah’a aiddir. Kim de, haram olan bu ribâyı helâl diye yemeğe dönerse, işte onlar cehennemliktirler; o ateşte ebedî olarak kalacaklardır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Faiz yiyenler, şeytanın çarptığı kimselerin kalkması gibi kalkarlar/davranırlar. Bu hal onların, “Alım satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah`a kalır; faize geri dönenlere gelince, içinde süreli kalacakları cehennemin yâranı onlardır.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Faiz yiyenler mahserde ancak seytanin carptigi kimsenin kalktigi gibi kalkarlar. Bu, onlarin, «Zaten alisveris de faiz gibidir» demelerindendir. Oysa Allah alis verisi helal, faizi haram kildi. Kime Rabb’inden bir ogut gelir de faizcilikten geri durursa, gecmisi kendisinedir, onun isi Allah’a aittir. Kim faizcilige donerse, iste onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Riba (= faiz) yiyenler, (kabirlerinden) ancak Şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Bu, onların «Alım-satım da faiz gibidir», demelerindendir. Halbuki Allah alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Artık bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişi kendisine, işi hakkındaki hüküm ise Allah’a aittir. Kim de faize döner, önce olduğu gibi faizcilik yapmaya tekrar başlarsa, işte onlar Cehennemliktir, orada hep kalıcılardır.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Faiz yiyenler mahşerde (kabirlerinden) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkar. Bu, onların: “Alışveriş de zaten faiz gibidir” demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen (faizden) vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah`a kalır. Kim de tekrar (faize) geri dönerse, işte onlar ateş ehlidirler ve orada ebedi olarak kalacaklardır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, "Alışveriş de faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Tefecilikle para yiyenler, sapkının çarptığı kimse gibi ayağa kalkarlar. Bu, onların, "Tefecilik alışveriş gibidir" demelerinden ötürüdür. Halbuki ALLAH alışverişi helal, tefeciliği ise haram kıldı. Kime Efendisinden bir öğüt gelir de vazgeçerse, geçmişte kazandıklarını tutabilir; işi de ALLAH’a kalmıştır. Devam edenler ise cehennem halkıdır ve orada sürekli kalırlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, «alışveriş de faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah’a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Faiz yiyenler şeytan tarafından çarpılmış kimseler gibi ayağa kalkarlar, Bu onların «alış- veriş de faiz gibidir» demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alış- verişi helâl, faizi ise haram kılmıştır. Kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelir- gelmez faiz yemeye son verirse geçmişte aldığı faizler kendisinden geri alınmaz. Onun işi Allah ’a kalmıştır. Fakat kimler tekrar faizciliğe dönerlerse onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere Cehennemliktirler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Tanrı alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, buyruğu Tanrı’ya aittir. Kim (faize) geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Riba yiyenler delilikten şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu onların; "Alış veriş de ancak riba gibidir." demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, ribayı ise haram kılmıştır. Artık her kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelir de vazgeçerse geçmişteki kendisinindir ve işi Allah’a aittir. Her kim de dönerse; işte onlar ateş halkıdır; orada sürekli kalıcıdırlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Ribâ (faiz) yiyenler kendilerini şeytan çarpmış (birer mecnun) dan başka bir halde (kabirlerinden) kalkmazlar. Böyle olması da onların: «Alım satım da ancak ribâ gibidir» demelerindendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl, ribâyı (faizi) haram kılmışdır. (Bundan böyle) kim Rabbinden kendisine bir öğüt gelib de (faizden) vaz geçerse geçmişi ona, ve işi (hakkındaki hüküm) de Allaha âiddir. Kim de tekrar (faize) dönerse onlar o ateşin yaranıdırlar ki orada onlar (bir daha çıkmamak üzere) ebedî kalıcıdırlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ribâ (fâiz) yiyenler (kabirlerinden), ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin, cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar! Bu, şübhesiz onların: `Alış-veriş (de) ancak fâiz gibidir` demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, fâizi ise haram kıldı! O hâlde kim kendisine Rabbinden bir nasîhat gelir de (fâizden) vazgeçerse, artık geçmişte olan(İslâm`a girmeden önce aldıkları) kendisinindir. Onun işi (hakkındaki hüküm) ise Allah`a âiddir. Kim de (helâl sayarak fâize) dönerse, işte onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Faiz yiyenler ancak, şeytan çarpan kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: Zaten alış-veriş faiz gibidir, demelerinden dolayıdır. Halbuki Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmiş olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm Allah’a aittir. Kim de dönerse, onlar cehennem yaranıdırlar, orada temelli kalacaklardır.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Faiz yiyenler, (hesap gününde) şeytanın çarpmış olduğu insanların sersemliğinde, ayağa kalkanlar gibi kalkacaklardır. Çünkü onlar "faiz de alışveriş gibidir" dediler. Hâlbuki Allah alışverişi helal etmiş, faizi yasaklamıştır. Kime Rabbinden öğüt (ayetler) gelirde, (yapa geldiği faizi yemekten) vazgeçerse, yaptıkları geride bırakmış olur ve işi Allah’a kalmıştır. Kimde faiz yemeye devam ederse (dönerse), artık onlar ateşe girecek olanlardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. İşte bu, onların: "Fakat alışveriş faiz gibidir." demeleri sebebiyledir. Allah, alışverişi helâl; faizi haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah’a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Faiz yiyenler ancak şeytan çarpmış kimse gibi yaşarlar. Bu, onların, "Zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faizcilikten) geri durursa, geçmişi kendisinedir ve onun işi Allah’a aittir. Kim de (faizciliğe geri) dönerse, işte onlar ateş ehlidir ve onlar onda temelli kalıcılardır.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Faiz yiyenler, şeytanın çarptığı kimseler gibi davranırlar; çünkü onlar "Alışveriş de bir tür faizdir!" derler. Halbuki Allah alışverişi helal ve faizi haram kılmıştır. Bu nedenle, kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen (faizden) vazgeçerse, evvelki kazançlarını koruyabilir ve onun hakkında karar vermek artık Allah’a kalır; ona, (faize) geri dönenlere gelince; içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum olanlar işte böyleleridir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Faiz yiyen kimseler, başka değil sadece şeytanın dokunarak aklını çeldiği kimse gibi hareket ederler: Çünkü onlar "Alışveriş de faiz gibidir" derler. Oysa ki Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Her kim Rabbinden kendisine nasihat gelir gelmez bu işe son verirse, evvelki kazançları ona, onun hakkında karar vermek de Allah`a kalır. Her kim de dönerse, içerisinde kalıcı oldukları ateşe mahkum olanlar işte bunlardır.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    O kimseler ki, ribâyı yerler, onlar kalkamazlar, ancak şeytanın çarpmış olduğu delirmiş bir şahıs gibi kalkarlar. Bu ise onların, «Alış veriş muamelesi tıpkı ribâ gibidir,» demeleri sebebiyledir. Halbuki, Allah Teâlâ ticâreti helâl, ribâyı ise haram kılmıştır. İmdi her kim ki, kendisine Rabbinden bir mev’ize gelir de ribâya nihâyet verirse, evvelce aldığı, kendisinedir ve onun hükmü Allah Teâlâ’yadır. Ve her kim tekrar ribâya dönerse işte onlar cehennem ehlidirler, onlar orada ebedî kalacaklardır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Fâiz yiyenler: "Fâiz ticaret gibidir. " dedikleri için kıyamet günü kabirlerinden şeytan çarpmış gibi (ihtiyaçlar içinde) kalkacaklardır. Oysa Allah alışverişi helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir ve fâizcilikten vazgeçerse, geçmiş (günahları, daha önce aldığı) kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah’a âittir. Kim de tekrar fâize dönerse onlar cehennemliktirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Riba[] yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu onların; "Alışveriş de riba gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, ribayı haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüde uyarak) riba’dan vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır (dilerse Allah onu affeder.) Kim tekrar (riba’ya) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi kalacaklardır.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Faiz yiyenler şeytan tarafından çarpılmış kimseler gibi ayağa kalkarlar, Bu onların «alış- veriş de faiz gibidir» demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alış- verişi helâl, faizi ise haram kılmıştır. Kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelir- gelmez faiz yemeye son verirse geçmişte aldığı faizler kendisinden geri alınmaz. Onun işi Allah ’a kalmıştır. Fakat kimler tekrar faizciliğe dönerlerse onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere Cehennemliktirler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Faiz yiyenler tıpkı şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların "Alış veriş de faiz gibidir." demelerindendir. Halbuki Allah alış verişi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Her kim tekrar faizciliğe başlarsa, işte onlar cehennemliktir, hem de orada ebedî kalacaklardır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Ribâ yiyenler, ancak şeytânın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: "Alışveriş de ribâ gibidir." demelerinden ötürüdür. Oysa Allâh, alış-verişi helâl, ribâyı harâm kılmıştır. Kime Rabbi’nden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak ribâdan) vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi de Allah’a kalmıştır. (Allâh onu affeder). Kim tekrar (ribâya) dönerse onlar ateş halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Faiz yiyenler, "alışveriş, faiz gibidir" demeleri dolayısıyla, ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve o da (faize) son verirse, geçmişi kendisine, işi Allah’a aittir. Kim de tekrar (faizciliğe) dönerse, işte bunlar cehennem ashabıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Faiz (riba) yiyenler, ancak kendisini şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: «Alım-satım da ancak faiz gibidir» demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim de (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada onlar sürekli kalacaklardır.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysa ki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabb’inden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah’a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Those who devour usury will not stand except as stand one whom the Evil one by his touch Hath driven to madness. That is because they say: "Trade is like usury," but Allah hath permitted trade and forbidden usury. Those who after receiving direction from their Lord, desist, shall be pardoned for the past; their case is for Allah (to judge); but those who repeat (The offence) are companions of the Fire: They will abide therein (for ever).