1. İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme (böylece) niyetli olanlar (birbirlerine şunu söylerken) gerçek düşüncelerini saklıyorlar: "(Peygamber olduğunu söyleyen) bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. De ki: "Benim Rabbim gökte ve yerde konuşulan her sözü bilir; her şeyi işiten ve her şeyin aslını bilen O’dur". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. "Yoo", diyorlar, "(Muhammed’in bu söyledikleri) karmakarışık rüyalardan ibaret!" "Yok yok, bütün bunları kendisi uyduruyor!" "Hayır, o sadece bir şairdir!" "Peki, madem öyle, önceki (peygamberlerin mucizelerle) gönderildiği gibi o da bize bir mucize getirse ya!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Geçmişte helak ettiğimiz toplumlardan hiç biri (kendilerine gönderilen peygamberlere) inanmamışlardı; şimdi, bunlar mı inanacak? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Biz senden önce de (ey Muhammed,) kendilerine vahiy indirilen (ölümlü) adamlardan başkasını (elçi olarak) göndermedik; bunun içindir ki, (o inkarcılara de ki:) "Eğer kendiniz bilmiyorsanız, önceki kitapları okuyup izleyen kimselere sorun". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (Göreceksiniz ki,) Biz o’nları yiyip içmeye ihtiyaç duymayan bir yapıda yaratmamıştık; o’nlar ölümsüz de değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Sonuç olarak, Biz onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik ve bunun için kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık; ama kendi kendilerini ziyan edenleri ise yok ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. (Ey İnsanlar!) Gerçek şu ki, Biz size, akılda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahi bir mesaj indirdik: hala aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Hem (bilmiyor musunuz ki) Biz, zulümde ısrar eden nice toplumları kırıp geçirdik de onların yerine başka toplumlar meydana getirdik! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (Ama sanki kendilerine:) "Kaçmaya kalkışmayın; bolluk ve keyif içinde sizi şımartan şeylere, evlerinize yurtlarınıza dönün, ki belki (yapıp ettiklerinizden ötürü) sorguya çekileceksiniz!" (denmiş gibi, kaybettiklerini anlarlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve yalnızca: "Vah bize!" diye yanıp yakınırlardı, "Doğrusu, gerçekten zalim kimselerdik biz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini biçilmiş bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Bir de, (şunu bilin ki,) gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan hiçbir şeyi bir oyun, bir eğlence olarak yaratmadık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. (çünkü,) eğer bir oyun, bir eğlence edinmek dileseydik, bunu herhalde kendi katımızdan edinirdik; ama hiç böyle bir şeyi diler miyiz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Tersine, Biz (gerçek bir yaratma eylemiyle) hakkı batılın başına çarparız da bu onu paramparça eder ve böylece beriki yok olur gider. O halde, (Allah’a) yakıştırdığınız şeylerden ötürü yazıklar olsun size! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Çünkü, göklerde ve yerde var olan her şey O’nundur; O’nun yanında yer alanlar O’na kulluk etmekte asla ne kibre kapılırlar ne de usanç duyarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Gece gündüz, bıkmadan yorulmadan O’nun sınırsız kudret ve yüceliğini anıp dururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Yine de bazı insanlar, birtakım dünyevi varlıkları, bunların (ölüleri) diriltebileceği yanılgısı içinde, tanrı ediniyorlar; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. oysa, (anlamıyorlar ki,) göklerde ve yerde Allah’tan başka tanrılar olsaydı, bu iki alem de kargaşalık içinde yıkılıp giderdi! Bunun içindir ki, O mutlak hükümranlık tahtının Efendisi, O sınırsız kudret ve yücelik sahibi Allah, insanların tanımlama ve tasvir yoluyla kendisine yakıştırdığı her şeyin ötesinde, her şeyin üstündedir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. O edip eylediği şeylerden ötürü sorguya çekilemez; ama onlar (mutlaka) sorgulanacaklar: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. (hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O’nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de davanızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahi öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Oysa, Biz senden önce de peygamberleri yalnızca: "Benden başka tanrı yok, öyleyse (yalnızca) Bana kulluk edin!" diye vahyederek gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Yine de, bazıları kalkıp: "Rahman kendine bir oğul edinmiştir!" diyor. O yüceler yücesi (ölümlülere özgü bu tür eksiklerden) mutlak anlamda uzaktır! Hayır, (Allah’ın "soyundan" gelmiş gözüyle baktıkları o kimseler) yalnızca Allah’ın seçkin kullarıdır: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Sözkonusu kimseler, O kendileriyle konuşmadan asla konuşmazlar; ve ancak O’nun buyruğuyla edip eylerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli tutulan şeyleri de bilir; bunun içindir ki, onlar, O’nun (zaten) hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; çünkü (herkesten önce) onların kendileri O’nun korkusuyla titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Ve eğer onlardan biri: "O’nun gibi ben de bir tanrıyım" diyecek olsaydı mutlaka onu cehennemle cezalandırırdık: (çünkü) zalimleri biz böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Peki, hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, göklerin ve yerin (başlangıçta) bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hala inanmayacaklar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Ve (görmüyorlar mı ki,) onları sarsmasın diye arz üzerine sapasağlam dağlar yerleştirdik; ve kolayca yollarını bulabilsinler diye orada vadiler açtık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. ve göğü güvenli bir kubbe, bir çatı olarak yükselttik? Ve yine de onlar (yaratılışın) bu açık işaretlerine inatla sırt çeviriyor, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. ve (görmüyorlar ki,) geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı -hepsi de uzayda dolaşan (o gök cisimlerini)- yaratan O’dur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. (Ey peygamber, sana inanmayanlara hatırlat ki,) Biz senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik; ve imdi, sen ölürsen bunlar kendilerinin sonsuza kadar yaşayacaklarını mı sanıyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Her can ölümü tadacaktır; ne var ki, (hayatın) iyi ve kötü (tezahürleriyle) karşı karşıya getirerek sınıyoruz sizi; ve sonunda hepiniz Bize döneceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Ama hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar ne zaman seni gözönüne alsalar, (birbirlerine:) "Bu mu sizin tanrılarınızı diline dolayan?" (diyerek) seni alaya almaktan başka bir şey yapmazlar. Ve Rahman’dan her söz edişlerinde hakkı örtbas etmeye kalkışanlar da yine böyleleridir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. İnsan tezcanlı bir yaratıktır; (fakat yakında) mesajlarımı(n işaret ettiği gerçeği) size göstereceğim; şimdi (bunu) Benden acele istemeyin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Ama (mesajlarımı ciddiye almayanlar:) "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, (cevap verin, ey inananlar), (Allah’ın nihai yargısı konusunda ileri sürdüğünüz) söz ne zaman gerçekleşecek?" diye sorup duruyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları, kimseden bir yardım bulamayacakları o günü keşke bilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Yoo, (o Son Saat) apansız gelip çatacak ve onları şaşkına çevirecek; öyle ki, ne onu geri çevirmeye güçleri yeter, ne de kendilerine soluk alacak zaman verilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. (Ey Muhammed,) senden önceki elçilerle de alay edilmişti ama ne var ki, onları küçümseyen kimseleri, sonunda, alay edip durdukları şeyin kendisi tepeleyiverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. De ki: "Gece ya da gündüz, sizi Rahman’a karşı kim koruyabilir?" Hayır hayır, onlar Rablerini hatırlatan mesajdan bütün bütün yüz çevirmiş kimselerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yoksa onlar, gerçekten, kendilerini Bizim elimizden kurtaracak tanrıları olduğunu mu (düşünüyorlar)? Onların bu (düzmece) tanrıları kendi kendilerini bile koruyacak durumda değiller; öyleyse, (onlara tapınanlara, onlara güvenenlere de) Bize karşı kimse arka çıkamayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Kaldı ki, Biz bunlara da, bunların atalarına da, ömürlerinin sonuna kadar, hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik; fakat bu insanlar, Bizim yeryüzüne -üzerindeki en iyi, en güzel şeyleri her gün biraz daha eksilterek- vaziyet ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen, yine de baskın çıkacaklar(ını umuyorlar) mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. De ki: "Ben yalnızca vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Ne var ki, (kalbi) sağır olan kimseler bu çağrıyı işitmeyecek(ler)dir, defalarca uyarılsalar da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Yine de, kendilerini Rabbinin azabından bir esinti yoklasa, hiç şüphe yok, hemen, "Vah bize!" derler, "Doğrusu, zalim kimselerdik biz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ve Kıyamet Günü (öyle) doğru, (öyle hassas) teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz; bir hardal tanesi kadar bile olsa, (iyi ya da kötü) her şeyi tartıya sokarız; hesap görücü olarak kimse Bizden ileri geçemez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Ve gerçek şu ki, Biz Musa ile Harun’a, Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler için doğruyu eğriden ayırmaya yarayan bir ölçü, ışık saçan bir kaynak ve bir uyarıcı, hatırlatıcı (olarak vahyimizi) bahşettik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat’in kaygısıyla titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Ve indirdiğimiz bu (mesaj da, öncekiler gibi) uyarıcı hatırlatıcı kutlu bir mesajdır; hal böyleyken yine de onu inkar mı edeceksiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ve gerçek şu ki, Biz (Musa’dan) çok önce İbrahim’e (de) sağduyu vermiştik; ve o’na (yön veren saiki) biliyorduk, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. babasına ve halkına (şöyle): "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. "Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" diye cevap verdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. (İbrahim:) "Doğrusu, siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindeymişsiniz!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. "Sen (bu sözle) karşımıza çıkarken tamamen ciddi misin yoksa o şakacı insanlardan biri misin?" diye sordular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. (İbrahim:) "Yoo!" dedi, "Ama sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir; yani, onları O yoktan var edip düzene sokmuştur: ve ben de bu gerçeğe tanıklık edenlerden biriyim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ve (içinden:) "Allah’a yemin olsun, siz arkanızı dönüp uzaklaşır uzaklaşmaz putlarınızı yere sereceğim!" diye ekledi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Ve en büyükleri dışında (putların) hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Dönüp de olanları görünce:) "Kim yaptı bunu tanrılarımıza?" diye sordular, "Her kimse, o’nun çok zalim biri olduğundan kuşku yok!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. İçlerinden bazıları: "İbrahim denen bir gencin o (tanrı)ları diline doladığını işitmiştik" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. (Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (İbrahim onların yanına getirilince, o’na) "Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın, ey İbrahim?" diye sordular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (İbrahim:) "Bu işi, belli ki, şu yapmıştır, putların en irisi yani: ama en iyisi, siz kendiniz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Bunun üzerine birbirlerine dönüp: "Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Ama çok geçmeden yine eski düşünce tarzlarına döndüler ve (İbrahim’e:) "Bu (put)ların konuşamadıklarını kendin de pekala biliyorsun!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (İbrahim:) "O halde" dedi, "Allah’ı bırakıp da, size hiçbir şekilde ne yararı ne de zararı dokunmayan şeylere mi tapınıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Yazıklar olsun size de, Allah yerine tapınıp durduğunuz bütün bu nesnelere de! Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. "Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o’nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. (Ne var ki) Biz "Ey ateş, serin ol, İbrahim’e dokunma!" dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Bu arada onlar İbrahim’e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. ve o’nu da, (kardeşinin oğlu) Lut’u da, gelecek bütün çağlar için kutlu kıldığımız bir beldeye ulaştırarak kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Ve o’na ayrıca İshak’ı ve (İshak’ın oğlu) Yakub’u armağan ettik, ve onların hepsinin dürüst ve erdemli insanlar olmalarını sağladık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. ve onları buyruklarımız doğrultusunda (başkalarına) yol gösteren önderler yaptık; çünkü onlara iyi ve yararlı işler yapmayı, salat konusunda duyarlı ve devamlı olmayı, arınmak için verilmesi gereken şeyi vermeyi vahyettik; böylece onlar hep Bize kulluk ettiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Ve Lut’a da (doğru ile eğrinin seçiminde) sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik; ve o’nu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumun elinden kurtardık. (Bu toplumu ise yok ettik, çünkü) gerçekten günaha gömülüp gitmiş yoz bir toplumdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Ve (Lut’u) rahmetimizle kuşattık: çünkü o gerçekten dürüst ve erdemli kimselerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Ve Nuh(u da hatırla); hani, o (İbrahim ve Lut’tan) çok önce (Bize) yakarmıştı ve Biz de o’nun (bu yakarışına) cevap vermiş, o’nu ve o’nunla beraber olanları büyük bir felaketten kurtarmıştık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Onu, ayetlerimizi yalanlayan bir topluma karşı korumuştuk; gerçekten de günaha gömülüp gitmiş bir toplumdu onlar ve bu yüzden Biz de onların hepsini boğuverdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Ve Davud ile Süleyman(ı da an): Hani bu ikisi, bir topluluğa ait koyun sürüsünün geceleyin girip otladığı bir ekin hakkında hüküm vereceklerdi ve Biz de o’nların bu hükümlerine tanık idik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. ve bu olayda Süleyman’ın dava konusunu (daha derinden) anlamasını sağladık; bununla birlikte, Biz her ikisine de sağlam bir muhakeme gücü ve ilim bahşetmiştik. Bizim sınırsız kudret ve yüceliğimizi anarken, dağı taşı ve kuşları Davud’un çağrısına boyun eğdirdik; ve Biz (dilediğimiz her şeyi) yapabilme kudretine sahibiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ve sizin için o’na, sizi her türlü korkuya karşı (Allah’a karşı sorumluluk bilinci giysisiyle) zırhlandıracak (üstün) bir korunma sanatı öğrettik; peki, (bütün bunlar için) şükrediyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Kutlu ülkeye doğru o’nun buyruğuyla esip gitsin diye o zorlu rüzgarı Süleyman’ın buyruğuna (Biz verdik); çünkü her şeyin aslını bilen Biziz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Baş eğmeyen güçlerden (de o’nun buyruğuna verdiklerimiz vardı ki) bunlar o’nun için dalgıçlık ve (bu türden) başka işler yaparlardı. Bu güçleri de gözetim altında tutan yine Bizdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ve Eyyub’u (da an ki) o: "Ey Rabbim, dert beni buldu; ama Sen merhametlilerin en merhametlisisin!" diye yakarmıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Bunun üzerine, o(nun bu yakarışı)na karşılık verdik ve o’nu çektiği dertten kurtardık; ayrıca, o’na katımızdan bir rahmet ve Bize kulluk edenlere bir ders olmak üzere, sayılarını bir kat artırarak yeni bir zürriyyet verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Ve İsmail ile İdris(i) ve (o’nlar gibi) kendisini andla (Allah’a) bağlayan herkesi (an ki): o’nların hepsi darlığa göğüs geren kimselerdi, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Ve bu yüzden o’nları(n hepsini) rahmetimizle kuşatmıştık; gerçekten de onlar dürüst ve erdemli kimselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Bunun üzerine, Biz de onun bu yakarışına karşılık vermiş ve onu düştüğü bunalımdan, sıkıntıdan kurtarmıştık. İnananları Biz işte böyle kurtarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Ve Zekeriya(yı da an ki o’nu da böyle kurtarmıştık;) hani, o da Rabbine seslenerek: "Ey Rabbim!" demişti, "Beni çocuksuz bırakma; fakat, (beni varissiz bıraksan bile, biliyorum ki) herkes göçüp gittikten sonra kalıcı olan biricik varlık Sensin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ve bunun üzerine o(nun bu yakarışı)na da karşılık verdik ve karısını onun için çocuk doğurabilecek hale getirerek ona Yahya’yı armağan ettik; doğrusu bu üç kişi iyi ve yararlı işlerde birbiriyle yarışır ve Bize korku ve umutla yakarırlar; Bize karşı her zaman saygı ve duyarlık gösterirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Ve o iffetini koruyan (kadın)ı da (an) ki, Biz ona ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu bütün insanlar için (rahmetimizin) bir simgesi kılmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Siz ey inananlar,) gerçek şu ki, bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir: çünkü hepinizin Rabbi Benim; öyleyse (yalnızca) Bana kulluk edin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Ama insanlar aralarındaki bu birliği paramparça ettiler; (hem de) sonunda topluca Bize dönecekler(ini unutarak). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Yine de her kim, hem inanmış, hem de dürüst ve erdemli davranışlardan (bir şeyler) ortaya koymuşsa, onun bu çabası asla ziyan edilmeyecektir; çünkü, hiç kuşkusuz Biz bunu onun lehine kaydetmekteyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Bu bakımdan, yok etmeye karar verdiğimiz herhangi bir toplumun, (tuttuğu günahkarca yoldan) bir daha geri dönmesi asla mümkün değildir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Ta ki, Yecüc ve Mecüc’ün (dünyaya) salınıp, (yeryüzünün) her köşe(sin)den boşalacakları zamana kadar, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. (ki o zaman) başa gelmesi kaçınılmaz olan (kıyamet) söz(ün)ün gerçekleşmesi de yaklaşmış olacaktır. O zaman ki, hakkı inkara şartlanmış olan kimselerin gözleri yerinden oynayacak ve (birbirlerine:) "Vah bize!" (diye yakınacaklar), "Bu (kıyamet sözüne) karşı hep umursamazlık gösterdik! Çünkü, zulüm ve kötülük yap(maya eğilimli ol)an kimselerdik!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. (O gün onlara:) "Gerçek şu ki, siz ve Allah’ın yerine tapınıp durduğunuz bütün o (düzmece) şeyler cehennemin yakıtısınız: varacağınız yer orasıdır" denecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Eğer (o tapınıp durduğunuz düzmece nesneler) gerçekten tanrı olsalardı, kuşkusuz, oraya girmezlerdi; ama (işte gördüğünüz gibi,) hepiniz orada yerleşip temelli kalacaksınız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Orada onların payına ah edip inlemek düşecek; ve orada (başka) bir şey işitmeyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. (Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. onlar (cehennemin) soluğunu (bile) işitmeyecekler ve canlarının arzu edegeldiği şeyler arasında sonsuza kadar yaşayıp gidecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. (Kıyamet Günü’nün uyandıracağı) o benzeri olmayan büyük korku bile onları kaygılandırmayacak; çünkü melekler böylelerini "Size söz verilen (mutlu) Gün işte bu Gün’dür!" sözleriyle karşılayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. O Gün gökleri sayfaları dürer gibi düreceğiz; (ve) alemi ilk kez nasıl yarattıysak onu yeniden yine öyle yaratacağız; gerçekleştirilmesini kendi üzerimize aldığımız bir sözdür bu: şüphesiz, Biz (her şeyi) yapabilecek güçteyiz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ve gerçek şu ki, (insanı) uyarıp öğüt verdikten sonra hikmetlerle dolu bütün ilahi kitaplarda yeryüzüne dürüst ve erdemli kullarımın varis olacağını kaydettik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Şüphesiz, bunda (gerçekten) Allah’a kulluk eden kimseler için bir mesaj vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Ve (bunun içindir ki, ey Peygamber!) Biz seni yalnızca, bütün alemlere rahmetimiz(in bir işareti) olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. De ki: "Bana yalnızca, tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyedildi; o halde artık O’na boyun eğecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ama eğer (bu gerçeğe) yüz çevirirlerse de ki: "Ben bu gerçeği hepinize aynı şekilde duyurdum; ama artık, size vaad edilen (Hesap Günü’nün) yakın mı, uzak mı olduğunu ben bilemem". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. "Doğrusu O, sözün açığa vurulanını da bilir, örtüp gizlediklerinizi de bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Ve (bana gelince, Hesap Günü’ndeki) bu (gecikmenin) sizin için bir sınama mı, yoksa bir süreye kadar (merhameten yapılmış) bir erteleme mi olduğunu ben bilemem." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. De ki: "Ey Rabbim! (Aramızda) hakça hüküm ver!" Yine (de ki "Rabbimiz Rahmân, sizin (O’na ilişkin) tüm tanımlama gayretlerinize karşı yardımına başvurulabilecek yegane (Hakim)dir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster