قُلْ إِنَّمَا أُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِ ۚ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاءَ إِذَا مَا يُنْذَرُونَ
Kul innema ünziruküm bil vahyi ve la yesmeus summüd düae iza ma yünzerun
Kelime
Anlamı
Kökü
قُلْ
de ki
إِنَّمَا
ben ancak
أُنْذِرُكُمْ
sizi uyarıyorum
بِالْوَحْيِ
vahiyle
وَلَا
ama
يَسْمَعُ
işitmez(ler)
الصُّمُّ
sağır(lar)
الدُّعَاءَ
çağırıyı
إِذَا
zaman
مَا
يُنْذَرُونَ
uyarıldıkları

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    De ki: Ben sizi vahiyle korkutup duruyorum ancak, fakat sağırlar, korkutuldukları zaman da kendilerini dâvet edenin sözünü duymazlar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Ben yalnızca, vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Fakat sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman, kendilerini ikaz edenin sözünü duymazlar.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    De ki: "Ben sizi sadece vahiy ile uyarıyorum"... (Ne var ki) sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı duymazlar.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    De ki: "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp-korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Ey Rasûlüm, kâfirlere) de ki: "- Ben sizi ancak vahy ile (Kur’an’la) korkutuyorum." Amma onlar ne kadar korkutulsalar (faydası yok, çünkü) sağırlar daveti işitmezler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.” Fakat manen sağır olanlar, uyarıldıkları zaman, bu çağrıyı duymazlar.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    De ki: «Ben ancak sizi vahy ile uyariyorum» Uyarildiklari zaman, sagirlar cagriyi duymazlar.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Ama ne kadar uyarılsalar da sağırlar uyarı davetini işitmezler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    De ki: “Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarılsalar da çağrıyı işitmezler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    De ki: "Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum." Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    "Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum" de. Ne var ki, sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmez.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    De ki: «Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyarıyorum,» uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıyı duymazlar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    De ki; «Ben vahyin mesajına dayanarak sizi uyarıyorum.» Fakat sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitemezler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    De ki: "Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    De ki: «Ben ancak vahy ile sizin başınıza gelecek tehlikeleri haber veriyorum». (Fakat) sağırlar inzâr (ve tehdîd) edilecekleri zaman duymazlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    De ki: `Sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağırlar, korkutulmakta oldukları zaman çağrıyı işitmez!`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Deki "Ben sizi bu vahy ile uyarıyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıkları zaman bu çağrıyı işitmezler. "

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    De ki: "Ben, sizi sadece vahiy ile uyarıyorum." Ve sağırlar, uyarıldıkları zaman (uyarıldıkları) şeye daveti işitmezler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    De ki: "Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    De ki: "Ben yalnızca vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Ne var ki, (kalbi) sağır olan kimseler bu çağrıyı işitmeyecek(ler)dir, defalarca uyarılsalar da.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Ey Muhammed!) "Ben sizi sadece vahiyle uyarıyorum!" de. Ama, ne kadar uyarılsalar da (kalbi) sağır olanlar bu çağrıyı işitmeyecekler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    De ki: «Ben sizi ancak vahy ile korkutuyorum. Sağır olanlar ise korkutuldukları zaman dâveti işitmezler.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! De ki: "Ben sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağır olanlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum," ama sağırlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmiyorlar.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    De ki; «Ben vahyin mesajına dayanarak sizi uyarıyorum.» Fakat sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitemezler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    De ki: "Ben Sizi sadece vahiyle uyarıyorum. Fakat belli ki sağırlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duyamazlar."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    De ki: "Ben ancak sizi vahiyle uyarıyorum. Ama sağır(lar) uyarıldıkları zaman çağırıyı işitmez(ler)."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    De ki: -Sizi ancak vahiy ile uyarıyorum. Uyarıldıkları zaman ancak sağırlar çağrıyı işitmez.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    De ki: «Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Say, "I do but warn you according to revelation": But the deaf will not hear the call, (even) when they are warned!