1. Tâ Sîn Mîm Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Şunlar gerçekleri açıklayan kitabın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Onlar iman etmiyor diye üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Eğer dileseydik onlara gökten öyle bir mûcize indirirdik ki, onun karşısında ister istemez boyun bükerlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (Fakat Biz bunu istemedik.) O sebeple, ne zaman onlara Rahman’dan yeni bir mesaj gelse, mutlaka ona arkalarını dönüp uzaklaşırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Nitekim işte bu mesajı da yalan saydılar, ama alay edip durdukları Kur’ân’ın bildirdiği olaylar, yakında başlarına gelince, alay etmenin ne demek olduğunu anlayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Peki bunlar yeryüzüne, orada her güzel çiftten nice nebatlar yetiştirdiğimize hiç bakmıyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ama senin Rabbin azîz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. (10-11) Bir vakit de Rabbin Mûsâ’ya: "Haydi! o zulme batmış olan topluma, yani Firavun’un halkına gidip, "hakkı inkârdan ve azgınlıktan sakınma zamanı gelmedi mi? de!" diye nida etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (10-11) Bir vakit de Rabbin Mûsâ’ya: "Haydi! o zulme batmış olan topluma, yani Firavun’un halkına gidip, "hakkı inkârdan ve azgınlıktan sakınma zamanı gelmedi mi? de!" diye nida etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. (12-13) "Ya Rabbî" dedi, "Korkarım ki beni yalancı sayarlar, benim de göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun’a da risalet ver!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (12-13) "Ya Rabbî" dedi, "Korkarım ki beni yalancı sayarlar, benim de göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun’a da risalet ver!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "Hem sonra onların benim aleyhimde bir suçlamaları da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden endişe ediyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. "Hayır!" buyurdu, "Benim âyetlerimle gidin, Biz de sizinle beraberiz, olup bitenleri işitiriz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. (16-17) Gidin o Firavun’a: "Biz Rabbülâlemin tarafından sana gönderilen elçileriz, O’ndan sana mesaj getirdik: İsrailoğullarını serbest bırakacaksın, bizimle gelecekler!" deyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. (16-17) Gidin o Firavun’a: "Biz Rabbülâlemin tarafından sana gönderilen elçileriz, O’ndan sana mesaj getirdik: İsrailoğullarını serbest bırakacaksın, bizimle gelecekler!" deyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. "A!" dedi, "Sen şu bebekken alıp yanımızda büyüttüğümüz çocuk değil misin? Sonra da bizim sarayımızda senelerce kalmış, ömrünün bir kısmını bizimle geçirmiştin?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. "Sonunda da bildiğin o işi yapmıştın. Sen doğrusu nankörün tekisin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. "Ben" dedi, "yanlışlıkla, sonunda ne olacağını bilmeksizin, şaşkın bir vaziyette o işi yapmıştım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. "Sizden korktuğum için de kaçmıştım. Ama Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberler arasına dahil etti." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. "O başıma kaktığın iyilik ise, İsrailoğullarını köleleştirmenin bir sonucu değil miydi?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Firavun: "Sahi, şu bahsettiğin Rabbülâlemin de ne?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. "Eğer işin gerçeğini bilmek isterseniz söyleyeyim: O, göklerin, yerin ve ikisi arasında olan her şeyin Rabbidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Firavun alaycı bir şekilde çevresindekilere: "Bu adamın dediklerini işittiniz değil mi? (Aklısıra cevap veriyor)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Mûsâ onu hiç duymamış gibi sözüne devam ederek: "O sizin de, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Firavun: "Dikkat edin! Size gönderilen bu elçi kesinlikle bir deli!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Mûsâ: "O doğunun da, batının da, doğu ile batı arasındaki her şeyin de Rabbidir. Aklınız varsa bunu anlarsınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Firavun, Mûsâ’ya cevaben: "Eğer benden başka tanrı kabul edersen mutlaka seni zindanlık ederim!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. "Ya" dedi, "sana doğruluğumu ispatlayan âşikâr bir delil getirmiş olsam da mı?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. "Haydi, dedi, doğru söylüyorsan, göster o belgeni de görelim!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Bunun üzerine Mûsa asâsını yere attı. Bir de ne görsünler: Değnek her haliyle tam bir ejderha oluvermiş! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Firavun etrafındakilere: "Bu adam, dedi, galiba usta bir sihirbaz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. "Büyü gücü ile sizi yerinizden yurdunuzdan çıkarmak istiyor, ne buyurursunuz, görüşünüzü bildirin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (36-37) "Bunu ve kardeşini biraz burada beklet, bütün şehirlere haber gönder, sonra ne kadar usta sihirbaz varsa alıp gelsinler!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. (36-37) "Bunu ve kardeşini biraz burada beklet, bütün şehirlere haber gönder, sonra ne kadar usta sihirbaz varsa alıp gelsinler!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Böylece belirlenen günde bütün usta sihirbazlar toplandı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (39-40) Halka da: "Haydi ne duruyorsunuz, siz de toplansanıza!" "Umarız büyücüler galip gelirler, biz de onların dinlerine tâbi oluruz!" denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (39-40) Halka da: "Haydi ne duruyorsunuz, siz de toplansanıza!" "Umarız büyücüler galip gelirler, biz de onların dinlerine tâbi oluruz!" denildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Büyücüler Firavunun huzuruna varınca ona: "Biz galip gelirsek, elbet bize büyük bir ödül verilir herhâlde!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. "Evet, evet! dedi, Üstelik, sizi yakın çevreme alacağım, benim gözdelerimden olacaksınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yarışma başlayınca Mûsa: "Önce siz marifetinizi ortaya koyun, ne atacaksanız atın!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. İplerini ve değneklerini yere attılar ve:"Firavun’un izzetine yemin ederiz ki galip gelen biz olacağız" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Derken Mûsâ da değneğini yere attı; bir de ne görsünler: O, büyücülerin göz boyayarak uydurup ortaya koydukları şeyleri yutuveriyor! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Bunu gören sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. (47-48) "Rabbülâlemin’e, Mûsâ ile Harun’un Rabbine biz de iman ettik." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. (47-48) "Rabbülâlemin’e, Mûsâ ile Harun’un Rabbine biz de iman ettik." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Firavun: "Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı. Size büyüyü öğreten ustanız oymuş! Size yapacağımı da yakında öğreneceksiniz. Farklı yönlerden olmak üzere el ve ayaklarınızı kesecek ve hepinizi asacağım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. "Hiç önemi yok!" dediler, "Biz zaten Rabbimize döneceğiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. "İman edenlerin öncüleri olduğumuzdan ötürü umarız ki Rabbimiz günahlarımızı affeder." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Mûsâ’ya da: "Mümin kullarımı geceden yola çıkar; zira siz mutlaka takip edileceksiniz!" diye vahyettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Firavun ise onları takip etmek gayesiyle, bütün şehirlere asker toplamak üzere görevliler çıkardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. "Esasen bunlar çok küçük, sefil bir gruptur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. "Fakat bize karşı kızgın olup diş bilemektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Biz de elbette uyanık, tedbirli bir topluluğuz" diyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. (57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. (57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Bu olay böylece tamamlandı. Bahsedilen bütün o nimetlere İsrailoğullarını mirasçı yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. (Takip kıssasına dönelim) Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Firavun’un ordusu onları takibe koyuldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. İki topluluk birbirini görecek kadar yaklaşınca Mûsâ’nın arkadaşları: "Eyvah! Bize yetiştiler!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. "Hayır, asla!" dedi, "Rabbim benimledir ve O muhakkak ki bana kurtuluş yolunu gösterecektir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Biz Mûsâ’ya: "Asânı denize vur!" diye vahyettik. Vurur vurmaz deniz yarıldı, öyle ki birer koridor gibi açılan yolun iki yanında sular büyük dağlar gibi yükseldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. (64-66) Ötekileri (Firavun’un ordusunu da) oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. (64-66) Ötekileri (Firavun’un ordusunu da) oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (64-66) Ötekileri (Firavun’un ordusunu da) oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Elbette bunda alınacak ibret vardır, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Ama Senin Rabbin aziz ve rahimdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Onlara İbrahim’in başından geçenleri de anlat. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Günün birinde o babasına ve halkına hitaben: "Söyler misiniz: siz nelere ibadet ediyorsunuz?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Onlar da: "Kendi putlarımıza ibadet ediyoruz." dediler ve ilave ettiler: "Onlara tapmaya da devam edeceğiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. (72-73) "Peki" dedi, "Siz kendilerine dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut taptığınızda size fayda veya tapmadığınızda size zarar verebiliyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. (72-73) "Peki" dedi, "Siz kendilerine dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut taptığınızda size fayda veya tapmadığınızda size zarar verebiliyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. "Yook!" dediler, "ama atalarımızı böyle bir uygulama içinde bulduk, biz de onu benimsedik." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. (75-76) İbrahim dedi ki: "Peki, gerek sizin taptığınız, gerek gelip geçmiş babalarınızın taptığı şeyler hakkında biraz olsun düşünmediniz mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. (75-76) İbrahim dedi ki: "Peki, gerek sizin taptığınız, gerek gelip geçmiş babalarınızın taptığı şeyler hakkında biraz olsun düşünmediniz mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Bilin ki ibadet ettiğiniz o tanrılar, Rabbülâlemin hariç, hepsi benim düşmanlarımdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. O’dur beni yaratan ve hayat imkânlarını veren, maddeten ve mânen yol gösteren. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. O’dur beni doyuran, O’dur beni içiren. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Hastalandığımda O’dur bana şifa veren. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. O’dur beni öldürecek ve sonra da diriltecek olan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Büyük hesap günü günahlarımı bağışlayacağını umduğum ulu Rabbim de yine O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ya Rabbî! Bana hikmet ver ve beni hayırlı kulların arasına dahil eyle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasib eyle bana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Naim cennetlerine vâris olanlardan eyle beni ya Rabbî. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Babamı da affet, (ona tövbe ve iman nasib et). Zira o yolunu şaşıranlar arasında. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. İnsanların diriltilip bir araya toplandığı mahşer günü rüsvay eyleme beni ya Rabbî. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. O gün ki ne mal, ne mülk, ne evlat insana fayda eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. O gün insana fayda sağlayan tek şey, Allah’a teslim ettiği selim bir gönül olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. O gün cennet müttakilere yaklaştırılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. O gün cehennem azgınlara gösterilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (92-93) Ve onlara: "Nerede o, Allah’tan başka taptıklarınız? Size yardım edebiliyorlar mı, kendilerini olsun kurtarabiliyorlar mı?" denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. (92-93) Ve onlara: "Nerede o, Allah’tan başka taptıklarınız? Size yardım edebiliyorlar mı, kendilerini olsun kurtarabiliyorlar mı?" denilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. (94-95) Arkasından onlar da, o azgınlar da ve topyekûn İblis ordusu da cehenneme fırlatılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (94-95) Arkasından onlar da, o azgınlar da ve topyekûn İblis ordusu da cehenneme fırlatılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ama senin Rabbin aziz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Nûh’un halkı da gönderilen resulleri yalancı saydı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemîn’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Haydi öyleyse! Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin!." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "A!" dediler, "Seni izleyenlerin, toplumun en aşağı tabakasından olduklarını göre göre sana inanmamızı nasıl beklersin?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. (112-113) Nûh: "Onların daha önce ne yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Sizin azıcık bir şuurunuz olsaydı bilirdiniz ki onların hesabı ancak Rabbime aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. (112-113) Nûh: "Onların daha önce ne yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Sizin azıcık bir şuurunuz olsaydı bilirdiniz ki onların hesabı ancak Rabbime aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. (114-115) Ben iman edenleri asla kovamam. Ben sadece açıkça uyaran bir elçiyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. (114-115) Ben iman edenleri asla kovamam. Ben sadece açıkça uyaran bir elçiyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Onlar: "Nûh! Bizi dinle! Eğer bu dâvadan vazgeçmezsen, mutlaka taşa tutulacaksın!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. (117-118) Nûh: "Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı saydı. Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. (117-118) Nûh: "Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı saydı. Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Arkasından geride kalanları da suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Elbette bunda alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Ama Senin Rabbin aziz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Âd halkı da resulleri yalancı saydı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. (124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. (124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. (124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. (124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. (128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. (128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. (128-130) Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. (131-135) Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. (131-135) Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. (131-135) Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. (131-135) Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. (131-135) Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 136. (136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 137. (136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 138. (136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 139. Neticede onu yalancı saydılar, Biz de onları imha ettik. Elbette bunda, alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 140. Ama Senin Rabbin aziz ve rahimdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 141. Semud halkı da resulleri yalancı saydı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 142. (142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 143. (142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 144. (142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 145. (142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 146. Siz burada, konfor ve güven içinde kendi rahatınıza bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 147. (147-148) Bağlarda, bahçelerde, pınarların başında, ekinler, bostanlar, dalları kırılacak derecede yüklü salkımları sarkan hurmalıklar içinde devamlı kalacağınızı mı sanıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 148. (147-148) Bağlarda, bahçelerde, pınarların başında, ekinler, bostanlar, dalları kırılacak derecede yüklü salkımları sarkan hurmalıklar içinde devamlı kalacağınızı mı sanıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 149. Böyle düşündüğünüz için mi dağlarda ince bir sanat eseri lüks villalar yontuyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 150. (150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir gayretleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 151. (150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir gayretleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 152. (150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir gayretleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 153. (153-154) "Sen" dediler, "bir sihirin etkisine kapılmışlardan birisin. Hem bize hiçbir üstünlüğün yok, bizim gibi bir insansın. Yok eğer böyle değil de, iddianda doğru isen mûcize göster bize!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 154. (153-154) "Sen" dediler, "bir sihirin etkisine kapılmışlardan birisin. Hem bize hiçbir üstünlüğün yok, bizim gibi bir insansın. Yok eğer böyle değil de, iddianda doğru isen mûcize göster bize!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 155. (155-156) Salih: "İşte mûcize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 156. (155-156) Salih: "İşte mûcize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 157. Derken, deveyi boğazladılar, ama çok geçmeden yaptıklarına pişman oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 158. Çünkü bildirilen azap onları bastırıverdi. Elbette bunda alınacak ibret vardı. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 159. Ama senin Rabbin aziz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 160. Lût halkı da elçileri yalancı saydı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 161. (161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 162. (161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 163. (161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 164. (161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 165. (165-166) Neden siz bütün insanlardan sadece erkeklere şehvetle varıyorsunuz? Neden Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da bu işi yapıyorsunuz? Siz hakikaten iyice azmış bir toplumsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 166. (165-166) Neden siz bütün insanlardan sadece erkeklere şehvetle varıyorsunuz? Neden Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da bu işi yapıyorsunuz? Siz hakikaten iyice azmış bir toplumsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 167. "Bizi dinle Lût!" dediler, "Bu söylediklerine son vermezsen mutlaka yurt dışına sürüleceksin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 168. (168-169) "Ben" dedi, "Sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum. Beni ve bana tâbi olanları, onların yaptıkları kötülüğün cezasından ve onların her türlü şerrinden Sen kurtar ya Rabbi!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 169. (168-169) "Ben" dedi, "Sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum. Beni ve bana tâbi olanları, onların yaptıkları kötülüğün cezasından ve onların her türlü şerrinden Sen kurtar ya Rabbi!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 170. Biz de onu ve ona uyanları tamamen kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 171. Yalnız bir kocakarı geride kalıp helâk edilenler arasında oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 172. Sonra geridekileri hep imhâ ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 173. Üzerlerine öyle helâk eden bir yağmur yağdırdık ki sorma! Uyarılanların başına yağan musîbet ne fena idi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 174. Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 175. Ama senin Rabbin aziz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş merhamet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 176. Eyke halkı da resulleri yalancı saydı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 177. (177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 178. (177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 179. (177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 180. (177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 181. Ölçeği, tam ölçün de eksik ölçüp hak yiyenlerden olmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 182. (182-183) Doğru terazi ile tartın, halkın hakkından bir şey kısmayın. Ülkede bozgunculuk yaparak nizamı bozmayın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 183. (182-183) Doğru terazi ile tartın, halkın hakkından bir şey kısmayın. Ülkede bozgunculuk yaparak nizamı bozmayın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 184. "Sizi de sizden önceki nesilleri de yaratan Rabbinize karşı gelmekten sakının." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 185. "Sen" dediler, "bir sihirin etkisine kapılmışsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 186. Bize hiç bir üstünlüğün yok, sen de bizim gibi bir insansın. Doğrusu, biz seni yalancılardan sanıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 187. Eğer peygamberlik iddiasında doğru isen haydi gökten üstümüze bir parça düşür, üstümüze azap indir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 188. Şuayb: "Rabbim sizin yaptıklarınızı çok iyi biliyor." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 189. Hasılı onu yalancı saydılar. Bunun üzerine o gölge gününün azabı onları bastırıverdi. Gerçekten o, müthiş bir günün azabı idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 190. Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 191. Ama Senin Rabbin aziz ve rahîmdir (mutlak galiptir, geniş rahmet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 192. Elbette bu Kur’ân, Rabbülâlemin’in indirdiği bir kitaptır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 193. (193-195) Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 194. (193-195) Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 195. (193-195) Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 196. Bu Kur’ân’a, elbette öncekilerin kitaplarında da işaret edilmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 197. İsrailoğullarından bilginlerin onu bilmeleri, onlar için bir delil değil midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 198. (198-199) Eğer Biz Kur’ân’ı arap olmayanlardan birine indirseydik de onu kendilerine okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 199. (198-199) Eğer Biz Kur’ân’ı arap olmayanlardan birine indirseydik de onu kendilerine okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 200. (200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 201. (200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 202. İşte bu azap, kendilerine ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 203. İşte o zaman: "Acaba, bize, azıcık olsun, bir mühlet verilir mi" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 204. Hâlâ, onlar Bizim azabımızın çarçabuk gelmesini mi istiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 205. (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 206. (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 207. (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 208. Biz hiç bir ülkeyi, uyarıcıları gelmeden imha etmedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 209. Öğüt verilip hatırlatma yapılmıştır. Biz hiçbir zaman zalim olmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 210. Kur’ân’ı asla şeytanlar indirmiş değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 211. Bu, onların yapacağı iş değildir! Hem isteseler de buna güçleri yetmez! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 212. Çünkü onlar vahyi işitmekten kesinlikle menedilmişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 213. Öyleyse sakın, Allah ile beraber başka tanrıya yalvarma, sonra azaba mâruz kalanlardan olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 214. Önce en yakın akrabalarını uyar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 215. Sana tâbi olan müminlere kol kanat ger! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 216. Bununla beraber akrabalarından sana isyan edenlere "Ben sizin yaptıklarınızdan beriyim." de! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 217. Sen o aziz-u rahîme (o mutlak galip ve geniş rahmet sahibine) güvenip dayan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 218. (218-220) Sen yolunda kaim olurken, namaza dururken de, O seni elbette görüyor. Secde edenler, ibadet edenler arasında dolaşmalarını da görüyor. Çünkü her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 219. (218-220) Sen yolunda kaim olurken, namaza dururken de, O seni elbette görüyor. Secde edenler, ibadet edenler arasında dolaşmalarını da görüyor. Çünkü her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 220. (218-220) Sen yolunda kaim olurken, namaza dururken de, O seni elbette görüyor. Secde edenler, ibadet edenler arasında dolaşmalarını da görüyor. Çünkü her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 221. (Şeytanlardan bahsediyorlar) şeytanların asıl kime indiğini bildireyim mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 222. Onlar yalan ve iftiraya, günaha düşkün kimselere inerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 223. Çünkü o iftiracılar şeytanlara kulak verirler, esasen onların çoğu yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 224. Şairler var ya, bunların peşine de sapkınlarla çapkınlar düşer! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 225. (225-226) Görmez misin onlar her vâdide sözcüklerin, hayallerin peşinde dolaşır ve yapmayacakları şeyleri söylerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 226. (225-226) Görmez misin onlar her vâdide sözcüklerin, hayallerin peşinde dolaşır ve yapmayacakları şeyleri söylerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 227. Ancak iman edip, güzel ve makbul işler yapanlar, Allah’ı çok zikredip ananlar ve zulme mâruz kaldıktan sonra haklarını savunanlar müstesna. Zalimler de nasıl bir inkılab ile devrileceklerini, yakında öğrenirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster