1. Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah’dır ki, kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselâmı) gece Mescid-i Harâm’dan (Mekke’den alıp) o etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya kadar götürdü; ona, âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acaibliklerden) gösterelim diye yaptık. Hakikat bu: O Semî’dir = her şeyi işitir, Basîr’dir= her şeyi görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Mûsa’ya da kitap verdik ve benden başka bir vekil edinmeyin diye, onu İsraîloğulları için bir hidayet rehberi kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ey Nûh ile beraber gemiye yüklediğimiz kimselerin zürriyeti (Olan siz insanlar, bunu düşünün ve benden başka vekil edinmeyin), doğrusu bu ki, Nûh, çok şükreden bir kuldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Biz, İsrâil Oğullarına Tevrat’da şunu vahyettik: Muhakkak siz, Şam arazisinde iki defa fesad çıkaracaksınız (iki peygamber öldüreceksiniz) ve muhakkak ki, çok büyük bir azgınlıkla taşacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Onlardan birinci fesadınızın ceza vakti gelince kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize musallat ettik de (onlar sizi yakalayıp öldürmek veya esir etmek için) evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu, yapılması kesinleşmiş bir vaad idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (Tevbekâr olduktan) sonra sizi, tekrar o istilâcılar üzerine galip getirdik, size mallarla ve oğullarla imdad ettik. Cemiyyetinizi de (önceki topluluğunuzdan) daha fazla yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Eğer iyilik ve güzellik işlerseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz; ve eğer kötülük ederseniz yine kendinize... Artık diğer fesadınızın ceza vaadî gelince de, (önceki düşmanlarınız size kötülük ederek kederinizden doğan) fenalık eserini yüzlerinize çıkarsınlar; birinci defa girdikleri (ve tahrip ettikleri) gibi, yine Beyt-i Makdis’e girsinler ve her istilâ ettikleri yeri mahvedip dursunlar diye, onları üzerinize musallat ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Olur ki, bu ikinci azabdan sonra tevbe edersiniz de, Rabbiniz size merhamet eder; ve eğer tekrar fesada dönerseniz biz de (size ceza vermeye) döneriz. Biz, cehennem’i, kâfirlere bir zindan yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Gerçekten bu Kur’ân, insanları en doğru yola iletir ve sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Ahirete iman etmiyenlere de, acıklı bir azab hazırladığımızı haber verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İnsan, hayra dua eder gibi, (kızınca) fenalığa dua eder (zararına olarak bedduada bulunur). İnsan (akıbetini düşünmemekle) pek aceleci olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Biz, geceyi ve gündüzü kudretimize delâlet eden iki alâmet yaptık da, sonra gece alâmetini giderip yerine gündüz alâmetini (eşyayı) gösterici kıldık, ki Rabbinizden (geçim için) bir lütuf arayasınız, yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz. Biz, her şeyi apaçık olarak beyan ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Herkesin amelini kendi boynuna taktık (ondan ayrılamaz). Kıyamet günü onun için bir kitap çıkaracağız ki, ona açılmış olarak kavuşacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. (Ona şöyle diyeceğiz): "- Oku kitabını, bugün üzerine hesap görücü olarak nefsin sana yeter." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kim doğru yolda giderse ancak kendisi için doğru yolda bulunur (Sevab kendisinedir). Kim de sapıklık ederse, yalnız kendi aleyhine sapıklık eder (cezasını çeker). Hiç bir günâhkâr da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azab etmeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Bir memleketi helâk etmek istediğimiz zaman, o memleketin zevke düşkün öncülerine Peygamberlerinin diliyle itaat emrederiz. Onlar, orada boyun eğmezler, itaat etmezler. Artık o memleket üzerine hüküm gerçekleşmiştir. İşte o memleketi kökünden helâk eder de ederiz... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Nûh’dan sonra nice asırlar boyu insanları helâk ettik. Kullarının günahlarına Rabbinin Habîr, Bâsir olması yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kim ameli ile dünya menfaatını isterse, dilediğimiz kimseye istediğimiz şeyi, dünyada peşin veririz; sonra da onu cehennem’e koyarız; kötülenmiş ve rahmetten koğulmuş bir halde ona ulaşır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Kim de mümin olduğu halde ahireti ister ve çalışmasını da onun için yaparsa, işte bunların çalışmaları makbul olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Her birine: dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da, Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç kimseden menedilmiş değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Bak, bir kısmını diğerine nasıl üstün kıldık (rızk ve mevkilerini değişik yaptık). Elbette âhiret, derece farkları yönünden daha büyüktür, faziletçe de daha yüksektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Allah ile beraber başka ilâh edinme ki, sonra kınanmış ve dayanaksız kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, ana babaya güzellikle muâmele edin, eğer onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık haline ulaşırsa, sakın onlara "Öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de iyi ve yumuşak söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. İkisine de acıyarak tevazu kanadını indir ve şöyle de: "-Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken terbiye edip yetiştirdikeri gibi, sen de kendilerine merhamet et." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Rabbiniz, içinizdekini daha iyi bilir. Eğer iyi kimseler olursanız, elbette Allah, kendine dönüp tevbe edenleri bağışlayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Çünkü israf yapanlar, Şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankör bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Eğer Rabbinden istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (verecek durumun olmazsa), o zaman da kendilerine yumuşak bir söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Gerçekten senin Rabbin, dilediği kimse için, rızkı genişletir ve daraltır. Şüphe yok ki Allah, kullarının hallerinden haberdardır, her şeyi görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Bir de fakirlik korkusu ile (Cahiliyyet devrinde olduğu gibi) çocuklarınızı öldürmeyin. Onlara da, size de rızkı biz veririz. Muhakkak ki onları öldürmek, çok büyük bir günah bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o , pek çirkindir ve kötü bir yoldur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın (öldürülmesini) haram ettiği cana kıymayın. Kim haksızlığa uğrayarak öldürülürse, biz o ölünün (geride kalan) velisine bir yetki verdik (ölünün hakkını öldürenden ister). O da cana kıyma işinde ileri gitmesin (Şer’î hükümlerin dışına çıkmasın). Çünkü o veli, (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuş bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne (yaşına) erişinceye kadar en güzel şekilde (malını koruyup çoğaltmak için) yaklaşabilirsiniz. Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin, çünkü verdiği sözden cayan (kıyamet günü) sorumludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ölçtüğünüz zaman tam ölçün, doğru terazi ile tartın. Bu (doğru ölçmek ticaretiniz için) daha hayırlıdır ve netice itibariyle de daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Yer yüzünde kibir ve azametle yürüme, çünkü sen, aslâ Arz’ı yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Kötü olan bütün yasaklar. Rabbinin katında mekrûhtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (Ey Rasûlüm), işte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdendir. Sakın Allah ile beraber başka bir ilâh uydurma ki, sonra yerinmiş, Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (Melekler, Allah’ın kızlarıdır, diyen ey müşrikler!) Rabbiniz, size oğulları has kıldı da, kendisi meleklerden dişiler mi edindi? Gerçekten siz çok büyük söz söylüyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Biz, Bu Kur’ân’da ibret misalleri verdik; cennet’le müjdeledik, Cehennem’le korkuttuk ki, düşünüp akıllarını başlarına alsınlar. Halbuki bu, ancak onların hakdan nefretini artırıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. (Ey Rasûlüm, müşrikler hakkında) de ki: "-Allah’la beraber, dedikleri gibi ilâhlar olaydı, o takdirde bu ilâhlar Arş’ın sahibine (Allah’a üstün gelmek için) muhakkak ki bir yol ararlardı. (onunla çarpışırlardı)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Allah, onların söyledikleri şeylerden çok büyük bir yükseklikle münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Yedi gök ve yer, bir de bunlar içinde bulunanlar (insan, cin ve melekler) Allah’ı tesbîh ederler. Hiçbir varlık yoktur ki, O’nu hamd ile tesbîh etmesin. Fakat siz, onların tesbihini (dillerini bilmediğinizden) anlamazsınız. O gerçekten Halîm’dir, Gafûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Sen Kur’ân’ı okuduğun zaman, biz, seninle ahirete inanmıyanların arasına görünmez bir perde çekeriz. (Böylece seni göremezler ve sana bir zarar yapamazlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ve kalblerinin üzerine, Kur’ân’ı anlamalarına engel perdeler geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık veririz. Rabbini, Kur’ân’da tek (eşsiz) olarak andığın zaman da, ürkerek arkalarını döner giderler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Onlar senin okuyuşunu dinlerken nasıl (alay ederek) dinlediklerini, birbirleriyle fısıldaşırlarken de o zalimlerin: "- Siz ancak büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz." demekte olduklarını biz çok iyi biliyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Bir de şöyle dediler: "-Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. (Ey Rasûlüm, onlara) söyle: "- İster taş olun, ister demir olun, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Yahud gönlünüzde büyüyen (dağlar ve gökler gibi kuvvetli) her hangi bir yaratık olun, muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz." Onlar şöyle diyeceklerdir: "-O halde, öldükten sonra bizi kim diriltilip geri çevirecek?" Sen de de ki: "-Sizi ilk defa yaratamış olan kudret sahibi Allah diriltecek." O zaman alay ederek başlarını sallayacaklar da: "- Ne vakit o?" diyecekler. De ki: "-Muhakkak olması yakındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. (Allah, kıyamette hesaba çekmek için) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde, pek az bir müddet kaldınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Mümin kullarıma söyle ki, (kâfirlere) en güzel olan kelimeyi (yumuşak ve tatalı sözlü) söylesinler, çünkü Şeytan aralarına fesad sokar. Şüphe yok ki, Şeytan, insan için açık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. (Onlara söyliyeceğiniz en güzel kelime şudur):"- Rabbiniz, sizi, çok daha iyi bilir. Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder, yahut dilerse (küfür üzere ölmekle) size azab eder". Seni de (ey Rasûlüm kendilerini imana zorlamak için) üzerlerine bir vekil göndermedik. (Bu âyetin hükmü kıtal âyeti ile nesh edilmiştir.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Rabbin, göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir, (onlardan dilediğine Peygamberlik verir.) Muhakka ki, biz, peygamberlerin bazısını (faziletçe) bazısına üstün kıldık. Dâvud’a da (ahir zaman peygamberinin faziletini bildiren) Zebûr’u verdik. (Bu âyet-i kerime, "Ebû Tâlib’in yetimi nasıl peygamber olabilir? diyen Kureyş kâfirlerini reddetmektedir.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ey Rasûlüm, müşriklere de ki: "- Allah’dan başka, ilâhlarınız diye inandıklarınızı çağırın, size yardım etsinler. Bu takdirde sizden sıkıntıyı ne kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. (Müşriklerin ilâh diye tapındıkları) bunlar (Melekler), içlerinden hangileri hayır (İbadet) yapmakla (Allah’a) yakın olacak kaygısı ile Rablerine vesile (derece yakınlığı) ararlar; rahmetini umarlar ve O’ndan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hiç bir memleket (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu (öldürerek) helâk etmiyelim, yahut şiddetli bir azab ile azablandırmıyalım. Bu, Levh-i Mahfuzda yazılıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Kureyş kavminin iman etmek için istediği) o mûcizeleri göndermekten bizi alıkoyan da yoktur. Ancak bu mûcizeleri, evvelki ümmetler yalanladılar (Yine imana gelmediler). Biz, Semûd’a, açık bir mûcize olarak o dişi deveyi verdik de, sonra inkâr edip öldürdüler. Halbuki biz, o mûcizeleri, ancak korkutmak için göndeririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Vaktiyle sana şöyle vahyetmiştik: Muhakkak Rabbin, insanları (Kureyş kâfirlerini azab ile) kuşatmıştır. İsrâ gecesi, sana, o âlenen gösterdiğimizi ve Kur’ân’da lânet edilen (ve cehennem’in dibinde biten Zakkûm isimli) ağacı da, yalnız insanlara bir imtihan yaptık (insanlardan kimi İsrâ hâdisesini, kimi de cehennemde ağaç biteceğini inkâr etti). Biz, onları korkutuyoruz. Fakat bu, ancak onlara büyük bir taşkınlık ilâve ediyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Yine hatırla ki, bir vakit meleklere: "- Âdem için secde edin." demiştik de onlar hemen secde etmişlerdi. Fakat, İblis secde etmemiş, şöyle demişti: "- Ben, bir çamur halinde yarattığın kimseye secde eder miyim? " Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. İblis, baksana şu üzerime mükerrem kıldığın kimseye! Eğer kıyamet gününe kadar beni geciktirirsen, yemin ederim ki, Âdem’in zürriyetini (nesilini) -azı müstesna olmak üzere- muhakkak kandırıp kendime bağlarım, demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Allah, şöyle buyurdu: Def ol git! Artık onlardan kim sana uyarsa, biliniz ki, cehennem de sizin cezanızdır; mükemmel bir ceza!... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Hem insanlardan gücün yettiği kimseleri, sesinle (Şehevî çalgılarla) kaydır ve fenalığa götüren süvarilerinle, piyadelerinle üzerlerine yaygara kopar. (Haram kazandırmakla) mallarına ve (zina yaptırmakla) evlâdlarına ortak ol; onlara (yalan yere) vaadlerde bulun. Fakat Şeytan, onlara, yalnız bir aldanış vaad eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Doğrusu, benim o gerçek kullarım var ya! Senin (ey İblis) onlar üzerine hiç bir hâkimiyetin yoktur. Rabbin ise, vekil olarak yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Rabbiniz o varlıktır ki, fazlından nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. Muhakkak ki, O, size, çok merhametli bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Denizde boğulma korkusunun şiddeti, size geldiği zaman, Allah’dan başka taptığınız bütün putlar hatırınızdan, kaybolur; yalnız O’na dua edersiniz. Fakat Allah sizi kurtarıp karaya çıkarınca da (tevhîd dininden) yüz çevirirsiniz. İnsan, çok nankör bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Acaba denizden karaya çıkmanızla, kara tarafında sizi yere geçirmesinden, yahud üzerinize çakıllı bir rüzgâr salıvermesinden emin mi oldunuz? (Allah bunu da yapar). Sonra (kendinizi koruyucu) hiç bir vekil bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yoksa, sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize, kırıp dökücü bir rüzgâr fırtınası göndermesinden ve böylece sizi ettiğiniz nankörlük sebebiyle boğmasından emin mi oldunuz? Sonra bu yaptığımıza karşı aleyhimize size yardım edecek (intikam alacak) bir koruyucu bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Gerçekten biz, Âdemoğullarını (diğer hayvanlar üzerine) üstün kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve onlara hoş rızıklar verdik. Kendilerini, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Ey Rasûlüm), bütün insanları peygamberleriyle çağıracağımız kıyamet gününü hatırla... O gün (amellerinin) kitabı sağ eline verilenler, işte onlar kitablarını (sevinçle) okuyacaklar ve kıl kadar zulme uğratılmıyacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Kim de bu dünyada (hakkı görüp kabul etmiyecek şekilde) kör olursa, artık o, ahirette de kördür ve yol bakımından da daha sapıktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Az kalsın seni bile, sana vahy ettiğimizden başkasını bize iftira edesin diye, fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi. (Bu âyet-i kerime, Sakîf kabilesinin, Hz. Peygamber efendimizden din hükümlerini kendi menfaatlerine uygun olarak değiştirmesini istemeleri üzerine nâzil olmuştur.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara az bir şey meyledecektin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. O takdirde, dünya ve ahiret azabını iki kat olarak sana muhakkak taddıracaktık. Sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı bulamıyacaktın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. (Ey Rasûlüm), yakında seni bu Mekke’den çıkarmak için muhakkak ki, seni rahatsız edecekler ve o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklar (helâk olacaklardır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Senden önce göndermiş olduğumuz peygamberler için, bunu (Peygamberleri yerlerinden çıkaranların helâk edilişini, Allah bir) âded etmiştir. (Ey Rasûlüm) sen bizim âdetimizde (kurduğumuz yolda) hiç bir değişiklik bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Güneşin öğlede zevali dolayısiyle gece karanlığına kadar (öğle, ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde) gereği üzere namazı kıl, bir de sabah namazı kıl. Çünkü, sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulunur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. (Ey Rasûlüm), sana mahsus fazla bir namaz olarak, gece uykudan kalk da, Kur’ân ile teheccüd (gece namazı) kıl. Rabbinin, seni bir Makam-ı Mahmud’a (ahiretteki Şefaat Makamına) göndermesi yakındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. De ki: "-Rabbim! Beni, rıza ve kolaylık konuluşu ile kabre koy ve kıyamet dirilişinde de, beni, iyi bir çıkarışla çıkar; tarafından bana, kâfirleri mağlûp edecek kudretli bir yardımcı ver." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. De ki: "- Hak geldi ve bâtıl yok oldu gitti. Gerçekten bâtıl daima yokluğa mahkûm bulunmaktadır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Biz Kur’ân’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki, müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak sapıklığını artırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Biz, insana (sağlık ve genişlik gibi) nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip yan çizer. Ona fenalık dokununca da pek ümitsiz olur, (Allah’ın ihsanından ümidini keser). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. De ki: "- Herkes bulunduğu hal ve niyyetine göre iş yapar. O halde, kimin yolca daha doğru olduğunu, Rabbin daha iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Ey Rasûlüm) bir de sana rûh’dan, (Rûh’un hakîkatından) soruyorlar. De ki; rûh Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Yemin olsun ki, eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur’an’ı kalblerden ve yazılı satırlardan gideririz; sonra onu kalblere ve satırlara geri çevirecek bize karşı, kendine bir vekil bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Fakat Kur’ân’ı kalbinde ezberlemen, ancak Rabbinin bir ihsanıdır. Gerçekten O’nun, senin üzerindeki ihsânı çok büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Ey Rasûlüm, de ki: "- Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Yemin olsun ki, biz bu Kur’an’da insanlar için her çeşit mânayı tekrar ettik. Fakat insanların çoğu kabulden yüz çevirdi, ancak küfrü seçti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. (Kur’an’ın belâgat ve azameti karşısında âciz kalan müşrikler şöyle) dediler: "- Biz, sana, asla inanmayız; tâ ki bizim için şu yerden (Mekke’den) bir pınar akıtırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Yahud hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından bol bol nehirler akıtasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Yahud söyleyip zannettiğin gibi, semayı parça parça azab olarak üzerimize düşüresin, yahud Allah’ı ve melekleri söylediğine şâhid getiresin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Yahud altından bir evin olsun, yahud semaya çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız, tâ ki bize, okuyacağımız bir kitap indiresin (böylece Peygamber olduğunu orada okumuş olalım). De ki: "-Rabbimi tenzîh ederim. Ben, ancak diğer insanlar gibi bir insanım, diğer peygamberler gibi de bir Peygamberim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Mekke’lilere doğru yolu gösteren peygamber, onlara Kur’an ile geldiği zaman, insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: "Allah bir insanı mı Peygamber gönderdi, (Peygamber olarak bir Melek göndermeliydi?) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (Ey Rasûlüm, Mekke’lilere) şöyle de: "- Eğer (insanlar gibi) yeryüzünde, yürüyüp duran Melekler olsaydı, elbette onlara da gökten melek bir peygamber gönderirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. De ki: "- Allah, sizinle benim aramda şâhid yeter. Muhakkak ki o, kullarının yaptığından haberdardır, bütün hallerini görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allah, kime hidayet ederse o doğru yoldadır, Kimi de sapıklığa düşürürse, artık bunlar için Allah’dan başka asla yardımcılar bulamazsın. Biz, o kâfirleri kıyamet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları halde yüzleri üstü sürünerek haşredeceğiz. Varacakları yer cehennem’dir, onun ateşi dindikçe, onlara ateşi artıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Bu, onların cezasıdır; çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "- Biz, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, gerçekten yeni bir yaratılışla diriltileceğiz!..." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah, o insanlar için, bir de ecel (ölüm vakti) tayin buyurdu ki, onda hiç şüphe yok. Fakat zalimler, hakkı kabulden yüz çevirdiler; ancak küfrü seçtiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. (Ey Rasûlüm, kâfirlere) de ki: "- Eğer siz, Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o vakit, harcayıp tüketmek korkusuyla muhakkak tutkunluk ederdiniz." İnsan çok cimri bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Yemin olsun ki, biz Mûsa’ya apaçık dokuz mûcize verdik. İsrailoğullarına sor, Mûsa onlara geldiği vakit, Firavun ona şöyle demişti: "Ya Mûsa! Ben seni, muhakkak büyülenmiş zannediyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Mûsa dedi ki: "Pekalâ bilirsin ki, bu mûcizeler birer ibret olsunlar diye, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmemiştir. Ben de, ey Firavun! Seni helak olmuş zannediyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Nihayet Firavun, Mûsa ve kavmini Mısır arazısinden çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem beraberindekileri toptan denizde boğuverdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Arkasından İsraîloğullarına şöyle dedik: Firavun’un sizi çıkarmak istediği arazide siz oturun. Sonra ahiret vaadi (kıyamet) geldiği zaman, onları da sizi de bir araya getireceğiz (Sonra aranızda hüküm vererek iyi ve kötü olanlarınızı ayıracağız). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Biz, bu Kur’an’ı hakkı tesbit için indirdik ve o hikmet ile indi. Seni de ancak itaatkârları müjdeleyici ve asileri korkutucu olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Hem onu, bir Kur’ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve âyet âyet yirmi üç yılda) indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. (Ey Rasûlüm), de ki: "- İster ona inanın ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur’ân’ın kemalini değiştirmez.) çünkü Kur’ân’dan önce kendilerine Tevrat’la, ahir zaman Peygamberinin vasfına dair ilim verilenlere karşı, Kur’ân okunduğu zaman, yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar. (Allah’a şükrediyorlar). () Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Ve şöyle diyorlar: "- Rabbimizi tenzih ederiz (vaadini yerine getirir). Gerçekten Rabbimiz vaadi yerine getirilmiş bulunuyor." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de bu Kur’ân’ı işitmek, onların kalb yumuşaklığını artırıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. De ki: "-İster, Allah deyip dua edin, ister Rahman deyin; hangisini derseniz, onundur en güzel isimler (Esma-i Hüsnâ), Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizleme. Bu ikisinin arasını bir yol tut. (Ebû Cehil, Peygamber Efendimizin Ya Allah!... Ya Rahman!, diye dua ettiğini işitince: "- Bizi iki ilâha ibadet etmekten alıkoyuyor, halbuki kendisi başka bir ilâha dua ediyor." demiş ve bu âyet-i kerime, bunun üzerine nâzil olmuştur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Şöyle de : "- Evlâd edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmıyan ve zelil kimselerden yardımcısı olmayan Allah’a hamd olsun..." O’nu noksanlıklardan yücelt de yücelt... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster