وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الْغَرْبِيِّ إِذْ قَضَيْنَا إِلَىٰ مُوسَى الْأَمْرَ وَمَا كُنْتَ مِنَ الشَّاهِدِينَ
Ve ma künte bi canibil ğarbiyyi iz kadayna ila musel emra ve ma künte mineş şahidın
Kelime
Anlamı
Kökü
وَمَا
ve
كُنْتَ
sen değildin
بِجَانِبِ
tarafında
الْغَرْبِيِّ
batı
إِذْ
vakit
قَضَيْنَا
yaptığımız
إِلَىٰ
مُوسَى
Musa’ya
الْأَمْرَ
o işi
وَمَا
ve
كُنْتَ
değildin
مِنَ
-den
الشَّاهِدِينَ
görenler-

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve Mûsâ’ya o emri verip takdîrimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey Muhammed! Biz Musa’ya vahyimizi bildirirken, sen Tûr’un batı yamacında olmadığın gibi o hadiseyi görenlerden de değildin.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (Resûlüm!) Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sen batı tarafında değildin biz Musa’ya o emri hükmettiğimizde... Şahitlerden de değildin.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Biz Musa’ya o işi (görevi) verdiğimizde sen (vadinin) batı tarafında değildin. Sen (olaya) şahit olanlardan da değildin.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Musa’ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur’un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Ey Rasûlüm), biz Mûsa’ya (Firavun’a gitmesine dair) o emri vahy ettiğimiz zaman sen Tûr dağının yakasında değildin (orada bulunmuyordun). Şahidlerden de değildin.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Mûsâ`ya emrimizi bildirdiğimiz zaman, sen, batı yönünde Mûsâ`yı bekleyenler arasında değildin, onu görenler arasında da yoktun.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Musa’ya hukmumuzu bildirdigimiz zaman, sen bati yonunde, (Musa’yi bekleyenler arasinda) degildin, onu gorenler arasinda da yoktun.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Ey Muhammed !) Biz, Musâ’ ya emri vahyedip yerine getirdiğimizde sen Tûr’un batı yanında değildin ve sen (o olaya) şâhidlerden de değildin.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ey Resulüm!) Musa`ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, sen mukaddes vadinin batı tarafında bulunmuyordun, onu görenlerden de değildin.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Ey Muhammed!) Mûsâ’ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin. (O olayı) görenlerden de değildin.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (Resûlüm!) Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Musa’ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (Resulüm!) Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden değildin.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Ey Muhammed! Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz zaman sen mukaddes vadinin batı tarafında değildin, onu görenlerden de değildin.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Musa’ya o buyruğu gerçekleştirdiğimiz (kaza) zaman, sen (Tur’un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    (Resûlüm!) Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Musâya o emri vahyetdiğimiz vakit (Habîbim) sen batı tarafında (haazır) değildin, görenlerden de değildin.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Ey Habîbim!) Hâlbuki Mûsâ`ya o emri vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr`un) batı tarafında değildin, (buna) şâhid olanlardan da değildin!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Musa’ya buyruğumuzu bildirdiğimiz vakit, batı yönünde değildin sen. Görenlerden de olmamıştın.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Biz Musa’ya emirlerimizi verirken dağın batı tarafında değildin ve bu hadiseye şahitte olmadın.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve sen (ey Muhammed)! Musa’ya emri kada ettiğimiz zaman, garb tarafında değildin. Ve sen, şahitlerden (olayı görenlerden) de değildin.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Musa’ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur’un) batı yanında değildin ve sen (buna) şahit olanlardan da değildin.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    İmdi, (sana gelince, ey Muhammed,) Biz Musa’ya Yasamızı bildirirken sen o kutlu vadinin batı yamacında değildin; (o’nun devrinde olup bitenlere) şahit olan kimseler arasında da bulunmuyordun;

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Ve sen (Ey Peygamber)! Biz (vadinin bir yamacında) Musa`ya bu Emr`i bildirirken, sen vadinin öbür yamacında değildin; dolayısıyla (olan biteni oradan) izleyen tanıklardan da değildin.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve Mûsa’ya emri vahy ettiğimiz zaman sen (Tûr’un) batı tarafında değildin ve sen müşahede edenlerden de olmadın.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Musa’ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde değildin. Onu görenler arasında da yoktun.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (sana gelince Ey Muhammed), Musa’ya emri verdiğimiz zaman sen batı tarafında değildin. Şahit olanlardan da değildin.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Ey Muhammed! Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz zaman sen mukaddes vadinin batı tarafında değildin, onu görenlerden de değildin.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Sen ise ey Resulüm, Mûsa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen o vâdinin batı tarafında bulunmuyordun. O devirde olup bitenlere şahit olanlardan da değildin.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Mûsâ’ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vâdinin) batı tarafında değildin, (o hâdiseyi) görenlerden de değildin.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Musa’ya emir verdiğimizde sen batı tarafında değildin. Gözünle de görmedin.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Musa’ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tûr’un) batı yanında değildin ve sen (buna) şahid olanlardan da değildin.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Biz Mûsa’ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Thou wast not on the Western side when We decreed the Commission to Moses, nor wast thou a witness (of those events).