وَإِذَا لَقُوا الَّذِينَ آمَنُوا قَالُوا آمَنَّا وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ قَالُوا أَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَاجُّوكُمْ بِهِ عِنْدَ رَبِّكُمْ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Ve iza leküllezıne amenu kalu amenna ve iza hala ba’duhüm ila ba’din kalu etühaddisunehüm bi ma fetehallahü aleyküm li yühaccuküm bihı ınde rabbiküm e fe la ta’kılun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَإِذَا
zaman
لَقُوا
rastladıkları
الَّذِينَ
kimselerle
امَنُوا
inanan
قَالُوا
derler
امَنَّا
inandık
وَإِذَا
zaman
خَلَا
yalnız kaldıkları
بَعْضُهُمْ
onların bazısı
إِلَىٰ
-na
بَعْضٍ
bazısı-
قَالُوا
derler
أَتُحَدِّثُونَهُمْ
onlara haber mi veriyorsunuz
بِمَا
şeyleri
فَتَحَ
açtığı
اللَّهُ
Allah’ın
عَلَيْكُمْ
size
لِيُحَاجُّوكُمْ
sizin aleyhinizde delil olarak kullansınlar
بِهِ
onu
عِنْدَ
katında
رَبِّكُمْ
Rabbiniz
أَفَلَا
تَعْقِلُونَ
Aklınızı kullanmıyor musunuz?

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Onlar, inananlarla buluştular mı inandık derler de sonra birbirleriyle yalnız kaldılar mı aklınız mı yok derler, Rabbiniz indinde sizinle çekişsinler, aleyhinize delil göstersinler diye mi Allah’ın size açıkladığı şeyi tutup onlara söylüyorsunuz?

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Onlar iman etmiş olanlarla buluştuklarında, "Sizin inandığınız gibi inandık" derler; ama birbirleriyle başbaşa kaldıklarında "Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?" derler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah’ın size açtıklarını (Tevrat’taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bunlar iman edenlerle karşılaştıklarında "iman ettik" derler; sonra da birbirleriyle başbaşa kaldıklarında, "Allâh’ın size açtığı hakikati, aleyhinizde delil olarak kullanmaları için mi bunlara anlatıyorsunuz, bunu düşünemiyor musunuz?" derler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında ’biz de iman ettik’ derler. Ama birbirleriyle başbaşa kaldıklarında, ’Allah’ın size açmış olduğu şeylerden, bunları Rabbinizin katında size karşı bir belge olarak göstersinler diye mi söz ediyorsunuz! Aklınızı kullanmıyor musunuz!’ diye konuşurlar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah’ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?"

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Yahûdilerin münafıkları; müminlerle karşılaştıkları zaman; "- Biz de sizin gibi müminleriz" derlerdi. Birbirleriyle tenhada başbaşa kaldıkları vakit, ileri gelen Yahûdiler, münafıklara:"- Allah’ın size beyan buyurduğu (Rasûlüllah’a ait Tevrat’daki vasıfları), müminler, Rabbiniz katında aleyhinize delil getirsinler diye mi onlara söyleyip duruyorsunuz? buna aklınız ermiyor mu" derlerdi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Münafıklar, müminlerle karşılaştıklarında, “İman ettik” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Allah`ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinize delil getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz?” derler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Inananlarla karsilastiklari zaman, «Inandik» derlerdi; birbirleriyle yalniz kaldiklarinda, «Rabbinizin katinda size karsi huccet gostersinler diye mi Allah’in size acikladigini onlara anlatiyorsunuz? Bunu akletmiyor musunuz?» derlerdi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlar imân edenlerle karşılaştıkları zaman, «inandık» derlerdi. Birbirleriyle tenha kaldıkları zaman, «Allah’ın size açtığı şeyi, Rabblniz katından size kanıt olarak getirsinler diye mi onlara anlatıyorsunuz? (Buna) aklınız ermiyor mu ?» derlerdi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Yahudilerin ikiyüzlüleri) İnananlarla karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Kendi aralarında baş başa kaldıklarında ise: “(Ne yapıyorsunuz?) Allah`ın size açtıklarını (Tevrat`taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz. Aklınızı kullanmayacak mısınız?” derler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlar iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah’ın (Tevrat’ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?"

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında «İman ettik» derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah’ın size açtıklarını (Tevrat’taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Gerçeği onaylayanlarla karşılaşınca, "Gerçeği onayladık" derler; baş başa kaldıklarında ise "Efendiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH’ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz" derler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, «Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah’ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?» derlerdi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlar müminler ile karşılaştıklarında «inandık» derler. Fakat birbirleri ile başbaşa kaldıkları zaman «Rabbiniz katında aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladıklarını onlara anlatıyorsunuz? Bunun yanlış olduğuna aklınız ermiyor mu?» derler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    İnananlarla karşılaştıklarında "inandık" derler; başbaşa kaldıklarında ise "Tanrı’nın size açıkladığını / açtığını (fetehallahu) rabbiniz katında size (karşı) delil olarak kullanmaları / delil getirmeleri (liyuhacciküm) için mi onlara anlatıyorsunuz / söylüyorsunuz (etuhaddisunehüm)? Akletmez misiniz?" derler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Îmân edenlerle karşılaştıklarında: "Îmân ettik" derler. Fakat başbaşa kaldıklarında: "Allah’ın size açtığı şeyleri, Rabbinizin huzurunda size karşı onunla delil getirsinler diye mi onlara haber veriyorsunuz? Hala akıl etmiyor musunuz?" derler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Yahudi münafıklar) îman edenlere kavuşdukları zaman «İnandık» derler. Birbirine (dönüb) halvet oldukları vakit ise (aralarındaki ileri gelenler, münafıklık eden arkadaşlarına) : «Allahın size açdığı şey’i (Resûlüllahın sıfatlarına ve sâireye dâir Tevratda öğretdiklerini) mü’minler onunla Rabbiniz katında (aleyhinizde) kuvvetli delîl getirsinler diye mi onlara söyleyib duruyorsunuz? Buna aklınız ermiyor mu?» derler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Îmân edenlerle karşılaştıkları zaman: `(Biz de) îmân ettik!` derler. Birbirleriyle baş başa kalınca da (reisleri onlara): `Allah`ın size (Tevrât`ta) açıkladığı (Muhammed`in sıfatları)nı, Rabbinizin huzûrunda size karşı onunla delil getirsinler diye mi onlara (o mü`minlere) anlatıyorsunuz? Hiç akıl erdirmez misiniz?` dediler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Mü’minlerle karşılaştıkları zaman, inandık derlerdi, birbirleriyle baş başa kaldıklarında, Rabbınızın katında, aleyhinde delil göstersinler diye mi Allah’ın size açıkladığını onlara anlatıyorsunuz, buna aklınız ermiyormu? diye birbirlerini uyarırlardı.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    İman edenlerle karşılaştıkları zaman, bizde iman ettik derler. Kendileri gibilerle baş başa kaldıklarında "Rabbinizin yanında sizinle çekişsinler diye, Allah’ın size açıkladığı konuları, onlara haber mi veriyorsunuz? Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz ?" derler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlar, âmenû olanlarla (Allah’a ulaşmayı dileyenlerle) karşılaştıkları (mülâki oldukları) zaman "Âmenû olduk." dediler. Yalnız kaldıkları zaman onlardan bazıları bazılarına: "Allah’ın size açıkladığı şeyleri (Resûlallah’a ait evsafı) onlara (mü’minlere) Rabbinizin katında size karşı hüccet (delil) göstersinler diye mi açıklıyorsunuz? Hâlâ akıl etmiyor musunuz?" dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İman ettik" derler. Birbirleriyle yalnız kaldıklarında, "Rabbinizin katında size karşı delil göstersinler diye mi Allah’ın size açıkladığını onlara söylüyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?" derler.);

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Nitekim, imana ermiş olanlarla buluştuklarında, "(Sizin inandığınız gibi) inanıyoruz!" derler; ama birbirleriyle baş başa kaldıklarında, "Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? derler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Onlar, iman edenlerle buluştuklarında "iman ettik" derler, birbirleriyle baş başa kaldıklarındaysa (akıl hocaları, "iman ettik" diyenlere) "Rabbinizin katında size karşı bir koz olarak kullansınlar diye mi Allah`ın size açtığı şeyi onlara haber veriyorsunuz? Bu kadarını düşünemiyor musunuz?" derler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Onlar, mü’minlere mülâki oldukları zaman, «Biz de imân ettik,» derler. Ve bunların bazıları diğer bazıları ile tenha kalınca da derler ki: «Allah’ın size açtığını o müslümanlara haber verir misiniz, ki onunla Rabbiniz nezdinde size karşı hüccet ikame etsinler. Sizin buna aklınız ermiyor mu?»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    (Yahudi münafıklar) müminlerle karşılaştıkları zaman: "Biz de iman ettik. " derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında ise: "Allah’ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinizde kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz? Bunları hiç düşünemiyor musunuz?" derler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onlar/o münafıklar inananlarla karşılaşınca; "İnandık" derler ve birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin katında/huzurunda size karşı delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah’ın size bildirdiğini onlara söylüyorsunuz? Bunu aklınız almıyor mu?"

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlar müminler ile karşılaştıklarında «inandık» derler. Fakat birbirleri ile başbaşa kaldıkları zaman «Rabbiniz katında aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladıklarını onlara anlatıyorsunuz? Bunun yanlış olduğuna aklınız ermiyor mu?» derler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında «Biz de iman ettik» derler. Kendi aralarında kaldıklarında ise: «Ne yapıyorsunuz? derler, Rabbinizin huzurunda aleyhinize hüccet edinsinler diye mi tutup Allah’ın size açtığı gerçeği onlara söylüyorsunuz? Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?»

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    İnananlara rastladıkları zaman: "İnandık" derler; birbirleriyle yalnız kaldıkları zaman: "Allâh’ın size açtığını onlara söylüyorsunuz ki, onu Rabbiniz katında sizin aleyhinizde delil olarak mı kullansınlar? Aklınızı kullanmıyor musunuz?" derler.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    İnananlarla karşılaştıkları zaman "inandık" derler, birbirleriyle yalnız kaldıklarında: - Rabbiniz’in yanında size karşı delil getirsinler diye mi, Allah’ın size açıkladığını onlara anlatıp duruyorsunuz? Bunu akıl etmiyor musunuz? derlerdi.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    İman edenlerle karşılaştıklarında «iman ettik» derler; birbiriyle kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: «Allah’ın size açtık (açıkladık) larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla söyleşiyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık" derler. Baş başa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah’ın size açtığını, Rabb’iniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?"

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Behold! when they meet the men of Faith, they say: "We believe": But when they meet each other in private, they say: "Shall you tell them what Allah hath revealed to you, that they may engage you in argument about it before your Lord?"- Do ye not understand (their aim)?