1. Ey imân edenler! Sağlam ahidleri yerine getiriniz. Sizin için behime denilen hayvanat helâl kılınmıştır. Ancak size haram oldukları bildirilecek olanlar müstesna ve siz ihrama girmiş bir halde iken avlamayı helâl görmemek şartıyla. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ dilediği ile hükmeder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Ey imân edenler! Allah Teâlâ’nın ahkâm-ı şer’iyesine ve haram olan aya ve Harem’e gönderilen kurbana ve gerdanlıklı kurban hayvanlarına Rablerinden fazl ve rıdvan talebinde bulunarak Beyt-i Harâm’a gelmek kasdinde bulunanlara tecavüzü helâl addetmeyiniz. İhramdan çıktığınız zaman artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan men etmiş olduklarından dolayı bir kavime olan öfkelenmeniz sizi sakın tecavüze sevketmesin. Ve birr ve takvâ üzere yardımlaşınız ve günah ve adâvet üzere yardımlaşmayınız. Ve Allah Teâlâ’dan korkunuz, şüphe yok ki, Allah Teâlâ’nın azabı pek şiddetlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Sizlere ölü, kan, domuz eti, Allah Teâlâ’dan başkasının namına boğazlanan hayvan, bozulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, veya canavar yemiş, daha ölmeden boğazladığınız müstesna ve dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanlar ve zarlar ile kısmet istemeniz haram kılınmıştır. Bunlar birer fısktır. Bugün kâfirler sizin dininizden yeise düşmüşlerdir. Artık onlardan korkmayınız, Benden korkunuz, bugün sizin üzerinize nîmetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmiyet’e razı oldum. İmdi her kim son derece açlık halinde çaresiz kalırsa günaha mütemayil olmaksızın (o memnu’ etlerden hayatını kurtaracak miktar yiyebilir). Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafurdur, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Senden sorarlar ki, kendileri için helâl kılınmış olan şey nedir? De ki: «Sizin için temiz nîmetler helâl kılınmıştır. Ve yırtıcı hayvanlardan olup Cenâbı Hakk’ın size bildirdiğinden kendilerine öğretmiş olduğunuz muallem av hayvanlarının (avladıkları da helâldir). İmdi sizin için onların tuttuklarından yeyiniz, ve onun üzerine ism-i ilâhiyi zikrediniz ve Allah Teâlâ’dan korkunuz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ Seriu’l hisabtır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Bugün sizin için temiz nîmetler helâl kılınmıştır. Ve kendilerine kitap verilmiş olanların taamı sizin için helâldir, sizin taamınız da onlar için helâldir. Ve mü’minelerden hürre, afife olanlar ve kendilerine kitap verilmiş olanlardan hürre, afife olanlar, onlara mihirlerini verdiğiniz afif, zinadan berî ve gizli dostlar edinmeden müçtenib bulunduğunuz takdirde (sizlere helâldir). Ve her kim ahkâm-ı diniyeyi inkâr ederse muhakkak işlediği mahvolur. Ve o kimse ahirette de hüsrâna uğramış olanlardandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ey mü’minler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayınız ve başlarınıza meshediniz ve ayaklarınızı iki topuğa kadar yıkayınız ve eğer cünüb iseniz gusül ediniz (tamamen yıkanınız). Ve eğer hastalar iseniz veya sefer halinde iseniz veya sizden biri helâdan gelmiş ise veya kadınlarınıza dokunmuşsanız da su bulamazsanız o halde temiz bir toprak ile teyemmüm ediniz, ondan yüzlerinize ve ellerinize meshediniz. Allah Teâlâ sizin üzerinize bir sıkıntı vermek istemez. Fakat o sizi tertemiz kılmak ve üzerinize nîmetini itmam etmek ister ki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ve Allah Teâlâ’nın üzerinizde bulunan nîmetini ve «İşittik ve itaat ettik,» dediğiniz vakit Cenâb-ı Hakk’ın sizi onunla bağladığı ahdini yâd ediniz ve Allah Teâlâ’dan korkunuz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ bütün sinelerde olanı bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ey imân edenler! Allah Teâlâ için kâîmler, adâletle şahitler olunuz. Bir kavme olan buğzunuz, sizi adâlet etmemeğe sevketmesin. Adalette bulununuz, o takvâya en yakındır ve Allah Teâlâ’dan korkunuz, şüphe yok ki Allah Teâlâ yapacağınız şeylerden tamamen haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah Teâlâ, imân edip sâlih amellerde bulunanlara vaad buyurmuştur ki, onlar için mağfiret ve azim bir mükâfaat vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Ve o kimseler ki, küfrettiler ve bizim âyetlerimizi tekzîp eylediler. Onlar da cehennem ehlidirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ey imân edenler! Sizin üzerinize olan nîmet-i ilâhiyeyi yâd ediniz ki bir vakit bir kavim size ellerini uzatmayı kurmuştu, onların ellerini Cenâb-ı Hak sizden menetti. Ve Allah Teâlâ’dan korkunuz ve mü’minler artık Allah Teâlâ’ya tevekkül etsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Ve kasem olsun ki, Allah Teâlâ İsrailoğullarının ahdini almıştı ve onlardan oniki müfettiş göndermiştik. Ve Allah Teâlâ buyurmuştu ki: «Ben sizinle beraberim. Eğer namazı ikame eder ve zekâtı verir ve peygamberlere inanır ve onlara kuvvetle yardımda bulunursanız ve Allah Teâlâ’ya güzel bir ödünç verirseniz elbette sizden kusurlarınızı örterim ve sizi mutlaka altlarından ırmaklar akar cennetlere girdiririm. Fakat bundan sonra her kim kâfir olursa muhakkak ki, dümdüz yol ortasında sapıtmış olur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Sonra ahdlerini bozmaları sebebiyle onlara lânet ettik, ve kalblerini kaskatı yaptık, onlar kelimeleri mevzilerinden tağyir ederler. Ve tezkir olundukları şeylerden bir nâsib almayı da unutmuş bulunurlar. Ve onlardan birazı müstesna olmak üzere daima bir hainliğe muttali olursun. Maahaza onlardan affet, iğrazda bulun, şüphe yok ki, Allah Teâlâ muhsin olanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve, «Biz nâsarayız» diyenlerden de ahdlerini almış idik. Sonra ihtar edilmiş oldukları şeyden nasibdar olmayı unuttular. Artık Biz de onların arasına Kıyamet gününe kadar adâvet ve buğz bıraktık. Ve Allah Teâlâ neler yapmış olduklarını yakında haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Ey ehl-i kitâb! Muhakkak size resûlümüz geldi. Kitaptan gizlemekte olduğunuz birçok şeyleri size açıklıyor, bir çoğundan da geçiveriyor. Şüphe yok ki, size Allah Teâlâ tarafından bir nûr ve bir apaçık kitap gelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Allah Teâlâ, rızasına tâbi olanları onunla selâmet yollarına götürür ve onları izniyle zulmetlerden nûra çıkarır ve onları dosdoğru yola hidâyet eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Şüphe yok ki, «Allah, O Meryem’in oğlu Mesih’tir,» diyenler kasem olsun ki, muhakkak kâfir olmuşlardır. De ki: «Eğer Allah, Meryem’in oğlu Mesih’i ve O’nun validesini ve yerde bulunanların hepsini helâk etmek istese kim Allah’tan bir şeye mâlik olabilir! Göklerin de, yerin de ve bunların aralarında bulunanların da mülkü Allah Teâlâ’ya aittir. Dilediğini yaratır. Ve Allah Teâlâ her şeye tamamıyla kâdirdir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Yehûd ve Nasârâ, «Biz Allah’ın oğullarıyız ve dostlarıyız» dediler. De ki: «Ya ne için sizi günahlarınız sebebiyle muazzeb kılıyor? Siz ancak O’nun yaratıklarından bir beşersiniz. Ve dilediğine mağfiret eder ve dilediğini muazzeb kılar ve göklerin, yerin ve aralarında bulunanların mülkü bütün Allah’ındır ve nihâyet dönüş de O’nadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ey ehl-i kitab! Peygamberlerin arası kesilmiş olduğu bir zamanda size apaçık beyanda bulunur olarak resûlümüz geldi. Tâ ki, «Bize ne müjdeleyici ve ne de azab ile korkutucu gelmedi,» demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve korkutucu geldi. Ve Allah Teâlâ her şeye tamamıyla kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Ve bir vakit de Mûsa kavmine dedi ki: «Ey kavmim! Allah Teâlâ’nın üzerinize olan nîmetini yâdediniz ki, içinizde peygamberler vücuda getirdi ve sizleri hükümdarlar kıldı ve âlemlerden hiçbir ferde vermediğini sizlere verdi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. «Ey kavmim! Allah Teâlâ’nın sizin için yaratmış olduğu Arz-ı Mukaddes’e giriniz. Ve atlarınız üzerine geri dönmeyiniz. Sonra ziyana uğramışlar olduğunuz halde geri dönmüş olursunuz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Dediler ki: «Ya Mûsa! Muhakkak orada cebbârlar olan bir kavim vardır. Ve onlar oradan çıkmadıkça biz oraya elbette girmiyeceğizdir. Fakat onlar oradan çıkarlarsa bizler oraya muhakkak giricileriz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Kendilerine Allah Teâlâ’nın in’amda bulunmuş olduğu korkanlardan iki er dedi ki: «Onların üzerlerine kapıdan giriveriniz, siz ona girdiğiniz zaman şüphe yok ki, galiplersiniz. Artık siz mü’min kimseler iseniz Allah Teâlâ’ya tevekkül ediniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Dediler ki: «Ya Mûsa! Biz elbette ebedîyen girmeyeceğiz, onlar orada devam ettikçe artık sen Rabbinle git, mukatelede bulun, bizler ise burada oturucularız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki, ben kendi nefsim ile kardeşimden başkasına mâlik olamam, artık bizim aramızla o fâsıklar olan kavmin arasını ayır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Buyurdu ki: «Şüphesiz orası onların üzerine kırk yıl haram kılınmıştır. O yerde mütehayyirane bir halde dolaşıp duracaklardır. Artık o fâsıklar gürûhunun haline acıma.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini bihakkın oku. O vakit ki, onlar iki kurban takdim etmişlerdi. Birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. «Seni elbette öldüreceğim» dedi, diğeri de, «Allah Teâlâ ancak muttakî olanlardan kabul eder» deyiverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. «And olsun ki, eğer beni öldürmek için bana elini uzatırsan ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Şüphe yok ki, ben âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’dan korkarım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. «Muhakkak ben isterim ki, sen benim günahımı ve kendi günahını yüklenesin de ateşin ashâbından olasın. Ve o ise zalimlerin cezasıdır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Artık kardeşini öldürmeyi kendisine nefsi kolaylaştırdı da onu öldürdü. Sonra da ziyana uğramışlardan oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Sonra Allah Teâlâ ona kardeşinin cesedini nasıl defnedeceğini göstermek için bir karga gönderdi ki, yeri eşiyordu. «Yazıklar olsun bana! Ben karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz mi oldum,» dedi. Artık nedâmete düşenlerden olmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Bundan dolayı İsrailoğullarının üzerine yazdık ki, her kim bir şahsı, bir şahıs mukabilinde veya yerdeki bir fesattan dolayı olmaksızın öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur ve her kim de bir şahsın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanları ihya etmiş gibi olur. And olsun ki, Bizim peygamberlerimiz onlara beyyineler ile gelmişlerdir. Sonra onlardan birçokları bunu müteakib yeryüzünde muhakkak müsrif kimseler olmuşlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allah Teâlâ ile ve peygamberleriyle savaşta bulunanların ve yerde fesada çalışanların cezaları ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri veya o yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir zillettir, ve onlar için ahirette pek büyük bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ancak onların üzerine kâdir olmanızdan evvel tevbe edenleri müstesna. İmdi biliniz ki, şüphesiz Allah Teâlâ çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ey imân edenler! Allah Teâlâ’dan korkunuz ve O’na vesile arayınız ve O’nun yolunda mücâhedede bulununuz ki, felâh bulabilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Şüphesiz o kimseler ki kâfir oldular, eğer yerde bulunanların cümlesi ve onunla beraber bir misli daha onların olup da Kıyamet gününün azabından dolayı onları feda edecek olsalar kendilerinden kabul edilmez ve onlar için elîm bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ateşten çıkmak isteyeceklerdir. Halbuki, onlar ondan çıkacak kimseler değildirler. Ve onlar için daimi bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Ve hırsızlık yapan erkeğin ve hırsızlık yapan kadının (kazandıklarının bir cezası ve Allah Teâlâ tarafından bir ukûbet olmak üzere) ellerini kesiniz. Ve Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Fakat her kim yaptığı zulümden sonra tevbe eder ve halini ıslahta bulunursa elbette Allah Teâlâ onun tövbesini, kabul eder. Şüphe yok ki Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Bilmez misin ki, göklerin de, yerin de mülkü Allah Teâlâ’nındır. Dilediğini muazzeb kılar ve dilediğini mağfiret buyurur. Ve Allah Teâlâ her şeye hakkıyla kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Ey Resûl! Küfr içinde yarış edenler seni mahzun etmesin. O kimselerdir ki, ağızlarıyla imân ettik dedikleri halde kalbleri imân etmemiştir. Ve Yahûdi olan kimselerden ki, bunlar pek ziyâde yalan dinleyicilerdir. Ve sana gelmeyen diğer bir kavmi de ziyâdesiyle dinleyicidirler. Kelimeleri, yerlerine konulduktan sonra tebdîl ederler. Derler ki: «Eğer size bu verilirse alıveriniz ve eğer size bu verilmezse sakınınız.» Ve Allah Teâlâ her kimin fitnesini murad ederse elbette sen onun için Allah Teâlâ tarafından bir şeye mâlik olamazsın. Onlar o kimselerdir ki Allah Teâlâ onların kalblerini temizlemek murad etmemiştir. Onlar için dünyada mezellet vardır ve onlar için ahirette de pek büyük bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Onlar yalanı ziyâdesiyle dinleyicilerdir. Haram olanı da pek çok yiyicilerdir. Artık sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Ve eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiç bir şey ile zarar veremezler ve eğer hükmedersen aralarında adâletle hükmet. Şüphe yok ki Allah Teâlâ adâlette bulunanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ve seni nasıl hakem yapıyorlar? Halbuki, onların yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat vardır. Sonra da bunun arkasından yüz çevirirler ve onlar mü’min kimseler değildirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Muhakkak Tevrat’ı Biz indirdik, onda bir hidâyet ve bir nûr vardır. Müslim olan nebiler onun ile Yahudilere hükmederlerdi. Din alîmleri, fakihler de Allah Teâlâ’nın kitabını muhafazaya memur olmaları sebebiyle onunla hükümde bulunurlardı. Ve onlar o kitap üzerine şahitler idiler. Artık nâstan korkmayın, Benden korkunuz ve Benim âyetlerim ile az bir bedel satın almayınız ve her kim Allah Teâlâ’nın indirmiş olduğu ile hükmetmez ise işte onlar kâfirdirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Ve Biz onların üzerine o Tevrat’ta yazdık ki, «Şüphesiz cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar biribirine kısastır.» Fakat her kim bunu tasadduk ederse, bu onun için bir kefarettir. Ve her kim Allah Teâlâ’nın indirdiği ile hükmetmez ise işte onlar zalimlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ve arkadan da onların izleri üzerine Meryem’in oğlu İsa’yı önündeki Tevrat’ın bir tasdikçisi olarak gönderdik. Ve ona İncil’i verdik ki, içinde bir hidayet bir nûr vardır. Ve önündeki Tevrat’ı musaddıktır. Ve muttakîler için bir hidayet ve bir mev’izedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ve İncil ehli de Allah Teâlâ’nın indirmiş olduğu (ahkâm) ile hükmetsin. Ve her kim Allah Teâlâ’nın indirmiş olduğu ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Ve sana kitabı hak olarak indirdik, kendisinden evvelki (semavî) kitabı tasdik edici ve üzerine bir muhafız olmak üzere. Artık aralarında Allah Teâlâ’nın indirmiş olduğu (ahkâm) ile hükmet. Ve sana gelen haktan (ayrılıp da) onların hevâlarına tâbi olma. Sizden herbiriniz için (vaktiyle) bir şeriat, bir açık yol kılmıştık. Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi elbette sizleri bir ümmet kılmış olurdu. Fakat size vermiş olduğu şeylerde sizi imtihan etmek için (bir ümmet kılmadı). Artık hayırlı işlere koşunuz. Nihâyet cümleten dönüşünüz Allah Teâlâyadır. Binaenaleyh nelerde ihtilaf etmiş olduğunuzu O size haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Ve aralarında Allah Teâlâ’nın indirmiş olduğu ile hükmet ve onların hevâlarına tâbi olma. Ve Allah Teâlâ’nın sana indirmiş olduğu şeylerin bazısından seni fitneye düşüreceklerinden dolayı onlardan kaçın. Eğer onlar yüz çevirirlerse artık bil ki, Allah Teâlâ muhakkak diliyor ki, onları bazı günahları sebebiyle musîbete uğratsın. Ve şüphe yok ki nastan bir çokları elbette fâsık kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Onlar cahiliyet devrindeki hükmü mü arıyorlar? Allah Teâlâ’dan daha güzel hükmeden kim vardır tam kanaat sahibi bir kavim indinde? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ey imân edenler! Yehûd ile Nasâra’yı dost tutmayınız. Onların bazıları bazılarının dostudur. Ve sizden her kim onları dost edinirse muhakkak o da onlardandır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ o zalimler olan kavme hidâyet etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İmdi kalblerinde bir maraz olan kimseleri görürsün ki, onların içinde koşar dururlar, «Bize bir felaket isabet etmesinden korkarız,» derler. Artık umulur ki, Allah Teâlâ bir feth veya nezd-i ilâhiyesinden bir emir vücuda getirir de, onlar kendi nefislerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İmân edenler de diyeceklerdir ki, «Sizinle beraber olduklarına dair galiz yeminler ile Allah Teâlâ’ya kasem eden kimseler şunlar mıdır?» Onların ise amelleri bâtıl olmuş, ziyana uğramış kimseler olmuşlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Ey imân edenler! Sizden her kim dininden dönerse, muhakkak Allah Teâlâ bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da O’nu severler. Mü’minlere karşı mütevazi olurlar, kâfirlere karşı da izzet sahipleri bulunurlar. Allah yolunda savaşa atılırlar ve kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte o, Allah Teâlâ’nın fazlıdır, onu dilediğine verir ve Allah Teâlâ vâsidir, alîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizin velîniz ancak Allah Teâlâ’dır. Ve O’nun peygamberidir ve imân etmiş olanlardır. O imân edenler ki, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar rükua varanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ve her kim Allah Teâlâyı ve O’nun Resûlünü ve imân edenleri velî ittihaz ederse şüphe yok ki galip olanlar Allah Teâlâ’nın o fırkasıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ey imân edenler! Sizden evvel kendilerine kitap verilmiş olanlardan dininizi eğlence ve oyuncak ittihaz edenleri ve müşrikleri dostlar ittihaz etmeyiniz. Allah Teâlâ’dan korkunuz, eğer imân etmiş kimseler iseniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Ve namaza çağırdığınız zaman onu bir eğlence ve bir oyuncak ittihaz ederler. Bu da şüphe yok ki, onların âkilâne düşünmez bir kavim olmalarındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizden hoşlanmamanız, bizim Allah Teâlâ’ya ve bize indirilene ve daha evvel indirilmiş olana imân ettiğimizden ve sizin birçoğunuzun şüphesiz fâsık kimseler olmalarından dolayı mıdır?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. De ki: «Allah Teâlâ’nın indinde cezaca kendisinden daha şerlisini size haber vereyim mi? O kimse ki, Allah Teâlâ ona lânet etti ve üzerine gazabta bulundu ve onlardan maymunlar ve hınzırlar ve Cenâb-ı Hak’tan başkasına tapanlar yaptı. İşte bunlar mevkice daha şerli, düz yoldan daha sapık kimselerdir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Ve size geldikleri zaman, «İmân ettik» derler. Halbuki, onlar muhakkak münkir olarak girmişler ve muhakkak münkir olarak çıkmışlardır. Allah Teâlâ da onların gizlediklerini çok iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Ve onlardan birçoklarını görürsün ki, günaha, düşmanlığa ve haram yemeğe koşarlar. Yaptıkları şey elbette ne kadar fena! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Din bilginleri, fakihleri onları günah sözlerinden ve haram yemelerinden nehyetmeli değil midirler? İşledikleri şey elbette ne kadar kötü! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Ve Yahûdi tâifesi, «Allah’ın eli bağlanmıştır» dediler. Bu dedikleriyle kendi elleri bağlandı ve lânet olundular. Hayır, bilakis (Cenâb-ı Hakk’ın) iki eli de açıktır, dilediği gibi infakta bulunur. Ve and olsun ki, sana Rabbinden indirilmiş olan şey, onlardan birçoğu için tuğyanı ve küfrü arttıracaktır ve Biz onların arasına Kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin bıraktık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakıverdilerse onu Allah Teâlâ söndürdü ve onlar yeryüzünde fesada koşarlar. Allah Teâlâ ise müfsit olanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Ve eğer ehl-i kitap imân etseler ve ittikada bulunsalar idi, elbette Biz onların günahlarını setreder ve elbette onları nîmetleri bol cennetlere girdirirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve eğer onlar Tevrat’ı ve İncil’i ve onlara Rableri tarafından indirilmiş olanı dosdoğru tutsalar idi elbette hem üstlerinden hem de ayakları altından yiyeceklerdi. Onlardan mutedil bir cemaat vardır. Onlardan birçoğunun yaptıkları ise ne kadar fenadır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ey Peygamber! Sana Rabbinden indirilmiş olanı tebliğ et. Ve eğer yapmaz isen O’nun risâletini tebliğ etmiş olmazsın. Ve Allah Teâlâ seni nâsdan korur. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ kâfir olan bir kavme hidâyet etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat’ı ve İncil’i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» Ve kasem olsun ki, sana Rabbinden indirilmiş olan, onlardan birçoğu için tuğyanı ve küfrü arttıracaktır. Artık o kâfirler olan kavim üzerine teessürde bulunma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Muhakkak o kimseler ki, imân ettiler, ve o kimseler ki, Yahudi bulundular ve Sabii’ler ile Nâsrani’ler bunlardan her kim Allah Teâlâ’ya ve Ahiret gününe imân etmiş ve sâlih amelde bulunmuş ise artık onların üzerine bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Kasem olsun ki, Biz İsrailoğullarının misâkını aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne vakit onların nefislerinin hevâsına uymayan bir hüküm ile onlara peygamber geldi ise, onlardan bir kısmını tekzîp ettiler, bir kısmını da öldürdüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ve sandılar ki bir fitne olmayacaktır. Artık onlar kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah Teâlâ tevbelerini kabul buyurdu, sonra onlardan birçoğu yine kör ve sağır kesildiler. Allah Teâlâ ise ne yaptıklarını bihakkın görücüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Andolsun ki, «Şüphesiz Allah, o Meryem’in oğlu Mesih’tir» diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih demiştir ki: «Ey İsrailoğulları! Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah Teâlâ’ya ibadet ediniz. Şüphe yok ki, her kim Allah Teâlâ’ya şerik koşarsa muhakkak Allah Teâlâ ona cenneti haram kılmış olur ve onun varacağı yer ateştir ve zalimler için yardımcılardan kimse yoktur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Elbette kâfir olmuşlardır, «Tanrı şüphesiz üçün üçüncüsüdür,» diyen kimseler. Halbuki, bir olan Allah Teâlâ’dan başka hiç bir Tânrı yoktur. Ve eğer dediklerine nihâyet vermezlerse onlardan kâfir olanlara elbette pek acıklı bir azap dokunacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Hâlâ tevbe edip de Allah Teâlâ’dan mağfiret istemiyecekler midir? Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Meryem’in oğlu Mesih, bir peygamberden başka değildir. Ondan evvel de nice peygamberler gelip geçmiştir. O’nun anası da pek sâdık bir kadındır. İkisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetlerimizi nasıl açıkça beyan ediyoruz. Sonra da bak onlar nasıl çeviriliyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. De ki: «Allah Teâlâ’dan başkasına mı, sizin için zarara da, faideye de mâlik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz? Halbuki, (her şeyi bihakkın) işitici ve bilici olan ancak Allah Teâlâ’dır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. De ki: «Ey ehl-i kitap! Dininizde hakka muğayır olarak haddi tecavüz etmeyiniz. Ve evvelce dalâlete düşmüş ve birçoklarını da idlalde bulunmuş ve doğru yoldan sapıtmış olan bir kavmin hevâlarına uymayınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. İsrailoğullarından kâfir olanlar, Dâvud’un da, Meryem’in oğlu İsâ’nın da lisanıyla lânet olunmuşlardır. Bu da onların isyan etmeleri ve haddi tecavüz eylemeleri sebebiyledir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Onlar yapmış oldukları fenalıktan birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Filhakika onların yaptıkları ne kadar kötü idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Onlardan birçoklarını görürsün ki, kâfir olanlara dostlukta bulunurlar. Andolsun ki, onlar için nefislerinin takdim ettiği şeyler ne kadar kötüdür. Allah Teâlâ onlara gazap etmiştir ve onlar azab içinde ebedî kalacak kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Eğer onlar Allah Teâlâ’ya ve peygamberlere ve O’na indirilmiş olana imân etmiş olsalar idi, o kâfirleri dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan birçokları fâsık kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Kasem olsun ki, imân edenlere nâsın adavetce en şiddetlisini, mutlaka Yahudiler ile müşrikleri bulacaksın. Ve yine kasem olsun ki nâsın mü’minlere meveddetce en yakın olanları da, «Biz Nasâra’yız» diyenleri bulacaksın. Bu da onların içinde herhalde bilgin, abid olanların ve tarik-ı dünya olan rahiplerin bulunmasındandır. Ve şüphe yok ki, onlar kibir etmek de istemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ve Peygamber’e indirilmiş olanı dinledikleri zaman, hakkı bildiklerinden dolayı onların gözlerinin yaş ile dolup taştığını görürsün. Derler ki: «Ey Rabbimiz! İmân ettik, artık bizi (hakka) şahit olanlar ile beraber yaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. «Ve biz ne için Allah Teâlâ’ya ve bize Hak’tan gelene imân etmeyelim? Halbuki, biz ümit ederiz ki, Rabbimiz bizi sâlihler olan kavim ile beraber (cennete) idhal buyursun.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Artık Allah Teâlâ da onlara bu söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri, içlerinde ebedîyyen kalıcı olmaları üzere ihsan buyurdu. Bu ise muhsin olanların mükâfaatıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Ve kâfir olanlar ve Bizim âyetlerimizi inkar edenler ise onlar cehennem ashâbıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ey imân edenler! Allah Teâlâ’nın sizin için helâl kılmış olduğu temiz şeyleri haram kılmayınız, haddi de aşmayınız. Şüphe yok ki Allah Teâlâ haddi aşanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Ve Allah Teâlâ’nın sizi merzûk etmiş olduğu şeylerden helâl ve temiz olanları yiyiniz, kendisine imân etmiş olduğunuz Allah Teâlâ’dan da korkunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Allah Teâlâ sizleri yeminlerinizdeki lağv sebebiyle muahaze etmez. Velâkin sizi (bile bile) aktettiğiniz yeminler ile muahaze eder. Bunun keffareti ise ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak, veyahut giydirmek, yahut bir köle azad etmektir. Fakat kim bunları bulamazsa üç gün oruç tutar. İşte bu, yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffaretidir. Maahaza yeminlerinizi muhafaza ediniz. İşte Allah Teâlâ âyetlerini sizin için böylece beyan ediyor, tâ ki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ey imân edenler! Muhakkak ki içki, kumar, putlar ve kısmet için çekilen zarlar şeytanın işinden olan murdar bir şeydir. Artık ondan kaçınınız ki, felâh bulabilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Şüphe yok ki şeytan aranıza ancak içki ile, kumar ile adavet düşürmeyi ve sizi Allah Teâlâ’nın zikrinden ve namazdan alıkoymayı ister. Artık siz vazgeçtiniz değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Allah Teâlâ’ya itaat ediniz ve peygambere itaat ediniz ve (muhalefetten) hazer eyleyiniz. Şâyet yüz çevirirseniz artık biliniz ki, bizim peygamberimizin üzerine ait olan, apaçık bir tebliğden ibarettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü’min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ey imân edenler! Allah Teâlâ elbette sizi kendi ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği avdan birşey ile imtihan edecektir. Tâ ki Hak Teâlâ kendisinden anil gıyab korkanları bilsin (yani onları meydana çıkarsın). Artık bundan sonra kim tecavüz ederse ona elîm bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Ey mü’minler! Siz ihramda iken avı öldürmeyiniz, sizden her kim onu kasden öldürürse üzerine o öldürdüğü hayvanın misli bir ceza vardır ki, Kabe’ye vasıl olacak bir kurbanlık olmak üzere buna sizden iki adâlet sahibi hükmeder veya bir keffaret vardır ki, o da fakirleri doyurmaktır veya onun muadili olarak oruç tutmaktır. Tâ ki bu suretle yaptığının vebalini tatsın. Allah Teâlâ geçmiş olanı af buyurmuştur. Ve her kim bir daha böyle yaparsa elbette Allah Teâlâ ondan intikamını alır, ve Allah Teâlâ azîzdir, intikam sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Size deniz avı ve onun yenilmesi bir faide olmak için helâl kılındı ve sizin üzerinize ihramda bulunduğunuz müddetce kara avı haram kılınmıştır. Huzuruna haşrolunacak olduğunuz Allah Teâlâ’dan korkunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allah Teâlâ Kabe’yi, o Beyt-i Harâm’ı ve Şehr-i Haram ile o boyunları bağsız ve bağlı kurbanları insanlar için bir medar-ı istifade kıldı. Bu da bilmeniz içindir ki, şüphesiz Allah Teâlâ göklerde olanı da ve yerde olanı da bilir ve muhakkak ki, Allah Teâlâ herşeye tamamıyla alîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Biliniz ki, Allah Teâlâ’nın ikabı muhakkak pek şiddetlidir. Ve şüphe yok ki Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Peygamber’in üzerine tebliğden başka yoktur. Ve Allah Teâlâ ise açıkladığınız şeyi de gizlediğiniz şeyi de bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: «Murdar ile temiz müsavî olmaz. Velev ki, murdarın çokluğu hoşuna gitsin. Artık ey güzel akıl sahipleri! Allah Teâlâ’dan korkunuz ki felâh bulabilesiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Ey imân edenler! Öyle şeylerden sual etmeyiniz ki, eğer size açıklanırsa sizi müteessir eder. Ve eğer siz Kur’an’ın nüzul ettiği sırada sorarsanız onlar size açılır. Allah Teâlâ onlardan af buyurmuştur. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, halîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Allah Teâlâ bahireden, saibeden, vasileden ve hâmden hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ’ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlar. Ve onların çokları ise akıl erdiremezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ve onlara, Allah Teâlâ’nın indirdiğine ve Peygambere geliniz denildiği vakit, «Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyler bize yeter,» derler. Ya babaları hiçbir şey bilmiyorlar ve doğru yola gitmiyorlar idiyseler de mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ey imân edenler! Siz kendi nefsinize bakınız. Siz hidâyette bulunduktan sonra dalâlete düşmüş olanlar size bir zarar veremez. Hepinizin nihâyet varacağı Allah Teâlâ’ dır, O da size ne yaptığınızı haber verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Ey imân edenler! Herhangi birinize ölüm hali geldiği zaman vasiyet vaktinde aranızda şehâdet edecekler, ya sizden adâlet sahibi iki kimsedir veya size yeryüzünde yolculuk halinde iken ölüm musibeti isabet etti ise sizin gayrinizden iki şahıstır. (Bunların şehâdetlerinde) Şüphelendiğiniz takdirde bunları namazdan sonra alıkorsunuz. Bunlar, «Yemin mukabilinde hiçbir bedel almayız, velev ki, lehine şehâdet edeceğimiz kimse bizim için karabet sahibi olsun. Ve Allah’ın şehâdetini gizlemeyiz, o takdirde şüphe yok ki, biz günahkârlardan bulunmuş oluruz,» diye yemin ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Eğer onların bir günaha müstehik olduklarına vukuf hasıl olursa, o zaman bu ikisinin yerine haklarına tecavüz etmiş oldukları mukabil taraftan diğer iki kimse kıyam ederler. «Billahi bizim şehâdetimiz, onların şehâdetinden daha doğrudur, ve biz hakkı tecavüz etmedik, şüphe yok ki, biz o takdirde zalimlerden olmuş oluruz,» diye yemin ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Bu veçhile şehâdet, şehâdeti layık-ı veçhile eda etmelerine veya yeminlerinden sonra yeminlerinin reddedilmesinden korkmalarına en yakın bir çaredir. Allah Teâlâ’dan korkunuz ve dinleyiniz. Allah Teâlâ fâsıklar gürûhunu hidâyete erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O günü ki, Allah Teâlâ peygamberleri toplayacak da «Size verilen cevap ne idi?» diyecek, onlar da «Bizim için bilgi yoktur, şüphe yok ki, gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen’sin, Sen» diyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. O zamanı ki Allah Teâlâ buyurdu: «Ey Meryem’in oğlu İsa! Senin üzerine ve validenin üzerine olan nîmetimi zikret, o zamanı ki, seni Rûhu’lKuds ile teyid etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, ve İncil’i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş heyeti gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudunda beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de Benim iznimle iyi ediyor idin. Ve o zamanı ki, ölüleri Benim iznim ile (hayat sahasına) çıkarıyordun. Ve o zamanı ki İsrailoğullarını senden defetmiştim, onlara açık mûcizeler ile geldiğin vakitte ki, onlardan kâfir olanlar, ’Bu apaçık bir büyüden başka değildir’ demiş idi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Ve o zaman ki, «Bana ve peygamberlerime imân ediniz» diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da: «İmân ettik, bizim muhakkak müslimler olduğumuza şahit ol» demişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. O vakit ki, havariler: «Ey Meryem’in oğlu İsa! Rabbin gökten bizim üzerimize bir maide (sofra) indirebilir mi?» demişti. İsa da Allah Teâlâ’dan korkunuz, eğer siz mü’minler iseniz» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Dediler ki: «Biz istiyoruz ki, ondan yiyelim ve kalblerimiz mutmain olsun ve senin bize doğru söylediğini bilelim ve biz onun üzerine şahitlerden olalım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Meryem’in oğlu İsâ dedi ki: «Ey Allah! Ey bizim Rabbimiz! Bizim üzerimize gökten bir mâide indir ki, bizim evvelimiz ve ahirimiz için bir bayram ve senden bir âyet olsun ve bizi merzûk et ve Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Allah Teâlâ buyurdu ki: «Ben onu sizin üzerinize elbette indireceğim. Fakat sonra sizden kim küfre düşerse artık Ben âlemlerden hiçbir kimseyi tazib etmeyeceğim bir azap ile onu muazzep kılarım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Ve o vakti ki, Allah Teâlâ «Ey Meryem’in oğlu İsâ! Sen mi insanlara beni ve anamı Allah’tan başka iki ilâh ittihaz ediniz dedin?» diye sual buyurdu. Dedi ki: «Seni tenzih ederim, benim için hak olmayan bir şeyi söylemek layık olamaz, eğer ben onu söylemiş isem, Sen onu elbette bilmişsindir, Sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise Senin zâtındakini bilemem. Şüphe yok ki, gaybleri bilen ancak Sensin, Sen» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. «Ben onlara senin bana emrettiğinden başkasını söylemedim, benim ve sizin Rabbimiz olan Allah Teâlâ’ya ibadet ediniz, dedim. Ve ben içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerine şahit olmuş idim, Vaktâ ki beni aldın, onların üzerlerine murakıp ancak Sen oldun ve Sen herşey üzerine tamamıyla şahitsin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. «Eğer onları muazzep kılarsan şüphe yok ki, onlar senin kullarındır. Ve eğer onları yarlığarsan yine şüphesiz ki, azîz olan, hakîm olan ancak Sen’sin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Allah Teâlâ buyurdu ki: «Bu, sâdıklara sadâkatlarının faide vereceği bir gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır ki, onlar bunlarda ebedî olarak kalıcılardır. Allah Teâlâ onlardan razı olmuş, onlar da Allah Teâlâ’dan razı olmuşlardır. İşte bu, en büyük bir kurtuluştur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Göklerin ve yerin ve bunlarda bulunanların mülkü Allah Teâlâ’nındır. Ve O, herşeye bihakkın kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster