1. Tâ, Hâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Kur’ân’ı sana meşakkat (güçlük) olsun diye indirmedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Huşû sahiplerine zikir (öğüt) olsun diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Arzı ve yüksek semaları yaratan tarafından indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Rahmân arşın üzerine istiva etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Semalarda ve arzda ve ikisinin arasında ve de nemli toprağın altında olanlar, O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ve sen, sözü açıklasan da (açıklamasan da) muhakkak ki O, gizliyi ve daha gizliyi (ve en gizliyi) bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Allah ki, O’ndan başka İlâh yoktur. En güzel isimler, O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Sana Musa (A.S)’ın haberi geldi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Bir ateş gördüğü zaman ailesine şöyle demişti: "Durup bekleyin! Muhakkak ki ben, bir ateş gördüm. Belki ondan, size bir kor (nur) getiririm veya ateşin üzerinde (nurun yanında) hidayeti bulurum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Böylece oraya (ateşin (nurun) yanına) geldiği zaman "Ya Musa!" diye nida olundu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Muhakkak ki Ben, Ben senin Rabbinim. Şimdi pabuçlarını çıkar. Şüphesiz sen, mukaddes vadi Tuva’dasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Ve Ben, seni seçtim. Öyleyse vahyolunan şeyi dinle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Muhakkak ki Ben, Ben Allah’ım. Benden başka İlâh yoktur. Öyleyse Bana kul ol ve Beni zikretmek için namazı ikame et! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Muhakkak ki o saat (kıyâmet saati), gelecektir. Bütün nefslere (herkese), çalışmalarının karşılığının (ceza veya mükâfatlarının) verilmesi için neredeyse onu, Kendimden bile gizleyeceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Öyleyse ona (kıyâmet saatine), inanmayanlar ve hevesine (nefsinin afetlerine) tâbî olanlar, sakın seni ondan (kıyâmet gününe îmân etmekten) alıkoymasın. O taktirde sen (de) helâk olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. O sağ elindeki nedir, ey Musa? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. "O benim asamdır, ben ona dayanırım (yaslanırım). Ve onunla koyunlarımın üzerine yaprak silkelerim. Benim için onda, daha başka menfaatler (faydalar) da vardır." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (Allahû Tealâ): "Ey Musa, onu at!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Böylece onu attı. O zaman o, hızla hareket eden (koşan) bir yılan olmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. "Onu al ve korkma! Onu ilk suretine (durumuna) döndüreceğiz." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Elini, (koynunun) yan tarafına koy (sok). Başka bir âyet (mucize) olarak, kusursuz (lekesiz) ve beyaz (nurlu) olarak çıkar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Büyük âyetlerimizden (mucizelerimizden) birini, sana göstermemiz içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Firavuna git! Çünkü o, azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (Musa A.S): "Rabbim benim göğsümü şerhet (yar, aç)." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Ve bana işimi kolaylaştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Ve dilimden düğümü (peltekliği) çöz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Sözlerimi idrak etsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Ve ailemden bana bir yardımcı kıl. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Kardeşim Harun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Onunla, gücümü artır (beni güçlendir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Ve onu, işimde bana ortak kıl. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Seni, çok tesbih etmemiz için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ve Seni, çok zikredelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Muhakkak ki Sen, bizi görensin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (Allahû Tealâ): "Ey Musa! Sana istediğin verilmiştir." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ve andolsun ki seni, bir kere daha ni’metlendirdik (ni’metlendirmiştik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (Onu sandığa koymasını, sonra onu denize (Nil Nehri’ne) bırakmasını (vahyetmiştik). Böylece deniz, onu sahile atsın, Benim ve onun düşmanı, onu alsın. Ve gözümün önünde (korumam altında) yetiştirilmen için sana, Kendimden muhabbet (sevgi) verdim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Kızkardeşin (seni izleyerek) yürüyordu. (Seni saraya aldıkları zaman onlara şöyle) diyordu: "Size, ona kefil olacak (emzirip, bakacak) birisine delil olayım mı (bulmanızda yardım edeyim mi)? Böylece seni, annene döndürdük. Onun, gözü aydın olsun ve mahzun olmasın diye. Ve birisini öldürmüştün. O zaman (da) seni, gamdan (üzüntüden) kurtarmıştık. Ve seni, sınavlarla imtihan ettik. Böylece Medyen halkı içinde senelerce kaldın. Sonra kaderin gereği (takdir edilen zamanda buraya) geldin ya Musa! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Ve Ben, seni (nebî olarak) Kendime seçip, yetiştirdim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Sen ve kardeşin, âyetlerimle (mucizelerimle) gidin ve Benim zikrimi (Beni zikretmeyi) ihmal etmeyin (daimî zikirde olun). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Firavuna ikiniz gidin. Muhakkak ki o, azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. O zaman ona, yumuşak söz söyleyin. Böylece o, tezekkür eder (anlar) veya huşû duyar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. (O ikisi): "Rabbimiz gerçekten biz, onun bize (karşı) ifrata (aşırı) gitmesinden veya azgın davranmasından korkuyoruz." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. (Allahû Tealâ): "İkiniz (de) korkmayın! Muhakkak ki Ben, sizinle beraberim, işitirim ve görürüm." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. O halde ikiniz ona gidin ve ona şöyle söyleyin: "Muhakkak ki biz, senin Rabbinin iki resûlüyüz. İsrailoğulları’nı artık bizimle beraber gönder ve onlara azap etme! Sana Rabbinden âyet (mucize) getirdik. Ve hidayete tâbî olanlara selâm olsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Muhakkak ki yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerine azap olduğu bize vahyolundu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Firavun şöyle) dedi: "Öyleyse ikinizin Rabbi kimdir, ya Musa?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. (Hz. Musa): "Bizim Rabbimiz, herşeye yaradılışını lütfeden (ihsan eden) sonra da hidayete erdirendir." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. (Firavun): "Öyleyse evvelki nesillerin durumu nedir?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. "Onun ilmi, Rabbimin yanında bir kitap (Ümmülkitap)’tadır. Benim Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Yeryüzünü size döşek (beşik) yapan, orada sizin için yollar açan ve semadan su indiren O’dur. Sonra da onunla, farklı farklı bitkilerden çiftler çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Yeyin ve hayvanlarınızı otlatın! Muhakkak ki bunda, akıl sahipleri için elbette âyetler (deliller) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizi, ondan yarattık. Ve sizi, oraya (geri) döndüreceğiz. Ve sizi, oradan bir kere daha çıkaracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna rağmen yalanladı ve (yalanında) direndi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. "Sen bizi, sihrin ile yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ya Musa?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Öyleyse biz de sana mutlaka onun gibi bir sihir getireceğiz. Şimdi (sen), seninle bizim aramızda bir zaman (buluşma zamanı) (ve) bizim ve senin, ihtilâf etmeyeceğimiz uygun bir yer tayin et (seç). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Musa A.S): "Sizin (bizimle) buluşma zamanınız, ziynet (bayram) günü ve insanların toplandığı, duhan (kuşluk) vakti olsun." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Böylece firavun döndü (gitti). Arkasından hilelerini topladıktan sonra geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Musa (A.S) onlara şöyle dedi: "Size yazıklar olsun! Allah’a yalanla iftira etmeyin yoksa sizi azapla yok eder ve (O’na) iftira eden(ler) heba olmuştur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Böylece işlerini (hilelerini), kendi aralarında görüştüler (tartıştılar) ve gizlice konuştular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. "Bu ikisi gerçekten iki sihirbazdır. Sihirleri ile sizi yurdunuzdan çıkarmak ve üstün olan tarikatınızı (yolunuzu, dîninizi), yok etmek istiyorlar." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. (Firavun şöyle dedi): "Artık hilelerinizi (sihirlerinizi) toplayın. Sonra saf saf (sırayla) gelin. Ve o gün üstün gelen, felâha (kurtuluşa, zafere) ulaşmış olur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. "Ya Musa, (asanı) sen mi atarsın yoksa önce atan biz mi olalım?" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (Musa A.S): "Hayır, (siz) atın!" dedi. Böylece (onları attıkları) zaman onların ipleri ve asaları, kendisine, onların sihirlerinden dolayı "hızla hareket ediyor" gibi göründü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Bu sebeple Musa (A.S), kendinde bir korku hissetti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. "Korkma! Muhakkak ki sen, sen üstünsün." dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Ve sağ elindekini (asanı) at, onların yaptığı şeyleri yutacak. Onların yaptıkları sadece sihirbaz hilesidir ve sihirbazlar, nereden gelirse gelsinler, felâha (kurtuluşa) eremezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Bunun üzerine sihirbazlar secde ederek yere kapandılar. Biz: "Harun ve Musa’nın Rabbine îmân ettik." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Firavun): "Size izin vermemden önce ona îmân mı ettiniz? Muhakkak ki o, gerçekten size sihir öğreten, sizin büyüğünüzdür (ustanızdır). Bu durumda mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Ve sizi mutlaka hurma ağacına asacağım. Ve böylece hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcı (imiş) gerçekten bileceksiniz." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. "Bize gelen mucizeler karşısında asla seni tercih etmeyiz (üstün tutmayız). Çünkü bizi, O yarattı. Bu durumda sen, yapacağını yap. Fakat sen, ancak bu dünya hayatında yaparsın." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Muhakkak ki biz, hatalarımızı ve ona karşı sihirden bize zorla (istemeyerek) yaptırdığın şeylerden (dolayı) bizi, mağfiret etsin (affetsin ve günahlarımızı sevaba çevirsin) diye Rabbimize îmân ettik. Ve Allah, daha hayırlıdır ve daha bâkidir (kalıcıdır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Muhakkak ki kim Rabbine suçlu olarak gelirse, o taktirde mutlaka cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne yaşar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Ve kim salih ameller (nefs tezkiyesi) yapmışsa ve O’na (Allah’a) mü’min olarak gelirse o zaman işte onlar, onlar için yüksek dereceler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. İçinde ebedî kalacakları, altından nehirler akan adn cennetleri vardır. Ve işte bu, tezkiye olanların (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanların) mükâfatıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ve andolsun ki Biz, Musa (A.S)’a vahyettik ki: "Kullarımla gece (yola) çıkıp yürü! Sonra da (asanla) vurarak onlar için kuru bir yol aç! (Firavunun size) yetişmesinden korkma ve (suda boğulmaktan da) endişe etme!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Böylece firavun ordusuyla onları takip etti. Bunun üzerine deniz, onların üzerine öyle bir kapanışla kapandı ki, onları (tamamen) örterek kapladı (onları suda boğdu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ve firavun, kavmini dalâlette bıraktı ve (kavmini) hidayetten men etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ey benî İsrail! Sizi düşmanınızdan kurtarmıştık. Ve Tur’un sağ tarafında sizinle (buluşmak üzere) vaadleştik ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yeyin. Ve onda (yediğiniz şeylerde) azgınlık (nankörlük) etmeyin. Aksi halde size gazabım iner. Ve kimin üzerine gazabım inerse, artık o heva olmuştur (nefsinin hevasına tâbî olup dalâlete düşmüştür). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Ve muhakkak ki Ben, (mürşidin önünde 12 ihsanla) tövbe edenler ve (ikinci defa) âmenû (kalbine îmân yazıldığı için îmânı artan mü’min) olanlar ve salih amel (zikir) yapanlar (nefsi ıslâh edici amel işleyenler) için mutlaka Gaffar’ım (onların günahlarını sevaba çevirenim). Sonra onlar, (Benim tarafımdan) hidayete erdirilir (ölmeden önce ruhları Allah’a ulaştırılır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ey Musa! Seni, kavminden (ayırıp) sana acele ettiren nedir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. (Musa A.S): "Onlar, onlar benim izim üzerindeler (benim arkamdan geliyorlar). Ve Rabbim ben, Senin rızan için (Sana gelmekte) acele ettim." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Allahû Tealâ): "Muhakkak ki Biz, böylece senin kavmini, senden sonra imtihan etmiştik. Ve Samiri, onları dalâlete düşürdü." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Bunun üzerine Musa (A.S), esefle (üzülerek) gadapla (öfkeyle) kavmine döndü. "Ey kavmim! Rabbiniz size, güzel bir vaadle vaadetmedi mi? Buna rağmen ahd süresi size uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizin gazabının üzerinize inmesini mi istediniz? Bu sebeple mi vaadimi (sizden aldığım vaadi) yerine getirmediniz?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. "Sana vaadettiğimizden kendi isteğimizle dönmedik. Ve lâkin bize, o kavmin ziynetleri (altın süs eşyaları) yüklenmişti. Bu yüzden onları (eritmek üzere ateşe) attık. Sonra Samiri de attı." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Böylece onlar için (ortaya) böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. Ve onlara (Samiri ve taraftarları): "Bu, sizin ilâhınız ve Musa’nın da ilâhı, fakat o unuttu." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Onlara sözle cevap vermediğini ve onlara zarar veya fayda vermeye malik olmadığını görmüyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ve andolsun ki Harun (A.S) daha önce, onlara şöyle dedi: "Ey kavmim, siz onunla sadece imtihan edildiniz! Ve muhakkak ki Rahmân, sizin Rabbinizdir. Artık bana tâbî olun ve emrime itaat edin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. "Musa bize dönünceye kadar, ona kendimizi vakfetmekten (ibadet etmekten) asla vazgeçmeyeceğiz." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Musa A.S): "Ey Harun! Onların dalâlete düştüğünü gördüğün zaman (onları uyarmaktan) seni ne men etti?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Niçin bana tâbî olmadın? Yoksa emrime isyan mı ettin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. (Harun A.S): "Ey annemin oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma (çekme). Gerçekten ben, senin, "İsrailoğulları arasında fırkalar oluşturdun (ikilik, düşmanlık çıkardın) ve sözümü tutmadın (emrimi yerine getirmedin)" demenden korktum." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. "Öyleyse ey Samiri! Senin (onlara) hitabın ne idi (onlara ne söyledin)?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. (Samiri): "Ben, onların görmediği şeyi gördüm. Resûl’ün (Cebrail A.S’ın) izinden (ayağının bastığı yerdeki topraktan) bir avuç aldım. Sonra da onu (erimiş madenin içine) attım. Ve böylece (bu), nefsime (bana) güzel göründü." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. (Musa A.S): "Artık git! Senin için (söz konusu olan), bütün hayatın boyunca "(bana) dokunmayın" demendir. Muhakkak ki senin için asla vazgeçilmeyecek bir vaad (ceza) vardır. Ve ona, ısrarla kendini vakfettiğin (taptığın) ilâhına bak! Onu mutlaka yakacağız. Sonra da elbette onu, toz haline getirerek (küllerini) savurup denize atacağız." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Sizin İlâhınız sadece Allah’tır ki, O’ndan başka İlâh yoktur. İlim (ilmi) ile herşeyi kaplamıştır (kuşatmıştır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. İşte böylece geçmiş olan haberleri sana anlatıyoruz. Ve sana katımızdan Zikri (Kur’ân’ı) verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Kim ondan yüz çevirirse, o zaman muhakkak ki o, kıyâmet günü (ağır) bir yük (kaybettiği dereceleri) yüklenir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Onlar, onda (o yükün getireceği azabın içinde) ebedî kalacak olanlardır. Ve kıyâmet günü yüklendikleri, onlar için ne kötü (yük)tür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. O gün ki, sur’a üfürülür. Ve mücrimleri, o izin günü morarmış olarak haşredeceğiz (toplayacağız). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Onlar aralarında: "(Dünyada) sadece 10 (gün) kaldınız." diye gizlice konuşacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Onların söyledikleri şeyleri Biz, daha iyi biliriz. Yol bakımından onlara emsal olan "sadece bir gün kaldınız" diyecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ve sana dağ(lar)dan soruyorlar. O zaman onlara de ki: "Rabbim onları savurup atacak." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Orada (dağların yerinde) bir eğrilik ya da bir engebe (alçaklık yükseklik) görmezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. İzin günü, kendisinde eğrilik olmayan davetçiye tâbî olurlar. Rahmân’a karşı sesler kısılır. O zaman hems (hafif fısıltı)dan başka bir şey (ses) işitmezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. İzin günü, Rahmân’ın kendisine izin verdiği ve sözünden razı olduğu (tasarruf rızasının sahibi) kimseden başkasının şefaati bir fayda vermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. (Allah), onların önündeki(leri) ve arkasındaki(leri) (onların geçmişini ve geleceğini) bilir ve onu, ilim ile ihata edemezler (bilemezler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Hayy ve Kayyum olan (Allah)’a vechler (herkes), boyun eğdi. Ve zulüm yüklenenler heba (cehennemlik) oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Ve mü’min (kalbine îmân yazılmış) olarak salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyen kimseler, artık zulümden (kendilerine) haksızlık yapılmasından ve (kazandıkları derecelerin) azaltılmasından korkmasınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Ve böylece Kur’ân’ı Arapça olarak indirdik ve O’nda, vaadedilenleri açıkladık. Böylece takva sahibi olurlar veya onlar için bir zikir (ibret) olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. İşte Hakk ve Melik olan Allah, Yüce’dir. Ve Kur’ân’ın tamamlanması hususunda O’nun vahyi, sana kada edilmeden (tamamlanmadan) önce acele etme. Ve "Rabbim, benim ilmimi artır." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Ve andolsun ki Âdem (A.S)’a ahd verdik, fakat o unuttu. Ve onu, azîmli bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Ve meleklere: "Âdem (A.S)’a secde edin!" demiştik. İblis hariç, hemen secde ettiler. O (iblis), direndi (secde etmedi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Bunun üzerine, (Âdem A.S’a şöyle) dedik: "Ey Âdem! Muhakkak ki bu (şeytan), senin için ve zevcen (eşin) için düşmandır. Sonra sakının (dikkat edin ki) sizin ikinizi (de) cennetten çıkarmasın. O zaman şâkî olursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Muhakkak ki senin için orada (cennette) acıkmak ve çıplak kalmak yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Ve muhakkak ki sen, orada susamazsın ve (sıcaktan) yanmazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Böylece şeytan, ona vesvese verdi. Dedi ki: "Ey Âdem! Sana, ebedîlik ağacına ve sona ermeyecek bir saltanata, delâlet edeyim mi (ulaşmanı sağlayayım mı)?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Bunun üzerine ikisi de ondan (o ağaçtan) yediler. O zaman ikisinin de edep yerleri kendilerine açıldı. Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Ve Âdem, Rabbine asi oldu, böylece azdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Sonra Rabbi, onu seçti. Böylece onun tövbesini kabul etti ve onu hidayete erdirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. (Allahû Tealâ şöyle) dedi: "İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim (hayat) vardır. Ve kıyâmet günü onu, kör olarak haşredeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. (Kıyâmet günü şöyle) dedi: "Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki ben (daha önce) görüyordum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. (Allahû Tealâ): "İşte böyle, âyetlerimiz sana geldi fakat sen onları unuttun. Ve aynı şekilde (senin yaptığın gibi), o gün (de) sen unutulursun." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. İsraf edenleri (haddi aşanları) ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Ve ahiret azabı daha şiddetli ve bâkidir (devamlıdır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Onlar hâlâ hidayete ermediler mi? Onlardan önce nice nesilleri helâk etmemize (rağmen) ki şimdi onlar, onların meskenlerinde dolaşıyorlar. İşte bunda nehy sahipleri (Allah’ın yasaklarına riayet edenler) için mutlaka âyetler (ibretler) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Ve eğer Rabbinden, daha önce (söylenmiş) bir kelime (söz) ve belirlenmiş bir müddet olmasaydı, (onlara) mutlaka bir (ceza) lâzımgelirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. O halde söylenen şeylere sabret! Ve Rabbini, güneşin tulûundan (doğuşundan) önce, güneşin gurubundan (batışından) önce ve gecenin bir kısmında hamd ile tesbih et. Ve gündüz boyunca da tesbih et. Umulur ki böylece rızaya ulaşırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Ve onlardan bazılarına, onları imtihan etmemiz için, (onlarla) metalandırdığımız (faydalandırdığımız) dünya hayatının ziynetlerine gözlerini dikme (imrenme). Ve Rabbinin rızkı daha hayırlıdır ve bâkidir (devamlıdır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Ve ehline (ailene ve etrafındakilere) namazı emret ve onun üzerinde (namazda) sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırırız. Akibet (en güzel sonuç) takva sahiplerinindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. "Bize Rabbinden bir âyet getirse olmaz mı? Evvelki sahifelerde beyyineler (ispat vasıtaları, deliller) onlara gelmedi mi?" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Ondan önce gerçekten Biz onları, azapla helâk etmiş olsaydık, muhakkak şöyle derlerdi: "Rabbimiz, bize resûl gönderseydin olmaz mıydı? Böylece biz de zelil (rezil) ve rüsva olmadan önce senin âyetlerine tâbî olsaydık." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: "Herkes beklemekte, öyleyse siz de bekleyin! Artık kim Sıratı Seviyye (Sıratı Mustakîm) ehlidir (üzerindedir) ve kim hidayete ermiştir, yakında bileceksiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster