Mekke döneminde inmiştir. 50 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mürselât” kelimesinden almıştır. Mürselât, gönderilenler demektir. Sûrede başlıca, kıyametin, hesap ve azabın gerçekleşeceği, Allah’ın kudreti ve günahkârların akıbeti konu edilmektedir.
1.
Şahit olsun birbiri ardınca gönderilen (bu vahiyler)!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
(1-2) Yemîn olsun (emirlerle) birbiri ardınca gönderilenlere (o mürselât`a) ve şiddetli bir şekilde estikçe esen (geçip giden melek)lere!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
Yaydıkça yayanlara,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Artık (hak ile bâtılı) ayırdıkça ayıranlara!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
(5-6) Hem (tevbe edenleri) ma`zur kılmak veya (günah işleyenleri) korkutmak için(peygamberlere) zikir (vahiy) bırakanlara!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
(5-6) Hem (tevbe edenleri) ma`zur kılmak veya (günah işleyenleri) korkutmak için(peygamberlere) zikir (vahiy) bırakanlara!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
Şübhesiz ki va`d olunup durduğunuz (o kıyâmet) mutlaka vâki` (olacak)tır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
(8-11) Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
(8-11) Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
(8-11) Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
(8-11) Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
(Denilir ki:) `(Bu şâhidlik) hangi güne ertelendi?`
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
(Mahlûkatın arasını) ayırma (hüküm verme) gününe!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
O ayırma gününü sana ne bildirdi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
Biz önceki (kâfir)leri (isyanları sebebiyle) helâk etmedik mi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
Sonra geridekileri onların peşine takarız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
İşte o günahkârlara, böyle yaparız!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
(Ey insanlar!) Sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
(21-22) Sonra onu belli bir zamâna kadar sağlam bir yerde (rahimde yerleşik) kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
(21-22) Sonra onu belli bir zamâna kadar sağlam bir yerde (rahimde yerleşik) kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
Artık (bunu) kudretimizle yaptık; işte (biz) ne güzel güç yetirenler(iz)!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
(25-26) (Biz,) arzı hayat sâhiblerine de ölülere de bir toplanma yeri yapmadık mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
(25-26) (Biz,) arzı hayat sâhiblerine de ölülere de bir toplanma yeri yapmadık mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Orada yüksek, sâbit dağlar meydana getirmedik mi? Hem size tatlı bir su içirmedik mi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(Ki o gün kâfirlere şöyle denilir:) `Kendisini, yalanlamakta olduğunuz (azâb)a gidin!`
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
`(Haydi!) Üç çatallı bir gölgeye (Cehennemin dumanına) gidin!`
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
(O,) ne gölgelendiricidir ne de alevden korur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
Çünki o (Cehennem), saray gibi (büyük) kıvılcımlar saçar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
Sanki o (sıçrayan kıvılcımlar, peşpeşe gelen) sarı develer gibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
Bu, (onların artık) konuşamayacakları bir gündür!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Özür dilemelerine izin verilmeyecektir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
(Onlara şöyle denilir:) `Bu, (hak ile bâtılın) ayırma (hüküm verme) günüdür! Sizi ve (sizden) öncekileri bir araya getirdik.`
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
`Artık (azabdan kurtulmak için) bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!`
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
(41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
(41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
“Dünyada işlediklerinizden dolayı afiyetle yiyin için!”
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
İşte biz, iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
(Ey kâfirler! Siz de dünyada) az bir müddet yiyin, faydalanın! Çünki siz günahkârlarsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
Hem onlara: `Rükû` edin!` denildiği zaman, rükû` etmezler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
Yalanlayanların o gün vay hâline!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
(Onlar) artık bundan (Kur`ân`dan) sonra hangi söze inanacaklar?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.