1. Eksiklikten uzaktır O (Allâh) ki gecenin bir vaktinde kulunu, âyetlerimizden bir bölümünü, kendisine göstermemiz için, Mescid-i Harâm’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya yürüttü. Gerçekten O, işitendir, görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Biz Mûsâ’ya Kitabı verdik ve onu İsrâil oğullarına "Benden başka bir vekil tutmayın!" diye bir kılavuz yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ey Nûh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın çocukları, doğrusu o (Nûh), çok şükreden bir kuldu. (Siz de atanız gibi olun.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Kitapta İsrâil oğullarına şu hükmü verdik: "Siz o ülkede iki kez bozgunculuk yapacaksınız ve çok böbürleneceksiniz (zorbalık edeceksiniz)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va’d idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Sonra tekrar size, onları yenme imkânı verdik ve sizi mallarla, oğullarla destekledik ve savaşçılarınızı çoğalttık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Son taşkınlığınızın zamanı gelince (yine öyle kullar göndeririz) ki, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebeb olsunlar) ve ilk kez girdikleri gibi yine Mescid’e (Kudüs’e) girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (Bundan sonra) Belki Rabbiniz size acır, ama siz (bozgunculuk yapmaya) dönerseniz, biz de (sizi cezâlandırmağa) döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı (bir zindan) yapmışızdır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Gerçekten bu Kur’ân da en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü’minlere, kendileri için büyük bir ecir olduğunu müjdeler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Âhirete inanmayanlara da acı bir azâb hazırlamışızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İnsan, hayra du’â eder gibi, şerre du’â etmekte(hayrı ister gibi şerri istemekte)dir. İnsan pek acelecidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Biz gece ve gündüzü, (kudretimizi gösteren) iki âyet yaptık. Gece âyetini sildik, gündüz âyetini aydınlatıcı yaptık ki hem Rabbinizin lutfunu arayasınız ve hem de yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi açık açık anlattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Her insanın tâir(kuş)ini boynuna bağladık, kıyâmet günü onun için, açılmış olarak bulacağı bir kitâp çıkarırız: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter!" (deriz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur, kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günâhkâr, başkasının günâh yükünü taşımaz. Biz elçi göndermedikçe azâb edecek değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Biz bir kenti helâk etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azâb) karâr(ı) gerekli olur, biz de orayı darmadağın ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Nitekim Nûh’dan sonra nice kuşakları helâk ettik. Kullarının günâhlarını haber alıcı, görücü olarak Rabbin yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kim bu aceleci(dünyâ)yı isterse, orada ona, (evet) istediğimiz kimseye hemen çabucak dilediğimiz kadar veririz; ama sonra yerini cehennem yaparız! Kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Kim de âhireti ister ve inanarak ona yaraşır biçimde çalışırsa, öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Hepsine onlara da, onlara da (dünyâyı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de, mü’minlere de, kâfirlere de) Rabbinin vergisiden uzatırız. Rabbinin vergisi kesilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Bak, (rızık bakımından) nasıl onların kimini kiminden üstün yaptık. Elbette âhiret, dereceler bakımından da daha büyük, üstünlük bakımından da daha büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Allâh ile beraber başka bir tanrı edinme, sonra kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya, iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi, yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır(ihtiyarlık zamanlarında senin yanında kalırlar)sa sakın onlara "Öf!" deme, onları azarlama! Onlara güzel söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Onlara acımadan dolayı, küçülme kanadını indir, (onlara karşı alçak gönüllü ol) ve: "Ey (her varlığı terbiye edip yetiştiren) Rabbim! Bunlar, beni küçükken nasıl (acıyıp) yetiştirdilerse sen de bunlara (öyle) acı!" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Rabbiniz içlerinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz iyi kişiler olursanız şüphesiz O, tevbe edenleri bağışlayandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Çünkü savurganlar, şeytânların kardeşleri olmuşlardır. Şeytân ise Rabbine karşı çok nankördür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Eğer (elin dar olduğu için) Rabbinden umduğun bir rahmeti bekleyerek onlardan yüz çevirecek, (onlara birşey vermeyecek) olursan, bari onlara yumuşak söz söyle. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. El(ler)ini boynuna bağlanmış yapma, tamamen de açma, sonra kınanır, hasret içinde kalırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Rabbin dilediğine rızkı açar (bol bol verir, dilediğine) kısar. Çünkü O, kulları(nın hâli)ni bilir, görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz besliyoruz. Onları öldürmek, büyük günâhtır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Zinâya yaklaşmayın, çünkü o, açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allâh’ın harâm kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. Kim haksızlıkla öldürülürse, onun velisi(olan mirâsçısı)na yetki vermişizdir (öldürülenin hakkını arar. Fakat o da) öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiş(yetki verilmiş)tir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Yetimin malına yaklaşmayın, ancak erginlik çağına erişinceye kadar en güzel bir tarzda (onun malını kullanıp geliştirebilirsiniz). Ahdi de yerine getirin, çünkü ahd’den sorulacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Yeryüzünde kabara kabara yürüme. Çünkü sen yeri yırtamazsın, boyca da dağlara erişemezsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Bunlar("Allâh ile beraber başka tanrı edinme!" âyetinden itibaren sayılan fiiler)in hepsi, kötü olan, Rabbinin katında hoş görülmeyen şeylerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Şunlar, Rabbinin, Hikmet’ten sana vahyettiği(emirleri)ndendir. Allâh ile berebar başka tanrı edinme, sonra kınanmış, (Allâh’ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Rabbiniz, oğulları size seçti de kendisine meleklerden kadınlar mı edindi? Gerçekten siz büyük (çok tehlikeli) bir söz söylüyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Biz Kur’ân’da sözü türlü biçimlerde anlattık ki, düşünüp anlasınlar. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. De ki: "Eğer dedikleri gibi O’nunla beraber (başka) tanrılar olsaydı o zaman onlar da Arşın sâhibine gitmenin yolunu ararlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Hâşâ, O, onların dediklerinden çok yücedir, uludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O’nu tesbih ederler. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halimdir, çok bağışlayandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Kur’ân okuduğun zaman seninle, âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Kablerine -onu anlamalarına engel olacak- kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur’ân’da yalnız Rabbini andığın zaman (tek Tanrı inancından hoşlanmadıkları için) arkalarına dönüp kaçarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Biz onların, seni dinlerken ne sebeple dinlediklerini, kendi aralarında gizli konuşurlarken de o zâlimlerin: "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini gâyet iyi biliyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Bak, nasıl misaller verdiler (seni şâ’ire, büyücüye, kâhine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, ufalanıp toprak olduktan sonra mı sâhiden biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. De ki: "İster taş olun, ister demir," Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. "İster gönlünüzde büyüyen, (aklınıza tuhaf gelen) herhangi bir yaratık, (ne olursanız olun, Allâh sizi mutlaka diriltecektir). "Bizi kim tekrar (hayâta) döndürebilir?" diyecekler. "Sizi ilk defa yaratan (döndürür)" de. Sana alaylı alaylı başlarını sallayacaklar ve: "Ne zaman o?" diyecekler. "Pek yakın olabilir" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Sizi çağıracağı gün O’na hamdederek çağrısına uyarsınız (dirilip kalkarsınız) ve (dünyâda) pek az kaldığınızı sanırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Kullarıma söyle: En güzel sözü söylesinler (puta tapanlara sert davranmasınlar). Çünkü şeytân aralarına girer (onları tartışmaya ve kavgaya dürtükler). Doğrusu şeytân, insanın apaçık düşmanıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size acır, dilerse size azâbeder. Biz seni, onların üzerine vekil göndermedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi lâyık görürse onu seçer). Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Dâvûd’a da Zebûr’u verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. De ki: "O’ndan başka (tanrı olduğunu) sandığınız şeylere yalvarın; onlar ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir yana çevirebilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. O yalvardıkları da, onların (Allah’a) en yakın olan(lar)ı da Rablerine yaklaşmak için vesile ararlar; O’nun merhametini umarlar, azâbından korkarlar. Çünkü Rabbinin azâbı, cidden korkunçtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hiçbir kent yoktur ki biz, kıyâmet gününden önce onu yok edecek, yahut ona şiddetli bir şekilde azâbedecek olmayalım. Bu, Kitapta yazılmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Bizi âyetler (mu’cizeler) göndermekten alıkoyan şey, evvelkilerin, (onları) yalanlamış olmasıdır. Semûd(kavmin)e açık bir mu’cize olarak dişi deveyi verdik, o zulmetmelerine sebeb oldu (deveyi boğazlayarak kedilerine yazık etmiş oldular). Biz mu’cizeleri, yalnız korkutmak için göndeririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Bir zaman sana: "Rabbin insanları kuşatmıştır, (suçluları cezalandırmak üzeredir)" demiştik. Sana gösterdiğimiz rü’yâyı ve Kur’ân’da la’netlenmiş ağacı, insanları(n imanını) sınama (aracı) yaptık. Biz onları (çeşitli biçimlerde) korkutuyoruz. Fakat korkutmamız onların azgınlıklarını daha da artırmaktan başka bir katkı yapmıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Bir zaman meleklere: "Âdem’e secde edin!" demiştik. Secde ettiler, yalnız İblis etmedi: "Ben çamur olarak yarattığın kimseye secde eder miyim? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. "Şu benden üstün yaptığını gördün mü (nesi var onun ki onu benden üstün kıldın)? Andolsun, eğer beni kıyâmet gününe kadar ertelersen, onun zürriyetini, pek azı hariç kökünden koparıp sürükleyeceğim!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (Allâh) "(defol) git, dedi, onlardan kim sana uyarsa cezânız cehennemdir, mükemmel bir cezâ (size)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. "Onlardan gücünün yettiğini sesinle yerinden oynat; atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas; mallarda ve evlâdlarda onlara ortak ol; onlara (çeşitli) va’dler yap (va’dlerinle onları oyala)"; şeytân, onlara aldatmadan başka bir şey va’detmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. "Benim (gerçek) kullarım(a gelince) senin onlar(ı kandırmağ)a gücün yetmez!" vekil olarak Rabbin yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (Ey insanlar), Rabbiniz O’dur ki lutfundan (payınızı) aramanız için size gemileri denizde yürütür. Doğrsu O, size çok acır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Denizde size bir sıkıntı (boğulma korkusu) dokunduğu zaman O’ndan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur (artık o zaman, Allah’tan başka kimseden yardım istemezsiniz. Çünkü O’ndan başka sizi kurtaracak kimse yoktur). Fakat (O) sizi kurtarıp karaya çıkarınca yine (Allâh’ı bir tanımaktan) yüz çevirirsiniz. Gerçekten insan nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (Allâh’ın) Karayı ters çevirip sizi batırmayacağından, yahut üzerinize taşlar savuran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? (Ki bunlar olduktan) Sonra kendinize bir koruyucu bulamazsınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yoksa O’nun sizi bir kez daha denize gönderip, üstünüze, kırıp geçiren bir fırtına salarak inkâr ettiğinizden dolayı sizi boğmayacağından emin misiniz? O zaman bize karşı sizi izleyip koruyacak birini bulamazsınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Andolsun biz, Âdem oğullarına çok ikrâm ettik: onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Her milleti, imâmıyla (eylemlerini saptayan defteriyle veya izlediği önderiyle) çağırdığımız gün, kimlerin Kitabı sağından verilirse işte onlar, Kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Şu dünyâda kör olan kimse, âhirette de kördür (dünyâda doğru yolu göremeyen, âhirette de kurtuluş yolunu göremeyecektir, hattâ onun) yolu daha da sapıktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Az daha onlar, baskı ile seni, sana vahyettiğimizden ayırarak ondan başkasını üstümüze atman için kandıracaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, onlara bir parça yanaşacaktın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. O takdirde sana hayâtın da, ölümün de kat kat(azâb)ını taddırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi. O takdirde kendileri de senin ardından pek az kalabilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasası (budur). Bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Güneşin sarkmasından (aşağı kaymasından) gecenin kararmasına (yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve sabahın Kur’ân’ın(ı, uzunca Kur’ân okunan sabah namazını) da (unutma). Çünkü sabah Kur’ân (okuması) görülecek şeydir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ayrıca sana özgü olarak gecenin bir kısmında da Kur’ân oku(yup namaz kıl)mak üzere uyan! Rabbinin seni güzel bir makama ulaştırması umulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. De ki: "Rabbim, beni doğruluk girdirişiyle girdir ve beni doğruluk çıkarışiyle çıkar. Bana katından yardımcı bir güç ver." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. De ki: "Hak geldi, bâtıl gitti; zaten bâtıl yok olmağa mahkûmdur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Biz Kur’ân’dan mü’minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. İnsana ni’met verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer. Ona bir zarar dokununca da umutsuzluğa düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. De ki: "Herkes kendi karakterine göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(âyetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ancak Rabbin sana acıyarak âyetlerini geri almamaktadır. Çünkü O’nun sana olan lutfu cidden büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. De ki: "Andolsun eğer insan(lar) ve cin(ler) bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka ol(up yardım et)seler yine onun benzerini getiremezler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Andolsun biz bu Kur’ân’da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık, ama insanlardan çoğu inkârda direttiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Dediler ki: "Yerden bize bir göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. "Yahut senin hurmalardan ve üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı, aralarından ırmaklar fışkırtmalısın!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. "Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allâh’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şâhidlik etmelidirler)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. "Yahut altundan bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız!" De ki: "Rabbimin şânı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir insan değil miyim?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. De ki: "Eğer yer yüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir meleği elçi gönderirdik." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. De ki: "Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allâh yeter. O, kulları(nın halleri)ni haber alır, görür." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allâh kime hidâyet ederse, işte doğru yolu bulan odur. Kimi de sapıklıkta bırakırsa artık onlar için O’ndan başka veliler bulamazsın. Kıyâmet günü onları, yüzükoyun, kör, dilsiz ve sağır bir halde süreriz. Varacakları yer cehennemdir. Ateş her dindikçe, onlara çılgın alevi artırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. İşte cezâları budur. Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: "Biz kemikler ve ufalanmış toprak haline geldikten sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan Allâh, kendilerinin benzerini yaratmağa da kâdirdir? Kendileri için, bir süre koymuştur, onda hiç şüphe yoktur. Ama zâlimler inkârdan başka bir şey yapmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz sâhip olsaydınız, harcamaktan korkarak tutardınız." Gerçekten insan çok cimridir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Andolsun biz Mûsâ’ya açık açık dokuz mu’cize vermiştik. İşte İsrâil oğullarına sor: Mûsâ onlara gelmiş; Fir’avn ona: "Ey Mûsâ, ben seni büyülenmiş sanıyorum" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Mûsâ dedi ki: "Bunları, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, (benim doğruluğumu belgeleyen) kanıtlar olarak indirdiğini pekâlâ bildin. Ey Fir’avn, ben de seni mahvolmuş görüyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Fir’avn onları o ülkeden sürüp çıkarmak istedi, biz de onu, yanındakilerle birlikte toptan boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Onun ardından İsrâil oğullarına: "O ülkede oturun, âhiret zamanı gelince hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz," dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Biz o(Kur’â)nı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Onu, insanlara ağır ağır okuman için, okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. De ki: "Siz ister ona inanın, ister inanmayın, O, daha önce kendilerine bilgi verilenlere okunduğu zaman onlar, derhal çeneleri üstüne secdeye kapanırlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. "Rabbimizin şânı yücedir, gerçekten Rabbimizin sözü mutlaka yerine getirilir!" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur’ân onların derin saygısını artırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. De ki: "İster Allâh diye çağırın, ister Rahmân diye çağırın. Hangisiyle çağırsanız en güzel isimler O’nundur." Namazında pek bağırma, pek de sesini gizleme, bu ikisinin arasında bir yol tut. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acze düşüp de yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a hamdolsun!" de ve O’nu gereği gibi tekbir et (saygı ve tekbir ile an). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster