وَإِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ قَالُوا آمَنَّا بِهِ إِنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا مِنْ قَبْلِهِ مُسْلِمِينَ
Ve iza yütla aleyhim kalu amenna bihı innehül hakku mir rabbina inna künna min kablihı müslimın
Kelime
Anlamı
Kökü
وَإِذَا
zaman
يُتْلَىٰ
(Kur’an) okunduğu
عَلَيْهِمْ
onlara
قَالُوا
derler
امَنَّا
inandık
بِهِ
ona
إِنَّهُ
kesinlikle o
الْحَقُّ
bir haktır
مِنْ
-den
رَبِّنَا
Rabbimiz-
إِنَّا
zaten biz
كُنَّا
idik
مِنْ
قَبْلِهِ
ondan önce de
مُسْلِمِينَ
müslümanlar

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Onlara okundu mu inandık ona diyorlar, şüphe yok ki o, Rabbimizden gelen bir gerçek, bundan önce de gerçeğe teslîm olmuştuk biz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Bu kimseler, değişmeyen gerçek kendilerine okununca derler ki; "Biz buna inandık! Çünkü bu Rabbimizden bize ulaşan tek gerçek. Biz ondan önce de hakka teslim olmuştuk yani müslümanlardan idik" derler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlara (Kur’an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Onlara bildirildiğinde: "Biz O’na iman ettik... Muhakkak ki O, Rabbimizden Hak’tır... Doğrusu biz O’ndan önce de, Rabbimize teslim olmuşluğumuzun farkındaydık!" dediler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik’ derler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimiz’den olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlara Kur’an okunduğu zaman: "- Biz buna iman ettik. Şübhesiz bu, Rabbimiz tarafından inzal edilen hak kelâmdır. Doğrusu biz, Kur’an bize okunmadan önce de müslüman olmuş kimselerdik." dediler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    `Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik` derler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Kuran onlara okundugu zaman: «Ona inandik, dogrusu o Rabbimizden gelen gercektir; biz suphesiz daha onceden musluman olmus kimseleriz; derler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Kur’ân âyetleri) onlara karşı okununca, derler ki: «Biz buna inandık ; şüphesiz ki bu Rabbımızdan gelen hakk (bir kitap)tır. Biz bundan önce de Hakk’a teslîm olanlar idik.»

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Kur`an kendilerine okunduğu zaman: “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de Müslümandık” derler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Kur’an kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık" derler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlara (Kur’an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Kendilerine okunduğu zaman, "Onu onayladık. Bu, Efendimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de Müslümanlar idik" derler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Onlara (Kur’ân) okunduğu zaman «O’na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik» derler.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Kur’an onlara okunduğu zaman; «Ona inandık, doğrusu O Rabb’imizden gelen gerçektir, zaten biz ondan önce de müslüman idik» derler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onlara (Kur’an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onlara (Kur’an) okunduğu zaman: «Buna inandık. Şübhesiz ki bu, Rabbimizden (gelen) bir hakdır. Hakıykat, biz bundan evvel de İslâmı kabul etmiş kimselerdik» dediler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve onlara (Kur`ân) okunduğu zaman: `(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik` derler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onlara Kur’an okunduğu zaman; derler ki: Ona inandık, doğrusu o, Rabbımızdan gelen gerçektir. Şüphesiz biz, ondan önce de müslümanlar olmuştuk.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlara (kitap) okunduğunda "Ona iman ettik. O (kitap) Rabbimizden gelen gerçekler (Hak) dır. Biz ondan önceki (kitaplara da) teslim olmuştuk" derler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlara (Kur’ân) okunduğu zaman: "O’na îmân ettik, muhakkak ki O, Rabbimizden haktır. Biz, ondan önce de muhakkak ki (Allah’a) teslim olanlardık." dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Onlara okunmakta olduğu zaman, "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Bu kimseler (değişmeyen gerçek) kendilerine ulaştırıldığında, hemen, "Buna inandık!" derler, "Çünkü bu bize Rabbimizin katından ulaşan bir gerçek; bu bize ulaşmadan önce de, biz zaten O’na yürekten boyun eğen kimselerdik!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Onlar, kendilerine (Kur`an vahyi) iletildiğinde: "Buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakikatin ta kendisidir; zaten biz bundan önce de (O`na) kayıtsız şartsız teslim olmuş kimselerdik!" derler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve onlara karşı tilâvet edildiği zaman dediler ki: «Buna biz imân ettik. Şüphe yok ki, bu Rabbimizden (gelen hak) bir kitaptır. Şüphe yok ki, biz bundan evvel müslümanlar olmuştuk.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Kur’an onlara okunduğu zaman: "Ona iman ettik, doğrusu o Rabbimizden gelen hakikattır. Esasen biz bundan önce de müslümanlığı kabul etmiş kimselerdik. " dediler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onlara okunduğu zaman: "Ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir/haktır. Şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" dediler.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Kur’an onlara okunduğu zaman; «Ona inandık, doğrusu O Rabb’imizden gelen gerçektir, zaten biz ondan önce de müslüman idik» derler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Kendilerine Kur’ân okununca şöyle derler: "Ona iman ettik, O Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten daha önce de Allah’a teslim olmuş kimselerdik."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Onlara (Kur’ân) okunduğu zaman: "Ona inandık, o, Rabbimizden gelen gerçektir... Zaten biz ondan önce de müslümanlar idik." derler.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlara okununca derler ki: - Ona iman ettik, çünkü o Rabbimizden gelen gerçektir. Biz önceden de müslüman idik.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Onlara okunmakta olduğu zaman: «Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik» derler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And when it is recited to them, they say: "We believe therein, for it is the Truth from our Lord: indeed we have been Muslims (bowing to Allah´s Will) from before this.