قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِ ۖ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَا هُمْ ۗ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ ۩
Kale le kad zalemeke bi süali na’cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebğıy ba’duhüm ala ba’dın ilellezıne amenu ve amilüs salihati ve kalılüm ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakiav ve enab
Kelime
Anlamı
Kökü
قَالَ
(Davud) dedi ki
لَقَدْ
andolsun
ظَلَمَكَ
sana zulmetmiştir
بِسُؤَالِ
istemekle
نَعْجَتِكَ
senin koyununu
إِلَىٰ
نِعَاجِهِ
kendi koyunlarına
وَإِنَّ
ve zaten
كَثِيرًا
çoğu
مِنَ
الْخُلَطَاءِ
karıştıran(ortak)ların
لَيَبْغِي
zulmederler
بَعْضُهُمْ
biri
عَلَىٰ
üzerine
بَعْضٍ
diğeri
إِلَّا
yalnız bunun dışındadır
الَّذِينَ
kimseler
امَنُوا
inanan(lar)
وَعَمِلُوا
ve yapanlar
الصَّالِحَاتِ
iyi işler
وَقَلِيلٌ
ve azdır
مَا
ne kadar
هُمْ
onlar
وَظَنَّ
ve sandı
دَاوُودُ
Davud
أَنَّمَا
فَتَنَّاهُ
kendisini denediğimizi
فَاسْتَغْفَرَ
mağfiret diledi
رَبَّهُ
Rabbinden
وَخَرَّ
ve kapandı
رَاكِعًا
eğilerek (secdeye)
وَأَنَابَ
ve (bize) döndü

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Dedi ki: Senin dişi koyununu, kendi koyunlarına katmayı istemekle gerçekten de zulmetmiş sana ve şüphesiz ki ortakların çoğu, birbirinin hakkına tecâvüz eder, ancak inanan ve iyi işlerde bulunanlar müstesnâ ve fakat bunlar da pek azdır ve Dâvûd, biz, kendisini sınadık sandı da Rabbinden yarlıganma diledi ve eğilerek yere kapandı ve Rabbine döndü.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Andolsun o, senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle, sana haksızlık etmiştir. Zaten mallarını, emeklerini birbirine katan, içli dışlı ortakların herbiri, birbirinin hakkına tecavüz ederek haksızlık ederler. Yalnız inanıp doğru dürüst hareket edenler, bu haksızlık yapma eyleminin dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır." Davut bu hükümle, veya duvardan tırmanan kimselerle kendisini imtihan ettiğimizi anladı ve Rabbinden günahının bağışlanmasını diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Rabbine döndü.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    (Davud) dedi ki: "Yemin olsun ki senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmakla sana zulmetmiş... Muhakkak ki çok yakın olanların birçoğu, birbirlerinin benzeri davranışlarda bulunurlar... Ancak iman edip imanın gereğini uygulayanlar böyle değildir... Fakat onlar da ne kadar azdır!" Davud kendisini imtihan ettiğimizi zannetti; bundan dolayı Rabbinden mağfiret diledi ve boyun eğerek yere kapandı ve O’na yöneldi! (24. âyet secde âyetidir.)

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Andolsun, o senin koyununu kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Gerçekten (varlıklarını) birbirine karıştıran ortakların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Sadece iman edip salih ameller işleyenler müstesna. Ama onlar da ne kadar azdır!’ Davud kendisini imtihan ettiğimizi sandı da Rabbinden bağışlanma diledi. Rüku ederek yere kapandı ve gönülden (bize) yöneldi.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    (Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Davûd dedi ki: "- Doğrusu o, senin bir dişi koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir. Gerçekten ortakların çoğu birbirine haksızlık eder; ancak iman edib de salih amel işliyenler müstesnadır. Onlar da ne kadar azdır!" Davûd sanmıştı ki, kendisine sırf bir imtihan açtık. Hemen Rabbine istiğfar etti, secdeye () kapandı ve tevbe ile Allah’a yöneldi. Dikkat! Secde âyetidir. (Fahr-i Razi, tefsirinde Hz. Davûd’a isnad edilen ve peygamberler hakkında asla tecviz edilmiyen kıssaları red etmektedir. Peygamberlerin şanını korumak esas olduğundan hikayelere itibar etmiyerek hakiki manayı Cenab-ı Hakkın ilmine terk etmek en salim bir yoldur.)

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Dâvûd, “Senden, koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle, sana haksızlık etmiştir. Ortaklardan birçoğu birbirinin haklarına tecavüz ederler. Ancak inanıp yararlı iş yapanlar hariç. Onlar da çok azdır” dedi. Dâvûd, bizim kendisini denediğimizi anladı. Rabbinden bağışlanma diledi ve secdeye kapanarak tövbe etti.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    SÙ Davud: «And olsun ki, senin disi koyununu kendi disi koyunlarina katmak istemekle sana haksizlikta bulunmustur. Dogrusu ortakcilarin cogu birbirlerinin haklarina tecavuz ederler. Inanip yararli is isleyenler bunun disindadir ki sayilari da ne kadar azdir!» demisti. Davud, kendisini denedigimizi sanmisti da, Rabbinden magfiret dileyerek egilip secdeye kapanmis, tevbe etmis Allah’a ynelmisti.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Dâvud, «and olsun ki, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına katmak isteğiyle sana haksızlık etmiştir. Cidden mallarını birbirine katan ortakçıların çoğu birbirlerinin hakkına tecâvüz ederler. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar müstesna. Onlar da pek azdır,» dedi. Dâvud, kendisini imtihan ettiğimizi anladı ve bu yüzden Rabbı’ndan bağışlanma dileyip secdeye kapandı ve O’na yönelip tevbe etti.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Davud) dedi ki: “Bu (adam) senin koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana haksızlık yapmıştır. Zaten, ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar bunun dışındadır. Onlar da pek azdır.” Davud, (bununla) bizim kendisini imtihan ettiğimizi (ve ona bir bela vereceğimizi) zannetti. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilereksecdeye kapandı ve Allah`a yöneldi.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Davud dedi ki: "Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır." Dâvûd, bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Dedi ki, "Senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu, ortakçıların çoğu birbirinin hakkına el uzatır. Gerçeği onaylayıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!" Davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tövbe etti.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Davud dedi ki: «Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir. Gerçekten bir cemiyette yaşayanların çoğu mutlaka birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az.» Davud, bizim kendisini imtihan ettiğimizi sanmıştı. Hemen Rabbinden mağfiret diledi, rüku ederek yere kapandı, tevbe ile Allah’a yöneldi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Davud: «And olsun ki, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına katmak istemekle, sana büyük haksızlık etmiştir. Doğrusu ortakların çoğu birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İnanıp yararlı iyi iş yapanlar bunun dışındadır ki, sayıları ne kadar azdır.» demişti. Davud kendisini denediğimizi sanmıştı da, Rabb’inden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapanmış, tevbe etmiş, Allah’a yönelmişti.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    (Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak inanıp salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Dâvud) dedi: «Andolsun ki o, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına (katmak) istemesiyle sana zulmetmişdir. Gerçek (mallarını birbirine) katıb karışdıran (ortak) ların çoğu mutlakaa birbirine haksızlık eder. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar müstesna. (Fakat) bunlar da ne kadar azdır». Dâvud sandı ki biz kendisine mutlakaa bir azâb (süikasd) hazırladık. Bunun üzerine o, rabbinden setr (ü himaye) edilmesini istedi, rükû’ ile yere kapanıb (Allaha) döndü.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Dâvûd:) `Doğrusu (o,) senin koyununu kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana haksızlık etmiştir! Zâten şübhesiz ortakların birçoğu, birbirlerine gerçekten haksızlık eder; ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ! Onlar ise ne kadar azdır!` dedi. Dâvûd (böylelikle) kendisini imtihân ettiğimizi sezdi (anladı); hemen Rabbinden mağfiret diledi, rükû` ederek (secdeye) kapandı ve (Allah`a) yöneldi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    O da dedi ki: Senin dişi koyununu, kendi dişi koyunlarına katmak için istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu ortakçıların çoğu birbirinin hakkına tecavüz eder. Ancak inanmış olup salih ameller işleyenler müstesnadır. Ama onlar pek azdır. Davud, kendisini imtihan ettiğimizi zannederek Rabbından mağfiret diledi. Rukua kapanarak Allah’a yöneldi.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Senin bir koyununu, kendi koyunlarının içine katmayı istemekle, sana haksızlık yapmış. Şüphe yok ki, ortaklık yapanların çoğu, bir kısmı diğer bir kısmının hakkına tecavüz eder. Yalnızca iman edip doğru davranışlarda bulunanlar, haksızlık yapmazlar. Ancak böyleleri pek azdır" dedi. Davut bu gelenlerle denendiğini zannetti ve hemen Rabbine yönelerek O’nun huzurunda eğildi.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    (Davut A.S): "Andolsun ki, koyunlarının (arasına) senin koyununu istemekle sana zulmetti." dedi. Ve muhakkak ki ortaklardan çoğu, mutlaka birbirlerinin hakkına tecavüz ediyorlar. Âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. Onlar ne kadar az! Ve Davut (A.S), onu imtihan ettiğimizi zannetti. Bunun üzerine Rabbinden mağfiret istedi ve rüku ederek secdeye kapandı. Ve Rabbine yöneldi (sözleriyle ve Rabbini görerek Allah’a ulaştı ve cevap aldı).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    (Davud) Dedi ki: "Şüphesiz senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, iman edip de salih amellerde bulunanlar müstesna, (sermayelerini) karıştıran ortaklardan çoğu birbirlerine karşı saldırganlıkta bulunurlar. Onlar (müstesna olanlar) da pek azdır." Davud (karşı tarafı da dinlemeden hüküm vermekle sürçtüğünü anlayınca), gerçekten bizim onu denemeden geçirdiğimizi anladı da böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rükû ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmış! Zaten yakınların çoğu birbirlerine aynı şeyi yaparlar, (Allah’a) inanıp doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Böylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları söylerken) Bizim kendisini sınadığımızı (birden) anladı; bunun üzerine Rabbinden günahını bağışlamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O’na yöneldi.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (Davud) dedi ki: "Doğrusu bu kişi, senin koyununu alıp kendininkine katmakla sana zulmetmiş. Zaten toplumsal hayatı paylaşan insanlar (genellikle) birbirlerinin hakkına tecavüz ederler; iman edip dürüst ve erdemli davrananlar hariç: ama böyleleri, ne kadar da az. Derken Davut, bizim kendisini sınadığımızı fark etti; hemen Rabbinden af diledi ve baş eğip iki büklüm bir halde tevbe ederek O`na yöneldi.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Dâvud aleyhisselâm dedi ki: «Elbette senin bir koyununu kendi koyunlarına istemesiyle sana zulmetmiş oldu. Ve muhakkak ki, mal ortaklarından birçokları mutlaka bazıları bazısı üzerine tecavüz etmektedir. Ancak, imân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar müstesna. Onlar da ne kadar az!» Ve Dâvud sandı ki muhakkak Biz onu bir imtihana tâbi tutmuş olduk. Hemen Rabbine istiğfarda bulundu ve rükû edici olarak yere kapandı ve Hakk’a rücu etti.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Davut: "Andolsun ki senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. Ancak iman edip de sâlih amellerde bulunanlar müstesnâdır. Onlar da ne kadar azdır!" dedi. Davut kendisini imtihan ettiğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret diledi. Eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (davud) dedi ki: "Kendi koyunlarına katmak için senin koyununu istemekle, sana haksızlık yapmış/zulmetmiştir. Zaten karıştıranların (yakınların/ortakların) çoğu, birbirlerine haksızlık ederler. İman edenler ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapanlar hariç! Ama, onlar da pek az!" Davud; (birden, geçmişte yaptığı bir hatadan dolayı), kendisini ikaz ettiğimizi sandı! Hemen Rabbinden bağışlanma diledi. Ve rüku’a vardı/eğildi ve (tövbe ederek O’na) yöneldi.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «And olsun ki, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına katmak istemekle, sana büyük haksızlık etmiştir. Doğrusu ortakların çoğu birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İnanıp yararlı iyi iş yapanlar bunun dışındadır ki, sayıları ne kadar azdır.» demişti. Davud kendisini denediğimizi sanmıştı da, Rabb’inden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapanmış, tevbe etmiş, Allah’a yönelmişti.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Dâvud: "Doğrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmiştir. Zaten malda ortak olanların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!" Davud kendisini imtihan ettiğimizi anladı, derhal Rabbinden mağfiret diledi, eğilip secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (Dâvûd) dedi ki: "And olsun (o) senin, koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana zulmetmiştir. Zâten (mallarını birbirine) karıştıran(ortak)ların çoğu birbirine zulmederler. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar bunun dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır!" Dâvûd, (bu hükümle) kendisini denediğimizi (kendisine bir belâ vereceğimizi) sandı da Rabbinden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip (bize) döndü.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Davut: -Koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana haksızlık etmiş. Zaten ortakların çoğu, birbirinin hakkına tecavüz eder. Ancak iman eden ve doğruları yapanlar hariç... Bunlarda ne kadar az! Davut, kendisini imtihan ettiğimizi anlamış ve Rabbi’nden bağışlanma dileyerek secdeye kapanmış ve O’na yönelmişti.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    (Davud) Dedi ki: «Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip de salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır.» Davud, gerçekten bizim onu denemeden geçirdiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rükû ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah’a yöneldi.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    (David) said: "He has undoubtedly wronged thee in demanding thy (single) ewe to be added to his (flock of) ewes: truly many are the partners (in business) who wrong each other: Not so do those who believe and work deeds of righteousness, and how few are they?"...and David gathered that We had tried him: he asked forgiveness of his Lord, fell down, bowing (in prostration), and turned (to Allah in repentance).