1. Ey îmân edenler! Akidleri (verdiğiniz sözleri) yerine getirin! Siz ihrâmlı iken avlanmayı helâl saymamak şartıyla, size okunacak (bildirilecek) olanların dışında kalan sağmal hayvanlar sizin için helâl kılındı. Şübhesiz ki Allah, ne dilerse hükmeder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Ey îmân edenler! Ne Allah`ın şeâirine (dîninin alâmetlerine), ne haram aya, ne(Kâ`be`ye hediye edilen) kurbana, ne (ona takılan) gerdanlıklara ne de Rablerinden bir lütuf ve bir rızâ arayarak Beyt-i Harâm`a gelenlere hürmetsizlik etmeyin! Ama ihrâmdan çıkınca artık avlanabilirsiniz.Ve sizi Mescid-i Harâm`dan men` ettiler diye bir kavme olan kin(iniz), sakın sizi haddi aşmaya sevk etmesin! Hem iyilik ve takvâ üzerine yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine ise yardımlaşmayın, hem Allah`dan sakının! Şübhe yok ki Allah, azâbı çok şiddetli olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Size, ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen hayvanın eti), (akan) kan, domuz eti, kendisi Allah`dan başkası adına kesilen (hayvan) bir de (canı çıkmadan yetişip) kestiğiniz hâriç; boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş (boynuzlanmış), yırtıcı hayvanın yediği (hayvanlar) kezâ, dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen (hayvan)lar ve fal oklarıyla kısmet aramanız haram kılındı. Bunlar (birer) isyandır! İnkâr edenler, bugün sizin dîninizden (onu yok etmekten) ümidlerini kesti(ler); artık onlardan korkmayın, ancak benden korkun! Bugün, size dîninizi kemâle erdirdim,üzerinize olan ni`metimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm`a râzı oldum!O hâlde kim günâha (ölmeyecek kadar olan zarûret mikdârından fazlasına)meyletmeksizin açlık içinde (bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, artık şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (Ey Habîbim!) Sana kendileri için nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: `Size temiz şeyler helâl kılındı; yetiştiriciler olarak Allah`ın size öğrettiğinden onlara öğreterek terbiye ettiğiniz avcı hayvanlar(ın avladıkları) da (size helâl kılındı). Öyleyse onların size tuttuklarından yiyin ve (ava gönderirken) üzerine Allah`ın ismini zikredin! Hem Allah`dan sakının!` Muhakkak ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Bugün size temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitab verilenlerin yiyeceği de size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Gerek mü` min kadınlardan hür ve iffetli olanlar, gerekse siz den önce kendilerine kitab verilenlerden hür ve iffetli olan kadınlar, zinâdan kaçınan ve gizli dost edinmeyen iffetli kimseler olmak üzere, kendilerine mehirlerini verdiğiniz takdirde (size helâl kılındı).Artık kim îmânı (Allah`ı ve İlâhî hüküm leri) inkâr ederse, bu durumda şübhesiz ameli boşa gitmiştir; ve o, âhi ret te zarara uğrayanlardandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ey îmân edenler! Namaza kalktığınız zaman, artık yüzlerinizi ve dir seklere kadar ellerinizi yı ka yın; başlarınızı ise meshedin; topuklara kadar da ayaklarınızı (yıkayın)! Bununla be râber cünüb iseniz hemen (ta mâ men) yıkanıp temizlenin!Fakat hasta olur veya bir yolculukta (bulunur) iseniz veya içinizden biri def`-i hâcetten gelir (abdesti bozulur)sa veya kadınlara dokunursanız, artık (abdest veya gusül almanızı gerektiren bu hâllerde) su bulamazsanız, o vakit temiz bir toprağa teyem müm edin de yüzlerinizi ve (dirseklere ka dar) ellerinizi ondan meshedin!Allah size hiçbir zor luk çıkarmak istemez; fakat sizi temizlemek ve üzerinize olan ni`metini tamamlamak ister; tâ ki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Allah`ın size olan (İslâm) ni`metini ve `İşittik ve itâat ettik!` dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı mîsâkını hatırlayın ve Allah`dan sakının! Şübhe yok ki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ey îmân edenler! Allah için (hakkı) ayakta tutanlar, (ve) adâletle şâhidlik eden kimseler olun! Bir kavme olan kîn(iniz), sizi aslâ adâletsiz olmaya sevk etmesin! Âdil olun! Bu, takvâya daha yakındır. Ve Allah`dan sakının! Şübhesiz ki Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah, îmân edip sâlih ameller işleyenlere, kendileri için bir mağfiret ve(pek) büyük bir mükâfât olduğunu va`d etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennem ehlidirler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ey îmân edenler! Allah`ın üzerinize olan ni`metini hatırlayın; hani bir kavim size(sû`-i kasd yapmak için) ellerini uzatmaya yeltenmişti de (Allah) onların ellerini sizdençekmişti. O hâlde Allah`dan sakının! Hem mü`minler, böylece ancak Allah`a tevekkül etsinler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Ve and olsun ki Allah, İsrâil oğullarının sağlam sözünü almıştı. (Her kabîleden birer kişi olarak) içlerinden on iki de vekil ta`yîn etmiştik.Ve Allah (onla ra) şöyle buyurmuştu: `Şübhesiz ki ben sizinle berâberim. Eğer gerçekten, namazı hak kıyla edâ eder seniz, zekâtı verirseniz, peygamber lerime îmân edip onlara yardım ederseniz ve Allah`a karz-ı hasen (güzel bir borç) verirseniz (yolunda harcamayaparsanız), mutlakā kötülüklerinizi sizden örteceğim ve şübhesiz sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. O hâlde bundan (bu ahid den) sonra içinizden kim inkâr ederse, artık (dosdoğru) yol ortasında açıkça sapıtmış olur.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Kesin sözlerini, taahhütlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik, kafalarını kalınlaştırdık ve kalplerini katılaştırdık. Kelimeleri, ifadeleri, aslî manalarından uzaklaştırarak tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, maksadının dışında tefsir ediyorlar, gayesine aykırı te`viller yapıyorlar. Kendilerine öğretilen, tebliğ edilen Tevrat`ın hükümlerinin önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onları taahhütlerini bozarak, daima hâinlik ederlerken görürsün. Yine de sen onları sorgusuz sualsiz affet. Azarlamadan, kınamadan hoşgörülü davran. Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idarecileri, müslümanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. (Yahudilerden olduğu gibi,) `Şübhesiz biz hristiyanız` diyenlerden de sağlam sözlerini almıştık; buna rağmen (onlar da) kendisiyle nasîhat edildikleri (kitapları)ndan(İncil`den) bir nasib (almay)ı unuttular. Bu sebeble kıyâmet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin bıraktık. Allah, yapmakta olduklarını ileride (âhirette) kendilerine haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Ey ehl-i kitab! Muhakkak Resûlümüz (Muhammed) size geldi; Kitab`dan(Tevrât`tan, âhir zaman peygamberinin sıfatları ve recim âyeti gibi) gizlemekte olduğunuz şeylerin birçoğunu size açıklıyor, birçoğunu da (açıklamıyor) affediyor. Doğrusu size Allah`dan bir nûr ve apaçık bir Kitab (Kur`ân) gelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Rızâsına uyanları Allah onunla selâmet yollarına eriştirir, onları izni ile zulümâttan (küfür karanlıklarından) nûra (îmâna) çıkarır ve onları dosdoğru bir yola hidâyet eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Andolsun ki, şübhesiz Allah, o Meryemoğlu Mesîhdir!` diyenler kâfir olmuşlardır! De ki: `Peki (Allah, sizin ilâh olarak düşündüğünüz) Meryemoğlu Mesîh`i, annesini ve yeryüzündekilerin hepsini helâk etmek istese, Allah`a karşı kim bir şeye mâlik olabilir? Hem göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü Allah`ındır. (O) ne dilerse yaratır.` Çünki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Hâlbuki yahudiler ve hris ti yan lar: `Biz, Allah`ın oğul ları ve sevdikleriyiz!` dedi(ler). De ki: `Öyleyse (Allah), günahlarınız yüzünden size ni çin azâb edi yor? Bil`a kis siz,(O`nun) yarattığından bir insansınız.`(O,) dile diği kimseye (hikmetine bi nâen kendi lüt fundan) mağfiret e der, dilediği kim seye de(hak ettiği üzere) azâb eder. Hem göklerin ve yerin ve iki si arasın da bulunanların mülkü Allah`ındır. Nihâyet dönüş ancak O`na dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ey ehl-i kitab! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada (fetret devrinden sonra)şübhesiz size Resû lü müz (Muhammed) geldi, (dînin hükümlerini) size açık lıyor; tâ ki(hesab gününde): `Bize ne bir müj deleyici, ne de bir korkutucu geldi!` demeyesiniz! İşte gerçekten size bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu gelmiştir.Ve Allah, herşe ye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bir zaman da Mûsâ, kavmine şöyle demişti: `Ey kavmim! Allah`ın üzerinize olan ni`metini hatırlayın! Hani içinizde peygamberler kıldı ve sizi hükümdarlar yaptı. Hem âlemlerden hiçbirine vermediğini size verdi.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ey kavmim! Allah`ın size (vatan olarak) yazdığı Arz-ı Mukaddes`e (Kudüs`e)girin ve (düşmandan korkarak) arkanıza dönmeyin; yoksa (dünya ve âhirette) zarara uğramış kimseler olursunuz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (Onlar:) `Ey Mûsâ! Şübhe yok ki orada zorbalar topluluğu vardır. Bu yüzden doğrusu biz, (onlar) oradan çıkmadıkları müddetçe oraya aslâ girmeyiz! Fakat oradan çıkarlarsa, gerçekten biz de (oraya) girecek kimseleriz` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. (Allah`dan) korkanlardan, Allah`ın kendilerine ni`met verdiği (emre uymayı nasîb ettiği) iki adam (Yûşa` ile Kâleb) şöyle dedi: `Onların üzerine (şehrin) kapı(sın)dan girin! İşte oraya bir girdiniz mi, artık şübhesiz siz galib kimselersinizdir; artık (gerçekten)mü`minler iseniz, o hâlde ancak Allah`a tevekkül edin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. (İsrâiloğulları:) `Ey Mûsâ! Doğrusu biz, (onlar) orada bulundukları müddetçe, oraya ebedî olarak aslâ girmeyiz; onun için sen, Rabbinle git, artık (onlarla) ikiniz savaşın, doğrusu biz (onlarla harb etmektense) burada (bu Tih Sahrâsında) oturacak olan kimseleriz` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (Mûsâ:) `Rabbim! Şübhe yok ki ben, kendimden ve kardeşimden başkasına sâhib olamıyorum; bu sebeble bizimle bu fâsıklar topluluğunun arasını ayır!` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (Allah:) `Artık şübhesiz orası (arz-ı mukaddes) onlara kırk yıl haram kılınmıştır. O yerde (Tih çölünde) şaşkın şaşkın dolaşacaklardır, bu yüzden o fâsıklar topluluğuna üzülme!` buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. (Ey Resûlüm!) Onlara, Âdem`in iki oğlunun (Hâbil ile Kabil`in) haberini de hakkıyla oku! Hani birer kurban takdîm etmişlerdi de birisinden (Hâbil`den) kabûl edilmiş, diğerinden (Kabil`den) ise kabûl edilmemişti. (Kabil, Hâbil`e:) `Seni mutlaka öldüreceğim!` dedi. (Hâbil ise:) `Allah, ancak takvâ sâhiblerinden (amellerini) kabûl buyurur` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. `Yemîn olsun ki, eğer beni öldürmek için bana elini (kötü bir niyetle) uzatsan da, ben seni öldürmek için elimi sana uzatıcı değilim. Şübhesiz ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah`dan korkarım.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. `Doğrusu ben isterim ki, (sen) kendi günâhın ile benim günâhımı da yüklenesin de ateşin ehlinden olasın! İşte zâlimlerin cezâsı budur!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Nihâyet nefsi ona kardeşini öldürmeyi hoş (ve kolay) gösterdi de onu öldürdü; bu yüzden hüsrâna uğrayanlardan oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Sonra Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunun üzerine Kabil:) `Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz mi kaldım?` dedi. Böylece (bunu bilmediğine) pişman olan kimselerden oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Bundan dolayıdır ki, İsrâ ilo ğul larına (Tevrât ta) şöyle yazmıştık: `Kim bir kimseyi, bir kimseye veya (o kimsenin) yeryüzünde bir fesad (çıkarmakta olmasın)a karşılık olmaksızın (ölüm cezâsını gerektiren bir suçu olmadığı hâlde) öldürürse, o takdirde bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onun (bir insanın) hayâtını kur tarırsa, o takdirde bütün insanların hayâtını kurtarmış gibidir.`Hem celâlim hakkı için, peygamberlerimiz onlara apaçık deliller le geldiler. Sonra doğrusu onlardan birçoğu, bunların ar dın dan yeryüzünde gerçekten haddi aşan kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allah`a ve peygamberine karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezâsı, ancak (birini öldürmüşlerse, kendilerinin de) öldürülmeleri veya (malını da alarak öldürmüşlerse) asılmaları veya (sâdece mallarını zorla almışlarsa) elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya (tehdidle insanları korkutmuşlarsa, bulundukları)yerden sürgün edilmeleridir! Bu, onlara dünyada bir rezilliktir, âhirette ise onlar için (pek)büyük bir azab vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ancak, (siz) kendilerini ele geçirmezden önce tevbe edenler müstesnâ. Artık bilin ki şübhesiz Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ey îmân edenler! Allah`dan sakının! O`na (yaklaşmaya) vesîle arayın ve (O`nun)yolunda cihâd edin ki kurtuluşa eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Şübhesiz o inkâr edenler, yeryüzünde ne varsa tamâmı ve bununla berâber bir o kadarı daha gerçekten kendilerinin olsa da, kıyâmet gününün azâbına karşı onu fedâ etseler,(yine) kendilerinden kabûl edilmez. Onlar için (çok) elemli bir azab vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ateşten çıkmak isterler; fakat onlar ondan çıkacak kimseler değildirler. Çünki onlar için dâimî bir azab vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Hem hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadın yok mu, yaptıklarına bir cezâ, Allah`dan bir azâb olmak üzere onların (sağ) ellerini kesin! Çünki Allah, Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Fakat kim zulmünden (yaptığı hırsızlıktan) sonra tevbe edip (hâlini) ıslâh ederse, artık şübhesiz Allah onun tevbesini kabûl eder. Muhakkak ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Bilmez misin ki şübhesiz göklerin ve yerin mülkü ancak Allah`ındır; dilediği kimseye (hak ettiği üzere) azâb eder, dilediği kimseye de (kendi lütfundan) mağfiret eder! Çünki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Ey Peygamber! Kalbleri îmân etmediği hâl de, ağızlarıyla `Îmân ettik` diyenlerden ve ya hu di olanlardan küfürde koşuşanlar, seni üzmesin! (On lar sana, aslında sâdece)yalancılık etmek için çokça kulak verenlerdir; sana gelmeyen diğer bir kavim için (câsusluk yap mak üzere) can kulağıyla dinleyicidirler.(Kitab`daki) kelimeleri yerlerin(e ko nulduk)tan sonra değiştirirler. (Üste lik) `Şâyet size bu(hüküm, değiştirdiğimiz gibi) verilirse onu hemen alın, eğer o verilmezse o hâlde (almaktan)sakının!` der ler. Böylece Allah kimin (ken di amelindeki ısrârı yüzünden) fit neye düşmesini isterse, artık sen Allah`(dan gelecek azâb)a karşı, onun le hine aslâ hiçbir şeye mâlik olamazsın!İşte onlar öyle kimselerdir ki, Allah (oisyanları sebebiyle) onların kalb lerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada bir rezillik vardır; âhi rette ise onlar için (pek) büyük bir azab vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Onlar (o münâfıklar ve yahudiler) yalancılık etmek için can kulağıyla dinleyenler,(ve rüşvet alıp) dâimâ haram yiyenlerdir. Fakat sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir! Şâyet onlardan yüz çevirirsen, o takdirde sana aslâ hiçbir zarar veremezler. Ama hüküm verirsen, artık aralarında adâletle hükmet! Çünki Allah, adâletli olanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Peki içinde Allah`ın hükmü (recim emri) bulunan Tevrât yanlarında olduğu (ve sana inanmadıkları) hâlde, nasıl seni hakem yapıyorlar (da) sonra bunun ardından (senin hükmünden) yüz çeviriyorlar? Çünki onlar mü`min kimseler değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. İçinde bir hidâyet ve bir nûr bulunan Tevrât`ı muhakkak ki biz indirdik. (Allah`a)teslîm olmuş peygamberler, yahudi olanlara onunla (Tevrât`la) hüküm verirlerdi; Allah`ın Kitâbı`nı muhâfazaya me`mur edilmeleri sebebiyle Rabbânîler (ilim ve ihlâsla kulluk ederek Rabb`e mensub olan kimseler) ve ahbâr (ilim sâhibi zâtlar) da (onunla hüküm verirlerdi); çünki (onlar,) ona gözcülük eden (tahriften koruyan) kimseler idiler.(Ey yahudiler!) O hâlde insanlardan korkmayın; ancak benden korkun ve âyetlerimi az bir fiyata (geçici dünya menfaatleri mukabilinde) satmayın! (Tevrât`ı tahrîf etmeyin!)Artık kim Allah`ın indirdiğiyle (inkâr ederek) hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Hem onda (Tevrât`ta, yahudilerin) üzerlerine: `Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş; yaralara ise (karşılıklı) kısas (vardır)!` diye yazdık. Fakat kim bunu (kısas hakkını) bağışlarsa, o takdirde bu onun (günahları) için bir keffâret olur. Kim de (inandığı hâlde aksini yaparak) Allah`ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ardından da onların (o peygamberlerin) izleri üzerine, kendinden önceki Tevrât`ı tasdîk edici olarak Meryemoğlu Îsâ`yı gönderdik. Ona da içinde bir hidâyet ve bir nûr bulunan, ve kendinden önceki Tevrât`ı tasdîk edici, takvâ sâhibleri için de bir hidâyet ve bir nasîhat olan İncîl`i verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ve İncîl ehli, Allah`ın onda indirdiğiyle hükmetsin (diye buyurduk)! Artık kim(inandığı hâlde amel etmeyerek) Allah`ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. (Habîbim, yâ Muhammed!) Sana da Kitâb`ı (Kur`ân`ı), kendinden önceki kitab(lar)ı tasdîk edici ve on(lar)a bir şâhid olarak hak ile indirdik; öyleyse onların (ehl-i kitâbın)arasında Allah`ın indirdiğiyle hüküm ver ve sana gelmiş olan haktan (dönerek) onların arzularına uyma! (Ey insanlar!) Sizden her biri(niz) için (her peygamberin devrine âid) bir şeriat ve bir yol kıldık. Hâlbuki Allah dileseydi, elbette sizi (baştan beri bir din üzere) tek bir ümmet yapardı; fakat size verdiği şeylerle (muhtelif zamanlarda, muhtelif şeri atlarla) sizi imtihan etmek için (böyle yaptı); öyleyse hayırlı işlerde yarışın! Hep berâber dönüşünüz ancak Allah`adır; artık hakkında ihtilâfa düşmekte olduğunuz şeyleri size (O) bildirecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Ey Resûlüm!) Hem (o kitâbı,) onların arasında Allah`ın indirdiğiyle hükmet ve onların arzularına uyma ve Allah`ın sana indirdiği şeylerin (hükümlerin) bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın diye (indirdik). Buna rağmen (sana indirilen hükümden) yüz çevirirlerse, artık bil ki Allah ancak, onlara bazı günahları yüzünden bir musîbet vermek istiyor. Ve şübhesiz ki insanların birçoğu, gerçekten fâsıktırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Yoksa câhiliye hükmünü mü istiyorlar? Artık kat`î olarak îmân edecek bir kavim için, Allah`dan daha güzel kim hüküm verebilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ey îmân edenler! Yahudileri ve hristiyanları dostlar edinmeyin! Onlar birbirinin yârânıdırlar. Buna rağmen içinizden kim onları dost edinirse, artık şübhesiz o, onlardandır. Muhakkak ki Allah, zâlimler topluluğunu (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle) hidâyeteerdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Şimdi kalblerinde bir hastalık (bir nifak) bulunanların: `Bize bir belâ gelmesinden korkuyoruz!` diyerek, (kâfirleri dost edinmek için) onların arasında koşuştuklarını görürsün. Fakat, umulur ki Allah, (peygamberine) zafer veya (münâfıklar hakkında)katından bir emir getirir de (onlar) içlerinde gizlediklerine pişmân olan kimseler olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Îmân edenler ise (ehl-i kitâba dostluk gösteren münafıkların hâllerine şaşarak)şöyle derler: `Doğrusu kendilerinin, gerçekten sizinle berâber olduklarına bütün güçleriyle Allah`a yemîn edenler bunlar mıdır?` Onların amelleri boşa gitmiş, artık hüsrâna uğrayan kimseler olmuşlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Ey îmân edenler! Sizden kim dî ninden dönerse (bilsin ki), Allah ileride (on ların yerine)öyle bir kavim getirir ki, (O) onları sever; ve (onlar da) O`nu se ver ler; (o bahtiyâr insanlar)mü` min lere karşı alçak gönüllü, kâfir le re kar şı şiddetlidirler! Allah yolunda ci hâd ederler ve hiçbir dil uza tanın kınamasından korkmazlar!İşte bu, Allah`ın bir ihsânıdır ki, onu (kendi lüt fundan rızâsına yönelen kul la rın dan)dilediğine verir. Çünki Allah, Vâsi` (ihsânı bol olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizin dostunuz ancak Allah`dır, O`nun Resûlüdür ve (Allah`ın emrine) boyun eğen kimseler olarak namazı hakkıyla edâ eden ve zekâtı veren mü`minlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Böylece kim Allah`ı, peygamberini ve îmân edenleri dost edinirse, artık şübhesiz ki galib gelecek olanlar, ancak Allah`ın tarafdarlarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ey îmân edenler! Sizden önce kendilerine kitab verilenlerden, dîninizi alaya ve eğlenceye alanları ve kâfirleri dostlar edinmeyin! O hâlde (gerçek) mü`min kimseler iseniz, Allah`dan sakının! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hem (siz ezan okuyarak) namaza çağırdığınız zaman, onu alaya ve eğlenceye alırlar. Bu, şübhesiz onların akıl erdirmeyen bir kavim olmalarındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. De ki: `Ey ehl-i kitab! Sırf Allah`a, bize indirilen (Kitâb)a ve daha önce indirilenlere îmân etmemizden ve şübhesiz sizin çoğunuzun fâsık kimseler olmanızdan dolayı mı bizden hoşlanmıyorsunuz?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. De ki: `Allah katında cezâ cihetiyle bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? O kimse(ler) ki, Allah on(lar)a (küfür ve azgınlıkları sebebiyle) lâ`net etmiş, üzer(ler)ine gazab etmiş, (aslında birer insan iken, sûretlerini değiştirerek) içlerindenmaymunlar ve domuzlar ve tâğûta (Allah`ın yerine tuttukları başka şeylere) tapanlaryapmıştır.` İşte onlar, (âhirette) mevki`ce daha kötü ve düz yolun ortasından (sapanların içinde) en çok sapmış olan kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Ve (yahudi münâfıkları) size geldikleri zaman: `Îmân ettik` derler; hâlbuki şübhesiz (yanınıza) küfürle girmişler yine onlar şübhesiz onunla çıkmışlardır. Hâlbuki Allah onların gizlemekte olduklarını en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Hem onlardan birçoğunun günah işlemede, düşmanlık yapmada ve haram yemelerinde koşuştuklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey, gerçekten ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (İçlerindeki) dindar insanların ve âlimlerin, onları, günah (söz) söylemelerinden ve haram yemelerinden men` etmeleri gerekmez miydi? İşleye geldikleri şey gerçekten ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Hem yahudiler: `Allah`ın eli bağlıdır (cimridir)` dediler. (Hâşâ!) De dikleri yüzünden(hayırlı işlerde) el le ri bağlansın ve lâ`nete uğrasınlar! Bil`akis O` nun iki eli de açıktır; dilediği gibi (dilediği kimseye) karşılıksız verir. Ve and olsun ki Rabbinden sana indirilen(bu Kur`ân), onlardan birçoğuna azgınlık ve küf rü artıracaktır.Böylece aralarına, kıyâmet gününe ka dar (devâm edecek) düşmanlık ve kin bıraktık. Ne zaman harb için bir ateş yaktılarsa, Allah onu sön dürmüştür (on ları muvaffak kılmamıştır). Buna rağmen yeryü zünde fesad çıkarmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah, fesad çıkaranları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Bununla birlikte gerçekten ehl-i kitab, îmân edip (günahlardan) sakınsalardı, mutlaka kötülüklerini kendilerinden örterdik ve elbette onları Naîm Cennetlerine koyardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve eğer gerçekten onlar, Tevrât`ı, İncîl`i ve Rablerinden kendilerine indirilen(Kur`ân)ı hakkıyla tatbîk etselerdi, mutlaka üstlerinden (yağmurlar ve meyvelerle rızıklandırılırlar) ve ayaklarının altından (yetişen nice mahsûllerden) yerlerdi. İçlerinde(peygambere düşmanlıkta) aşırılığa kaçmayan bir ümmet vardır. Fakat onlardan birçoğu var ki, yapmakta oldukları şey ne kötüdür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni teblîğ et! Artık (bunu) yapmazsan, o takdirde O`nun (vahiy ile) gönderdiklerini teblîğ etmemiş olursun! Ve Allah, seni insanlardan muhâfaza edecektir. Şübhe yok ki Allah, (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle)kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. De ki: `Ey ehl-i kitab! (Siz) Tevrât`ı, İncîl`i ve Rabbinizden size indirilen(Kur`ân)ı hakkıyla tatbîk etmedikçe, hiçbir şey (hiçbir hakikat) üzere değilsiniz!` Ve andolsun ki Rabbinden sana indirilen (bu Kur`ân), onlardan birçoğuna azgınlık ve küfrü artıracaktır! Öyleyse o kâfirler topluluğu için üzülme! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, sâbiîler ve hristiyanlar yok mu, (onlardan) kim Allah`a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih amel işlerse, artık kendilerine bir korku yoktur ve onlar mahzûn olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. And olsun ki İsrâiloğullarının sağlam sözünü almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi ise, bir kısmını yalanladılar, (Zekeriyyâ ve Yahyâ`ya yaptıkları gibi) bir kısmını da öldürüyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ve (yapmakta oldukları şeyler, kendileri için) bir musîbet olmayacak sandılar da(hakka karşı) kör oldular, sağır oldular; sonra Allah tevbelerini kabûl etti; sonra içlerinden birçoğu (yine) kör ve sağır kesildiler. Hâlbuki Allah, ne yaparlarsa hakkıyla görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Celâlim hakkı için, `Şübhesiz Allah, ancak o Meryemoğlu Mesîh`dir!` diyenler kâfir olmuşlardır! Hâlbuki Mesîh (Îsâ, onlara) şöyle demişti: `Ey İsrâiloğulları! Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah`a ibâdet edin!` Şu muhakkak ki, kim Allah`a şirk koşarsa, artık şübhesiz Allah, ona Cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir! Zâlimler için hiçbir yardımcı da yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Şânım hakkı için, `Allah, üçün (üç ilâhın) üçüncüsüdür` diyenler (teslis akidesine inanan hristiyanlar) kâfir olmuşlardır! Hâlbuki tek bir İlâhdan başka hiçbir ilâh yoktur! Buna rağmen eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden inkâr edenlere mutlaka (çok)elemli bir azab dokunacaktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Onlar hâlâ Allah`a tevbe edip, O`ndan mağfiret dilemeyecekler mi? Hâlbuki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Meryemoğlu Mesîh (Îsâ), ancak bir peygamberdir. Şübhesiz ondan önce (de)peygamberler gelip geçmiştir. Annesi (Meryem) ise, çok doğru bir kadındır. İkisi (de her insan gibi) yemek yerlerdi! (Nasıl ilâh olabilirler?) Bak, onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz; sonra (yine) bak, (haktan) nasıl çevriliyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. De ki: `Allah`ı bırakıp, sizin için ne bir zarar ne de bir faydaya mâlik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz?` Hâlbuki, Semî` (hakkıyla işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak Allah`dır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. De ki: `Ey ehl-i kitab! Dîninizde haksız yere haddi aşmayın ve (sizden) daha evvel gerçekten dalâlete düşmüş, birçoklarını da saptırmış hem (kendileri de) düz yolun ortasından şaşmış bir kavmin arzularına uymayın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. İsrâiloğullarından inkâr edenler, Dâvûd`un ve Meryemoğlu Îsâ`nın diliyle lâ`netedildiler. Bu (lâ`net, onların) isyân etmeleri ve haddi aşıyor olmaları yüzündendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. O yaptıkları kötülükten birbirlerini men` etmezlerdi. Yapmakta oldukları şey hakikaten ne kötü idi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Onlardan birçoğunun, (sana ve mü`minlere olan kızgınlıklarından do layı) inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün.Nefislerinin kendileri için takdîm ettiği (amel) ne kötüdür ki (bu amelleri yüzünden), Allah onlara gazab etmiştir ve onlar, o azâb içinde ebedî olarak kalıcıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Hem Allah`a, peygambere ve ona indirilen (Kur`ân)a îmân ediyor olsalardı, onları(o kâfirleri) dostlar edinmezlerdi; fakat onlardan birçoğu (dinden çıkmış) fâsık kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Îmân edenlere düşmanlık cihetiyle insanların en şiddetlisi (olarak), elbette yahudileri ve (Allah`a) ortak koşanları bulacaksın! Îmân edenlere sevgi cihetiyle onların en yakını (olarak) da, elbette `Doğrusu biz hristiyanız!` diyenleri bulacaksın! Bu, şübhesiz onların içinde âlimlerin ve (ibâdet ehli) râhiblerin bulunması ve gerçekten onların (hakka tâbi` olmakta yahudi ve dinsizlere nisbetle) kibirlenmemelerindendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Hem (o bir kısım âlim ve râhiblerin) peygambere indirileni (Kur`ân`ı) dinledikleri zaman, (esâsen âşinâ olup) tanıdıkları bu haktan dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün! `Rabbimiz! Îmân ettik, artık bizi (hakka) şâhid olanlarla berâber yaz!` derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. `Zâten biz, Rabbimizin bizi sâlihler zümresiyle berâber (Cennete) koymasınıümîd ederken, neden Allah`a ve bize gelen hakka îmân etmeyelim?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Bu) söylediklerinden dolayı Allah da, onları altlarından nehirler akan Cennetlerle mükâfâtlandırdı; (onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. İyilik edenlerin mükâfâtı ise, işte budur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar yok mu, işte onlar Cehennem ehlidirler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ey îmân edenler! Allah`ın size helâl kıldığı temiz şeyleri (kendinize) haramkılmayın ve haddi aşmayın! Şübhesiz ki Allah, haddi aşanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. O hâlde Allah`ın sizi, helâl (ve) temiz olarak rızıklandırdığı şeylerden yiyin ve siz kendisine inanan kimseler olduğunuz Allah`dan sakının! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Allah sizi, yeminlerinizdeki ka sıdsız hatâ(larınız) ile mes`ûl tutmaz; fakat (bi le rek)yap tığınız yeminler yüzünden sizi sorumlu tutar. Artık bunun keffâreti, (tercihinize göre)ya âilenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu (bir gün sabah ve akşam) doyurmak ve ya on la rı (baştan ayağa) giydirmek veya bir köle âzâd etmektir.Bununla berâber kim (bunları) bulamazsa (vermeye güç yeti remezse) artık (keffâret olarak ona) üç gün oruç (tutma borcu) vardır.Yemîn ettiğiniz zaman; (bozduğunuz) yeminlerinizin ke ffâreti işte budur! Artık yeminlerinizi muhâfaza e din (gereğini yerine getirin)! Allah size âyetlerini böyle açık lıyor, tâ ki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ey îmân edenler! Şarab, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fâl okları ancak şeytanın işinden bir(er) pisliktir; öyleyse ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Şeytan, içki ve kumarda aranıza (o yolla) ancak düşmanlık ve kin düşürmek ve sizi Allah`ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz, (bunlardan) vazgeçen kimseler(olmaz) mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. O hâlde Allah`a itâat edin, peygambere de itâat edin ve (ona muhâlefetten)sakının! Buna rağmen (itâatten) yüz çevirirseniz, artık bilin ki, Resûlümüze düşen ancak apaçık tebliğdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, (haramlardan) sakınıp îmân ettikleri ve sâlihameller işledikleri, sonra (günahlarda ısrar etmekten) sakınıp (onların haram olduğuna iyice) inandıkları, sonra (bütün haramlardan) da sakınıp iyilik ettikleri takdirde,(kendilerine haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı bir günah yoktur. Çünki Allah, iyilik edenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ey îmân edenler! Allah, gizlide kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmakiçin, (ihramlı iken yasaklandığınız) avdan, ellerinizin ve mızraklarınızın kendisine erişebileceği (çok kolay avlayabileceğiniz) bir şeyle mutlaka sizi imtihân edecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, o takdirde ona (çok) elemli bir azab vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Ey îmân edenler! Siz ihramlı iken, av (hay vanların)ı öldürmeyin! Artık içinizden onu kas den öldüren kimseye, o takdirde Kâ`be`ye ulaşacak olan bir kurban olmak üzere öldürdüğünün mislinde sağmal hayvanlardan bir cezâ vardır ki, buna (bu avladığı hayvanın mislinin ne olacağına) içi nizden adâletli iki kişi hüküm verir. Veya bir keffâret (gerekir) ki,(o da) yoksulları doyurmak veya buna karşılık oruç tutmaktır; tâ ki (yaptığı) işinin vebâlini tatsın!Allah geçmişi affetmiştir. Fakat kim tekrar yapar sa, artık Allah ondan intikam alır. Çünki Allah, Azîz (dâimâ üstün olan)dır, intikam sâhibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Size ve yolculara bir fayda olmak üzere, deniz avı ve onu yemek sizin için helâl kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram kılındı! O hâlde huzûruna toplanacağınız Allah`dan sakının! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allah, Kâ`be`yi, o Beyt-i Harâm`ı, (kendisinde hac edilen) haram ayı (Zilhıcce ayını), kurbanı ve (ona takılan) gerdanlıkları, insanlar için (maddî ma`nevî) bir kalkınma(vesîlesi) kıldı. Bu, muhakkak ki Allah`ın, göklerde ne var, yerde ne varsa bildiğini ve şübhesiz Allah`ın, herşeyi hakkıyla bilici olduğunu (sizin de) bilmeniz içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Bilin ki gerçekten Allah, azâbı şiddetli olandır ve şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Peygambere düşen ancak tebliğdir. Çünki Allah, neyi açıklar ve (kalblerinizde)neyi gizlerseniz, bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: `Pis olan şey ile temiz (haram ve helâl) bir olmaz; pis olan şey(ler)in çokluğu hoşun(uz)a gitse de (bu böyledir)!` Öyle ise ey akıl sâhibleri! Allah`dan sakının, tâ ki kurtuluşa eresiniz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Ey îmân edenler! Size açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeylerdensormayın! Buna rağmen Kur`ân indirilirken (peygamber aranızda olduğu zaman) onları sorarsanız, size (hükmü) açıklanır. Allah onları (geçmişteki sorularınızı) affetti. Çünki Allah, Gafûr (çok mağfiret eden)dir, Halîm (cezâlandırmakta hiç acele etmeyen)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Doğrusu sizden önce bir kavim onları sormuştu (da), sonra (kendilerine verilen hükümleri kabûl etmeyip) o yüzden kâfir kimseler olmuşlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Allah, ne bahîre, ne sâibe, ne vasîle, ne de hâm`dan hiçbirini (meşrû`)kılmamıştır; fakat inkâr edenler Allah`a karşı yalan uyduruyorlar! Çünki onların çoğu akıl erdiremezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Hem onlara, `Allah`ın indirdiğine (Kur`ân`a) ve peygambere (sünnetine) gelin!` denildiği zaman: `Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyler bize yeter!` dediler. Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu (da) bulamayan kimseler idiyse! (Yine de onlara mı tâbi` olacaklar?) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ey îmân edenler! Siz kendinize bakın! Hidâyete erdiğiniz takdirde, dalâlete düşenler size zarar vermez. Dönüşünüz hep berâber ancak Allah`adır; artık (O,)yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Ey îmân edenler! Birinize ölüm geldiği zaman vasiyet esnâsında aranızdaki şâhidlik, ya içinizden adâletli iki kişi(nin şâhidliği) veya siz yeryüzünde (başka yerlerde)yolculuk ederken bu hâlde başınıza ölüm musîbeti geldiğinde, siz(in dîniniz)den olmayan başka iki kişi(nin şâhidliği)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Fakat onların (o gayr-i müslim iki şâhidin) gerçekten bir günah işledikleri (yalan söyledikleri) anlaşılırsa, bu takdirde haklarına tecâvüz edilen kimselerden (şâhidliğe) daha lâyık olan başka iki kişi, onların (o gayr-i müslim iki şâhidin) yerine geçer de (yine sizin istemenizle) Allah`a şöyle yemîn ederler: `Elbet bizim şâhidliğimiz, onların şâhidliğinden daha doğrudur ve (biz hakka) tecâvüz etmedik. Yoksa muhakkak ki biz gerçekten zâlimlerden oluruz!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Bu (hüküm), şâhidliği lâyıkıyla yapmalarına veya yeminlerinden sonra (vârisler tarafından) yeminler(in)in reddedilmesinden korkmalarına en yakın bir çâredir. Artık Allah`dan sakının ve (emirlerini) dinleyin! Çünki Allah, (isyanlarındaki ısrarları yüzünden) fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Allah, o gün (kıyâmet günü) peygamberleri toplayacak da: `(Ümmetinizi da`vet ettiğiniz zaman) size ne cevab verildi?` buyuracak! (Onlar:) `Bizim için (bu hususta) bir ilim yoktur. Şübhesiz ki gizlilikleri hakkıyla bilen, ancak sensin!` diyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. O zaman Allah şöyle buyuracak: `Ey Meryemoğlu Îsâ! Sana ve annene olan ni`metimi hatırla!Hani sana Rûhü`l-Kudüs (Cebrâîl) ile kuvvet vermiştim; beşikte iken de, yetişkin hâlde de insanlarla konuşuyordun. Ve hani sana yazı yazmayı, hikmeti, Tevrât`ı ve İncîl`i öğretmiştim. Hem o zaman ki iznimle çamurdan kuş şekli gibi (bir şey) yapıyor, sonra içine üflüyordun da iznimle bir kuş oluyordu (ve) yine iznimle (anadan doğma) a`mâyı ve (teni)alacalı olanı iyileştiriyordun. Yine o vakit iznimle ölüleri (kabirlerinden dirilmiş olarak)çıkarıyordun.Bir zaman da (seni öldürmek isteyen) İsrâil-oğullarını senden def` etmiştim; hani kendilerine apaçık delillerle gelmiştin de içlerinden inkâr edenler: `Bu, apaçık sihirden başka bir şey değildir` demiş(ler)di.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. `Hani Havârîlere de: `Bana ve peygamberime îmân edin!` diye ilhâm etmiştim.(Onlar:) `Îmân ettik, (yâ Rab!) artık şâhid ol ki gerçekten biz Müslümanlarız!` demişlerdi.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. `Bir vakit Havârîler: `Ey Meryemoğlu Îsâ! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?` demişlerdi. (O da:) `Eğer (gerçekten) mü`min kimseler iseniz, Allah`dan sakının!` demişti.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. `(Onlar:) `İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz mutmain olsun, gerçekten bize doğru söylediğini (iyice) bilelim ve buna şâhidlik edenlerden olalım` demişlerdi.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. `Meryemoğlu Îsâ: `Ey Rabbimiz olan Allah! Bize gökten bir mâide (bir sofra)indir ki, (o iniş günü) bizim için, hem evvelimiz, hem âhirimiz (sonra gelenlerimiz) için bir bayram ve senden bir mu`cize olsun! Bizi rızıklandır; çünki sen, rızık verenlerin en hayırlısısın` demişti.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. `Allah: `Şübhesiz ki ben, onu size indirecek olanım. Fakat ondan sonra içinizden kim inkâr ederse, artık muhakkak ki ben, onu âlemlerden hiçbir kimseye etmeyeceğim bir azâb ile cezâlandırırım!` buyurmuştu.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Yine (o gün) Allah: `Ey Meryemoğlu Îsâ! İnsanlara: `Allah`ı bırakıp da beni ve annemi iki ilâh edinin!` diye sen mi söyledin?` buyurduğu zaman, (Îsâ) der ki: `(Yâ Rabbî!)Sen, (noksan sıfatlardan) münezzehsin! Benim için hak olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz! Eğer onu söylemiş olsaydım, o takdirde (sen) onu muhakkak bilirdin! (Sen)benim nefsimde olanı bilirsin; fakat (ben) senin zâtında olanı bilmem! Muhakkak ki görünmeyenleri hakkıyla bilen ancak sensin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. `(Ben) onlara: `Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah`a ibâdet edin!` diye (senin) bana, o emrettiğinden başka bir şey söylemedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe, onların üzerinde bir şâhid (bir gözetleyici) idim. Nihâyet beni (aralarından)alınca, onları hakkıyla gözetleyici olan ancak sen idin! Ve sen, herşeye hakkıyla şâhid olansın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. `Eğer onlara azâb edersen, artık şübhesiz ki onlar, senin kullarındır. Eğer onlara mağfiret edersen, yine şübhe yok ki Azîz (kudreti dâimâ galib gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. (Bunun üzerine) Allah şöyle buyurur: `Bu (gün), doğru olanlara doğruluklarının fayda vereceği gündür! Onlar için, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır; (onlar)orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Allah onlardan râzı olmuştur ve (onlar da) O`ndan râzı olmuşlardır.` İşte büyük kurtuluş budur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Göklerin ve yerin ve onlarda olanların mülkü Allah`ındır. Ve O, herşeye hakkıylagücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster