Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Sâmirî, onların görmediklerini gördüm ben, sana gelen elçi meleğin izinden bir avuç toprak aldım, eriyen külçeye attım onu ve nefsim, bu işi bana böylece hoş gösterdi dedi.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
"Onların göremediği bir şeyi gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp onu atıverdim, veya elçi olan Musa’nın öğretilerinden bir kısmını fırlatıp attım, böylelikle bana bu işi nefsim hoşa giden bir şey olarak gösterdi."
Adem UğurAdem Uğur:
O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
(Samirî) dedi ki: "Onların algılayamadıklarını ben fark ettim! Rasûlün eserinden (bildirdiği B sırrı kuvvesini kullanarak) birazcık aldım da onu (altınların eridiği karışıma) attım... İşte böylece nefsim, (hakikatimden gelen kuvveyi) açığa çıkarmaya teşvik etti."
Ahmet VarolAhmet Varol:
’Ben onların görmediklerini gördüm ve elçinin (Cebrail’in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (buzağı heykelinin içine) attım. Nefsim de böyle yapmayı bana hoş gösterdi.’
Ali BulaçAli Bulaç:
Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Sâmirî şöyle dedi: "- Ben İsrail oğullarının görmedikleri Cibrîl’i gördüm de, O Rasûlün izinden bir avuç toprak aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Böylece bunu, bana, nefsim hoş gösterdi."
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Sâmirî, “Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu ziynet eşyalarının eritildiği potaya attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi” dedi.
Bekir SadakBekir Sadak:
Samiri: «Onlarin gormedikleri bir sey gordum ve o sana gelen elcinin bastigi yerden bir avuc avucladim. Bunu ziynet esyasinin eritildigi potaya attim. Nefsim boyle yaptirdi» dedi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Sâmiriy, «onların görmediği şeyi gördüm, o (Tanrı) elçisinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (potanın içine) attım; işte böylece nefsim bunu bana hoş gösterdi» dedi.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(Samiri) dedi ki: “Ben onların görmediklerini gördüm. Bana gelen ilahi elçinin (Cebrail`in) ayak izlerinden avucumu doldurarak onu erimiş altın külçesinin bulunduğu potaya attım. Böyle yapmamın iyi olacağı içime doğdu.”
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Sâmirî, şöyle dedi: "Ben onların görmediği şeyi gördüm. Elçinin izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Böyle yapmayı bana nefsim güzel gösterdi."
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Dedi ki, "Onların görmediğini gördüm, elçinin öğretisinden bir kısmını alıp attım. Böyle uygun gördüm."
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Sâmirî: «Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail’in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu, bana böylece nefsim hoş gösterdi» dedi.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Samiri dedi ki; «Ben onların görmediklerini gördüm. Bana gelen ilahi elçinin ayak izlerinden avucumu doldurarak onu erimiş altın külçesinin bulunduğu potaya attım. Böyle yapmamın iyi olacağı içime doğdu.»
Gültekin OnanGültekin Onan:
Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
O da (şöyle) dedi: — «Ben onların görmediklerini gördüm. Binâen’aleyh o peygamberin izinden bir avuç (toprak) alıb onu (erimiş hulliyyâtın içine) atdım. Bunu bana nefsim hoş gösterdi böyle».
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(Sâmirî:) `(Ben, onların) görmedikleri şeyi gördüm ve (sana gelen) o elçinin(Cebrâîl`in atının) izinden bir avuç (toprak) avuçlayıverdim de onu (eritilmiş ziynet eşyâlarının içine) attım; böylece bunu nefsim bana hoş gösterdi` dedi.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
O da: Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Ve bunu ziynet eşyasının eritildiği potaya attım. Nefsim bana bunu hoş gösterdi, dedi.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Samiri Musa’ya "Onların göremedikleri bir şeyi gördüm. Allah resulü olarak senin insanlara öğrettiklerinden bir kısmını alıp ve nefsimin bana hoş gösterdiği şeyi karıştırarak (tapmaları için kavmime bu buzağı heykelini) yaptım" dedi.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
(Samiri): "Ben, onların görmediği şeyi gördüm. Resûl’ün (Cebrail A.S’ın) izinden (ayağının bastığı yerdeki topraktan) bir avuç aldım. Sonra da onu (erimiş madenin içine) attım. Ve böylece (bu), nefsime (bana) güzel göründü." dedi.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Dedi ki: "Ben (kendi aklımca halkın inançlarında) onların görmediklerini (bir takım eksiklikler) gördüm de böylece elçinin izinden bir avuç alıp onu atıverdim (belli bir yere kadar yolunu takip edip sonra terk ettim) ve bana nefsim böyle hoş gösterdi."
Muhammed EsedMuhammed Esed:
"Ben onların göremediği bir şeyi gördüm; ve bu yüzden, Elçi’nin öğretilerinden bir tutam aldım ve onu fırlatıp attım; içimde bir şey böyle (yapmaya) itti beni."
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
O dedi ki: "Ben (bu) işe onların bakmadıkları bir gözle baktım; bu nedenle de Elçi`nin (İnanç sisteminden) etkili bir parçayı çekip aldım ve kaldırıp attım: zira güdülerim beni böyle yapmaya sevk etti."
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(Sâmirî de) Dedi ki: «Onların görmediklerini ben gördüm. Artık Resûlün izinden bir avuç (toprak) aldım da onu attım ve nefsim bana öylece hoş göstermiş oldu.»
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
(Sâmirî) dedi ki: "Onların görmedikleri bir şey gördüm ve onu sana gelen ilâhi elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu (ziynet eşyasının eritildiği potaya) attım. Nefsim bana bunu hoş gösterdi. "
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
(samirî) dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm (ben bu dini herkesten çok iyi biliyorum veya Mısır’da bu işin, heykel yapmanın tekniğini öğrendim). Elçinin yoluna/izine (çok iyi bildiğim dinine; öğretilerine, eserine), önce sıkı sıkıya sarıldım ve sonra bıraktım (elçinin öğretilerini terkettim!) İşte, canım böyle istedi/durum bundan ibaret!"
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Samiri dedi ki; «Ben onların görmediklerini gördüm. Bana gelen ilahi elçinin ayak izlerinden avucumu doldurarak onu erimiş altın külçesinin bulunduğu potaya attım. Böyle yapmamın iyi olacağı içime doğdu.»
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
"Ben," dedi, onların görmedikleri bir şeyi gördüm. O resul’ün izinden bir avuç toprak alıp onu potanın içine attım. İşte böylece nefsim böyle yapmayı bana hoş gösterdi."
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
(Sâmiri): "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım; nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi."
Şaban PirişŞaban Piriş:
O da: -Onların görmedikleri bir şey gördüm ve elçinin izinden bir avuç avuçladım ve onu attım. İşte nefsim bunu bana hoş gösterdi. dedi.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Dedi ki: «Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp onu atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi.»
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi."
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
He replied: "I saw what they saw not: so I took a handful (of dust) from the footprint of the Messenger, and threw it (into the calf): thus did my soul suggest to me."