1. Tâhâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Kur’ân’ı zahmet çekmen için indirmedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ancak, korkacaklara bir öğüt olarak indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Yeryüzünü ve yüce gökleri yaratanın katından indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Rahman, hâkim ve mutasarrıftır arşa. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Onundur ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve ne varsa ikisinin arasında ve ne varsa yerin altında. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Sesini yükseltsen de, yükseltmesen de hiç şüphe yok ki o, gizliyi de bilir, açığa vurulanı da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Bir Allah’tır ki yoktur ondan başka tapacak, onundur güzel adlar da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Mûsâ hikâyesi ulaşmadı mı sana? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Hani bir ateş görmüştü de âilesine durun demişti, ben bir ateş görüyorum, ya gider, bir kor getiririm oradan size, yahut birine rastlarım da yol öğrenirim ateş başında. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ateşe doğru gidince ona seslenildi: Ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Şüphe yok ki benim senin Rabbin, çıkar ayakkabılarını, kutlu vâdîdesin, Tuvâ’dasın sen. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Ve seni seçtim ben, dinle vahyedileni. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Şüphe yok ki ben öyle bir Allah’ım, yoktur benden başka tapacak, bana kulluk et ancak ve namaz kıl beni anmak için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kıyâmet gelip çatmada gerçekten de; herkes, yaptığının karşılığını bulsun diye gizlemekteyim vaktini. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ona inanmayan ve hevasına uyup giden, sakın seni inancından çevirmesin, yoksa helâk olursun sen de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Sağ elindeki nedir ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Sopam dedi, ona dayanırım, davarlarıma yaprak silkerim onunla, başka işler de yaparım onunla. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Dedi ki: Elinden bırak onu ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bıraktı onu, bir de baktı ki bir yılan olmuş, koşup durmada. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Al onu dedi, korkma, evvelce olduğu gibi sopa olarak vereceğiz onu sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Elini koynuna sok da bir hastalık yüzünden olmamak şartıyla bembeyaz çıksın; bu da bir başka delil sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Git Firavun’a şüphe yok ki pek azdı o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Rabbim dedi, kalbime genişlik ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. İşimi kolaylaştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Dilimin bağını çöz de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Anlasınlar sözümü iyice. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Âilemden birini vezîr et bana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Kardeşim Hârûn’u. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Arka olsun bana, onunla kuvvetlendir beni. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. İşime ortak et onu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Bunları yap da şanını çok tenzîh edelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Seni çok analım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Şüphe yok ki sen, görmedesin bizi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Dedi ki: Gerçekten de verildi dileğin ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Andolsun ki bir kere daha lûtfetmiştik sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Hani vahyedilecek şeyi ilhâm etmiştik anana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Sandığa koy onu da nehre bırak, nehir onu kıyıya bırakır, benim düşmanım ve senin düşmanın, alır onu demiştim ve himâyem altında yetişmen için sana karşı bir sevgi de vermiştim ona. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Hani kız kardeşin gitmiş de onu yetiştirecek birisini bulayım mı size demişti, gözü aydın olsun, kederlenmesin diye tekrar anana kavuşturmuştuk seni ve birisini öldürmüştün de seni gamdan kurtarmıştık ve seni sınayıp durmuştuk ve yıllarca Medyen halkının içinde kalmıştın, sonra da mukadder olduğu gibi buraya geldin ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Kendim için seçtim seni. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Delillerimle git kardeşinle ve beni anmayı ihmâl etmeyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Firavun’a gidin, çünkü o, gerçekten de azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ona yumuşak bir tarzda söz söyleyin, belki öğüt alır, yahut korkar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Rabbimiz dediler, korkarız aşırı davranır hakkımızda, yahut da büsbütün azar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Korkmayın dedi, gerçekten de benim sizinle berâber, duyarım ben ve görürüm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Hemen gidin de biz deyin, şüphe yok ki Rabbinin iki peygamberiyiz bizimle gönder İsrâiloğullarını ve onlara azap verme. Rabbinden delille geldik sana, esenlik hidâyete uyana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Gerçekten de bize vahyedildi ki azap, yalanlayanadır ve yüz çevirene. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Dedi ki: Kimdir Rabbiniz ey Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Rabbimiz dedi, her şeye yaratılışını veren, sonra da yolunu gösterendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Firavun, peki, önce gelenlerin halleri ne olacak dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Mûsâ, onlara âit bilgi de dedi, Rabbimin katındadır, yazılmıştır; ne yanılır Rabbim, ne unutur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Öyle bir mâbuttur ki yeryüzünü size döşek etmiş, orada size yollar açmış, gökten yağmur yağdırmış, o yağmur sebebiyle de çeşit çeşit ve çifter çifter nebatlar bitirmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Yiyin ve yedirin davarlarınıza; şüphe yok ki bunda, aklı olanlara deliller var. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Oradan yarattık sizi, gene oraya iâde edeceğiz ve oradan çıkaracağız sizi bir kere daha. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Bizi dedi, büyünle yerimizden, yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin ey Mûsâ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. O halde biz de onun gibi bir büyü yaparak karşı geleceğiz sana, aramızda bir buluşma yeri ve vakti tâyin et de sen ve biz, vaadimizden caymayalım, buluşalım orada, hem de ikimize de müsâvî mesâfede, münâsip bir yer olsun orası. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Mûsâ dedi ki: Herkesin süslenip bayram ettiği ziynet gününü buluşma zamânı olarak tâyin ediyorum size, halkın toplandığı kuşluk çağında buluşalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Derken Firavun dönüp gitti, sonra bütün hîlesini derleyip geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Mûsâ, onlara, yazıklar olsun size dedi, Allah’a yalan yere iftirâda bulunmayın, sonra size azâp eder de kökünüzü kurutur ve muhakkak kim iftirâ ederse ziyan eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Sonra bu iş hakkında aralarında çekişe çekişe görüşüp gizlice danıştılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Bu iki büyücü dediler, büyüleriyle sizi yerinizden, yurdunuzdan çıkarmak istiyor, sizi yüce yolunuzdan çevirmek diliyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Hîlelerinizi, düzenlerinizi bir araya getirin, sonra saf saf olun da gelin ve muhakkak olan şu ki: Bugün üstün olan, murâdına ermiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Büyücüler dediler ki: İstersen sen at önce sopanı, istersen biz atalım önce yâ Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Mûsâ, siz atın önce dedi. Derken büyüleriyle ipleri ve sopaları, Mûsâ’ya doğru koşuyormuş gibi göründü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Mûsâ’nın içine bir korku düştü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Korkma dedik, hiç şüphe yok ki sen, daha üstünsün. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. At sağ elindeki sopanı, onların meydana getirdikleri şeyleri yutsun, çünkü onlar, ancak büyücülük düzeniyle yaptılar bu işi ve büyücü, nerede olursa olsun, eremez umduğuna. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Sonunda büyücüler secde ederek yere kapandılar ve inandık dediler, Hârûn’la Mûsâ’nın Rabbine. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Siz dedi Firavun, ben size izin vermeden inandınız mı ona? Şüphe yok ki o size büyü öğreten büyüğünüz. Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hurma dallarına astıracağım sizi, o vakit bilir, anlarsınız hangimizin azâbı daha çetin ve daha sürekli. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Şu bize gösterilen apaçık mûcizelere karşı artık yaradanımıza tercîh edemeyiz seni dediler, elinden geleni yap, zâten ancak şu dünyâ yaşayışında hükmünü yürütebilirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Gerçekten de biz, hatâlarımızı ve bize zorla yaptırdığın büyüden dolayı girdiğimiz günahları yarlıgaması için inandık Rabbimize ve Allah, daha hayırlıdır, verdiği karşılık da daha sürekli. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Şüphe yok ki Rabbine mücrim olarak gelenedir cehennem; orada ne ölür, ne diri kalır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Ve kim de inanmış ve iyi işlerde bulunmuş bir halde ona gelirse işte o çeşit kişileredir yüce dereceler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Kıyılarından ırmaklar akan ebedî Adn cennetleri ve bu, inanış ve ibâdetle temizlenen kişinin karşılığıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Andolsun ki biz Mûsâ’ya, kullarımla geceleyin yola çık, onlara denizde kuru bir yol aç, düşmanların yetişmelerinden, denizde boğulmadan korkma diye vahyetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Derken Firavun, askeriyle artlarına düştü, deniz de onları tamâmıyla kuşatıp kapladı, boğulup gittiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ve saptırdı kavmini Firavun ve doğru yola sevketmedi onları. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ey İsrâiloğulları, sizi kurtardık düşmanlarınızdan, sözleştik sizinle Tûrun sağ yanında ve size kudret helvasıyla bıldırcın yağdırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Sizi rızıklandırdığımız tertemiz şeyleri yiyin ve bu hususta taşkınlık etmeyin, sonra size gazabım vâcip olur ve kime gazabım vâcip olursa uçuruma yuvarlanır, helâk olur gider. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Ve şüphe yok ki ben bütün suçlarını örterim tövbe edip inananın ve iyi işlerde bulunup sonra da doğru yolu bulanın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Neden acele ettin, kavminden ayrıldın da geldin ey Mûsâ? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. İşte dedi, onlar da arkamdan geliyorlar ve ben yâ Rabbi, benden daha fazla râzı olasın diye acele ettim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Şüphe yok ki dedi, biz senden sonra kavmini sınadık ve doğru yoldan çıkardı Sâmirî. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Mûsâ, öfkeli bir halde hayıflanarak kavmine döndü de ey kavmim dedi, Rabbiniz size güzel bir tarzda vaitte bulunmadı mı, çok mu uzun sürdü sizden ayrılışım, yoksa Rabbinizin gazabının vâcip olmasını mı dilediniz size de bana verdiğiniz sözden caydınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Dediler ki: Sana verdiğimiz sözden, kendimize mâlik olarak caymadık biz, fakat Mısırlıların ziynet eşyâlarını almıştık ya, onları, erisin diye ateşe attık, böyle telkin etti Sâmirî. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. O, onlara bir buzağı heykeli yapmıştı ki böğürmedeydi. O ve ona uyanlar işte bu dediler, sizin de mâbûdunuz, Mûsâ’nın da mâbûdu, fakat Mûsâ, unuttu bunu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Görmüyorlar mıydı, onlara bir söz söyleyemiyordu bu heykel ve onlara ne bir zarar veriyordu, ne bir fayda. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Andolsun ki Hârûn, daha önce onlara, ey kavmim demişti, siz bununla sınanmadasınız ancak ve şüphe yok ki Rabbiniz rahmandır, bana uyun ve emrime itâat edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Onlar, Mûsâ, dönüp gelinceye dek demişlerdi, biz bu heykele tapmadan kesin olarak vazgeçmeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Mûsâ, ey Hârûn dedi, bunların doğru yoldan saptıklarını görünce ne mâni oldu da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Bana uymadın, yoksa emrime isyan mı ettin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Anam oğlu dedi, sakalımı, başımı bırak benim, gerçekten de, sözüme tam uymadın da İsrâiloğullarının arasına ayrılık saldın diyeceğinden korktum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Sen ne diye bu işi işledin ey Sâmirî dedi Mûsâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Sâmirî, onların görmediklerini gördüm ben, sana gelen elçi meleğin izinden bir avuç toprak aldım, eriyen külçeye attım onu ve nefsim, bu işi bana böylece hoş gösterdi dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Git hadi dedi Mûsâ, hiç şüphe yok ki hayatta cezan, rastladığına yaklaşma, dokunma bana demendir ve sana bir de azap vaadedilmiştir ki değişmesine imkân yok; kulluğunda bulunup durduğun mâbuduna bak da gör, onu biz yakacağız, sonra da kaldırıp denize atacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Mâbûdunuz, ancak Allah’tır ki yoktur ondan başka tapacak; bilgisi, her şeye şâmildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. İşte böylece geçmişlerin ahvâlinden bir kısmını sana hikâye etmedeyiz ve şüphe yok ki sana katımızdan bir de Kur’ân verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Kim yüz çevirirse ondan şüphe yok ki kıyamet günü, ağır bir yük yüklenecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Ebedî olarak kalacak azâb içinde; bu, kıyâmet günü, onlara ne de kötü bir yük. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Sûrun üfürüleceği gün o mücrimleri gözleri göğermiş bir halde haşrederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Aralarında gizli gizli konuşup ancak derler, on geceden fazla kalmadınız dünyâda. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ne dediklerini daha iyi biliriz biz aklı ve yolu yordamı daha düzgün olanın ancak bir günceğiz kaldınız dediği zaman. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları un ufak eder, kuma döndürür de savurur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Yeryüzünü dümdüz bir hâle getirir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Orada ne bir iniş görebilirsin, ne bir tümsek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. O gün hiçbir kimse kalmaz ki Allah’a dâvet edene uymasın ve rahmânın heybetinden sesler kesilir, ancak ayak sesleri, tıpırtılar hâlinde duyulabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O gün rahmânın izin verdiği ve sözünden hoşnût olduğu kimseden başka hiçbir fert şefâat de edemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Önlerinde ne varsa onu da bilir, artlarında ne varsa onu da ve onların bilgisi, bunu ihata edemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Bütün yüzler eğilir diri ve her an yarattıklarını tedbîr ve tasarruf eden mâbûda; bir zulüm yükünü yüklenmiş olanlarsa mahrûmiyet içindedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günâhının arttırılmasından korkar, ne sevâbının eksiltilmesinden. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. İşte biz, belki çekinirler, yahut onlara bir öğüt olur, bir ibret verir diye Arapça olan Kur’ân’ı indirdik ve onda, bâzı tehditleri tekrar tekrar söyledik, açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Çok yücedir her şeye sâhip ve mutasarrıf olan gerçek Allah ve acele etme Kur’ân’ı okumak için sana vahiy tamamlanmadan ve de ki: Rabbim, bilgimi çoğalt. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Andolsun ki daha önce Âdem’le de ahitleşmiştik de unutmuştu ve onu, bilerek, isteyerek günah işleyen bir adam olarak da bulmamıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Hani, meleklere demiştik ki: Âdem’e secde edin, onlar da secde etmişlerdi, yalnız İblis secde etmekten çekinmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Demiştik ki: Ey Âdem, şüphe yok ki bu, sana ve eşine düşmandır, sakın sizi cennetten çıkarmasın sonra zahmetlere uğrarsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Çünkü aç kalmaman da ancak oradadır, çıplak kalmaman da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Ve sen orada susamazsın, güneşin harâreti de dokunmaz sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Şeytan, ona vesvese verdi de ey Âdem dedi, sana ebedîlik ağacını ve zeval bulmayacak devleti göstereyim mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. İkisi de o ağacın meyvesından yediler de avret yerlerini gördüler ve cennetteki ağaçların yapraklarıyla avret yerlerini örtmeye koyuldular ve Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi de umduğundan mahrûm oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Sonra da Rabbi seçti onu, kabûl etti tövbesini ve onu doğru yola sevketti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Hepiniz dedi, inin oradan; bir kısmınız, bir kısmınıza düşman olsun. Fakat benden, size bir yol gösteren geldi mi onu kabûl edip doğru yoluma uyan, ne dünyâda yoldan çıkar, ne âhirette kutsuzluğa düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Beni anmadan yüz çevirene gelince: Dünyâda ona dar bir geçim var, kıyâmet günü de onu kör olarak haşrederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. Yâ Rabbi der, beni neden kör haşrettin, halbuki ben görüyordum. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. Böylece der, sana delillerim geldi de unutuverdin onları, işte sen de tıpkı o çeşit unutulmadasın bugün. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. Ve işte biz, suç işlemekte ileri gidenleri ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezâlandırırız; âhiret azâbıysa elbette daha da çetindir, daha da sürekli. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Onlardan önce nice ümmetleri helâk ettik; bu, onları doğru yola sevketmez mi ki? Onların yerlerinde, yurtlarında gezip duruyorlar. Şüphe yok ki bunda, aklı başında olanlara deliller var. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Rabbinin söylenmiş bir sözü, takdîr edilmiş bir hükmü olmasaydı ve o hükmün muayyen bir zamânı bulunmasaydı onlara da azap gelip çetıverirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Söyledikleri sözlere sabret ve Rabbini, hamd ederek gün doğmadan ve batmadan önce ve gecenin bir kısmıyle gün ortasında noksan sıfatlardan tenzîh et de rızâsına mazhar ol. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Ve onları, bunlara sınamak için dünya yaşayışının ziyneti olarak faydalandırdığımız mala menâle gözünü dikme ve Rabbinin rızkı, hem daha hayırlıdır, hem daha sürekli. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Ehline, namaz kılmalarını emret ve sen de devâm et namaza. Senden bir rızık istemiyoruz biz, biziz sana rızık veren ve sonuç, çekinenlerindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Ve dediler ki: Bize Rabbinden bir delille, bir mûcizeyle gelmeli değil miydin? Evvelki kitaplarda bulunan şeyler, onlara apaçık bildirilmedi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Daha önce, bir azapla helâk etseydik onları derlerdi ki: Rabbimiz, bizi hor hakir etmeden bir peygamber gönderseydin de delillerine uysaydık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: Hepimiz beklemekte, gözetlemekteyiz, siz de gözetip durun, yakında bileceksiniz, doğru yola sâhib olanlar kimlermiş, doğru yolu bulan kimmiş. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster