1. Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammed`i) bir gece Mescid-i Harâm`dan, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ`ya (İsrâ -gece yürüyüşü- ile) götüren (Allah, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Şübhesiz ki Semî`(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören), ancak O`dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (Biz) Mûsâ`ya da Kitab verdik ve: `Benden başka bir Vekîl edinmeyin!` diye onu İsrâiloğullarına bir hidâyet rehberi kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (Ey) Nûh ile berâber (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli (olan insanlar)! Şübhesiz ki o (Nûh), çok şükreden bir kul idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Ve İsrâiloğullarına Kitab`da: `(Siz) yeryüzünde muhakkak iki def`a fesad çıkaracaksınız ve gerçekten büyük bir taşkınlıkla azacaksınız!` diye hükmettik(bildirdik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (Onlara dedik ki:) `Artık, o ikisinden birincisinin va`desi geldiği (ve baştan çıktığınız) zaman, üzerinize şiddetli (kendileri de isyankâr), harb ehli bizim (mahlûkumuz)olan birtakım kullar gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu (zilletemahkûmiyetiniz) ise, yerine getirilmiş bir va`d idi.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. `Sonra onlara karşı (üstünlüğünüzü) size tekrar geri verdik, hem size mallarla ve oğullarla yardım ettik, hem sizi cem`iyetçe daha çok kıldık.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. (Kendilerine bildirdik ki:) `Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük ederseniz, yine onun içindir (kendi nefsiniz aleyhinedir). Artık sonrakinin(ikinci fesâdınızın) va`desi geldiği (ve tekrar azdığınız) zaman ise, (yine birtakım kulları başınıza musallat ettik ki) yüzlerinizi kötü etsinler, ilk def`a girdikleri gibi, yine mescide(Beyt-i Makdis`e) girsinler ve ele geçirdikleri şeyleri tamâmen imhâ ederek mahvetsinler!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. `(Eğer tevbe ederseniz) umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Fakat tekrar(fesâda) dönerseniz, (biz de cezâya) döneriz. Ve (biz) Cehennemi, kâfirler için bir zindan yaptık.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Muhakkak ki bu Kur`ân, (insanları) en doğru yola hidâyet eder ve sâlih ameller işleyen mü`minlere, kendileri için şübhesiz büyük bir mükâfât olduğunu müjdeler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Hem âhirete îmân etmeyenlere, kendileri için hakikaten (pek) elemli bir azab hazırladığımızı (haber verir)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İnsan ise, (bazen öfkelenerek, bazen bilmeyerek) hayra olan duâsı gibi (kendi aleyhine olarak) şerre duâ eder. Çünki insan, (işin sonunu düşünmez ve) çok acelecidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Gece ile gündüzü de (kudretimize) iki delil yaptık; sonra gece delîlini silip (yerine)gündüz delîlini (etrâfınızı) gösterici (bir aydınlık) yaptık ki, Rabbinizin fazlından (rızkınızı)arayasınız, hem yılların sayısını ve (vakitlerin) hesâbı(nı) bilesiniz! Ve (biz) herşeyi açık açık beyân ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Ve her insanın amelini, kendi boynuna bağladık. Kıyâmet günü onun için (oamellerinin yazıldığı) bir kitab çıkarırız ki, onu açılmış olarak önünde bulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. `Kitâbını oku! Bugün sana hesab sorucu olarak nefsin yeter!` (denilecek). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kim hidâyete ererse, artık ancak kendisi için hidâyete ermiş olur. Kim de dalâlete düşerse, o takdirde ancak kendi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Hem hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez. (Biz) bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azâb ediciler değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ve (biz) bir şehri (isyanları yüzünden) helâk etmek istediğimiz zaman, oranın şımarık ileri gelenlerine (Allah`a itâat etmelerini) emrederiz de (onlar) orada (emrimize)isyân ederler; böylece oraya (azab) söz(ü) hak olur; artık (biz de) orayı tamâmen mahvederek helâk ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Nûh`dan sonra da nice nesilleri (isyanları sebebiyle) helâk ettik. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar, kemâliyle görücü olarak Rabbin yeter! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kim çabuk geçen (bu dünyay)ı isterse, (artık) orada istediğimiz şeyi kimin için dilersek, kendisine çabucak veririz; sonra ona Cehennemi tahsîs ederiz; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Kim de âhireti ister ve mü`min olarak ona lâyık bir gayretle çalışırsa, işte onların çalışmaları (Allah katında) makbûldür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Herbirine, onlara ve bunlara (dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de)Rabbinin ihsânından meded veririz. Rabbinin ihsânı ise (kimseye) yasaklanmış değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Bak, (rızıkta ve makamda) onların bazısını bazısından nasıl üstün kıldık! Elbette âhiret, hem dereceler i`tibâriyle daha büyük, hem de üstünlük i`tibâriyle daha büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (Ey insan!) Allah ile berâber başka bir ilâh edinme! Yoksa, kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Ve Rabbin, kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa erişirse, sakın onlara `öf!` bile deme! Onları azarlama ve onlara güzel söz söyle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Hem onlara merhamet(in)den alçak gönüllülük kanadını indir ve de ki: `Rabbim!(Onlar) beni küçük iken nasıl (merhamet edip) yetiştirdilerse, (sen de) onlara (öyle)merhamet eyle!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer sâlih kimseler olursanız, hiç şübhesiz ki O, çokça tevbe eden kimselere çok mağfiret edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Akrabâya, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver; fakat isrâf ederek saçıp savurma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Çünki saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridirler. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Eğer (bir şey verecek durumda olmayıp) Rabbinden ümîd ettiğin bir rahmeti(rızkı) aramak için onlardan (o hak sâhiblerinden) yüz çevir(mek mecbûriyetinde kal)ırsan, artık (elime geçerse veririm, ma`nâsında) onlara yumuşak bir söz söyle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Hem elini boynuna bağlı kılma (cimri olma); onu büsbütün geniş davranarak da açma! Yoksa, kınanmış ve pişman bir hâlde oturup kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Doğrusu Rabbin, dilediği kimseye bol rızık verir, dilediği kimseye de kısar ve ölçülü verir. Hiç şüphesiz O, kullarının (her halinden) hakkıyla haberdardır ve onları (her halleriyle) hakkıyla görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Hem fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin! Onları da sizi de biz rızıklandırırız. Şübhesiz onları öldürmek, büyük bir günahtır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Ve zinâya yaklaşmayın (o cürmün sebeblerinden dahi uzak durun); çünki o, çirkin bir iştir. Ve ne kötü bir yoldur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Hem hak bir sebeb olmadıkça, Allah`ın haram kıldığı canı öldürmeyin! Bir kimse zulme uğramış olarak öldürülürse, o hâlde şübhesiz ki onun velîsine (hakkını araması için)bir salâhiyet vermişizdir; artık (o da) öldürmede (Allah`ın koyduğu) haddi aşmasın! Çünki kendisi (de) yardım olunan bir kimsedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ve rüşdüne erinceye kadar yetîmin malına, en güzel bir şekilde (onu muhâfaza maksadıyla) olması müstesnâ, yaklaşmayın! Verilen sözü de yerine getirin! Çünki verilen sözde bir mes`ûliyet vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ölçtüğünüz zaman ise, ölçüyü tam yapın, doğru terâzi ile tartın! Bu (sizin için)daha hayırlıdır ve netîce i`tibâriyle daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. Şüphesiz kulak, göz ve kalb; bunların tümü ondan sorumludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünki sen ne yeri yarabilir, ne de boyca dağlara erişebilirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Bütün bunların (bu tavırların) kötü olanları, Rabbinin katında hoş görülmeyen şeylerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmet(ler)dendir. Allah ile berâber başka bir ilâh edinme; yoksa kınanmış ve kovulmuş olarak Cehenneme atılırsın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (Ey müşrikler!) Rabbiniz, oğulları size ayırdı da (kendisi) meleklerden kızlar mı edindi? Doğrusu siz, gerçekten (Allah`ın gayretine dokunacak) büyük bir söz söylüyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Şübhesiz ki (bu ihtârı) bu Kur`ân`da türlü şekillerde ifâde ettik ki, düşünüp ibret alsınlar. Fakat (bu), onlara (hakka karşı) nefretten başka bir şey artırmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Eğer O`nun ile berâber, söyleyip durdukları gibi ilâhlar olsaydı, o takdirde (onlar) arşın sâhibine (üstün gelmek için) bir yol ararlardı.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. O, onların söylemekte olduklarından pek münezzehtir ve nihâyetsiz büyük bir yükseklikle pek yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Yedi gök ile yer ve bunlarda bulunan herkes O`nu tesbîh eder. Ve O`na, hamd ile tesbîh etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat (siz) onların tesbihlerini anlamazsınız. Şübhesiz ki O, Halîm (azabda hiç acele etmeyen)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. (Ey Resûlüm!) Kur`ân okuduğun zaman, seninle âhirete îmân etmeyenlerin arasına(bildikleri hâlde inkâr etmeleri sebebiyle) gizli bir perde çekeriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ve kalblerinin üzerine (kendilerinin de istediği gibi) onu iyice anlamasınlar diye perdeler çekeriz, kulaklarına da bir ağırlık (koyarız)! Çünki Kur`ân`da Rabbini bir olarak zikrettiğin vakit, (onlar) nefret ederek arkalarını dönüp giderler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Seni dinlerken ne maksadla dinlemekte olduklarını ve onlar (kendi aralarında)fısıldaşırlarken o zâlimleri: `(Siz) ancak sihirlenmiş bir adama tâbi` oluyorsunuz!` diyorlarken en iyi bilen biziz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Bak, senin için (şâir, sihirbaz ve kâhin diyerek) nasıl misâller getirdiler de bu yüzden dalâlete düştüler; artık (hakka giden) bir yola güçleri yetmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Ve dediler ki: `(Biz) bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecek kimseleriz?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. De ki: `İster taş ve ister demir olun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. `İsterse gönlünüzde büyüyen (dirilmesi size imkânsız gelen) herhangi bir mahlûk!(Allah sizi mutlaka diriltecektir.)` Buna rağmen diyecekler ki: `Bizi tekrar (hayâta) kim döndürecek?` De ki: `Sizi ilk def`a yaratan!` Bunun üzerine sana (alaylı alaylı) başlarını sallayacaklar ve: `Ne zaman o?` diyecekler. De ki: `Umulur ki yakın olabilir!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Sizi (kabirlerinizden) çağıracağı gün, hemen O`na hamd ederek (da`vetine) icâbet edeceksiniz ve (dünyada) ancak pek az kaldığınızı zannedeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. (Habîbim, yâ Muhammed!) Kullarıma söyle; (kâfirlere, sözün) en güzel olanı(nı)söylesinler! Çünki şeytan, (onların mü`minlerle) aralarını bozmak ister. Şübhesiz şeytan, insana apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. (Onlara söylesinler ki:) `Rabbiniz sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder, dilerse size azâb eder.` Hem seni, onların üzerine vekîl göndermedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri de en iyi bilendir. And olsun ki, peygamberlerin bazısını bazısına üstün kıldık; Dâvûd`a da Zebûr`u verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. De ki: `O`ndan başka (ilâh) zannettiklerinize yalvarın; hâlbuki (onlar) ne sizden sıkıntıyı giderebilirler, ne de (onu başka bir tarafa) çevirebilirler.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Onların (ilâh diye) yalvarıp durdukları şeyler, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesîle ararlar; O`nun rahmetini umarlar ve azâbından korkarlar. Çünki Rabbinin azâbı (pek) korkunçtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hiçbir şehir yoktur ki, biz kıyâmet gününden önce helâk edicileri veya şiddetli bir azâb ile azâb edicileri olmayalım. Bu, kitabda (Levh-i Mahfûz`da) yazılmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Müşriklerin istedikleri) o mu`cizeleri göndermekten bizi alıkoyan (tek) şey, evvelkilerin onları yalanlamasıdır. Nitekim Semûd (kavmin)e (peygamberlerinin hakkaniyetini) gösteren (bir mu`cize) olarak o dişi deveyi vermiştik de ona (o mu`cizeyiyalanlamaları sebebiyle, kendilerine) zulmettiler. Hâlbuki (böyle) mu`cizeleri, ancak korkutmak için göndeririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hani sana da: `Şübhesiz ki Rabbin, insanları (ilim ve kudretiyle) kuşatmıştır (kimseden korkmadan teblîğe devâm et)!` demiştik. Sana (Mi`râcGecesi) gösterdiğimiz o temâşâyı ve Kur`ân`da lâ`netlenen (Cehennemdeki Zakkum)ağacı(nı) da ancak insanlar için bir imtihan yaptık. Çünki (biz) onları korkutuyoruz, fakat(bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şey artırmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Bir zaman da meleklere: `Âdem`e secde edin!` buyurmuştuk; (cinlerden olan)İblis hâriç, hemen secde ettiler. (İblis:) `Bir çamur olarak yarattığın kimseye secde mi edeceğim?` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. `Şu bana üstün kıldığını gördün mü? Yemîn olsun ki, eğer beni kıyâmet gününe kadar geciktirir (ve bana mühlet verir)sen, onun zürriyetini, pek azı müstesnâ, mutlakahâkimiyetim altına alacağım` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (Allah) buyurdu ki: `(Çık) git! Artık onlardan kim sana uyarsa, hiç şübhesiz ki tam bir karşılık olarak cezânız, Cehennemdir!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. `Hem onlardan gücünün yettiği kimseleri sesinle (vesvesenle) yerinden oynat; süvârilerin ve yayalarınla üzerlerine yaygarayı bas; mallarda ve evlâdlarda kendilerine ortak ol ve onlara (yalan) va`dlerde bulun!` Zâten şeytan, onlara aldatmadan başka ne va`d eder? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. `Şübhesiz ki kullarımın üzerinde senin için bir hâkimiyet yoktur. (Onlara) Vekîl olarak ise Rabbin yeter!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (Ey insanlar!) Rabbiniz, fazlından (rızkınızı) arayasınız diye denizde gemileri sizin için yüzdürendir. Muhakkak ki O, size karşı çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Denizde size zarar (boğulma korkusu) dokunduğu vakit, O`ndan (Allah`dan)başka yalvarmakta olduklarınız (hatırınızdan) kaybolup gider. Fakat, sizi karaya(çıkarmakla) kurtarınca da (O`na itâatten) yüz çevirirsiniz. Zâten insan çok nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Yoksa O`nun, kara tarafında sizi yere batırmasından veya üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermesinden emîn mi oldunuz? Sonra kendinize, (sizi koruyan) bir vekîl de bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yoksa O`nun, sizi başka bir def`a daha oraya (denize) döndürüp de, üzerinize şiddetli bir kasırga göndermesinden (ve) böylece nankörlük etmeniz sebebiyle sizi boğmasından emîn mi oldunuz? Sonra bunun için bize karşı kendinize bir yardımcı da bulamazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Şânım hakkı için (biz), Âdemoğullarını şerefli kıldık; onları karada ve denizde(çeşitli nakil vâsıtaları üzerinde) taşıdık; onları temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğuna fazîletli tutarak üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. O gün her sınıftan insanları imamlarıyla birlikte çağırırız. Artık, kimin kitâbı sağından verilirse, işte onlar kitablarını (sevinerek) okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Ve kim burada (bu dünyada, kalbi) kör olursa, o takdirde o, âhirette de kördür ve yolca en sapık olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. (Habîbim, yâ Muhammed!) Neredeyse (o müşrikler) seni dahi, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftirâ edesin diye, gerçekten fitneye düşüreceklerdi ve(sen onlara uysaydın) o takdirde seni dost edineceklerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Hâlbuki (biz) sana sebat vermemiş olsaydık, gerçekten nerede ise onlara az bir şey meyledecektin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. O takdirde sana hayâtın kat kat (azâb)ını, ölümün de kat kat (azâb)ını tattırırdık; sonra bize karşı kendine bir yardımcı da bulamazdın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Yine nerede ise seni bu yerden (Mekke`den) çıkarmak için gerçekten rahatsız edeceklerdi; hâlbuki o takdirde (kendileri de) senin ardından (orada) ancak pek az kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki (İlâhî) kanun (böyledir) ve(onları yurtlarından çıkaranlara verilen cezâ) olarak bizim kanûnumuzda hiçbir değişiklik bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. (Öğle üzeri) güneşin zevâlinden (sonra öğle, daha sonra ikindi namazını), gecenin kararmasına kadar (gün batımında akşam, iyice karardığında yatsı) namazı(nı) kıl; bir de sabah namazını (kıl)! Çünki sabah namazı (gece ve gündüz melekleri tarafından) şâhid olunan (bir namaz)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hem gecenin bir kısmında (uyanıp) da sana mahsus bir fazla (farz namaz) olmak üzere, onunla (Kur`ân`la) teheccüd (namazı) kıl! Tâ ki Rabbin, seni Makam-ı Mahmûd`a (övülen bir makama) ulaştırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ve de ki: `Rabbim! Beni doğru olan (râzı olacağın) bir girdirişle (Medîne`ye) girdir ve beni doğru olan (râzı olacağın) bir çıkarışla (Mekke`den) çıkar ve bana tarafından yardımcı bir güç ver!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Yine de ki: `Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şübhesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Hem Kur`ân`dan öyle şeyler indiriyoruz ki o, mü`minler için bir şifâ ve bir rahmettir; zâlimlere ise ancak hüsran arttırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. İnsana ni`met verdiğimiz zaman, (şükürden) yüz çevirip yan çizer. Ona (fakirlik ve hastalık gibi) şer dokunduğu zaman da iyice ümidsiz olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. De ki: `Herkes kendi hâline (mizâcına) göre amel eder.` Fakat Rabbin, kimin daha doğru bir yolda olduğunu en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Hem sana ruhdan soruyorlar. De ki: `Ruh Rabbimin emrindendir; size ise ilimden ancak pek az bir şey verilmiştir.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur`ân`ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kur`ân`ı ortadan kaldırmadık); gerçekten O`nun, senin üzerindeki ihsânı (çok) büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Yemîn olsun ki, eğer insanlar ve cinler bu Kur`ân`ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar,(yine) onun benzerini getiremezler.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Şânım hakkı için, bu Kur`ân`da, insanlara her çeşit misâlden (ve ma`nâdan)muhtelif şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ve dediler ki: `Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana aslâ îmân etmeyiz!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. `Veya senin hurma ağaçlarından ve üzüm bağlarından bir bahçen olmalı da aralarından şarıl şarıl nehirler akıtmalısın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. `Yâhut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize parça parça düşürmelisin; veya Allah`ı ve melekleri (açıkça buna) kefîl olarak getirmelisin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. `Yâhut, altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın! Fakat bize okuyacağımız bir kitab indirmedikçe, göğe çıkmana da aslâ inanmayacağız!` De ki: `Rabbimi tenzîh ederim;(ben) sâdece peygamber olan bir insan değil miyim?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Kendilerine hidâyet rehberi geldiği zaman insanları îmân etmekten alıkoyan şey, ancak şöyle demeleri olmuştur: `Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. De ki: `Eğer yeryüzünde yerleşmiş kimseler olarak gezip dolaşanlar melekler olsaydı, elbette onlara (da kendi nev`lerinden) gökten melek bir peygamber gönderirdik.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. De ki: `Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Şübhesiz ki O, kullarından hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allah kimi (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirirse, işte hidâyete eren odur. Kimi de (isyankârlığı yüzünden) dalâlete atarsa, artık kendilerine O`ndan başkayardımcılar aslâ bulamazsın! Ve onları kıyâmet günü yüzleri üstü, kör, dilsiz ve sağır olarak haşrederiz. Onların varacağı yer Cehennemdir. (Onun ateşi) her yavaşladığında, onlara bir alev artırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. İşte bu, onların cezâsıdır; çünki onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: `(Biz) bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecek kimseleriz?` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Görmediler mi ki, şübhesiz gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da hakkıyla gücü yetendir. Kendileri için bir ecel ta`yîn etti ki, onda hiç şübhe yoktur. Fakat zâlimler, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: `Eğer Rabbimin rahmet hazînelerine siz sâhib olsaydınız, o zaman (dahi)harcamak(la tükenir) korkusuyla gerçekten cimrilik ederdiniz. Zâten insan çok cimridir.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Celâlim hakkı için, (biz) Mûsâ`ya apaçık dokuz mu`cize verdik; (Ey Resûlüm!)İşte İsrâiloğullarına sor! (Mûsâ) onlara geldiği zaman, bunun üzerine Fir`avun ona: `Ey Mûsâ! Doğrusu ben seni sihirlenmiş zannediyorum` demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. (Mûsâ ise:) `Gerçekten (sen de) bilirsin ki, bunları birer delil olarak, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Fir`avun! Şübhesiz ki ben de seni mahvolmuş zannediyorum` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Nihâyet (Fir`avun) onları o yerden (Mısırdan) çıkarmak istedi de onu ve berâberindekileri, hep birlikte suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ve onun ardından İsrâiloğullarına şöyle buyurduk: `(Fir`avun`un sizi çıkarmak istediği) bu yerde oturun; artık âhiret va`di (kıyâmet) geldiği zaman, hepinizi (sizi ve onları toplayıp) bir araya getireceğiz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ve onu (Kur`ân`ı) hak ile indirdik; o da (emîn ellerde hiç değişmeden size) hak ile indi. (Ey Resûlüm!) Seni de ancak bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) korkutucu olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Hem onu, bir Kur`ân olarak (âyet âyet) kısımlara ayırdık ki, insanlara onu (iyice anlayabilmeleri için) dura dura okuyasın! Çünki onu (hâdiselere göre, size bir ders olmak üzere) azar azar indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. De ki: `(Artık) ona ister îmân edin, ister îmân etmeyin!` Çünki ondan önce kendilerine ilim verilmiş olanlar (ehl-i kitâbın mü`minleri, Kur`ân) kendilerine okunduğu zaman, secde edici kimseler olarak, yüzleri üstü yere kapanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Ve: `Rabbimizi tenzih ederiz. Rabbimizin vaadi kesinlikle yerine gelmiştir` derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ve ağlayarak yüzleri üstü yere kapanırlar ve (Kur`ân) onlara, (Allah`a) gönülden bağlılığı artırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. De ki: `İster Allah diye duâ edin, ister Rahmân diye duâ edin! Hangisiyle duâ etseniz, işte en güzel isimler O`nundur.` (Ey Habîbim!) Namazında sesini çok yükseltme; onda o kadar da gizleme; bu (ikisi)nin arasında bir yol tut! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Ve de ki: `Hamd O Allah`a mahsustur ki, çocuk edinmemiştir; hem mülkte kendisine hiçbir ortak olmamıştır; âcizlikten (münezzeh olduğundan) dolayı O`nun için hiçbir yardımcı da olmamıştır. Artık O`nu tekbir getirerek yücelt!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster