فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ ۚ فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ
Fasbir inne va’dellahi hakk fe imma nüriyenneke ba’dallezı neıdühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna yürceun
Kelime
Anlamı
Kökü
فَاصْبِرْ
artık sabret
إِنَّ
şüphesiz
وَعْدَ
va’di (sözü)
اللَّهِ
Allah’ın
حَقٌّ
gerçektir
فَإِمَّا
ya
نُرِيَنَّكَ
sana gösteririz
بَعْضَ
bir kısmını
الَّذِي
şeylerin
نَعِدُهُمْ
onları tehdidettiğimiz
أَوْ
yahut
نَتَوَفَّيَنَّكَ
seni vefat ettiririz
فَإِلَيْنَا
sonunda bize
يُرْجَعُونَ
döndürüleceklerdir

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Artık sabret, şüphe yok ki Allah’ın vaadi gerçektir. Derken ya onlara vaadettiğimiz şeylerin bâzısını göstereceğiz sana, yahut da seni öldüreceğiz, derken hepsi de dönüp tapımıza gelecekler.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Sen, ey peygamber! Her türlü sıkıntıya karşı sabırlı ol. Çünkü Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir ve şu gerçekleri inkâr edenler için hazırladıklarımızı, sana ister bu dünyada gösterelim, ister bunların gerçekleşmesinden önce, seni ölüme götürelim. Unutma ki, sonunda onlar bize döndürülecekler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah’ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sabret! Muhakkak ki Allâh’ın vaadi Hak’tır! Onlara vadettiğimizin bazısını sana göstersek de yahut (görmeden) seni vefat ettirirsek de (fark etmez); (nasıl olsa) onlar bize rücu ettirilecekler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Şu halde sen sabret. Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Onlara vaadettiklerimizin bir kısmını sana göstersek de senin dünya hayatını sona erdirsek de, sonuçta bize döndürülürler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Sonunda ya onlara va’dettiğimiz (azab)in bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar Bize döndürülecekler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onun için (Ey Rasûlüm, kâfirlerin eziyetlerine) sabret. Elbette Allah’ın (sana olan zafer) vaadi bir gerçektir. Artık onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, yahud seni kendimize alsak da muhakkak onlar döndürülüp bize getirilecekler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Sıkıntılara karşı sabırlı ol; çünkü Allah`ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Şu kâfirlere hazırladığımız cezayı sana ister gösterelim, ister seni ondan önce öldürelim, onlar bize döndürüleceklerdir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sabret; suphesiz Allah’in verdigi soz gercektir. Onlara soz verdigimiz azabin bir kismini sana gosteririz veya seni oldururuz, nasil olsa onlarin donusu Bizedir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Ey Peygamber!) Sabret Şüphesiz ki, Allah’ın va’di hakktır Sana va’dettiğimizin bir kısmını el bette göstereceğiz veya senin ruhu nu alacağız. (Nasılsa) onların dönü şü bize olacaktır.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ey Resulüm! İnkârcıların eziyetlerine ve hakka direnmelerine) sabret. Elbette Allah`ın verdiği (azap) sözü gerçektir. Artık onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de yahut seni (vefat ettirerek) kendimize alsak da muhakkak onlar bize döndürüleceklerdir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Sen sabret! Şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah’ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Öyleyse sabret; ALLAH’ın sözü gerçektir. Onlara söz verdiğimiz (cezalandırmanın) bir kısmını sana göstersek de, ondan önce hayatına son versek de, onlar bize döndürüleceklerdir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ey Muhammed! Sen sabret, şüphesiz Allah’ın vaadi haktır, mutlaka gerçekleşecektir. Onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Ey Muhammed! Sabret, şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bize’dir.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Tanrı’nın vaadi haktır. Sonunda ya onlara vaad ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah’ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onun için sen (Habîbim) sabret. Şübhesiz Allahın va’di bir gerçekdir. Binnetîce ya onlara etmekde olduğumuz tehdîdi (n tehakkukunu) kısmen sana göstereceğiz, yahud seni kendimize alacağız. Nihayet onlar ancak bize döndürülüb getirileceklerdir.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık sabret! Çünki Allah`ın va`di haktır. Böylece onları tehdîd ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de, yâhut (göstermeden) seni vefât ettirsek de, sonunda (onlar) ancak bize döndürüleceklerdir.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Şu halde sen; sabret. Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Onlara vaadettiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya senikendimize alırız. Nihayet onların dönüşü ancak Bizedir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sen sabret. Allah’ın verdiği söz gerçekleşecektir. Şimdi onlara vaat ettiklerimizin bir kısmını ya sana göstereceğiz veya seni öldüreceğiz. Onların dönüşleri bizedir.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Öyleyse sabret. Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Onlara vaadettiklerimizin (azabın), bir kısmını sana gösteririz veya seni (daha önce) öldürürüz. Sonunda onlar Bize döndürülecekler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    O halde sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Biz onlara (azap olarak) vaat ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de yahut seni vefat ettirsek de onlar mutlaka sonunda dönüp bize geleceklerdir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Sen, sıkıntılara karşı sabırlı ol, çünkü Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Ve şu (hakikati inkar ede)nler için hazırladıklarımızı sana ister (bu dünyada) gösterelim, ister (bunların gerçekleşmesinden önce) seni ölüme götürelim, (unutma ki, sonunda,) onlar Bize döndürüleceklerdir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Şu halde dirençli ol! Zira Allah`ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. İmdi, onlara yönelttiğimiz tehditlerin bir kısmının gerçekleştiğini ister sana gösterelim, isterse senin için ölümü takdir edelim; er geç, onlar Bize döndürülecekler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Artık sabret. Allah’ın vaadi, şüphe yok ki, hakdır. Onlara olan vaadimizin bazısını sana göstereceğiz veya senin ruhunu alacağız, nihâyet Bize döndürüleceklerdir.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Onun için sen sabret! Allah’ın vaadi şüphesiz ki gerçektir. Onlara vâdettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de veya seni alsak da, nihayet onların dönüşü bize olacaktır.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Sen sabret! Şüphesiz Allah’ın sözü gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz. Nasıl olsa onlar bizim huzurumuza döndürüleceklerdir!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Ey Muhammed! Sabret, şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz veya seni öldürürüz, nasıl olsa onların dönüşü Bize’dir.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Sabret! Çünkü Allah’ın vâdi gerçektir. Biz onlara vâd ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de, yahut senin ruhunu yanımıza alsak da, onlar mutlaka sonunda dönüp huzurumuza geleceklerdir.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Sabret, Allâh’ın sözü gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz şeylerin bir kısmını ya sana gösteririz yahut seni daha önce vefat ettiririz. (Sonunda) onlar bize döndürüleceklerdir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Sabret, kuşkusuz Allah’ın vaadi haktır. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, ya da seni vefat ettiririz. Ama neticede onlar, bize döndürüleceklerdir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Şu halde sen sabret, hiç şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Sonunda ya onlara va’d ettiğimiz (azab)ın bir kısmını sana göstereceğiz ya da senin hayatına son vereceğiz. Nihayet onlar bize döndürülecekler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    So persevere in patience; for the Promise of Allah is true: and whether We show thee (in this life) some part of what We promise them,- or We take thy soul (to Our Mercy) (before that),-(in any case) it is to Us that they shall (all) return.