وَنَزَعْنَا مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ فَعَلِمُوا أَنَّ الْحَقَّ لِلَّهِ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Ve neza’na minkülli ümmetin şehıden fe kulna hatu bürhaneküm fe alimu ennel hakka lillahi ve dalle anhüm ma kanu yefterun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَنَزَعْنَا
ve çıkarırız
مِنْ
-ten
كُلِّ
her
أُمَّةٍ
ümmet-
شَهِيدًا
bir şahid
فَقُلْنَا
ve deriz
هَاتُوا
getirin
بُرْهَانَكُمْ
delilinizi
فَعَلِمُوا
bilirler ki
أَنَّ
kesinlikle
الْحَقَّ
gerçek
لِلَّهِ
Allah’a aittir
وَضَلَّ
ve sapıp gider
عَنْهُمْ
kendilerinden
مَا
şeyler
كَانُوا
oldukları
يَفْتَرُونَ
uyduruyor(lar)

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve biz her ümmetten bir tanık getirir de getirin bakalım deriz, delillerinizi. Artık bilirler ki şüphesiz gerçek, Allah’ındır ve uydurdukları şeylerin hepsi de gözlerinden kaybolup gider.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ve bu soru cevapsız kalacak, çünkü biz o sırada, her ümmetten birini şahit olarak çekip çıkarırız da, inkâr ettiklerinize dair delilinizi getirin deriz. Onlar o zaman gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilip anlarlar ve uydurageldikleri düzmece ilahların hepsi de, gözlerinden kaybolup gider.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (O gün) her ümmetten bir şahit çıkarır, (kâfirlere): Kesin delilinizi getirin! deriz. O zaman bilirler ki hakikat Allah’a aittir ve uydurageldikleri şeyler (putlar) da kendilerinden ayrılıp kaybolmuşlardır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Her ümmetten bir şahit (Rasûl) çıkartıp dedik ki: "Hadi kesin delilinizi getirin!" Bunun üzerine bildiler ki Hak Allâh içindir! Uydurdukları şeyler de, kendilerinde kaybolup gitti!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Delilinizi getirin’ deriz. Böylece hakkın Allah’a ait olduğunu bilirler. Uydurageldikleri de onlardan kaybolur.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: "Kesin-kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak, gerçekten Allah’ındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp-kaybolmuşlardır.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (O gün) her ümmetten (peygamberlerini) birer şahid çıkaracağız da: "- (Ey peygamberleri yalanlıyan ümmetler, yolunuzun hak olduğuna ve ortaklarım bulunduğuna dair) delilinizi getirin." diyeceğiz. O vakit (her ümmet), hak Allah’ın olduğunu bilecektir; ve uydurdukları şeyler de kendilerinden ayrılıb kaybolacaktır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Her ümmetten bir tanık çıkarır ve “Kesin delilinizi ortaya koyunuz” deriz. O zaman, gerçeğin Allah`a ait olduğunu, uydurduklarının kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Her ummetten bir sahit cikarir ve «kesin delilinizi ortaya koyun» deriz. O zaman, gercegin Allah’a ait oldugunu, uydurduklarinin kendilerini birakip kactigini anlarlar.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Kıyamet günü) her bir ümmetten (kendilerine uyarıcı olarak gönderilen peygamberlerini) şahit olarak çekip çıkarırız, «haydi açık-seçik kesin delillerinizi getirin !» deriz. Onlar, artık Hakk’ın (tamamiyle) Allah’a ait olduğunu bilip anlarlar ve uydurdukları (bâtıl tanrılar) da kendilerinden uzaklaşıp kaybolurlar.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (O gün) her topluluktan bir şahit çıkarırız: “Delillerinizi getirin” deriz. O zaman, gerçeğin Allah`a ait olduğunu bilirler ve uydurdukları şeylerin kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Her ümmetten bir şahit çıkarırız ve (kâfirlere), "Kesin delilinizi getirin" deriz. Onlar da gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilirler ve (Allah’a ortak diye) uydurdukları şeyler kendilerini yüzüstü bırakıp kaybolup gitmişlerdir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (O gün) her ümmetten bir şahit çıkarır, (kâfirlere): Kesin delilinizi getirin! deriz. O zaman bilirler ki hakikat Allah’a aittir ve uydurageldikleri şeyler (putlar) da kendilerinden ayrılıp kaybolmuşlardır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Her bir toplumdan bir tanık seçer ve "Delilinizi getirin" deriz. Böylece, tüm gerçeğin ALLAH’a ait olduğunu öğrenecekler ve uydurmuş oldukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolacaktır.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (O gün) her ümmetten bir şahit çıkarır, «Haydin, kesin delilinizi getirin!» deriz. O zaman bilirler ki, hakikat Allah’a aittir ve uydurageldikleri şeyler (putlar) de kendilerinden ayrılıp kaybolmuşlardır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Her ümmetten bir şahit çıkarırız. «Delillerinizi getirin» deriz. O zaman, gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilirler ve uydurdukları şeylerin kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: "Kesin kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak gerçekten Tanrı’nındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    (O gün) her ümmetten bir şahit çıkarır, (kâfirlere): Kesin delilinizi getirin! deriz. O zaman bilirler ki hakikat Allah’a aittir ve uydura geldikleri şeyler (putlar) da kendilerinden ayrılıp kaybolmuşlardır.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (O gün) her ümmetden birer şâhid (çekib) çıkarmışızdır da «Burhanınızı getirin» demişizdir. (O vakit) bilmişlerdir ki hak muhakkak Allahındır ve uydurageldikleri şeyler (putlar) da kendilerinden ayrılıb gaalib olmuşdur.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Hem (o gün) her ümmetten (kendi peygamberlerini) bir şâhid (olarak) çıkarırız da(o ümmetlere): `(Sizi emirlerime uymaktan alıkoyan) delîlinizi getirin!` deriz; o zaman şübhesiz hakkın Allah`a âid olduğunu bilmişlerdir ve uydurmakta oldukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiştir.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Her ümmetten bir şahid çekip çıkarmışızdır. Ve kesin delilinizi getirin, demişizdir. O zaman gerçeğin Allah’tan olduğunu ve uydurduklarının kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Her inancın temsilcileri arasından bir şahit çıkarırız ve onlara "Yaptıklarınızın doğru olduğuna dair kanıtlarınızı getirin" deriz. O zaman onlar, bütün gerçeklerin (Hakkın) Allah’a ait olduğunu öğrenirler ve uydurdukları şeyler onlardan uzaklaşıp kaybolurlar.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve bütün ümmetlerden bir şahit çekip çıkardık (seçtik). Sonra da: "Burhanlarınızı (delillerinizi) getirin." dedik. Böylece hakkın Allah’a ait olduğunu bildiler (anladılar). Ve uydurmuş oldukları şeyler onlardan sapıp uzaklaştı.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Her ümmetten bir şahit çıkarır ve "Kesin delilinizi ortaya koyun" deriz. O zaman, gerçeğin Allah’a ait olduğunu ve de uydurduklarının kendilerinden uzaklaşıp kaybolduklarını anlarlar.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve (bu soru cevapsız kalacak, çünkü) Biz (o sırada) her ümmetten bir şahit çıkarmış olacağız ve (günahkarlara:) "Geçmişteki iddialarınızı doğrulayan bir delil getirin!" diyeceğiz. Ve böylece görecekler ki, gerçek bütünüyle Allah’tan yana ve kendi çarpık muhayyilelerinin ürünü bütün o düzmece tanrılar onları terk etmiş.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Zaten (o demeye kalmadan) Biz, her ümmetten bir tanık çıkarmış olacağız; ve dönüp "Haydi, getirin delilinizi!" diyeceğiz. Sonuçta onlar anlayacaklar ki, gerçek bütünüyle Allah`tan yana ve (çarpık tasavvurlarının) ürettiği sahte ilahlar kendilerini yalnız bırakmış.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve her ümmetten bir şahit çıkarmış, «Artık delillerinizi getiriniz!» demiş olacağız. Binaenaleyh bileceklerdir ki, şüphe yok hak Allah içindir ve onlardan iftira eder oldukları şey gaip olup gitmiş olacaktır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Her ümmetten bir şâhit çıkarırız ve (şirk koşanlara): "Kesin delilinizi getirin!" deriz. O zaman bilirler ki hakikat Allah’a âittir ve uydurdukları şeyler de kendilerini bırakıp kaybolmuşlardır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Her ümmetten bir şahit çekip çıkardık da: "Delilinizi getirin" dedik. Artık bilmişlerdir ki; kesinlikle gerçek Allah’a aittir ve uydurup iftira ettikleri şeyler kendilerinden sapıp gitmiştir.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Her ümmetten bir şahit çıkarırız. «Delillerinizi getirin» deriz. O zaman, gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilirler ve uydurdukları şeylerin kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    O gün her ümmetten birer şahit çıkarırız. Resulleri yalancı sayanlara da: "Haydi bakalım, varsa delilinizi ortaya koyun!" deriz. O zaman onlar, hak ve hakikatin Allah’a ait olduğunu kesinlikle anlar ve uydurdukları tanrılar ise ortada görünmez olur.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Her ümmetten bir şâhid çıkarırız: "Delilinizi getirin!" deriz. Gerçeğin Allah’a âidolduğunu bilirler ve uydurdukları şeyler kendilerinden sapıp gider.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Her toplumdan bir şahit çıkarırız ve: -Haydi delillerinizi getirin! deriz. İşte o zaman gerçeğin Allah’a ait olduğunu anlarlar. Uydurmuş oldukları şeyler onlardan kaybolup gider.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: «Kesin kanıt (burhan)ınızı getirin» dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak, gerçekten Allah’ındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Her ümmetten bir tanık çıkarmış da şöyle demişizdir: "Getirin susturucu kanıtınızı!" Bunun üzerine onlar hakkın Allah’a ait olduğunu bilmişlerdir. O iftira aracı yaptıkları şeyler de onları yüzüstü koyup kaybolmuşlardır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And from each people shall We draw a witness, and We shall say: "Produce your Proof": then shall they know that the Truth is in Allah (alone), and the (lies) which they invented will leave them in lurch.