وَإِذَا مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ هَلْ يَرَاكُمْ مِنْ أَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُوا ۚ صَرَفَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ
Ve iza ma ünzilet suratün nezara ba’duhüm ila ba’d hel yeraküm min ehadin sümmensarafu sarafellahü kulubehüm bi ennehüm kavmül la yefkahun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَإِذَا
ve ne zaman ki
مَا
أُنْزِلَتْ
indirildi
سُورَةٌ
bir sure
نَظَرَ
bakarlar
بَعْضُهُمْ
kimisi
إِلَىٰ
بَعْضٍ
diğerine
هَلْ
mu?
يَرَاكُمْ
sizi görüyor
مِنْ
أَحَدٍ
birisi
ثُمَّ
sonra
انْصَرَفُوا
sıvışırlar
صَرَفَ
çevirmiştir
اللَّهُ
Allah
قُلُوبَهُمْ
onların kalblerini
بِأَنَّهُمْ
oldukları için
قَوْمٌ
bir topluluk
لَا
يَفْقَهُونَ
anlamaz

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bir sûre indiği zaman birbirlerine bakarlar, sizi bir gören var mı derler de sonra dönüp giderler. Allah gönüllerini döndürmüştür onların, çünkü onlar, anlamaz bir topluluktur.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Öyle ki, ne zaman bir sûre indirilse, "Kalplerinizde olanı bilebilecek veya sizi görecek biri mi var?" der gibi birbirlerine bakıyor, sonra da sıvışıp gidiyorlar. Gerçekleri kavrayamayacak bir topluluk olmalarından dolayı Allah, onların kalplerini haktan ve imandan çevirmiştir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bir sûre inzâl edildiğinde: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine bakıp sonra sıvışarak gittiler... Anlayışsız bir topluluk olmaları dolayısıyla da Allâh bilinçlerini (ters) döndürdü.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Sizi birisi görüyor mu?’ (diye işaretleşirler) sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir topluluk olmaları sebebiyle Allah onların kalplerini çevirmiştir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini çevirmiştir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Münafıkların kabahatını anlatan bir Sûre indirildiği zaman, birbirlerine bakıp: "-Müminlerden sizi gören oluyor mu? "diye işaretleşirler. (Gören yoksa) hemen sıvışır giderler. Allah, onların kalblerini, imanı kabulden çevirmiştir: Çünkü onlar, gerçeği anlamayan kimselerdir.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Bir sûre indirildiği zaman birbirlerine bakar, “Sizi birisi görüyor mu?” diye sorarlar, sonra da giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini imandan çevirmiştir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Bir sure inince, «Sizi bir kimse goruyor mu?» diye birbirlerine bakarlar, sonra donup giderler. Anlamaz bir guruh olmalarina karsilik Allah onlarin kalblerini imandan dondurmustur.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bir sûre inince, «sizi bir kimse görüyor mu ?» diye birbirlerine bakarlar, sonra da ayrılıp giderler. Allah onların kalblerini (imân ve irfandan) döndürmüştür. Çünkü onlar anlamaz bir topluluktur.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Münafıkların durumunu bildiren) bir sure indirilince birbirlerine, “Acaba sizi bir gören var mı?” diye sorarlar, sonra da sıvışıp giderler. (Hakkı) anlamayan (ve anlamak istemeyen) bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Bir sûre indirildi mi, "Sizi bir kimse görüyor mu?" diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ne zaman bir sure inse, "Kimse sizi görüyor mu?" diye bakışırlar. Sonra da dönüp giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından ALLAH kalplerini çevirmiştir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Aleyhlerinde bir sûre indirilince, «Sizi birisi görüyor mu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışır giderler. Allah onların kalblerini (imandan) çevirmiştir. Bu yüzden onlar anlayışsız bir kavimdirler.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Yeni bir sure indirilince birbirlerine, «Acaba sizi bir gören var mı?» diye sorarlar, sonra sıvışırlar. Anlayışsız, duyarsız bir güruh olduklar gerekçesi ile Allah onların kalplerini gerçeklerden uzaklaştırmıştır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Bir sure indirildiğinde bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan (la yefkahun) bir topluluk olmaları dolayısıyla, Tanrı onların kalplerini çevirmiştir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bir sûre indirilince de birbirlerine bakarlar: "Sizi bir kimse görüyor mu?" Sonra sıvışıp giderler. Allah onların kalplerini ters çevirmiştir. Çünkü onlar kavramayan bir toplulukturlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Aleyhlerinde) bir sûre indirilince birbirine bakarlar da «Sizi bir kimse görmüyor mu?» (diye de endîşe ederler) ve sonra (rüsvay olmakdan korkarak sıvışıb) giderler. Allah onların gönüllerini ters çevirmiş. Çünkü onlar öyle bir kavmdir ki ince anlamazlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Hâlbuki (haklarında) bir sûre indirildiği zaman, birbirlerine (göz kırparak)bakıp: `Sizi birisi görüyor mu?` (derler), sonra da savuşurlar. Gerçekten onlar (hakkı birtürlü) anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalblerini (küfürleri sebebiyleîmandan) çevirmiştir.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Bir sure indiği zaman; birbirlerine bakarlar ve: Sizi bir kimse görüyor mu? der, sonra dönüp giderler. Allah, onların kalblerini döndürmüştür. Çünkü onlar, anlamazlar güruhudur.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Ne vakit bir sure indirilse birbirlerine bakıyorlar. "Sizi herhangi birisi görüyor mu?" diyerek çekip giderler. Allah onların kalplerini, bu inen sureleri anlamaktan uzaklaştırıyor, çünkü onlar anlamak istemeyen bir topluluk.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve sure olarak bir şey indirildiği zaman: "Sizi gören bir kimse var mı?" diye onlar birbirlerine bakarlar sonra giderler. Allah, onların kalplerini, fıkıh etmeyen bir kavim olmaları sebebiyle çevirdi.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Bir sûre indirildi mi, "Sizi bir kimse görüyor mu?" diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Öyle ki,) ne zaman bir sure indirilse, "Kalplerinizde olanı bilebilecek biri mi var?" (der gibi) birbirlerine bakıyor, sonra da dönüp gidiyorlar. (Oysa) Allah döndürmüştür onların kalplerini (haktan), çünkü onu kavrayamayacak bir topluluktur onlar.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Bir de, ne zaman bir sure indirilse; "Sizi görecek biri mi var ki?!" (der gibi) birbirlerine bakıyorlar, peşinden de dönüp gidiyorlar. Allah onların kalplerini (haktan) döndürmüştür; çünkü onlar anlayışsız bir topluluktur.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve her ne zaman bir sûre indirilince bazıları bazılarına bakıverirler, sizi bir kimse görüyor mu diye endişede bulunurlar. Sonra da savuşup giderler. Allah Teâlâ onların kalplerini çevirmiştir. Çünkü onlar öyle bir kavimdirler ki, güzelce anlayamazlar.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bir sûre indirildiği zaman: "Sizi bir kimse görüyor mu?" diye birbirlerine bakarlar, sonra sıvışıp giderler. Allah onların kalplerini imandan çevirmiştir. Çünkü onlar gerçeği anlamayan kimselerdir.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Bir sûre indirildi mi; "Sizi bir kimse görüyor mu?" diye, birbirlerine göz ediyorlar, sonra da çekip/dönüp gidiyorlar. İlerisini düşünmeyen bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerine stres (mutsuzluk) vermiştir.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Yeni bir sure indirilince birbirlerine, «Acaba sizi bir gören var mı?» diye sorarlar, sonra sıvışırlar. Anlayışsız, duyarsız bir güruh olduklar gerekçesi ile Allah onların kalplerini gerçeklerden uzaklaştırmıştır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Aleyhlerinde bir sûre indirilince göz kırpıp alay ederek birbirlerine bakar,sonra "Acaba bizi gören biri var mı?" diye endişe ile bakınır, gören biri yoksa hemen sıvışır giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından, (onlar nasıl iman ve Kur’ân meclisinden uzaklaşıp gidiyorlarsa),Allah da onların kalplerini imandan uzaklaştırır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Bir sûre indirildiği zaman: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirine bakar, sonra sıvışırlar. Anlamaz bir topluluk oldukları için Allah onların kalblerini çevirmiştir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Bir sûre inince, -Sizi bir kimse görüyor mu? diye birbirlerine bakarlar, sonra dönüp giderler. Allah, anlayışsız bir topluluk oldukları için onların kalplerini (imandan) uzaklaştırmıştır.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Bir sure indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve) : «Sizi bir kimse görüyor mu?» (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalblerini çevirmiştir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Bir sure indirildi mi "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine bakar, sonra da sıvışıp giderler. Allah, kalplerini yamultmuştur. Çünkü gereğince anlamayan bir topluluktur bunlar.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Whenever there cometh down a Sura, they look at each other, (saying), "Doth anyone see you?" Then they turn aside: Allah hath turned their hearts (from the light); for they are a people that understand not.