فَأَعْقَبَهُمْ نِفَاقًا فِي قُلُوبِهِمْ إِلَىٰ يَوْمِ يَلْقَوْنَهُ بِمَا أَخْلَفُوا اللَّهَ مَا وَعَدُوهُ وَبِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ
Fe a’kabehüm nifakan fı kulubihim ila yevmi yelkavnehu bi ma ahlefüllahe ma veaduhü ve bi ma kanu yekzibun
Kelime
Anlamı
Kökü
فَأَعْقَبَهُمْ
sokmuştur
نِفَاقًا
iki yüzlülük
فِي
içine
قُلُوبِهِمْ
onların kalblerine
إِلَىٰ
kadar
يَوْمِ
güne
يَلْقَوْنَهُ
kendisiyle karşılaşacakları
بِمَا
dolayı
أَخْلَفُوا
döndüklerinden
اللَّهَ
Allah
مَا
nedeniyle
وَعَدُوهُ
verdikleri sözden
وَبِمَا
ve dolayı
كَانُوا
olduklarından
يَكْذِبُونَ
yalan söylüyor(lar)

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Böylece de Allah’a ettikleri vaadi tutmadıklarından ve yalan söylediklerinden dolayı kendisine kavuşacakları güne dek yüreklerine münâfıklığı ilka etti.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Bunun üzerine Allah da, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, içlerinde taşıyacakları bir ikiyüzlülük sokar onların kalplerine. Bu onların Allah’a verdikleri sözü, yerine getirmekten geri durmaları ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmeleri yüzündendir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Nihayet, Allah’a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Allâh’a sözlerini tutmamaları, yalancı olmaları; O’na kavuşacakları sürece kadar (Allâh’ın), bilinçlerinde ikiyüzlülüğü yaşatmasına yol açtı!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    O da, Allah’a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söylemeleri sebebiyle kendisine kavuşacakları güne kadar kalplerine bir nifak koydu.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Böylece O da, Allah’a verdikleri sözü tutmamaları ve yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, kalplerinde nifakı (sonuçta köklü bir duygu olarak) yerleşik kıldı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Nihayet Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söylemeği âdet edindikleri için, Allah da bu işlerinin sonunu, kalblerinde kıyamet gününe kadar devam edecek bir nifaka çeviriverdi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Allah`a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalplerine iki yüzlülük sokmuştur.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Allah’a verdikleri sozden caydiklari ve yalanci olduklari icin O’nunla karsilasacaklari gune kadar Allah kalblerine nifak soktu.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Allah’a karşı verdikleri sözü yerine getirmedikleri, va’dlerini tutmadıkları ve yalan söyledikleri için Allah da kendisine kavuşacakları güne kadar, yaptıklarını kendi kalblerinde nifaka çeviriverdi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Allah`a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söyleyip durmaları yüzünden, Allah da kendisine kavuşacakları güne kadar onların kalplerinde münafıklığı yerleştirdi.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için O da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Nihayet, Allah’a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    ALLAH’a verdikleri sözden caydıkları ve yalan söyledikleri için kendisiyle karşılaşacakları güne kadar kalplerine ikiyüzlülük soktu.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için, O da bu yaptıklarının sonucunu kıyamet gününe kadar yüreklerinde sürüp gidecek bir münafıklığa çevirdi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Allah’a verdikleri sözden caydıkları ve yalan söyledikler gerekçesiyle Allah, karşısına çıkacakları güne kadar kalplerine münafıklığı yerleştirdi.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Böylece O da, Tanrı’ya verdikleri sözü tutmamaları ve yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, kalplerinde nifakı [sonuçta köklü bir duygu olarak] yerleşik kıldı.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Nihayet Allah’a verdikleri sözlerini tutmadıkları ve yalan söyleyegeldikleri için O da huzuruna çıkacakları güne kadar kalplerine bir nifak sokarak onları cezalandırdı.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Nihayet, Allaha va’d etdiklerini tutmadıkları, yalan söyledikleri için O da (bu fiillerinin) akıbetini kalblerinde, kendisinin huzuruna çıkacakları güne kadar (sürecek), bir nifak yapdı.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    İşte Allah`a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söyleyegelmeleri sebebiyle,(Allah da) âkıbetlerini, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar kalblerinde (devâm edecek) bir nifak yaptı.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Allah’a verdikleri vaadi tutmadıkları ve yalanı adet edindikleri için, kendisinin huzuruna çıkacakları güne kadar Allah kalblerine nifak soktu.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Yaptıkları antlaşmaları yalanlayarak Allah’a karşı çıkmaları sebebiyle, Allah da onların kalplerine, O na kavuşuncaya kadar ikilik (nifak) soktu.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Böylece O’na (Allahû Tealâ’ya) vaadettikleri şeyi, Allah’a karşı yerine getirmediklerinden ve yalan söylemiş olduklarından dolayı, (onların bu yaptıklarının) sonucunda (Allah), onların kalplerine, onunla karşılaşacakları güne kadar nifak duygusu verdi.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Allah’a verdikleri sözden caydıkları ve yalan söyledikleri için O’nunla karşılaşacakları güne kadar (bu davranışları) kalplerinde sürekli bir nifak oluşturdu.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Bunun üzerine Allah da, kendisiyle karşılaşacakları Güne kadar içlerinde taşıyacakları bir nifakı sokar onların yüreklerine. Bu, onların, Allaha verdikleri sözü yerine getirmekten geri durmaları ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmeleri yüzündendir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Bunun üzerine O da, Zatıyla karşılaşacakları güne kadar kalplerinde (taşıyacakları) bir nifakı başlarına sarar. Bu, onların Allah`a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmeleri yüzündendir.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Artık Allah Teâlâ’ya vaadettikleri şeyde O’na muhalefet ettikleri için ve yalan söyler oldukları için O da onların bu hareketlerinin akibetini ona mülâki olacakları güne kadar onların kalplerinde bir nifaka döndürdü.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Allah’a verdikleri sözden döndükleri ve yalan söyledikleri için, Allah kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak sokmuştur.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için O da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir stres (huzursuzluk) verdi.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Allah’a verdikleri sözden caydıkları ve yalan söyledikler gerekçesiyle Allah, karşısına çıkacakları güne kadar kalplerine münafıklığı yerleştirdi.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Allah’a verdikleri sözden dönmeleri ve yalan söylemeyi âdet edinmeleri sebebiyle,Allah da bu işlerinin neticesini, kalplerinde kıyamet gününe kadar sürecek bir münafıklık kıldı.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Kendisine verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allâh, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalblerine iki yüzlülük sokmuştur.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Allah’a verdikleri sözden caydıkları ve yalancı oldukları için, O’nunla karşılaşacakları güne kadar Allah onların kalplerinde bir nifak ile cezalandırdı.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Böylece O da, Allah’a verdikleri sözü tutmamaları ve yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, kalplerinde nifakı (sonuçta köklü bir duygu olarak) yerleşik kıldı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Nihayet Allah, kendisine verdikleri söze ters düştüklerinden, yalana sapıp durduklarından, huzuruna çıkacakları güne kadar onların kalplerine ikiyüzlülük yerleştirdi.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    So He hath put as a consequence hypocrisy into their hearts, (to last) till the Day, whereon they shall meet Him: because they broke their covenant with Allah, and because they lied (again and again).