1. Tâ, Sin, Mim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bunlar, gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan ilahi kitabın ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (Resulüm!) İman eden bir topluma aktarman için Musa ile Firavun`un haberlerinden bir kısmını, sana gerçek olarak anlatacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Doğrusu Firavun, o yerde (Mısır`da) büyüklük taslayarak zorbalığa kalktı. (Saltanatını sürdürebilmek için) halkını çeşitli sınıflara böldü. Onlardan bir topluluğu (İsrailoğullarını) zayıflatıyor, oğullarını kesiyor, kızlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardan biriydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Biz de istiyorduk ki o yerde zayıf düşürül(mek isten)enlere ihsanda bulunalım, onları (hayır hizmetinde) önderler yapalım, onları (diğerlerinin yerine) mirasçı kılalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ve onları güvenlik içinde iktidar sahipleri olarak yeryüzünde yerleştirelim. Firavun`u, (veziri) Haman`ı ve onların ordularını da onların (İsrailoğulları`nın) eliyle korktukları şeye uğratalım (saltanatlarını onların elinden alalım). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Musa`nın annesine: “Çocuğu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) suya (Nil`e) bırak! Korkma ve (ayrı kalmana) üzülme! Çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız!” diye (ilham yoluyla) bildirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Nihayet (annesi Musa`yı Nil Nehri`ne bırakınca) Firavun ailesi kendilerine düşman ve dert kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Haman ve onların askerleri (kendileri için) hata yapıyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Firavun `un (kendisinden çocuğu olmayan) karısı (Asiye sandıkta bir çocuk olduğunu görünce kocasına) şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin! Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Musa`nın annesi, gönlü bomboş, (ümidini yitirmiş olarak) sabaha kadar oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için kalbini (sabırla) iyice pekiştirmemiş olsaydık, (saraya alınan çocuğun) kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (Annesi, Musa`nın) ablasına (Meryem`e): “Onun izini takip et!” diye talimat verdi. O da kimse farkına varmadan uzaktan (kardeşi) Musa`yı gözetledi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Biz, (Musa`nın annesi gelmeden) onun, diğer sütannelerin sütünü emmemesini sağladık. (Musa`nın ablası onların yanına gelerek:) “Size onun bakımını, sizin adınıza üstlenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (Böylece) onu annesine kavuşturduk ki gözü aydın olsun, tasalanmasın ve Allah`ın vadinin gerçek olduğunu, fakat insanların çoğunun bunu anlamadığını öğrensin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Derken, (Musa) erginlik çağına ulaşıp (zihnen) iyice olgunlaşınca, kendisine güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik. İyiliğe yatkın olanları işte böyle mükâfatlandırırız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Musa, halkının haberi olmadığı bir sırada şehre girdi; iki adamı kavga eder buldu. Biri kendi tarafından, diğeri de düşman tarafından (Mısırlı bir Kipti) idi. Kendi tarafından olan adam, düşmana karşı Musa`dan yardım istedi. Musa da ona (düşman tarafından olana) bir yumruk vurdu, derken adam öldü. Musa: “Bu (olsa olsa) şeytanın işindendir. Şüphesiz ki o apaçık saptırıcı bir düşmandır” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. (Musa:) “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet!” diye dua etti. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. (Musa:) “Rabbim! Bana verdiğin nimetlerin hakkı için, suçlulara asla yardımcı olmayacağım!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. (Musa) şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (adam, başka bir Kipti ‘ye karşı) kişi yine kendisinden yardım istiyor. Musa ona: “Belli ki, sen bir azgınsın!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (Musa,) ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam: “Ey Musa! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Sen ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. (O sırada) şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi: “Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık! Şüphesiz ben senin iyiliğini isteyenlerdenim!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. (Bunun üzerine Musa) korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve: “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar!” diye dua etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (Musa şehirden çıkıp) Medyen`e doğru yöneldiğinde: “Umarım Rabbim bana doğru yolu gösterir!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Medyen suyuna vardığında, kuyunun başında insanların (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Ayrıca onlardan başka, (hayvanlarını) sudan uzak tutmaya çalışan iki kıza tanık oldu. Onlara: “Derdiniz nedir?” diye sordu. Onlar da: “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlıdır (onun için bu işi biz yapıyoruz)” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Bunun üzerine (Musa) onların hayvanlarına su verdi, sonra gölgeye çekildi: “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. O sırada iki kızdan biri utana sıkıla Musa`nın yanına geldi: “Babam sulama ücretini ödemek için seni çağırıyor” dedi. (Musa) kızların babasının yanına gelerek başından geçen olayları anlatınca, o: “Korkma, o zalim kavimden kurtuldun!” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Kızlardan biri: “Babacığım! Onu ücretle (çoban olarak) tut. Herhâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. (Kızların babası Şuayb, Musa`ya dedi ki:) “Bak, seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık bu iki kızımdan biriyle evlendirmek istiyorum. Şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin ikramın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. (Musa) dedi ki: “Bu, seninle benim aramda bir antlaşmadır. Bu iki süreden hangisini tamamlarsam tamamlayayım bana kızıp darılmak yok. Allah, söylediklerimize vekildir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Musa, (aralarında konuşulan) süreyi tamamlayıp (evlenmiş olduğu) ailesiyle (Mısır`a doğru) yola çıkınca, Tur`un (sağ) tarafında bir ateş gördü. Ailesine: “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. (Musa) ateşin yanına varınca, o mübarek yerdeki vadinin sağ yanında bulunan bir ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Musa! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah`ım!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. “Asanı (yere) bırak!” Bıraktığı asasının çevik bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. “Ey Musa! Geri gel, korkma, sen güvende olanlardansın” denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. “Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın! Korkudan (dolayı) açılan kollarını kendine çek. İşte bu iki mucize, Firavun`a ve onun ileri gelenlerine karşı Rabbinin (sana) verdiği iki delildir. Çünkü onlar yoldan çıkmış ve yozlaşmış bir topluluktur.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. (33-34) (Musa) dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum. Kardeşim Harun`un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. (33-34) (Musa) dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum. Kardeşim Harun`un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. (Allah) şöyle buyurdu: “Seni kardeşinle destekleyeceğiz, size öyle bir kudret vereceğiz ki ayetlerimiz sayesinde onlar size el uzatamayacaklar. Siz de, size tâbi olanlar da, mutlaka galip geleceksiniz!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Musa, apaçık mucizelerimizle onlara geldiğinde: “Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmişteki atalarımızdan böylesini duymamıştık” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Musa: “Kimin kendisinden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını Rabbim daha iyi bilir. Zalimler asla kurtuluşa eremezler” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Firavun: “Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyorum. Ey Haman! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Musa`nın ilâhına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan biri olduğunu sanıyorum” dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Böylece o (Firavun) ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Ve bu yüzden onu ve onun buyruğunda olanları kıskıvrak yakalayıp denize gömdük (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Böylece biz onları ateşe (küfür ve şirke) çağıran öncüler yaptık. Kıyamet günü böylelerine asla yardım edilmeyecektir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Bu dünyada onları lânete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar nefret edilen kimselerden olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Andolsun ki biz, ilk devir nesillerini (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini yaptıkları kötülükler yüzünden) helak ettikten sonra Musa`ya, düşünüp ibret alsınlar diye insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitabı (Tevrat`ı) verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. (Ey Resulüm!) Musa`ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, sen mukaddes vadinin batı tarafında bulunmuyordun, onu görenlerden de değildin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Fakat biz (Musa`dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik. Üzerlerinden uzun çağlar geçti. Sen Medyen halkı arasında yaşıyor değildin, âyetlerimizi onlardan okuyup öğreniyor da değildin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen biziz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Yine biz (Musa`ya) seslendiğimiz zaman Tur`un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine (uzun zamandır) hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Kendi yaptıkları (günahlar) yüzünden başlarına bir musibet gelip de: “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysaydık ve müminlerden olsaydık” demesinler diye seni peygamber olarak gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Fakat onlara katımızdan hakikat geldiği zaman “Niçin ona da Musa`ya verilen (mucize)lerin bir benzeri verilmedi?” derler. Fakat böyleleri, bundan önce, Musa`ya verileni de inkâr etmemişler miydi? (Nitekim) “Birbirini destekleyen iki aldatmaca örneği! Biz topunu birden reddediyoruz!” diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, bu ikisinden (Tevrat ve Kur`an`dan) hidayete götürecek daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Eğer yine çağrına uymazlarsa, artık bil ki, onlar sadece kendi heveslerinin peşinde gidiyorlar. Allah tarafından doğru bir delil olmaksızın sırf kendi hevesleri peşinde giden kimselerden daha şaşkın kim olabilir? Şüphesiz ki Allah zulmü kendine yol edinen toplumu doğru yola eriştirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulaştırdık (vahiylerimizi aralıksız gönderdik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Kendilerine bu (Kur`an)dan önce de kitap vermiş bulunduğumuz kimseler(den bir çoğu) buna da inanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Kur`an kendilerine okunduğu zaman: “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de Müslümandık” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. İşte onlara, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükâfatları iki kez verilecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Onlar ki, boş ve anlamsız sözler işittikleri zaman ondan hemen yüz çevirip: “Bizim yaptıklarımızın hesabını biz vereceğiz, sizin yaptıklarınızın hesabını da siz vereceksiniz. Size selam olsun. Biz, (doğru ile yanlışı ayırt edemeyen) cahillerle arkadaşlık etmeyiz” derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi (iyi niyet ve gayretine göre) doğru yola eriştirir. O, doğru yola erişecek olanları daha iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. (Onlar:) “Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız” dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her türlü ürünün toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke`ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (verilen bu nimetin kıymetini) bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Oysa biz, varlık ve refahtan ötürü şımarıp azmış nice toplumları helak ettik. İşte, onların yaşadıkları yerler! Onlardan sonra oralarda pek az insanın dışında kimse yerleşmedi. Onların tamamına biz varis olduk (çünkü herkes göçüp gittikten sonra, ebediyen kalacak olan yalnızca biziz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Senin Rabbin, memleketlerin ana merkezlerine, ayetlerimizi onlara okuyacak bir elçi göndermedikçe o memleketleri helâk etmez. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helâk etmeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah`ın katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ardından da (kıyamette) o vaade (cennete) kavuşan kimse; dünya hayatında kendisine bir geçimlik verdiğimiz, sonra kıyamet günü azap içinde getirilen kimse gibi olur mu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Allah, o gün onlara seslenecek: “Benim ortağım olduğunu iddia ettikleriniz nerededir?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Haklarında azap hükmü gerçekleşenler: “Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyor (kendi istek ve arzularına tapıyor)lardı” diyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. (Onlara:) “(Allah`a koştuğunuz) ortaklarınızı çağırın!” denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola girselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. O gün böylelerine seslenilip: “Size gönderilen elçilere nasıl bir tepki gösterdiniz?” diye sorulacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ne var ki, o gün, geçmişte olup bitenler hakkında açıklama yapmak için önlerindeki bütün yolların kapalı olduğunu görecekler ve bu konuda birbirlerine de herhangi bir şey soramayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ancak kim (bu dünyada) tevbe edip iman eder ve faydalı eylemlerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer (istediğini peygamber yapar). Onların (peygamber) seçme hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Ve senin Rabbin, onların içlerinde gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Allah odur ki; O`ndan başka ilah yoktur. Dünyada da, ahirette de hamd O`na mahsustur. Nihai hüküm de O`nundur. Ve siz ancak O`na döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. De ki: “Hiç düşündünüz mü: Allah geceyi üzerinizde kıyamet gününe kadar sürekli kılacak olsa, Allah dışında size ışık getirebilecek başka bir ilah var mı? O halde, artık (gerçeğin sesine) kulak vermeyecek misiniz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. De ki: “Ne dersiniz? Allah, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılacak olsa, Allah`tan başka hangi ilâh size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilirdi? Hâlâ gerçekleri görmeyecek misiniz?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Rahmetinin eseri olarak gece ile gündüzü var etti ki, geceleyin istirahat edesiniz, gündüzün de hayatınız için çalışıp Allah`ın lütfundan nasibinizi arayasınız ve O`nun nimetlerine şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. O gün (Allah) onlara seslenecek: “Benim ortaklarım olarak öne sürdükleriniz nerede?” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. (O gün) her topluluktan bir şahit çıkarırız: “Delillerinizi getirin” deriz. O zaman, gerçeğin Allah`a ait olduğunu bilirler ve uydurdukları şeylerin kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Gerçek şu ki; Karun, Musa`nın kavminden (amcasının oğlu) idi. Ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını (taşımak bile) güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki: “Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. “Allah`ın sana verdiklerinden yararlanarak ahiret yurdunda (iyi bir yer tutmanın) yolunu ara! Dünyadan da nasibini unutma! Allah`ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme! Çünkü Allah, bozguncuları sevmez!” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. (Karun:) “Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum.” dedi. Peki, şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helâk etmişti? Artık suçlulara günahlarının ne olduğu sorulmaz (cezaları verilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Derken (Karun, bir gün) ziyneti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler: “Keşke Karun`a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah`ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Sonunda (yaptıkları yüzünden) biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah`a karşı ona yardım edebilecek bir topluluk da olmadı (ve olamazdı da). O, kendisini kurtarabilecek durumda da değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler: “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar iflah olmayacak” demeye başladılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. İşte ahiret yurdu. Biz, onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara veririz. Sonuç, Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlarındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Kim ki (Allah`ın huzuruna) iyilik yaparak çıkarsa, daha iyisini, daha üstününü bulacaktır. Ve kim ki kötülük yaparak çıkarsa, (bilsin ki,) kötülük yapanlar yalnızca yaptıklarının karşılığını göreceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Kur`an`ı (okuyup onunla yaşamayı) sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.” Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Sen bu kitabın senin kalbine indirileceğini hiç ümit etmiş değildin. (Bu,) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak indirilmiş)tir. O halde sakın inkarcılara arka çıkma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ve Allah`ın, ayetleri sana indikten sonra sakın seni onlardan alıkoymasınlar! Rabbine (Allah`ın dinine) davet et! Sakın Allah`tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yakıştıranlardan olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etme! O`ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O`nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O`nundur ve kesinlikle O`na döndürüleceksiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster