1. Subhan ki, kulunu gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya isrâ (tayy’i mekân) etti... O’na delillerimizi gösterelim diye... Hakikat şu; "HÛ"; Semi’’dir, Basıyr’dir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Musa’ya hakikat BİLGİsi (Kitap) verdik... Onu: "Ben’im dûnumu vekîl edinmeyin!" diye İsrailoğullarına bir kılavuz kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (Ey) Nuh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın torunları... Muhakkak ki O, çok şükreden bir kul idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Kitapta (İlim boyutunda) İsrailoğullarına şu hükmü takdir ettik: "Siz, arzda iki kere bozgunculuk yapacaksınız ve alabildiğine benliğinizi büyüteceksiniz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. O ikisinden ilkinin zamanı geldiğinde, güçlü kullarımızı üzerinize getirdik... (Onlar) yurtların aralarına girip araştırdılar... (Bu) yerine getirilmiş bir vaat idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Sonra sizi, onlar üzerine bir kere daha üstün kıldık... Mallar ve oğullar ile size yardım ettik... Savaşçılarınız itibarıyla sizi kalabalıklaştırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. (Bildirdik ki) eğer iyilik ederseniz, kendi nefsinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük yaparsanız, o da kendinizedir! Sonrakinin süresi geldiğinde, yüzlerinizi karartsınlar, ilkinde oraya girdikleri gibi tekrar Mescid’e girsinler ve üstünlük sağladıkları şeyleri yerle bir etsinler diye (kullarımızı tekrar gönderdik)... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder... Eğer dönerseniz, biz de döneriz... Cehennemi, hakikat bilgisini inkâr edenler için kuşatıp kayıtlayan bir ortam kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Muhakkak ki şu Kur’ân, en sağlam gerçeğe hidâyet eder; yararlı çalışmalar yapan iman ehline kendileri için büyük karşılıklar verileceğini müjdeler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Sonsuz gelecek yaşamları olduğuna iman etmeyenlere de, kendileri için acı azap hazırladığımızı (müjdeler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İnsan, hayrını davet eder gibi şerrini davette de (acele) eder! İnsan çok acelecidir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Geceyi ve gündüzü iki işaret olarak meydana getirdik... Gecenin işaret ettiği karanlığı (cehli) kaldırıp, gündüzün işareti aydınlığı (ilmi) geçerli kıldık... Rabbinizden bir lütuf talep edesiniz ve senelerin adedini ve hesabı da bilesiniz diye... Biz her şeyi detaylarıyla açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Her insanın yaptıklarını (veya kaderini) kendi boynuna doladık... Kıyamet sürecinde kendisine (kişinin kıyameti olan ölümünde ya da genel anlamda mahşer sürecinde) kaydolmuş olarak bilgisini çıkarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "OKU yaşam bilgini (kitabını)! Bilincin bu aşamada, yaptıklarının sonucunun ne olduğunu görmeye yeterlidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kim hakikate ererse sadece kendinedir bu doğru yolu bulmuş oluşu; kim de saparsa (hakikatten) yalnızca kendi nefsi aleyhine sapmış olur! Hiç kimse, bir başkasının yaptığı yanlışların yükünü taşımaz! Biz bir Rasûl oluşturup (bâ’s edip) onunla uyarmadıkça azap yaşatmayız!.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Bir bölgeyi helâk etmeyi irade ettiğimizde, oranın sefahat önderlerine (Rasûllerle düzelmelerini) emrederiz; (ama onlar) orada bozuk inançlarının gereğine devam ederler... Bu yüzden uyarımızın sonucunu yaşamayı hak ederler... Biz de onları helâk ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Nuh’tan sonra nice kuşaklar helâk ettik... Kullarının suçlarından Habiyr ve Basıyr’dir Rabbin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kim önündeki dünyayı isterse, dilemişsek, dünyada ona istediğini veririz. Sonra onun için cehennemi mekân kılarız; aşağılanmış ve uzaklaştırılmış olarak ona yerleşir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Kim de gelecek sonsuz yaşamı irade eder ve imanlı olarak onun için gerekli çalışmaları yaparsa, işte onların çalışmaları da değerlendirilir, sonucu yaşatılır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Hepsine, onlara da bunlara da Rabbinin lütfundan göndeririz... Rabbinin lütfu sınırlandırılmış değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Bak, nasıl onların kimini kimine üstün kıldık! Elbette sonsuz gelecek boyutu, yaşam mertebeleri itibarıyla da en büyüktür, kişisel hissedişler itibarıyla da en büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Allâh yanı sıra (kafanda) başka bir tanrı oluşturma! Yoksa (şirk anlayışının sonucu) aşağılanmış ve kendi başına terk edilmiş olarak oturup kalırsın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Rabbin, sadece O’na kulluk etmenizi hükmetti; ana-babanıza iyilik yapıp cömert olmanızı da! Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlığa ererse (bakmaktan usanıp) sakın onlara "üf" (bile) deme; onları azarlama ve onları yücelten şekilde hitap et! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Rahmet’ten ötürü onlara mütevazı ol... De ki: "Rabbim... Merhamet et onlara, küçükken beni terbiye ettikleri gibi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Rabbiniz (hakikatiniz olarak, bilincinizi {nefsinizi} meydana getiren El Esmâ bileşiminiz) nefslerinizdekini (bilincinizdekini) daha iyi bilir! Eğer siz sâlihler (hakikate imanın gereğini yaşayanlar) olursanız; muhakkak ki O, yetersizliklerinden dolayı tövbe edenlere Ğafûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Yakınlara hakkını ver; yoksula ve yolda kalmışa da... (Fakat) ölçüsüz de dağıtma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Değer bilmedikleri için boş yere saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir! Şeytan ise Rabbinin nimetine nankörlük edenlerden oldu! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti beklemekten ötürü onlardan (ashab-ı suffa) yüz çevirir isen, o takdirde onlara yumuşak, gönül alıcı bir söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Elini boynuna bağlanıp asılmış kılma (Arapça deyim = cimrilikten kaçın)! Onu büsbütün açma da (müsrif de olma)... Yoksa pişmanlık içinde oturup kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Muhakkak ki Rabbin dilediğine, yaşam gıdasını (rızkı) genişletir veya daraltır! Muhakkak ki O kullarını Habiyr’dir, Basıyr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Evlatlarınızı yoksulluk korkusu ile öldürmeyin... Biziz onların da sizin de yaşam gıdasını veren, biz! Onları katletmek muhakkak çok büyük suçtur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Zinaya (evlilik dışı ilişkiye) yaklaşmayın! Şüphesiz o bedenselliğin azgınlığıdır! Sonu kötü yoldur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allâh’ın haram kıldığı nefsi, Hak olarak hariç (kısas gereği dışında), öldürmeyin! Kim haksız yere öldürülür ise, biz onun velîsine bir yetki vermişizdir. O da öldürmekte ileri gitmesin (kısas sınırını aşmasın)! Çünkü o yardım olunmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Büluğ çağına ulaşıncaya kadar, en güzel şekilde olanı (yönetme amacı) hariç, yetimin malına yaklaşmayın. Söz verdiğinizde tutun! Muhakkak ki söz veren sözünden sorumludur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ölçtüğünüzde ölçüyü tam yapın ve dosdoğru terazi ile tartın (tartıyla aldatmaya gitmeyin)... Bu hem daha hayırlı ve hem de işin aslına ulaşma bakımından daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme (zanla karar verme)! Muhakkak ki sem’ (algılama), basar (değerlendirme) ve fuad (Esmâ mânâ özelliklerini beyne yansıtıcılar - {kalp nöronları ana rahminde 120. günde kendilerini beyne kopyalar ve beyinden devam eder}), işte onların hepsi ondan mesûldür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Arzda benlikle kendini bir şey sanarak yürüme! Kesinlikle sen ne arzı delebilirsin; ne de boyca dağlara erişebilirsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Kötü olan bu davranışlar, Rabbinin indînde hakikatine yakışmayan, sonucu çirkin davranışlardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. İşte bunlar, Rabbinin sana hikmetten vahyettikleridir. Allâh ile beraber bir tanrı da oluşturma! Sonra pişmanlıkla (sendeki kuvveleri haber verildiği halde değerlendiremediğin için) kendi kendine söver hâlde ve (hakikatindekilerden) uzaklaştırılmış olarak Cehennem’e girersin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Rabbiniz sizi seçti oğullar için de, (kendisi) meleklerden dişiler mi edindi? Muhakkak ki siz çok azîm laf ediyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Andolsun, şu Kurân’da (hakikati) temsillerle, türlü anlatım yollarıyla açıkladık ki düşünüp hatırlasınlar; fakat bu, onların ancak uzaklaşmalarını arttırıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. De ki: "Eğer onların dedikleri üzere O’nunla beraber tanrılar olsaydı, o vakit elbette Arş sahibine bir yol ararlardı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. "O, Subhan ve yücedir; yüceliği onların laflarından ölçüsüz büyüktür (yüceliğini akıl kavramaz)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Yedi semâ (yedi bilinç mertebesindeki tüm yaratılmışlar), arz (bedenler) ve onların içindekiler O’nu tespih eder (Esmâ’sının özelliklerini açığa çıkaran işlevleriyle her an hâlden hâle dönüp dururlar)! Hiçbir şey yok ki, O’nun Hamdı olarak, tespih etmesin! Fakat siz onların işlevini anlamıyorsunuz! Muhakkak ki O, Haliym’dir, Ğafûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Sen Kurân’ı okuduğunda, seninle, gelecekteki sonsuz yaşamlarına iman etmeyenler arasına gizli perde oluşturduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Şuurlarını (kalplerini), Onu anlamalarına engel olan (bâtıla kilitlenme) örtüsüyle örter; kulaklarına da ağırlık koyarız (algılayamazlar)! Kurân’da, Rabbini TEK’liği ile andığında, nefretle geriye dönüp giderler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Sana kulak verdiklerinde nasıl dinlediklerini; aralarında fısıldaşırlarken de, o zâlimlerin: "Sihirlenmiş bir adama tâbi oluyorsunuz" dediklerini biz iyi biliriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Bak senin için nasıl benzetmeler yaptılar da bu sebeple saptılar! Artık (Hakikate götüren) bir yol bulamazlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Dediler ki: "Kemik yığını ve toz toprak olduktan sonra, biz mi gerçekten yepyeni bir yaradılış ile bâ’s olunacaklarız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. De ki: "Taşlar (dabbe beden) ve demir (ruh beden) olun (isterseniz)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. "Yahut içinizden kendinizi olağanüstü (dünyanızda çok büyük bir yaratık; bilinç) olarak hayal edin (yine de ölüm sonrası bâ’s olacaksınız)!"... Diyecekler ki: "Bizi kim (hayata) iade edecek?"... De ki: "Sizi ilk defa yaratmış olan!"... (Alayla) sana kafalarını sallarlar ve derler ki: "Ne zaman olacak?"... De ki: "Çok yakın olabilir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Sizi çağıracağı zaman (ölümü tattığınızda), O’nun Hamdı olarak (değerlendirmesine göre) olayı yaşayacak ve zannedeceksiniz ki (kabirlerinizde - beden yaşamında - dünyada) ancak pek az kaldınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Kullarıma de ki; en güzeli ne ise onu söylesinler! Muhakkak ki şeytan (nefs = bilinç = bedensellik kabulü vehmi) aralarına fit sokar... Muhakkak ki şeytan, insan için apaçık bir düşmandır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Rabbiniz, hakikatiniz olarak sizi çok iyi bilir! Dilerse size rahmet eder veya dilerse size azap eder! Biz seni, onlara vekîl olarak irsâl etmedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Rabbiniz, semâlarda ve arzda bulunan varlıklarda olarak, daha iyi bilir... Andolsun ki, biz Nebilerin bazısını bazısına üstün kıldık (özellikleri yönünden)! Davud’a da Zebur (hikmetler ihtiva eden BİLGİ) verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. De ki: "O’nun dûnunda varsandıklarınızı çağırın! Ne sizden sıkıntı kaldırmaya güçleri yeter, ne de hâlinizi değiştirebilirler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Onların dua ettikleri (şeyler), Rablerine yakınlaşmak için vesile ararlar. O’nun rahmetini umarlar ve O’nun azabından korkarlar! Muhakkak ki senin Rabbinin azabı, sakınılması gerekendir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hiçbir ülke yoktur ki, kıyamet sürecinden önce, biz onun yok edicileri yahut da şiddetli bir azap ile azap edicileri olmayalım! İşte bu, Kitap’ta (İLİM mertebesinde - Sünnetullâh’ta - levhi mahfuz’da) detaylarıyla yazılmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Mucizelerimizi irsâl etmemize mâni olan, öncekilerin onları yalanlamış olmasıdır (siz de yalanlarsanız derhâl azabını yaşardınız, sizi ortadan kaldırmak zorunda kalırdık)! Semud’a da aydınlatan olarak dişi deveyi verdik de (vahşice öldürerek) ona zulmettiler! Biz mucizelerimizi ancak korkutmak için irsâl ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Hani sana: "Muhakkak ki Rabbin insanları (BinNas = insanların hakikati olarak) ihâta etmiştir" dedik... Sende oluşturduğumuz o görüşü (mirâc’da yaşadığını) ve Kurân’daki mel’un şecereyi (uzaklaştırılmış ağaç - beden yaşamını) de insanlar için yalnızca bir fitne (sınav objesi) kıldık! Biz onları korkutuyoruz... Fakat (bu), onların büyük taşkınlıklarından başka bir şeyi arttırmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Hani (yeryüzü) meleklerine (bedendeki Esmâ kuvvelerine): "Âdemî şuura boyun eğin" dedik de İblis hariç, doğal olarak boyun eğip gereğini uyguladılar (bu kuvveler kullanılmaya başlandı)... (İblis): "Balçık (su + toprak; maddeden oluşmuş beden {dabbe}) olarak yarattığına secde eder miyim?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. "Benden şerefli kıldığın şu kimseye bak! Andolsun ki, eğer bana kıyamet sürecine kadar zaman verirsen onun neslini, pek azı hariç, mutlaka boyunduruğum altına alacağım" dedi (İblis). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (Allâh) buyurdu: "Git! Onlardan kim sana tâbi oldu ise, muhakkak ki cehennem sizin yaptığınızın sonucudur! Tam karşılık!" (Vehmine tâbi olarak kendini yalnızca beden sanıp şuurunu = hakikatini inkâr eden, bedenselliğin cehennemini yaşar.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. "Onlardan gücün yettiğini seslenişinle (vesveseyle) yerinden oynat; atlıların ve yayalarınla onların üzerine çullan; mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol ve onlara vaatte bulun! (Ne var ki) şeytan onlara aldanıştan başka bir şey vaat etmez!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. "Muhakkak ki Benim kullarım (Hakikatlerine = şuur varlık olduklarına iman etmiş olanlar) üzerinde senin bir sultan (zorlayıcı gücün) yoktur! Rabbin Vekiyl olarak kâfidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Rabbiniz ki, lütfunu arayasınız diye gemileri (bedenlerinizi) sizin için deniz (ilim) içinde yüzdürüyor! Muhakkak ki O, sizden Rahıym’dir (El Esmâ mânâlarının özelliklerini açığa çıkaran)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Denizde size sıkıntı dokunduğunda, O’ndan gayrı çağırdıklarınız kayboldu... Sizi kurtarıp karaya çıkardığında ise yüz çevirdiniz... İnsan çok nankördür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Sizde yerin dibini (bedenselliğin en beterini) yaşatmayacağından yahut üzerinize bir hortum (yaşamınızı allak bullak eden olaylar) göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Sonra kendinize bir vekîl de bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yoksa sizi o denize tekrar döndürüp, üzerinize bir kasırga göndermesinden ve böylece nankörlüğünüzün sonucu olarak sizi suda boğmasından emin mi oldunuz? Sonra kendinize, bize kafa tutacak birini de bulamazsınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Andolsun ki, Âdemoğullarını (şuur boyutunda yaratılmışın oğullarını) ikramlarla şerefli kıldık! Onları karada (beden) ve denizde (bilinç boyutunda) taşıdık... Onları temiz - yararlı yaşam gıdalarıyla besledik... Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün tuttuk! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. O süreçte, her insan grubunu kendi önderleriyle çağırırız... Kimin kitabı (kaydedilmiş bilgisi) sağındaki kuvvesiyle verildi ise, işte onlar yaptıklarının bilgisiyle yüzleşirler (okurlar) ve bir hurma lifi (kıl) kadar haksızlıkla karşılaşmazlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Kim bu dünyada âmâ (hakikati göremeyen) ise o, gelecek sonsuz yaşamda da âmâdır (kördür)! (Düşünce) yolu (tarzı) itibarıyla daha da sapmıştır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Neredeyse seni bile, sana vahyettiğimizin gayrını bizim aleyhimize uydurasın diye, fitneye düşüreceklerdi! (Başarsalardı) işte o takdirde seni dost edinirlerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Eğer biz seni, direnç verip sarsılmaz kılmasaydık, neredeyse onlara birazcık meyledecektin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. İşte o takdirde biz sana hayatın da, ölümün de (sıkıntılarını) kat katını tattırırdık! Sonra kendine, bize karşı bir yardımcı bulamazdın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Seni oradan (Mekke’den) çıkarmak için taciz edeceklerdi... İşte o takdirde onlar da senin ardından (dünyada) pek az kalacaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Senden önce irsâl ettiğimiz Rasûllerimiz ile de ilgili sünnetimizdir! (Rasûller doğdukları yerden çıkarılırlar; ardından da onları çıkaran toplumlar helâk edilir!) Bizim sünnetimizde değişiklik bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Güneş’in, batıda gözden kaybolmasından gecenin kararmasına kadarki süreçte salâtı ikame et. FECİR KURÂN’ını da (sabah salâtını da)... Muhakkak FECİR KUR’ÂN OKUMAsı şahitlendirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ayrıca gecenin bir kısmında, yararını göreceğin, Kurân’la teheccüde kalk (uyanarak salâtı yaşa)! Umulur ki Rabbin sende Makâm-ı Mahmud’u bâ’s eder (sende o makâmın özelliklerini açığa çıkartır... {Ve çıkartmıştır da "İnna fetahnaleke" âyetinde bildirilen husus ile. A.H.})! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. De ki: "Rabbim, girdiğim yere sıdk hâlinde girdir ve çıktığım yerden sıdk ile çıkart; ledünnünden zafere erdirici bir kudret oluştur bende!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. De ki: "Hak geldi, bâtıl yok oldu gitti! (Hakikat bildirildi, asılsız boş görüşler geçerliliğini yitirdi) Muhakkak ki bâtıl yok olmak zorundadır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Kurân’dan, iman edenler için şifa (sağlıklı düşünme bilgileri) ve rahmet (Hakikatlerindeki özellikleri hatırlatma) olan şeyleri inzâl ediyoruz (hakikatinden şuuruna yansıtıyoruz)! (Bu), zâlimlerin (nefsinin hakikatini inkâr ederek nefsine zulmedenlerin) ise sadece hüsranını arttırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. İnsana in’amda bulunduğumuz vakit yüz çevirir ve yan çizer! Kendisine hoşlanmadığı şey isâbet ettiğinde de umutsuzluğa düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. De ki: "Herkes yaratılış programı (fıtratı - şâkılesi) doğrultusunda fiiller ortaya koyar! İşte bu yüzden (Fâtır’ınız olan) Rabbiniz yol itibarıyla kimin hakikat yolunda olduğunu en iyi bilendir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Yahudiler) sana Ruh’tan soruyorlar... De ki: "Ruh, Rabbimin hükmündendir. İlimden size pek az verilmiştir (bu soruyu soran Yahudilere cevaptır bu)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Dilersek sana vahyettiğimizi elbette gideririz... Yaptığımıza karşı sana arka çıkacak bir vekîl bulamazsın... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Rabbinden olan bir Rahmet dışında! Muhakkak ki O’nun senin üzerine olan lütfu çok büyüktür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. De ki: "Andolsun, eğer İNS (türü - insan denmiyor) ve CİN şu Kurân’ın benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, gene de onun benzerini getiremezler!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Andolsun, insanlar için şu Kurân’da (Hakikati) her türlü MİSALLERLE açıkladık. İnsanların çoğunluğu (misalleri orijin gibi gerçek olarak {muhkem} kabul ederek) hakikati örttüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Dediler ki: "Bizim için arzdan bir pınar fışkırtmadıkça sana asla iman etmeyeceğiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. "Yahut senin hurma ağaçlarından ve üzümden bir bahçen olmalı, onların arasından gümbür gümbür nehirler fışkırtmalısın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. "Yahut tehdit ettiğin gibi semâyı parça parça üzerimize düşürmelisin veya Allâh’ı ve melekleri karşımıza kefil olarak getirmelisin." (Allâh ismiyle işaret edileni anlamayıp, O’nu gökte bir tanrı olarak düşündükleri için bunu söylüyorlar.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. "Yahut senin altından bir evin olmalı ya da semâda uçmalısın... (Ayrıca) senin göğe uçmana da biz asla iman etmeyiz; tâ ki, kendisini okuyacağımız bir yazılı madde kitabı gökten bizim üzerimize indirinceye kadar!"... De ki: "Subhan’dır Rabbim! Rasûl bir beşerden başka neyim ki?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Kendilerine hakikat geldiğinde, insanların iman etmelerine mâni olan: "Allâh, rasûl bir beşer bâ’s etti!" demeleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. De ki: "Eğer arzda yaşayanlar yürüyen melekler olsaydı, elbette onlar üzerine semâdan melek bir Rasûl indirirdik Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak, Esmâ’sıyla hakikatim olan Allâh yeterlidir! Muhakkak ki O, kullarıyla Habiyr’dir, Basıyr’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allâh, kimi hakikate yönlendirirse, işte odur hakikati bulan! Kimi de saptırırsa, artık onlar için O’nun dûnunda velîler bulamazsın! Kıyamet sürecinde onları körler (Hakikati görmeyen); lâl olmuşlar (Hakikati dillendirmeyenler); ve sağırlar (Hakikati algılamayanlar) olarak yüzleri üzere haşr ederiz! Onların barınağı Cehennem’dir! Alevi söndükçe, onlara ateşlerini artırırız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. İşte bu onların yaptıklarının sonucudur! Çünkü onlar kendilerindeki işaretlerimizi, hakikat bilgisini inkâr edenlerdi ve: "Biz kemik yığını ve toz toprak olduğumuzda mı, gerçekten yepyeni bir yaradılış ile bâ’s olunacaklarız?" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Görmediler mi ki, semâları ve arzı yaratmış olan Allâh, kendilerinin BENZERİNİ de yaratmaya Kaadir’dir! Onlar için, kendisinde şüphe olmayan bir ömür takdir etmiştir. Zâlimler sadece hakikati örtücü olarak yaklaştılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz mâlik olsaydınız, harcanır - biter korkusu ile cimrilik ederdiniz"... İnsan çok cimridir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Andolsun ki biz, Musa’ya apaçık dokuz mucize verdik... İsrailoğullarına sor, (Musa) onlara geldiğinde, Firavun Ona demişti ki: "Muhakkak ki ben, senin büyücü olduğunu zannediyorum, yâ Musa!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. (Musa da Firavun’a) dedi ki: "Andolsun ki, bunları, doğruluğumu sana gösteren kanıtlar olarak semâların ve arzın Rabbinden başkasının inzâl etmediğini pekâlâ bilirsin... Muhakkak ki ben de senin hüsrana uğramış olduğunu zannediyorum, ey Firavun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. (Firavun) onları arzdan sürüp çıkarmayı irade etti... Biz de onu ve onunla beraber olan kimseleri toptan, suda boğduk! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ondan sonra İsrailoğullarına dedik ki: "O arzda mesken edinin... Gelecek hayatın vâdesi geldiğinde de, topunuzu hep bir arada toplayacağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Biz Onu Hak olarak inzâl ettik, O da Hak olarak nüzûl etti! Seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Kurân’ı birbirinin tamamlayıcısı bölümlere ayırdık ki, insanlara, Onu hazmetmelerine imkân tanıyarak, zaman içinde yavaş yavaş okuyasın... Biz Onu kısım kısım indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. De ki: "İster iman edin Ona, ister iman etmeyin! Ondan önce kendilerine ilim verilmiş olanlara gelince, (Kur’ân) onlara okunulduğu zaman, saygıyla yere kapanırlar." (107. âyet secde âyetidir.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Ve derler ki: "Subhan’dır Rabbimiz! Muhakkak ki Rabbimizin vaadi elbette yerine gelecektir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ağlayarak yüzüstü kapanırlar. (Kurân’ın okunuşu) onların HUŞÛsunu artırır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. De ki: "‘Allâh’ diye yönelin veya ‘ Rahmân’ diye yönelin! Hangi anlayış ile yönelseniz, El Esmâ ül Hüsnâ O’na aittir (Esmâ ül Hüsnâ ile işaret olunan hep aynı TEK! TEK’in değişik özelliklerine işaret eden isimler; illâ "HÛ")! Salâtında sesini yükseltme, onu gizleyip kısma da; ikisi arası bir yol tut." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "Hamd, çocuk edinmemiş, mülkte ortağı olmayan ve yetersizlik dolayısıyla velîye de muhtaçlığı söz konusu olmayan Allâh’a aittir" de; O’nu (muhteşem azametini) tekbir et (hisset) (Allâhu Ekber)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster