سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا ۚ يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ ۚ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ لَكُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا ۚ بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
Se yekulü lekel mühallefune minel a’rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi şey’en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta’melune habıra
Kelime
Anlamı
Kökü
سَيَقُولُ
diyecekler ki
لَكَ
sana
الْمُخَلَّفُونَ
geri bırakılanlar
مِنَ
-dan
الْأَعْرَابِ
Araplar-
شَغَلَتْنَا
bizi alıkoydu
أَمْوَالُنَا
mallarımız
وَأَهْلُونَا
ve çocuklarımız
فَاسْتَغْفِرْ
mağfiret dile
لَنَا
bizim için
يَقُولُونَ
onlar söylüyorlar
بِأَلْسِنَتِهِمْ
dilleriyle
مَا
bir şeyi
لَيْسَ
olmayan
فِي
قُلُوبِهِمْ
kalblerinde
قُلْ
de ki
فَمَنْ
kim?
يَمْلِكُ
engel olabilir
لَكُمْ
sizin için
مِنَ
karşı
اللَّهِ
Allah’a
شَيْئًا
herhangi bir şeyle
إِنْ
eğer
أَرَادَ
istese
بِكُمْ
size
ضَرًّا
bir zarar vermek
أَوْ
yahut
أَرَادَ
istese
بِكُمْ
size
نَفْعًا
bir yarar vermek
بَلْ
hayır
كَانَ
اللَّهُ
Allah
بِمَا
olduklarınızı
تَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)
خَبِيرًا
haber almaktadır

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bedevilerden geri kalanlar, diyecekler ki sana: Bizi mallarımız ve çoluğumuz çocuğumuz oyaladı, artık sen, yarlıganma dile bize; gönüllerinde olmayanı dilleriyle söylerler; de ki: Gerçekten de size bir zarar eriştirmek isterse, yahut bir fayda vermek dilerse Allah’tan, herhangi bir sûretle ona âit birşeyi kim giderebilir? Hayır; Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Allah size bir zarar vermek veya yarar sağlamak istese, kim Allah’ın istediği birşeyi geri çevirebilir. Hayır, kimse çeviremez. Allah yapmakta olduğunuz herşeyden tamamiyle haberdardır."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O’na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bedevîlerden geri bırakılanlar: "Bizi mallarımız ve çoluk çocuğumuz meşgûl etti; bizim için mağfiret dile" diyecekler... Onlar gerçekte, öyle düşünmediklerini dillendiriyorlar! De ki: "Sizde bir zarar açığa çıkarmayı irade ederse ya da sizde bir fayda oluşturmayı irade ederse; kim Allâh’ın istediğine karşı koyabilir?"... Hayır, Allâh yaptıklarınızdan (yaratanı olarak) haberdardır.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Allah eğer size bir zarar dilerse veya bir yarar dilerse O’na karşı sizin için kim ne yapabilir? Hayır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Henüz iman kalblerinde yerleşmemiş olduğundan Hudeybiye seferinden) geri kalan bazı Bedevî’ler sana şöyle diyeceklerdir: "- Mallarımız ve ailelerimiz bizi, (seninle Hudeybiye seferine çıkmaktan) alıkoydu. Onun için bize mağfiret dile." Onlar, kalblerinde olmıyan şeyi ağızlarıyla söyliyecekler. (Ey Rasûlüm, sen onlara) de ki:"- Eğer Allah size bir zarar dilerse, yahud size bir fayda dilerse, artık onun dilemesinden sizi kim koruyabilir? Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızdan haberdar bulunuyor.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Allah size bir zarar vermeyi dilerse, yahut bir fayda murat ederse, onun sizin için dilediğine kim engel olabilir? Doğrusu şu ki, Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Bedevilerin savastan geri kalmis olanlari, sana: «Bizi mallarimiz ve ailelerimiz alikoydu. Allah’tan bizim bagislanmamizi dile» diyecekler. Dilleriyle, gonullerinde bulunmayani soylerler; de ki: «Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut bir fayda elde etmenizi dilerse, O’na karsi kimin gucu bir seye yeter? Kaldi ki, Allah yaptiklarinizdan haberdardir.»

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bedevilerden (savaşa katılmayıp) geri kalanlar ise, «bizi mallarımız ve ailemiz oyaladı. Bizim için bağışlanma dile..» diyecekler. Onlar kalblerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Eğer Allah sizi bir zarara uğratmayı dilerse veya size bir yarar sağlamak isterse, O’na karşı kim bir şey yapmaya güç bulabilir ? Elbette Allah yaptıklarınızdan haberlidir.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Hudeybiye Seferine katılmayan) bedeviler (göçebe Araplar) yakında sana: “Bizleri mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, onun için bize bağışlama dile!” diyecekler. Kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söyleyecekler. De ki: “Eğer Allah sizi bir zarara uğratmayı diler veya size bir yarar sağlamayı murad ederse Allah`a karşı kim bir şey yapabilir? (Her şeyden haberdar olan) Allah, sizin yaptıklarınızdan (gazaya katılmayışınızın gerçek sebebinden) de haberdardır.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O’na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Araplardan geride kalanlar, "Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile" diyeceklerdir. Onlar gönüllerinde olmayanı, dilleriyle söylerler. De ki: "Sizin için bir zarar veya yarar dilerse ALLAH’ın bu dileğine kim engel olabilir?" Oysa ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    yakında a’râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O’na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bedevilerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile». Onlar kalblerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: «Allah size bir zarar vermek dilemiş, yahut size bir fayda vermek istemiş olsa Allah’ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır hiç kimse engel olamaz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Bedevilerden geride bırakılanlar sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ehlimiz (ailelerimiz) meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Tanrı, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Tanrı’ya karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Tanrı yaptıklarınızı haber alandır."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bedevilerden geri bırakılanlar yakında sana «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Onun için bizim yarlığanmamızı isteyiver» diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan şey’i dilleriyle söylerler. Sen de ki: «Allah size bir zarar diler, yahud size bir fâide dilerse Allah (ın meşiyyetinden ve kazaasından) her hangi bir şeyle sizi kim men’edebilir? Hayır, Allah yapmakda olduğunuz her şeyden hakkıyle haberdârdır».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Bedevîlerden geri bırakılanlar, sana: `Bizi (bu sefere iştirâk etmekten) mallarımız ve âilelerimiz alıkoydu; bu yüzden bizim için (Allah`dan) mağfiret dile!` diyecektir. (Onlar)dilleriyle, kalblerinde olmayanı söylüyorlar. De ki: `Eğer (Allah) size bir zarar (dokundurmak)ister veya size bir fayda (vermek) dilerse, sizin için Allah`dan (gelecek) bir şeye (karşı, onu def` edecek bir güce) kim mâlik olabilir? Hayır! Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır.`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Bedevilerden geri bırakılanlar sana diyeceklerdir ki: Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile. Kalblerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: Allah, size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse; O’na karşı kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Araplardan geride kalanlar sana "Mallarımız ve ailemiz bizi oyaladı, bizi bağışla" diyenler var. Onlar kalplerinde olmayan şeyleri sana dilleriyle söylüyorlar. Onlara deki "Allah size bir zarar vermeyi dilerse veya size bir fayda vermeyi dilerse, Allah’ın bu yapacaklarına kim engel olabilir ki?" Hayır, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Araplardan muhallefunlar (geride kalanlar), sana: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi meşgul etti. Artık bizim için mağfiret dile." diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: "Eğer Allah, size bir zarar veya fayda dilerse, bu taktirde sizin için Allah’tan (gelen) bir şeye kim mani olabilir (fayda veya zararı önleyebilir)? Hayır (öyle değil), Allah yaptığınız şeylerden haberdardır."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Bedevilerden geride bırakılanlar sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar (bu durumda), kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: "Şimdi Allah size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Geride kalan bedeviler sana: "Mallarımız ve ailelerimiz(e bakma mecburiyeti) bizi (gelmekten) alıkoydu; öyleyse (ey Muhammed,) Allah’tan bizim için mağfiret dile!" diyecekler. (Böylece) onlar kalplerinde olmayan bir şeyi dile getiriyorlar. De ki: "Allah size bir zarar vermek veya yarar sağlamak isterse, kim Allah’ın istediği bir şeyi geri çevirebilir? Hayır, (kimse çeviremez) ama Allah yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Geride kalan bedeviler, "Mallarımız ve çocuklarımız bizi (sana katılmaktan) alıkoydu; artık Allah`tan bizim için af dile!" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayan şeyi dile getiriyorlar. De ki: "Peki, şayet Allah size bir zarar vermeyi veya bir yarar sağlamayı dilemiş olsa, O`nun sizin için takdir ettiği şeye kim engel olabilir? Elbette hiç kimse! Ki zaten Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Bedevilerden geri bırakılmış olanlar, sana diyeceklerdir ki, «Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, artık bizim için mağfiret dile.» Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: «Eğer sizin hakkınızda bir zarar dilerse veya sizin hakkınızda bir menfaat murad ederse artık sizin için Allah’tan bir şeye kim mâlik olabilir? Doğrusu Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bedevilerden geri kalmış olanlar yakında sana gelip: "Mallarımız ve âilelerimiz bizi alıkoydu (da gelemedik). Allah’tan bizim için bağışlanmamızı dile!" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleri ile söylerler. Resulüm! De ki: "Allah size bir zarar gelmesini isterse veya bir fayda elde etmenizi isterse, O’na karşı sizin için kim ne yapabilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Bedevilerin (savaştan) geri bırakılanları sana; "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «Allah size bir zarar vermek dilemiş, yahut size bir fayda vermek istemiş olsa Allah’ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır hiç kimse engel olamaz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (Hudeybiye seferine katılmayıp) kaçak durumda geri kalan bedevîler sana gelip: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim için Allah’tan af dile!" derler. Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan şeyler söylerler. De ki: Şimdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O’na karşı koyup engelleyebilir? Hayır! İş sizin iddia ettiğiniz gibi değil. Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gazaya katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdardır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Göçebe Araplardan geri bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve çocuklarımız bizi, (seninle beraber gelmekten) alıkoydu. Bizim için mağfiret dile." Onlar, dilleriyle kalblerinde olmayan bir şeyi söylüyorlar. De ki: "Allâh size bir zarar vermek istemiş, yahut size bir yarar vermek istemiş olsa Allâh’ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır, Allâh yaptıklarınızı haber almaktadır."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Geride kalan bedeviler, sana: -Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bizim için bağışlanma dile diyeceklerdir. Kalblerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: Eğer Allah, size bir zarar veya fayda vermek isterse kim sizin için bir şeye sahip olabilir? Oysa hayır, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: «Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.» Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: «Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah, yapmakta olduklarınızı haber alandır.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah’tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O’nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    The desert Arabs who lagged behind will say to thee: "We were engaged in (looking after) our flocks and herds, and our families: do thou then ask forgiveness for us." They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then has any power at all (to intervene) on your behalf with Allah, if His Will is to give you some loss or to give you some profit? But Allah is well acquainted with all that ye do.