Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Derken Rablerinin emrine karşı azgınlıkta bulunmuşlardı da onları bir yıldırımdır, gelip helâk edivermişti ve onlar da bakıp duruyorlardı.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Çünkü Rablerinin buyruğuna baş kaldırmışlardı. Bunun üzerine ümitsizce, bakınıp dururlarken, bir ceza yıldırımı onları yakalamıştı.
Adem UğurAdem Uğur:
Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Rablerinin emrine itaattan çıktılar! Bunun üzerine onlar bakıp dururlarken kendilerini yıldırım yakalayıverdi.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Ancak Rablerinin emrine başkaldırdılar ve bu yüzden bakıp dururlarken kendilerini yıldırım çarptı.
Ali BulaçAli Bulaç:
Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp-dururlarken, onları yıldırım çarpıp-yakaladı.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Rablerinin emrinden uzaklaşıb azmışlardı. Bu yüzden bakınıb dururlarken kendilerini yıldırım çarpıvermişti.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Buna rağmen Rablerinin emirlerine karşı geldiler de bakıp dururlarken onları yıldırım çarptı.
Bekir SadakBekir Sadak:
Onlar Rablerinin buyrugundan cikmislardi; bunun uzerine kendilerini gozleri gore gore yildirim carpti.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Onlar ise azgınlık gösterip, Rablarının emrinin dışına çıkmışlardı. Bu yüzden bakıp dururken yıldırım onları yakalayıvermişti.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Onlar ise Rablerinin buyruğuna başkaldırmışlardı, bu yüzden bakıp dururlarken onları yıldırım yakalayıvermişti.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Derken Rablerinin emrinden uzaklaşıp azmışlardı. Bu yüzden bakınıp dururken kendilerini yıldırım çarpıvermişti.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Rab’lerinin emrine karşı geldiler. Bunun üzerine bakınırlarken onları bir yıldırım çarptı.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Rab’lerinin buyruğuna baş kaldırdılar, bu yüzden bakıp dururlarken onları yıldırım yakaladı.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Ancak rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken, onları yıldırım çarpıp yakaladı.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Ancak Rablerinin emrine başkaldırdılar; böylece bakıpdururlarken, onları yıldırım çarpıpyakaladı.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Rablerinin emrinden uzaklaşıb azmışlardı. (Bu yüzden) kendilerine de göre göre, onları yıldırım tutuvermişdi.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Buna rağmen (onlar) Rablerinin emrine karşı geldiler; bu yüzden, onlar bakıp dururlarken o yıldırım kendilerini yakalayıverdi.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onlar ise Rabblarının emrine başkaldırmışlardı, buyruğundan çıkmışlardı. Bunun üzerine kendilerini göz göre göre yıldırım çarpmıştı.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Rablerinin emirlerine isyan ettiler. Sonra onlar bakıp dururken, güçlü bir ses dalgası onları yakaladı.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Fakat Rab’lerinin emrinden çıktılar. Bunun üzerine, onlar bakıyorlarken, kendilerini yıldırım aldı.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Ancak rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıp yakaladı.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
(çünkü) Rablerinin buyruğuna baş kaldırmışlardı; bunun üzerine, (ümitsizce) bakınıp dururlarken bir ceza şimşeği onları yakalamıştı,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Nitekim onlar Rablerinin emrine karşı gelmişlerdi: Ve onlar bön bön bakarken, bir (bela) yıldırımı kendilerini enseleyiverdi;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(43-44) Semûd’da da (O’nun kıssasında da ibret vardır). O vakit onlara denilmişti ki, «Bir zamana kadar faidelenin.» Onlar ise Rablerinin emrine imtisalden kaçındılar, artık onları bakar oldukları halde yıldırım yakaladı.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Rablerinin buyruğuna başkaldırdılar. Bu yüzden bakıp dururken kendilerini yıldırım çarpmıştı.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Rablerinin emrine baş kaldırdılar. Bakınıp dururlarken onları yıldırım yakaladı.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Rab’lerinin buyruğuna baş kaldırdılar, bu yüzden bakıp dururlarken onları yıldırım yakaladı.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlar Rab’lerinin emrinden uzaklaşıp azıtınca kendileri baka baka, o müthiş yıldırım onları çarpıverdi.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Rablerinin buyruğuna başkaldırdılar, bu yüzden onlar bakıp dururlarken, onları yıldırım yakaladı.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Rab’lerinin emrinden çıkmışlar, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpmıştı.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken, onları yıldırım çarpıp yakaladı.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But they insolently defied the Command of their Lord: So the stunning noise (of an earthquake) seized them, even while they were looking on.