1. Elif-Lam-Ra. (Bu) İlahi bir kitaptır ki, ayetleri her şeyden bütünüyle haberdar olan hikmet sahibi (Allah) tarafından kendi içlerinde açık ve anlaşılır kılınmış, birbirleriyle açıklanmış ve ayrıca birbirleriyle bağlantılı olarak etraflı biçimde dile getirilmiştir Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. ki, Allahtan başkasına kulluk etmeyesiniz. (Ey Peygamber, de ki:) "Bakın ben size Onun tarafından bir uyarıcı ve müjdeleyici (olarak) görevlendirildim: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Rabbinizden günahlarınız için bağışlanma dileyin ve sonra tevbe ve pişmanlık tavrı içinde Ona yönelin ki, O da sizi (bu dünya) hayatında (Onun belirlediği) bir süre doluncaya kadar güzel bir geçimle geçindirsin; ve (öte dünyada da) erdem sahibi herkese erdemliliğinin karşılığını (fazlasıyla) versin. Fakat eğer (doğru yoldan) dönerseniz, o zaman, doğrusu o zorlu Gün (gelip çattığında) azabın sizin başınıza gelmesinden korkarım! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Hepinizin dönüşü Allahadır; ve O her şeyi edip eylemeye yeten sınırsız bir kudrete sahiptir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Bakın hele, (kitabın doğruluğunu inkara şartlanmış olanlar) kendilerini Onun gözetiminden gizlemek için kalplerini (nasıl) kat kat örtülerle örtüyorlar. Bilin ki, (hakikati görmemek ya da duymamak için kat kat) giysiler içine girdikleri zaman (bile) O, onların gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bütünüyle bilmektedir; çünkü O, kalplerde olan hakkında mutlak ve eksiksiz bilgi sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ve yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allaha bağlı olmasın; ayrıca O, her canlının (yeryüzünde) yaşama süresini de, (ölümden sonra) yerleşip kalacağı yeri de bilmektedir: Bütün bunlar apaçık bir kitapta yer almış bulunmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Odur, gökleri ve yeri altı evrede yaratan; Ve (hayatı yarattığı sürece) Onun kudret ve tahtı suyun üstündeydi. (Allah size böylece Ona olan bağımlılığınızı hatırlatıyor) ki sizi sınayıp hanginizin eylem ve davranışça iyi olduğunu ortaya koysun. Şöyle ki: eğer (sen, ey Peygamber,) (insanlara:) "Unutmayın ki, ölümden sonra diriltileceksiniz!" desen, hakkı inkara şartlanmış olanlar hemen, "Açıkçası, bu büyüleyici bir vehimden başka bir şey değil!" diye karşılık verirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen (önceki lütfumuzu) nankörce unutup umutsuzluğa düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Yine, başına gelen bir darlıktan, sıkıntıdan sonra bir bolluk, bir genişlik tattıracak olsak hemen "Musibetler yakamı bıraktı!" diyerek, kendinden bilir, kurumlu boş bir sevince kaptırır kendini. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (İnsanların çoğu böyledir; pek tabii) güçlüklere göğüs geren, dürüst ve erdemli davranan kimseler bunun dışında; işte bu sonrakiler ki, onları günahlarından ötürü arınma, bağışlanma ve büyük bir mükafat beklemektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. O halde, (ey Peygamber, sırf inkarcılar hoşlanmıyor diye ve) onların "Niçin ona (gökten) bir hazine inmedi" ya da, "(niçin) onunla (gözle görülebilen) bir melek gelmedi?" diye söylenmelerinden ötürü yüreğin daralıyor diye sana vahyedilen mesajın bir kısmını göz ardı etmen hiç doğru olur mu? (Unutma ki,) sen sadece bir uyarıcısın; Allah ise her şeyin üzerinde gözetici olarak bulunuyor, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. ve bunun içindir ki: "Onu (Kuranı) (Muhammedin kendisi) uydurdu!" diyorlarsa, (onlara) de ki: "Madem öyle, doğru sözlü kimselerdensiniz, o zaman, onunkilerle aynı değerde insan zihninden çıkma on sure getirin (de görelim); hem (bu iş için) Allahtan başka kimi (yardıma) çağırabilirseniz çağırın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve eğer (bu yardıma çağırdıklarınız) size yardım edemiyorlarsa o zaman bilin ki, (bu Kuran) ancak ve ancak Allahın ilminden indirilmiştir, (ve yine bilin ki) Ondan başka ilah yoktur. O halde, şimdi artık Ona teslim olacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Dünya hayatını ve onun görkemini, zenginliğini isteyenlere gelince, onlara bu (hayatta) yapıp ettiklerinin karşılığını tam olarak ödeyeceğiz ve onlar da hak ettiklerinden asla yoksun bırakılmayacaklar: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. İşte bunlar, ahirette paylarına ateşten başka bir şey düşmeyen kimselerdir. Çünkü onların bu (dünyada) yapıp ettikleri hep boşa gidecektir, yapıp ettikleri değersizdi zaten. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. O halde, (hiç dünya hayatından ötesini umursamayan biriyle) Rabbinin katından apaçık bir kanıta dayanan kimse bir tutulabilir mi? O kanıt ki, Onun katından olan (bu) tanıklık belgesiyle ulaştırılmaktadır, hem de ondan önce (bir tanıklık belgesi), bir rehber ve rahmet olarak Musaya vahyedilen kitap da ortada iken. Onlar, (bu mesajı anlayan kimseler, işte yalnız onlar) o mesaja inanırlar; ama (düşmanlık için) örgütlenmiş inkarcılarınsa (ahirette) varacakları yer ateştir. Bunun içindir ki, bu (vahyin gerçekliğinden) asla bir şüphen olmasın: o elbette Rabbinden (gelen) bir gerçektir, insanların çoğu ona inanmasa da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kendi yalanlarını Allaha yakıştıran kimselerden daha zalim kim olabilir? (Hesap Gününde) böyleleri Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında (kendilerine karşı) tanıklığa çağırılanlar (onlar için): "Rableri hakkında yalan söyleyen kimseler işte bunlardı!" diyecekler. Unutmayın, Allahın laneti zalimlere yöneltilmiştir, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. o zalimler ki, başkalarını Allahın yolundan alıkoyarlar ve onu eğri, dolambaçlı bir yol olarak göstermeye çalışırlar; ahiret hayatını yok sayan zaten onlardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Böyleleri, yeryüzünde (yaptıkları yanlarına kalsa bile, nihai hesaptan) yakalarını kurtaramayacak, kendilerini Allaha karşı koruyacak bir dost da bulamayacaklar. (Hakkı) işitme yetilerini kullanmadıklarından ve görmek, fark etmek istemediklerinden ötürü (öte dünyada) azap kat kat artırılacaktır onlar için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. İşte kendi kendilerine (kendi güçlerine, yeteneklerine) yazık edenler böyleleridir; onların o yalana dayalı çürük tezlerinin kendilerine (Hesap Gününde) bir yararı olmayacak: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Ve hiç şüphe yok ki, öte dünyada kaybedecek olan da onlar olacak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. (Buna karşılık,) gerçek imana erişen, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve Rablerine alçak gönüllülükle boyun eğen kimseler; cennetlik olanlar, orada yerleşip sonsuza kadar yaşayacak olanlar işte böyleleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Bu iki bölük insanın kıyaslanması, kör ve sağır olan kimseyle gören ve işiten kimsenin kıyaslanması gibidir: bu ikisi yapı olarak hiç bir tutulabilir mi? Hiç değilse, bunu aklınızda tutmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Ve gerçek şu ki, Biz Nuhu (da aynı mesajla) kavmine gönderdik: "Bilin ki, ben size açık, yalın bir uyarıyla geldim Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. ki Allahtan başkasına kulluk etmeyesiniz, çünkü sizin için çok acıklı bir Günün azabından korkuyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Kavminden hakkı kabule yanaşmayanların ileri gelenleri: "Biz senin kişiliğinde bizim gibi ölümlü bir insandan başka bir şey görmüyoruz" dediler, "üstelik, hemen ilk bakışta, içimizde, aşağı tabakadan bir takım (dar görüşlü) insanların dışında kimsenin seni izlediğini de görmüyoruz; dolayısıyla, bize karşı bir üstünlüğünüz olduğu görüşünde değiliz; tersine, yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. (Nuh:) "Ey kavmim!" dedi, "Ne dersiniz, ya benim, Rabbimin katından apaçık bir kanıta dayandığım; Onun katından bana (aydınlatıcı) bir rahmetin, (bir vahyin) bahşedildiği doğruysa ve siz de buna karşı kör kalmışsanız, söyleyin, hoşunuza gitmediği halde onu görüp fark etmeniz için sizi zorlayabilir miyiz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Ey kavmim; üstelik bu mesaj(ı size ulaştırdığım) için sizden bir çıkar da ummuyorum; benim (çabalarımın) karşılığı ancak Allah katındadır. Ayrıca, ben imana erişenler(in hiç birini) yanımdan kovmayacağım. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklar(ını biliyorlar); ama size gelince, sizin (doğrudan eğriden habersiz, yol yordam) bilmez bir topluluk olduğunuzu görüyorum! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Hem, ey kavmim, eğer onları yanımdan kovarsam, söyleyin, Allaha karşı kim korur, kim savunur beni? Bunu hiç aklınıza getirmiyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. "Öte yandan, size Allahın hazineleri benim yanımdadır demiyorum, insanın duyu ve algı alanının ötesini bilirim de (demiyorum), bir melek olduğumu da söylemiyorum; sizin o hor gördüğünüz kimselere Allahın bir hayır ulaştırmayacağını ise zaten söyleyemem, çünkü onların kalplerinde olanı Allah daha iyi bilir. (Ve eğer bu kabil şeyler söyleyecek olsaydım) kuşkusuz, zalimlerden olurdum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. (İnkarcıların ileri gelenleri:) "Ey Nuh, bizimle çok tartıştın, tartışmayı (gereksiz yere) fazla uzattın" dediler, "eğer doğru sözlü kimselerdensen artık getir şu bizi tehdit edip durduğun şeyi!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. "Eğer dilerse" dedi, "onu size ancak Allah getirebilir ve siz de yakanızı kurtaramazsınız: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. çünkü size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizin azgınlık içinde kalmanızı dilemişse, benim öğüdümün size hiçbir yararı olmaz. Rabbiniz Odur ve hepiniz er geç Ona döneceksiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. "(Muhammed) kendisi bu (kıssayı) uydurdu" diyorlar, öyle mi? (Ey Peygamber) de ki: "Eğer onu ben uydurduysam bu günahımdan ben sorumlu olayım; ama (hiç değilse) sizin işlediğiniz günahtan uzağım". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Ve Nuh’a: "Senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak" diye vahyettik, "Bu yüzden, onların yapabilecekleri şeylerden ötürü sakın tasalanma, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Bizim gözetimimiz ve vahyettiğimiz biçimde (seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan) tekneyi inşa et ve haksızlığa sapanlar için bana başvurma, çünkü onlar boğulacaklar!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Ve böylece (Nuh) gemiyi yapmaya başladı; (o bu işle uğraşırken) kavminin ileri gelenleri her ne zaman yanından geçseler onunla alay eder eğlenirlerdi; o da onlara: "Siz bizimle alay ediyorsanız, bilin ki, sizin alay ettiğiniz gibi biz de (yaklaşan azaptan yana bilgisizliğinizden ötürü) sizinle alay ediyoruz" derdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. "Çünkü, yakında siz de öğreneceksiniz, (dünya hayatında) alçaltıcı azabın kimin başına geleceğini ve (öte dünyadaki) sürekli azabın da kimin başına konacağını!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (Bu böylece devam etti) ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde sular taşkınlar halinde kaynayıp coşuncaya kadar. (Nuh’a): "Her cins (hayvandan) birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanları değil, yalnız aileni ve imana erişenleri gemiye bindir!" dedik, çünkü o’nun inancını paylaşanlar zaten küçük bir topluluktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Böylece (kendisini izleyenlere Nuh): "Haydi, binin artık," dedi, "yürümesi de, demir atması da Allah adıyla olan bu gemiye! Doğrusu, benim Rabbim gerçekten bağışlayıcıdır, esirgeyicidir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Ve derken, onları götüren gemi dağ gibi dalgaların arasında seyre koyuldu. Ve o an kıyıda kalan oğluna (Nuh): "Oğulcuğum" diye bağırdı, "gel bin bizimle gemiye, o inkarcıların yanında kalma!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. (Fakat oğlu:) "Ben, beni sulara karşı koruyacak bir dağa sığınacağım" dedi.(Nuh:) "Bugün, (Allah’ın) acımasını, esirgemesini hak etmiş olanların dışında, kimse için Allah’ın hükmünden kurtuluş yoktur!" Ve tam o anda aralarında bir dalga yükseldi ve (oğul) boğulup gidenlerin arasına karıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ve derken, "Ey yer, suyunu yut!" denildi; "Ey gök, (yağmurunu) durdur!" Ve böylece sular çekildi, (Allah’ın) hükmü yerine geldi, gemi Cudi Dağı’na oturdu. Ve böylece, zulmeden bu halk için "uzak olsunlar!" sözü söylenmiş oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Bu arada Nuh Rabbine yakarıp "Rabbim!" dedi, "O benim kendi oğlumdu, ailemden biriydi; demek ki, Senin vaadin (herkes için) geçerli ve Sen hüküm verenlerin en adili, en söz geçirenisin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. (Allah:) "Ey Nuh!" dedi, "O senin ailenden sayılmazdı; çünkü iyi ve doğru olmayan bir şey yaptı o. Ayrıca hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şey isteme Benden: böylece, sana cahillerden olmamanı öğütlüyorum". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. "Ey Rabbim!" dedi (Nuh), "Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten Sana sığınırım! Çünkü, beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Bunun üzerine (Nuh’a) "Ey Nuh!" denildi, "Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun)dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkarcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Bütün bunlar (ey Muhammed,) sana vahyettiğimiz bilinmedik haberlerdendir ki onları ne sen ne de soydaşların bundan önce (bu haliyle ve tam olarak) bilmiyordunuz. Öyleyse, sen de artık (Nuh gibi) sabırlı ol. Çünkü, unutma ki, gelecek, mutlaka, Allah’a karşı sorumluluk bilincine sahip olanlardan yana olacaktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Ad toplumuna da soydaşları Hud’u gönderdik. O (da onlara): "Ey kavmim! (Yalnızca) Allah’a kulluk edin!" dedi, (çünkü) sizin O’ndan başka tanrınız yok. (Bu halinizle) aslı olmayan şeyler uyduran kimselersiniz sadece! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. "Ey kavmim! Bu (uyarılar) için sizden bir karşılık da bekliyor değilim; benim (çabalarımın) karşılığı beni yaratan (Allah’tan) başkasına düşmez. Öyleyse, artık aklınızı kullanmayacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. "Ey kavmim! Haydi artık günahlarınız için Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da tevbe ve pişmanlık içinde O’na yönelin ki, size gökten bolca rahmet ve bereket yağdırsın; gücünüze güç katsın ve iflah bulmaz suçlular olarak (benden) yüz çevirmeyin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. (Soydaşları:) "Ey Hud!" dediler, "Bize (peygamber olduğunu kanıtlayan) açık bir delil, bir belge getirmedin; bu yüzden, senin bir tek sözünle tanrılarımızı bir kenara atıp sana inanacak değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Seni tanrılarımızdan biri fena çarpmış demekten başka sözümüz yok sana!" (Hud:) "Allah’ı tanık tutarım, ve siz de tanık olun ki, kesinlikle uzağım ben, sizin yaptığınız gibi tanrılar edinmekten; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. yani, O’ndan başkalarını! Haydi, bana karşı topunuz (istediğiniz kadar) tuzak kurun, elinizden geleni ardınıza komayın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ama unutmayın ki, ben, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a güvenip dayanıyorum; çünkü hiçbir canlı yoktur ki ipini O tutuyor olmasın. Rabbimin yolu elbette (yolların) dosdoğru olanıdır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. (Bu yoldan) dönüp gitmeyi seçerseniz, o zaman, (bilin ki) ben, size ulaştırmakla görevlendirildiğim mesajı size duyurdum; (artık bundan sonra, dilerse) Rabbim başka bir kavmi sizin yerinize getirir; bu konuda O’na hiçbir şekilde engel olamazsınız. Çünkü, muhakkak ki her şeyin gözetimi O’nun elindedir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Ve böylece, hükmümüz vaki olunca, Hud’u ve onunla aynı inancı paylaşanları katımızdan bir koruma lütfuyla kurtardık; kendilerini (ahiretteki) ağır ve zorlu azaptan (da) kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. İşte, Rablerinin ayetlerini reddeden, O’nun elçilerine baş kaldıran ve hak hakikat düşmanı her inatçı zorbanın koyduğu yasaya boyun eğen Ad toplumu(nun sonu) böyle (oldu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Bu dünyada da (Allah’ın) laneti kovaladı durdu onları, ölümden sonra kalkış gününde de (sonuç olarak yine onunla kuşatılacaklar). Bakın, işte Rablerini böyle yok saymıştı ’Ad (toplumu)! Bakın, işte böyle yok olup gitti Hud’un kavmi ’Ad. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Semud (toplumuna da) soydaşları Salih’i gönderdik.(Salih onlara:) "Ey kavmim! (Yalnızca) Allah’a kulluk edin!" dedi, "(Çünkü) sizin O’ndan başka tanrınız yok. Sizi topraktan yaratıp geliştiren, orayı bayındır kılmanızı sağlayan O’dur. Bunun içindir ki, artık günahlarınızdan ötürü Rabbinizden bağışlanma dileyin ve sonra da tevbe ve pişmanlık içinde O’na yönelin, çünkü, benim Rabbim, (Kendisine yönelen herkese) her zaman yakınlık gösterir, (dualara) cevap verir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. "Ey Salih!" diye karşılık verdiler, "Sen bundan önce aramızda büyük umutlar beslenen biriydin! (Şimdi) bizi atalarımızın kulluk edegeldiği şeylere kulluk etmekten mi alıkoyacaksın? Doğrusu şu ki, bizi çağırdığın (dava) hakkında son derece ciddi bir şüphe ve kaygı içindeyiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. "Ey kavmim!" diye karşılık verdi (Salih), "Ne dersiniz, ya ben, katından bana bir rahmet bahşeden Rabbimden apaçık bir kanıt üzerindeysem, (söyleyin), O’na tutup baş kaldırırsam o zaman kim Allah’a karşı kol kanat gerer bana? Bu durumda, sizin önerdiğiniz şey yıkımımı artırmaktan öteye gitmez!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Ve "Ey kavmim!" diye, devam etti, "Bu, Allah’a ait olan dişi deve sizin için bir işaret olacaktır; bunun için, onu bırakın Allah’ın arzında otlasın; ona bir kötülük yapmayın, yoksa beklenmedik bir azaba duçar olursunuz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Bu (uyarıya) rağmen, hunharca boğazladılar onu. Bunun üzerine (Salih): "Artık (sadece) üç gün(ünüz) kaldı, barınaklarınızda eyleşecek" dedi, "bu (söylediğim) yalanlanamayacak bir yargıdır!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve derken, hükmümüz vaki olunca, katımızdan bir esirgemeyle Salih’i ve o’nunla aynı inancı paylaşanları kurtardık; ve (onları) o (kıyamet) Gün(ü Bizim lanetimize uğramanın vereceği) alçalmadan (da kurtardık). Doğrusu, senin Rabbin, gerçekten sınırsız kuvvet ve kudret sahibi O yüceler yücesidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. O zulmedenlere gelince, onları (Allah katından cezalandırıcı) bir sayha yakalayıverdi de kendi evlerinde cansız olarak yere yığılıp kaldılar; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. sanki (daha önce) orada hiç yaşamamışlar gibi. Bakın, işte Rablerini böyle yok saydı Semudlular! Bakın, işte böyle yok olup gitti Semud! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Ve Gerçek şu ki, İbrahim’e (semavi) elçilerimiz müjdeyle geldiler, (ve) "Selam olsun!" dediler; o da (onlara): "(Size de) selam olsun!" diye karşılık verdi ve sonra da onların önüne kızarmış bir buzağıyı getirip koymakta gecikmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Fakat ellerinin yemeğe gitmediğini görünce onların bu davranışı tuhafına gitti; onlardan yana içine bir korku düştü. (Ama) onlar: "Korkma! Biz Lut kavmine gönderildik" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ve (yanlarında) ayaküstü bekleyen karısı, orada öyle (sevinçle) gülümsüyordu; işte bu haldeyken o’na İshak’ı(n doğumunu) müjdeledik ve İshak’ın ardından da (o’nun oğlu) Yakub(un doğumunu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. "Vah bana!" dedi, "Ben yaşlı bir kadın, kocam da yaşlı bir adam iken, hala çocuk mu doğuracağım? Doğrusu, yadırganacak bir şey bu!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. "Allah’ın dilediğini gerçekleştirmesini mi yadırgıyorsun?" dediler, "Allah’ın rahmet ve bereketi sizin üzerinize olsun ey bu evin insanları, (hemen hatırlayın ki,) her zaman her övgüye layık olan O’dur; şanı çok yüce olan O!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Böylece İbrahim’in korkusu geçtikten ve kendisine (sözü geçen) müjde verildikten sonra Lut kavmi hakkında Bize yakarmaya başladı; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. çünkü, İbrahim ince ruhlu, yumuşak başlı, çok içli, merhametli ve dönüp dönüp Rabbine yönelmek, O’na yakın olmak isteyen biriydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. (Elçiler:) "Ey İbrahim, vazgeç bu yakarıdan!" dediler, "Rabbinin hükmü bir kere gelmiş bulunuyor: artık onlara geri çevrilmez bir azap vaki olacak!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ve elçilerimiz, Lut’a geldiğinde, kendilerini koruyacak gücü olmadığını görerek onlar hesabına derin bir kaygı duydu ve "Zor bir gün, bu!" diye belirtti, (kaygısını). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Ve (çirkin arzularla) eve doğru sürüklenen kavmi seğirterek ona geldiler; bunlar, daha önce de hep (buna benzer) çirkin işler işleyip durmuşlardı. (Lut): "Kavmim! İşte kızlarım!" dedi, "Onlar (erkeklerden) daha uygun olur sizler için! Allah’tan korkun da konuklarıma (saldırarak) beni rüsvay etmeyin! Aranızda hiç mi aklı başında kimse yok? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. "Sen de biliyorsun ki senin kızlarında gözümüz yok" dediler, "Sen, aslında bizim neyin peşinde olduğumuzu çok iyi bilirsin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. "N’olurdu, size karşı koyabilecek gücüm olsaydı!" diye hayıflandı, "ya da sırtımı dayayabileceğim bir dayanak!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. (Bunun üzerine melekler:) "Ey Lut, bak, biz senin Rabbinin elçileriyiz! (Korkma,) (düşmanların) sana asla ilişemeyecekler! Artık, ailenle beraber gecenin bir vaktinde yola çık; aranızdan kimse arkasına bakmasın, karının dışında (ailenden kimse arkada kalmasın): çünkü, bil ki, onların başına gelecek olan onun da başına gelecek. Onlar için belirlenmiş vakit tam da (bu) sabah; eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Ve böylece hükmümüz vaki olunca bu (günahkar şehirlerin) altını üstüne getirdik; ve önceden yazılmış bir cezanın infazı için üzerlerine birbiri ardından püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. O taşlar ki, (günaha gömülüp gitmiş böyle toplumları tepelemek için) Rabbinin katında hazırlanmış, işaretlenmiştir. O taşlar ki, zalimlerin başından hiç eksik olmaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Ve Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik. Onlara:) "Ey kavmim! (yalnızca) Allah’a kulluk edin!" dedi, "(Çünkü) sizin O’ndan başka tanrınız yok. Ve (birbirinizle olan alışverişinizde) ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Gerçi (şimdi) sizi refah ve zenginlik içinde görüyorum; ama, doğrusu sizin için, (dehşetiyle) kuşatacak bir Gün’ün azabından korkuyorum! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Bunun içindir ki, ey kavmim, ölçüyle tartıyla yaptığınız alışverişte dürüst ve duyarlı olun; insanları kendi hakları olan şeylerden yoksun bırakmayın; ve kötülüğü yayarak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Eğer (O’na) inanıyorsanız, Allah’ın bıraktığı şey sizin için en hayırlısıdır! (Bütün bu sınırları kendiniz gözetin,) ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. "Ey Şuayb!" dediler, "(Şu) senin dua (alışkanlığın) mı, atalarımızın tapınageldiği şeyleri bırakmamız ve malımız mülkümüz üzerine keyfi tasarruflarda bulunmamamız yönünde bizi uyarmanı zorunlu kılıyor? Çünkü, (biz) sen(i) aslında yumuşak başlı, aklı başında biri (olarak biliriz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. (Şuayb:) "Ey kavmim!" diye karşılık verdi, "Ne dersiniz, ya ben Rabbimden apaçık bir kanıta dayanıyorsam, ya beni kendi katından güzel bir rızıkla rızıklandırmışsa, (söyleyin, o zaman, başka nasıl davranabilirim?) Hem ben, sizden yapmamanızı istediğim şeyi, sizin hilafınıza yapmak istiyor da değilim. Ben sadece gücümün elverdiği kadar ıslah etmek istiyorum; ama (bunda ne kadar) başarı göstereceğim bütünüyle Allah’a bağlıdır. Ben O’na güvenip dayanıyor ve her zaman, her konuda O’na yöneliyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. "Ey kavmim! Benimle ayrı yol tutmanız sakın sizi günaha sürüklemesin; yoksa Nuh halkının, Hud halkının, Salih halkının başına gelen sizin de başınıza gelir; ve (hatırlayın ki,) Lut kavmi sizden fazla uzak değil! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Öyleyse günahlarınız için Rabbinizden bağışlanma dileyin ve sonra da tevbe ve pişmanlık içinde O’na yönelin! Çünkü O acıyıp esirgeyenlerin en yücesi, sevginin kaynağı, gözesidir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. (Fakat soydaşları o’na:) "Ey Şuayb! Söylediklerinden pek bir şey anlamıyoruz" dediler, "ayrıca aramızda ne kadar zayıf olduğunun da açıkça farkındayız; eğer ailen olmasaydı seni mutlaka öldüresiye taşlardık! Öyle ya, bizim üstümüzde bir gücün, bir nüfuzun yok ki!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Şuayb:) "Ey kavmim! Aileme olan saygınız Allah’a olandan daha mı fazla? Ki O’nu, arkanıza atıp unutabileceğiniz bir şey gibi görüyorsunuz! Muhakkak ki, benim Rabbim (sınırsız bilgi ve kudretiyle) yapıp ettiğiniz her şeyi biliyor, kuşatıyor!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. "Bunun içindir ki, ey kavmim, artık (bana karşı) gücünüz neye yetiyorsa onu yapın; çünkü, bilin ki, ben (Allah yolunda) eyleme devam edeceğim: zamanı gelince, alçaltıcı, rüsvay edici bir azabın (aramızdan) kimin payına düşeceğini ve (aramızdan) kimin yalancı olduğunu öğreneceksiniz! Gözleyin öyleyse, (olacak olanı); ve bilin ki, ben de sizinle birlikte gözlüyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ve derken, hükmümüz vaki olunca, katımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve o’nunla aynı inancı paylaşanları kurtardık; zulüm ve haksızlık içinde olanları ise bir sayha, bir gürlemeyle tepeledik; öyle ki, kendi evlerinde cansız yere yığılıp kaldılar, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. sanki daha önce hiç orada yaşamamışlar gibi. İşte böyle silinip gitti Medyen (halkı), tıpkı Semud (halkının) silinip gittiği gibi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Ve Gerçek şu ki, Biz Musa’yı ayetlerimizle ve apaçık bir yetkiyle Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Ama berikiler, Firavun’un hükmüne boyun eğdiler oysa, Firavun’un hükmü hiçbir şekilde sağduyu ürünü değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. (Ve bu yüzden de) Kıyamet Günü halkının önüne düşüp, (bu dünyadaki batıl yönetimin bir) sonuc(u) olarak onları ateşe sürükleyecek; ne kötü bir menzil bu sürüklendikleri! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Öyle ya; burada (bu dünyada, Allah’ın) laneti kovaladı durdu onları, Kıyamet Günü’nde de (onunla tepelenecekler:) ne kötü bir pay, bu paylarına düşen! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. (İnsanlığa bir ders olsun diye) bu sana anlattıklarımız (gelip gitmiş) kasaba (halk)ları(nı)n başından geçenlerdir ki, bu (kasaba)ların bazıları hala yerinde duruyor, bazılarıysa biçilmiş tarlalar gibi (silinip gitmişler): Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Pek tabii, onlara Biz zulmetmedik; tersine onlar kendi kendilerine zulmettiler. Ve Rablerinin hükmü vaki olduğunda, Allah’ı bırakıp yalvarıp yakardıkları o (düzmece) tanrıları hiçbir işe yaramadı, yok olup gitmelerini hızlandırmaktan başka! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. İşte senin Rabbin, tepelediği zaman böyle tepeler; halkı zalim olan kasabaları. Gerçekten de O’nun tepelemesi çok acı verici, çok zorludur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Aşikar olan şu ki, bütün bu (anlatıla)nlarda, o Son Gün başa gelebilecek azaptan korkanlar için apaçık bir ders, bir uyarı vardır; o Gün ki, bütün insanlık için bir toplanma, bir araya gelme Gün’ü olacaktır; o Gün ki, her şeyin apaçık ortaya serildiği Gün olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ve o Gün’ü Biz, belli bir sürenin dışında artık ertelemeyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. O Gün gelince, O’nun izni olmadıkça kimse konuşamayacak; ve (bir araya getirilenlerden) kimileri bedbaht, kimileri de bahtiyar olacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Bedbaht olanlar (dünyadayken yaptıklarından ötürü) ateşte (yaşayacak) ve orada ah çekip inleyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. (Ve) Rabbin aksini dilemedikçe, gökler ve yer yerinde durduğu sürece orada kalacaklar: çünkü, dilediğini yapan (Allah’)tır, senin Rabbin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Bahtiyar olanlara gelince, onlar (da dünyada yaptıklarından ötürü) cennette (yaşayacak) ve Rabbin bunun aksini dilemedikçe, gökler ve yer yerinde durduğu sürece -bitmeyen bir lütfun sonucu olarak- orada kalacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Bunun içindir ki, (ey Peygamber), o (eğri yolda olan) insanların tapınıp durdukları şeylerin ne idüğü hakkında en küçük bir şüphen olmasın: onların (ahmakça) tapınıp durduğu şeyler, atalarının da vaktiyle tapındığı şeylerdir. Onlara (iyi ya da kötü, her ne ki kazanmışlarsa) paylarına düşeni elbette eksiksiz vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Ve gerçek şu ki, Biz Musa’ya da (öz olarak aynı ilkeleri içine alan bir) kitap verdik, insanların bir kısmı ona karşı (da) kendi görüşleriyle karşı çıktılar. Eğer Rabbin tarafından önceden takdir edilmiş bir karar olmasaydı, şüphesiz, aralarında (hemen, o safhada) yargı gerçekleştirilir (ve işleri bitirilir)di: çünkü, onlar da (sana karşı çıkan kimseler gibi) (kendilerini Allah’a çağıran) kişi hakkında ciddi bir şüphe ve güvensizlik göstermişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Şüphesiz, Rabbin onların her birine edip eyledikleri her şeyin karşılığını tam olarak ödeyecektir: çünkü O, onların edip eylediği her şeyin mutlaka farkındadır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Öyleyse, artık emredildiğin yönde, yanında yer alanlarla birlikte, doğru yolu tutun ve sizden hiç biriniz gurura kapılıp da çizgiyi aşmasın: çünkü, unutmayın, yaptığınız her şeyi O görüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Ve asla zulümde ısrar edenlerden yana eğilim göstermeyin.Yoksa, (ahirette) ateş size de dokunur; ve Allah’tan başka koruyucunuz olmadığına göre, o zaman (O’nun tarafından da) yardım edilmez size! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Ve gündüzün başında ve sonunda, bir de gecenin erken saatlerinde salatta devamlı ol; çünkü muhakkak ki iyi eylemler kötü eylemleri giderir; (Allah’ı) hatırında tutanlar için bir öğüt, bir hatırlatmadır bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Ve sabret, sonuna kadar dayan: çünkü Allah iyilik yapanların hak ettiği karşılığı hiçbir şekilde zayi etmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -(doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl / iz’an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Yoksa, senin Rabbin, halkı (birbirlerine karşı) dürüst davrandıkları sürece, bir toplumu (sırf) (çarpık inançları) yüzünden asla helak etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Hem, Rabbin dileseydi, bütün insanlığı bir tek ümmet yapardı; fakat (O, yollarını seçmekte kendilerini özgür bıraktı diye) hala farklı görüşler benimsemekteler; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. pek tabii, Rabbinin (aydınlatıcı, yol gösterici) lütfunu bahşettiği kimseler başka. Oysa, (işte) bu (lütfa erişmeleri) için yarattı (hepsini.) Fakat, (bu ilahi yol gösterme lütfunu tepenler için) Rabbinin, "Muhakkak ki Ben cehennemi hep, görünmeyen varlıklarla ve insanlarla dolduracağım" sözü yerini bulmuş olacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Ve böylece, elçilerin haberlerinden senin yüreğini güçlendirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Öyle ki, bu kıssalarla hak ulaşıyor sana ve ayrıca müminlere de bir öğüt, bir hatırlatma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Ve inanmayanlara gelince, onlara şöyle de: "Artık elinizden ne geliyorsa yapın; ama bilin ki, biz de (Allah yolunda elimizden geleni) yapacağız; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Ve (olacak olanı) bekleyin bakalım; doğrusu, biz de bekleyeceğiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Göklerin ve yerin bilinmeyen, görülüp gözlenemeyen yüzü Allah’ın elindedir; ve var olan her şey (çıktığı kaynak olarak) hep O’na döndürülmektedir. Öyleyse, O’na kulluk et; O’na güven/O’na dayan; çünkü Rabbin yapıp ettiklerinizden asla habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster