1. Tâ, Sîn, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bunlar apaçık kitabın ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Sana Musa ile Firavun’un haberlerini, dosdoğru naklediyoruz ki, mü’minler istifade etsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Şüphesiz ki Firavun, Mısır topraklarında kendisini büyüklük duygusuna kaptırmış ve ülke halkını sınıflara ayırmıştı, öyle ki onlardan bir kısmını, hor ve güçsüz buluyor ve bunun için de erkek çocuklarını öldürüyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü gerçekten de o, yeryüzünde bozgunculuk yapmak isteyenlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Biz ise, yeryüzünde güçsüz hale düşürülenlere lütuf ve rahmetimizle yardımda bulunmayı ve onların dinde öncüler olmalarını sağlayıp, Firavun ve yandaşlarına varis kılalım istedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. İstiyorduk ki, onları yeryüzünde yerleştirip, kuvvetlendirelim ve Firavun’la, Hâmân’ı ve ordularını, İsrailoğulları eliyle korktukları şeye uğratalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ve bunun içindir ki, Musa doğduğu zaman annesine, O’nu bir süre emzir diye ilham ettik, ama O’nun başına birşey gelmesinden korktuğun zaman, O’nu nehre bırak ve O’nun için korkma üzülme; çünkü biz O’nu, sana geri döndüreceğiz ve O’nu peygamberlerden kılacağız diye ilhamda bulunduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Firavun’un taraftarları O’nu suya atılmış sahipsiz bir çocuk olarak bulup, güya kurtardılar, ama ileride kendileri için bir düşman ve üzüntü olacağının farkında değillerdi. Bu çocuğu alıp saraya koymalarında, Firavun, Hâmân ve orduları yanlış hareket etmekteydiler, veya Firavun, Haman ve yandaşları, gerçekten günaha batıp giden kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. "Bu çocuk hem benim, hem de senin için neşe kaynağı olabilir" dedi. "O’nu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, yahut O’nu evlat edinebiliriz!" ve tabii ki bunları konuşurken, olacak olanlardan haberleri yoktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Bu arada Musa’nın annesi, yüreği acıyla dolup taşarak sabahı etti, öyle ki Allah’ın vaadine inananlardan olması için, kalbini güçlendirip yatıştırmasaydık, az daha saraya alınan O çocuğun, kendi evladı olduğunu açığa vuracaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. "O’nu izle" dedi ve ablası da, Firavun yandaşlarından kimseye farkettirmeden, O’nu uzaktan gözetledi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. "Size O’nun bakımını, sizin adınıza üzerine alabilecek ve O’nu güzelce eğitip yetiştirecek bir aileyi, göstereyim mi?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. İşte böylece, O’nu annesine kavuşturduk ki, gözü gönlü aydınlansın, artık üzülmesin ve insanlardan çoğu bu gerçeği bilmeseler bile, O Allah’ın verdiği sözün, mutlaka gerçekleşeceğini bilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Derken Musa, ergenlik çağına ulaşıp zihnen iyice olgunlaşınca, kendisine doğruyla eğriyi birbirinden ayırmaya yarayan, güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İyi işler işleyenleri, biz böylece mükafatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. "Bu düpedüz şeytanın işindendir!" dedi. Doğrusu o gözle görülse de görülmese de insanı yoldan çıkaran apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ve "Ey Rabbim!" diye dua etti. "Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla." Ve Allah da O’nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. "Ey Rabbim!" dedi. "Bana bahşettiğin nimetler hakkı için, bir daha asla suçlulara arka çıkmayacağım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. "Sen gerçekten, apaçık bir azgınmışsın!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. "Ey Musa!" dedi. "Dün öldürdüğün adam gibi, beni de mi öldürmek istiyorsun? Galiba sen, ülkenin başına zorba olmak istiyorsun da, arabuluculardan olmak istemiyorsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Tam o sırada, şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey Musa!" dedi. "Ülkenin ileri gelenleri, seni öldürmek üzere hakkında görüşme yapıyorlar; hemen buradan çık git, ben senin iyiliğini isteyen kimselerdenim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Bunun üzerine Musa, korku içinde çevresine bakınarak ve "Ey Rabbim! Yaradılış gayesi dışında yaşayan bu topluma karşı beni koru" diye dua ederek oradan çıkıp uzaklaştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. "Umarım Rabbim beni doğru yola yönlendirir" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. "Derdiniz nedir?" diye sordu. "Bu çobanlar, işlerini bitirip uzaklaşmadıkça, biz hayvanlarımızı sulayamıyoruz; çünkü biz kadınız, bu işleri görecek başka kimsemiz yok, babamız da pek yaşlı" diye cevap verdiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. "Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayıra, öylesine muhtacım ki!" diye niyazda bulundu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. "Korkma!" dedi. "Artık o zalim halkın elinden kurtulmuş bulunuyorsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. "Babacığım," dedi. "O’nu ücretli olarak yanında tut; çünkü ücretli olarak yanında tutabileceğin en güçlü ve en güvenilir kişi bu olacak." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. "Bak," dedi. "Seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık, bu iki kızımdan biri ile evlendirmek istiyorum. Bu süreyi on yıla tamamlarsan, artık bu senin bileceğin bir iş, sana fazladan yük yüklemek istemem. İnşaallah beni, dürüst davranan biri olarak bulacaksın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. "Bu, seninle benim aramda bir sözleşme olsun" dedi. Artık hangi süreyi doldurursam doldurayım, herhangi bir güçlük çıkarılmasın. Bu söylediklerimize Allah da şahit olsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Siz durun," dedi. "Ben orada bir ateş gördüm, size oradan belki bir haber, yahut en azından ısınmanız için bir kor parçası getiririm." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. "Ey Musa! Benim, ben. Alemlerin Rabbi olan Allah!" diye seslenildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. "Ey Musa!" dedi. "Geri dön, yaklaş, korkma! Çünkü sen, bu dünyada da, öte dünyada da güvenlik içinde olan kimselerdensin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Ve şimdi elini koynuna sok, lekesiz olarak bembeyaz, pırıl pırıl çıksın ve korkudan kanat gibi açılan, ellerini birbirine kavuştur yani kendini toparla. Bu iki şey, yani asâ ve beyazlaşan el, senin Rabbin tarafından, Firavun ve seçkinler çevresine gönderilen bir elçi olduğunu gösteren alametlerdendir. Çünkü onlar, yoldan çıkmış bir topluluktur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. "Ey Rabbim!" dedi. "Ben onlardan birini öldürdüm ve bu yüzden onların da beni öldürmelerinden korkuyorum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ayrıca kardeşim Harun’un konuşma tarzı, benimkinden daha düzgündür; öyleyse benim söylediklerimi doğrulayan bir yardımcı olarak, O’nu da benimle birlikte gönder. Çünkü gerçek şu ki, beni yalanlayacaklarından korkuyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. "Seni kardeşinle destekleyip, kuvvetlendireceğiz ve size öyle bir yetki vereceğiz ki, ayetlerimiz sayesinde ikinize asla dokunamayacaklar. Siz ve size uyanlar daima üstün geleceksiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. "Bu uydurulmuş parlak bir büyüden başka birşey değil; biz atalarımızdan böyle birşey işitmemiştik!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. "Rabbim, kimin kendisinden bir hidayetle geldiğini ve bu dünya yurdunun sonucunun, kime ait olacağını daha iyi bilmektedir. Gerçek şu ki, yaratılış gayesi dışına çıkanlar, asla kurtuluşa ve esenliğe erişemezler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. "Ey ileri gelenler!" dedi. "Ben sizin için, benden başka ilah tanımıyorum. Bunun içindir ki, ey Hâmân! Benim için bir tuğla ocağını tutuştur ve bana öyle yüksek bir kule yap ki, çıkıp Musa’nın şu tanrısını bir göreyim. Çünkü ben, Musa’yı yalancılardan sanıyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. İşte böylece Firavun da, askerleri de yeryüzünde haksızlıkla büyüklük tasladılar ve zannettiler ki, bize hiç döndürülmeyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Biz onu da, askerlerini de yakalayıp Kızıldeniz’e döktük. Yaratılış gayesi dışında yaşayanların sonu, nasıl oldu baksana! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Biz onları tuttukları yol gereği, cehennem ateşine davet eden liderler kıldık ve kıyamet gününde de, böylelerine asla yardım edilmeyecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Çünkü biz, bu dünyada onların arkalarına lanet taktık, daima lanetle anılacaklardır. Kıyamet gününde de, suratları çirkinleştirilerek, yani gözleri gömgök, yüzleri kapkara iyice küçük düşmüş, bayağılaşmış kişiler olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ve gerçek şu ki, daha önceki günahkar nesilleri ortadan kaldırdıktan sonra, Musa’ya insanların kalp ve vicdanlarını açıp aydınlatacak, hidayet rehberi ve rahmet olarak kitabı, yani Tevrat’ı verdik ki, böylece düşünüp öğüt alırlar diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ey Muhammed! Biz Musa’ya vahyimizi bildirirken, sen Tûr’un batı yamacında olmadığın gibi o hadiseyi görenlerden de değildin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Bilakis biz, o zamandan, senin zamanına kadar nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti ve sen Medyen halkı içinde yaşayıp da, ayetlerimizi onlardan okuyarak, öğrenmiş de değilsin. Ancak bu bilgileri sana gönderen de biziz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Evet biz Musa’ya seslendiğimiz zaman, sen Sînâ Dağı’nın yamacında da değildin. Fakat sen de, öteki elçiler gibi, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. "Ey Rabbimiz! bize bir elçi göndersen de, ayetlerine uyup mü’minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı, seni göndermezdik. Bu bahanelere fırsat vermemek için seni gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. "Musa’ya verilenlerin bir benzeri buna da verilmeli değil miydi" dediler. İyi ama daha önce Musa’ya verilen gerçekleri de örtbas etmemişler miydi? "Bunlar, yani Musa ve Muhammed, birbirine yardım eden iki büyücüdür veya Tevrat ve Kur’ân birbirini destekleyen iki büyü kitabıdır. Biz de onların hiç birini tanımıyoruz" demişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. "Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah tarafından bu ikisinden, daha doğru yola iletici bir kitap getirin de, ben ona uyayım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Ve eğer senin bu çağrına da karşılık veremiyorlarsa bil ki onlar, sadece arzu ve heveslerine uyarlar. Allah’tan doğruyu gösterir bir belge olmaksızın, sadece kendi arzu ve hevesine uyan kimseden, daha sapık ve şaşkın kim olabilir. Şüphesiz ki Allah, yaratılış gayesi dışına çıkanları doğru yola iletmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Gerçek şu ki, biz vahyimizi onlara birbiri ardınca, aralıksız göndermişizdir. Belki düşünüp, öğüt alırlar diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Bu Kur’ân’dan önce, kendilerine kitap verdiklerimiz de, yine bu Kur’ân’a inanmaktadırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Bu kimseler, değişmeyen gerçek kendilerine okununca derler ki; "Biz buna inandık! Çünkü bu Rabbimizden bize ulaşan tek gerçek. Biz ondan önce de hakka teslim olmuştuk yani müslümanlardan idik" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Her türlü güçlüklere göğüs germelerine, kötülüğü iyilikle savmalarına, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, başkaları için harcamalarına karşılık, kendilerine iki kat mükafat verecek olduğumuz kimseler, işte bunlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Onlar ki, boş ve anlamsız söz işittikleri zaman, ondan hemen yüz çevirip, bizim işlediklerimizin hesabı bize, sizin yapıp ettiklerinizin cezası da size ait derler. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri arkadaş edinmek istemeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Gerçek şu ki, sen her sevdiğini, doğru yola yöneltemezsin. Fakat Allah’tır yönelmek isteyeni, dilediği şekilde doğru yola yönelten ve yine O’dur doğru yola erişecekleri daha iyi bilen. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. "Seninle beraber doğru yolu tutacak olsak, bizi ülkemizden koparıp atarlar" diyorlar. Oysa biz onları, katımızdan rızık olarak, her türlü ürünün getirilip toplandığı mukaddes Harem’de yerleştirmedik mi? Ne var ki, çokları bunun farkında değil. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Oysa biz, varlık ve konfordan dolayı azgınlaşan nice toplumları yok etmişizdir. İşte gözler önünde, onların yaşadıkları yerler, pek azı dışında onlardan sonra oralarda kimse yerleşmemiştir. Onlara hep biz varis olduk, hepsi bize kaldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Bununla birlikte yine de senin Rabbin, hiçbir toplumu kendi içlerinden onlara mesajlarımızı okuyup, açıklayacak bir elçi göndermedikçe yok etmez; ve yine hiçbir toplumu kendi aralarında haksızlık yapmayı, yol olarak benimsemedikçe, yok etmiş değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Size verilen herşey dünya hayatının geçimi ve süsüdür. Allah katındaki ise, daha hayırlı ve daha devamlıdır. Buna rağmen hâlâ, aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Öyleyse kendisine güzel bir söz verdiğimiz ve o söz verilene kavuşacak olan kimse; sırf kendisine dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet günü hesap ve azap için getirilen kimseler gibi midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. İlahlıkta bana ortak olduğunu zannettiğiniz varlıklar, ya da güçler şimdi neredeler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. "Ey Rabbimiz!" diyecekler. "Bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir, evet biz kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık. Onların yaptıklarından uzak olduğumuzu, bu hususta bizim suçumuzun olmadığını sana arzederiz. Zaten onlar, bize tapmıyorlardı, kendi arzu ve heveslerine tapıyorlardı" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. "Çağırın bakalım, tanrısal nitelikler yakıştırarak, Allah’a ortak koştuğunuz varlıkları, ya da güçleri." Ve onlar da bu sözü geçen varlık ve güçleri yardıma çağıracaklar, fakat onlar cevap veremezler ve sonunda, göre göre sadece azabı görecekler karşılarında. Böyle umutsuz ve çaresiz duruma düşeceklerine, vaktiyle doğru yolu tutsalardı ya. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. "Size gönderilen elçilere, ne cevap verdiniz?" diye sorulacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. O gün onlara, bütün bahane kapıları kapanacak ve birbirlerine de, herhangi birşey soramayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ama buna karşılık pişman olup, doğru yola dönen ve dolayısıyla inanıp, doğru dürüst davranışlar ortaya koyan kişiye gelince, böyle biri kurtuluşa erenlerden olabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Rabbin dilediğini yaratır ve insanlar için dilediği şeyleri ve kimseleri de seçer. Seçmek onların hakkı değildir. Sınırsız kudret ve yüceliğiyle Allah, onların tanrısal nitelikler yakıştırarak, ortak koştukları herşeyin ve herkesin mutlak olarak üstünde ve yüceler yücesidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Ve Rabbin, onların göğüslerinin neyi gizleyip, neyi açığa vurduğunu da bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. O, kendisinden başka gerçek ilah olmayan Allah’tır. Bu dünyada da, öteki dünyada da tüm gerçek övgüler O’na yaraşır, egemenlik her zaman ve her yerde O’na aittir. Çünkü hepiniz, eninde sonunda O’nun huzuruna döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. "Hiç düşündünüz mü; Allah geceyi üzerinizde, kıyamet gününe kadar sürekli kılacak olsa, söyleyin Allah dışında, size ışık getirebilecek başka bir ilah var mı? O halde, artık gerçeğin sesine kulak vermeyecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. "Hiç düşündünüz mü; Allah gündüzü üzerinize, kıyamet gününe kadar sürekli kılacak olsa, söyleyin Allah dışında içinde dinlenip rahat edeceğiniz geceyi, size geri getirecek başka bir ilah mı var? Peki artık gerçeği görmeyecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Geceyi ve gündüzü, birinde dinlenmeniz ve diğerinde onun nimetlerini aramanız için düzenlemesi O’nun rahmetindendir. Belki şükredersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Evet o gün onlara seslenip; "Bana ortak olduğunu düşündüğünüz varlıklar, ya da güçler neredeler?" diye sorulacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Ve bu soru cevapsız kalacak, çünkü biz o sırada, her ümmetten birini şahit olarak çekip çıkarırız da, inkâr ettiklerinize dair delilinizi getirin deriz. Onlar o zaman gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilip anlarlar ve uydurageldikleri düzmece ilahların hepsi de, gözlerinden kaybolup gider. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Şimdi hesap gününde, bu duruma düşmek istemeyenler bilsinler ki, şu ünlü Kârûn da Musa’nın kavmindendi. Zenginliğiyle böbürlenerek toplumuna karşı şımardı da şımardı. Biz kendisine öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile bir topluluğa zor gelirdi. Toplumu ona demişti ki, servetinden dolayı böyle şımarma, Allah şımarıkları sevmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Öyleyse Allah’ın sana verdiklerinden yararlanarak, yalnızca ahiret yurdunda iyi bir yer tutmanın yolunu ara; bunu kazanmak için dünyada yapman gerekenleri de unutma ve Allah sana nasıl iyilikte bulunduysa, sen de başkalarına öyle iyilikte bulun; yeryüzünde bozgunculuk etmeyi isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. "Bu servet, bendeki bilgi sayesinde bana verildi" dedi. Oysa Allah’ın ondan önceki kuşaklardan, ondan daha güçlü ve ondan daha fazla servet toplamış nicelerini, kibirleri yüzünden yok ettiğini bilmiyor muydu sanki? Ama şu bir gerçektir ki; Allah her suçlunun günahını bilir. Böyle azgın suçlular, günahlarından dolayı sorguya çekilmezler, suçluların suçlarını bile sormaya hacet yoktur zaten. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. "Ne olurdu bize de, Karun’a verilenin bir benzeri verilseydi. Şüphe yok ki, o ne zengin, ne büyük devlet sahibi!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. "Yazıklar olsun size, iman edip doğru dürüst işler yapanlar için, Allah’ın mükafatı daha hayırlıdır. Bu mükafata da, ancak her türlü güçlüklere göğüs gerebilenler kavuşabilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Ve sonunda Kârûn’u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O’na Allah’a karşı yardım edecek bir kimse bulunmadı. Kendisinin de, kendisine bir yardımı dokunamadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. "Vah bize!" dediler. "Demek ki, kullarından dilediğine rızkı geniş tutan, dilediğine de, kısıp daraltarak veren Allah’mış. Ya Allah bize lutfetmemiş olsaydı, hiç şüphe yok ki, bizi de yerin dibine geçirirdi. Vah vah, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler, muratlarına eremezlermiş!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ama ahiret yurduna gelince, biz orayı yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmak istemeyen kimselere ayırmış bulunuyoruz. Çünkü sonuç, yolunu Allah’ın kitabıyla bulanlarındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Kim ki, Allah’ın huzuruna iyilik yaparak çıkarsa, daha iyisini, daha üstününü bulacaktır. Ve her kim ki, kötülük yaparak çıkarsa bilsin ki, kötülük yapanlar, yalnızca yaptıklarının karşılığını görecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Kimin doğru yolda yürüdüğünü ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu, en iyi bilen Rabbimdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Sen, sana bu kitabın vahyedileceğini ummuyordun, ama bu ancak Rabbinden bir rahmet olarak sana verilmiştir. O halde, sakın Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere arka çıkma, destekçi olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Allah’ın ayetleri sana indirildikten sonra, artık sakın onlar seni o ayetlerden çevirmesinler. Ve sen insanları Rabbinin yoluna çağırmaya devam et. Ve sakın Allah’tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yakıştıran kimselerden olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Yani Allah’la beraber tutup, başka bir ilaha yalvarmaya kalkma! Çünkü O’ndan başka gerçek ilah yok. O’ndan başka herşey fanidir, yok olmaya mahkumdur. Her türlü yetki ve egemenlik sadece O’nundur. Ve hepiniz O’na döneceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster