1. İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Peygamber, onlara dedi ki: "Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Onlar, "Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka başka toplumlar meydana getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Onlara, "Kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. Çünkü sorulacaksınız" denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "Eyvah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da beynini parçalar. Bir de bakarsın yok olup gitmiş. Allah’a karşı yakıştırdığınız nitelemelerden ötürü yazıklar olsun size! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur. O’nun katındakiler, ne O’na ibadetten çekinir (ve büyüklenir) ne de yorgunluk (ve bıkkınlık) duyarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Hiç ara vermeksizin gece gündüz tespih ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Yoksa yerden, ölüleri diriltebilecek birtakım ilâhlar mı edindiler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. O, yaptığından dolayı sorgulanamaz fakat onlar sorgulanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: "Haydi getirin delilinizi! İşte benimle beraber olanların kitabı ve işte benden öncekilerin kitabı (Hiçbirinde birden fazla ilâh olduğuna dair hiçbir delil yok). Şüphesiz çokları hakkı bilmezler de bu sebeple yüz çevirirler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlere, "Şüphesiz, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyse bana ibadet edin" diye vahyetmişizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (Böyle iken) "Rahmân, çocuk edindi" dediler. O, böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler ikrama erdirilmiş kullardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Onlar Allah’tan önce söz söylemezler ve hep O’nun emriyle iş görürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O’nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O’nun korkusuyla titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. İçlerinden her kim, "Allah’tan başka ben de şüphesiz bir ilâhım" derse, böylesini cehennemle cezalandırırız. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah’ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Biz, senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. İnkâr edenler seni gördükleri zaman ancak alaya alırlar. "Bu mu ilâhlarınızı diline dolayan?" derler. Hâlbuki kendileri Rahmân’ın kitabını inkâr ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. İnsan çok aceleci (tez canlı) yaratılmıştır. Size yakında âyetlerimi göstereceğim. Şimdi acele etmeyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Bir de "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Andolsun, senden önce de birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alaya aldıkları şey kuşatıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. (Ey Muhammed!) De ki: "(Size azab edecek olsa) gece ve gündüz Rahmân’ın azabından sizi kim koruyacak?" Öyle iken onlar Rablerinin zikrinden yüz çevirmekteler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yoksa bizim dışımızda onları koruyacak ilâhları mı var? O ilâh edindikleri nesneler kendilerine bile yardım edemezler. Zaten onlar bizden de yardım görmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama, artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O hâlde, onlar mı galip gelecekler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. De ki: "Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum." Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Andolsun, onlara Rabbinin azabından hafif bir esinti dokunsa, muhakkak "Eyvah bize! Gerçekten biz zalim kimselerdik" diyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Andolsun, biz Mûsâ ile Hârûn’a, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için o Furkân’ı (Tevrat’ı) bir ışık ve öğüt olarak verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Onlar, görmedikleri hâlde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Hani o, babasına ve kavmine, "Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. "Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. İbrahim, "Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. "Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen bizimle eğleniyor musun?" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. İbrahim, dedi ki: "Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Allah’a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Onlar, "Kim yaptı bunu tanrılarımıza! Muhakkak o zalimlerden biridir" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. (İçlerinden bazıları), "İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. (Bir kısmı da) "O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (İbrahim gelince) "Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ey İbrahim" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Dedi ki: "Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Bunun üzerine birbirlerine dönüp, "Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, "Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. İbrahim, şöyle dedi: "Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. "Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (İçlerinden bazıları), "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. "Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol" dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Onu Lût ile beraber kurtarıp, içinde âlemler için bereketler kıldığımız yere ulaştırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Ona İshak’ı ve ayrıca da Yakub’u bağışladık ve her birini salih kimseler yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Onu rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, gerçekten salih kimselerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. (Ey Muhammed!) Nûh’u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Âyetlerimizi yalanlayanlara karşı ona yardım etmiştik. Şüphesiz onlar kötü bir toplumdu. Bu yüzden biz de onları topyekûn suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Dâvûd ile Süleyman’ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şahit olmuştuk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Biz hüküm vermeyi Süleyman’a kavratmıştık. Zaten her birine hükümranlık ve ilim vermiştik. Dâvûd ile birlikte, Allah’ı tespih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan biz idik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz, her şeyi hakkıyla bileniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine, "Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Onları da rahmetimizin içine soktuk. Şüphesiz onlar salih kimselerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, "Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın" diye dua etmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Irzını korumuş olan kadını da (Meryem’i de) hatırla. Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Şüphesiz bu (İslâm), tek ümmet (din) olarak sizin ümmetiniz (dininiz)dir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. (İnsanlar) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Hepsi de ancak bize dönecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Şu hâlde, kim mü’min olarak bir salih amel işlerse, çalışması asla inkâr edilmez. Şüphesiz biz onu yazmaktayız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Helâk ettiğimiz bir memleket halkının bize dönmemeleri imkânsızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır. "Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Hiç şüphesiz siz ve Allah’tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Eğer onlar ilâh olsalardı oraya varmazlardı. Hâlbuki hepsi orada ebedî kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Onların orada derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey işitmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. En büyük korku bile onları tasalandırmaz ve melekler onları, "İşte bu, size vaad edilen (mutlu) gününüzdür" diyerek karşılarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. De ki: "Bana ancak, ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. Artık müslüman oluyor musunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "(Bana emrolunanı, ayırım yapmadan) size eşit olarak bildirdim. Tehdit edildiğiniz şey yakın mı yoksa uzak mı, bilmiyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. "Şüphesiz, Allah sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediğinizi de bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "Bilmem! Belki bu (mühlet) sizin için bir imtihan ve bir vakte kadar yararlanmadır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. (Peygamber), "Ey Rabbim! Hak ile hüküm ver. Bizim Rabbimiz, sizin nitelemelerinize karşı yardımı istenecek olan Rahmân’dır" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster