وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
Ve şahidin ve meşhudin.
Kelime
Anlamı
Kökü
وَشَاهِدٍ
ve şahide andolsun
وَمَشْهُودٍ
ve şahidlik edilene

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve tanığa ve görünene.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Kıyamet günü hazır olanlara ve o gün görülecek acaip şeylere veya  peygambere ve ümmetine veya son peygamberin ümmetine ve diğer ümmetlere veya peygamberlerden her biri ve ümmetlerine andolsun ki;

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    (O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki,

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Şahide ve şahit olunana!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Şahide ve şahit olunana.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene).

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Cumaya ve arefe gününe ki,

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki,

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    sahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar oldukten sonra diriltileceklerdir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ve şâhid olana ve şâhid olunana da and olsun ki,

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (1-5) Kendinde burçlar (takımyıldızlar) taşıyan göğe, o vaad edilen güne (kıyamete), şahit olana (görene) ve şahit olunana (görülene) andolsun ki, (inananları yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar kahrolmuş ve lanetlenmiştir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ve tanığa da tanık olunana da andolsun.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene).

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Şahidlik edene ve şahidlik edilene,

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    şâhidle meşhûde ki,

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Hem (o günde) şâhid olana ve şâhid olunana!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Şehadet edene ve şehadet edilene.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Şahitlik eden ve şahitlik edilene yemin olsun ki.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve şahit olana ve şahit olunana (görene ve görülene) (andolsun).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Ve şahit olana (görene) ve şahit olunana (görülene).

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    ve O (her şeye) tanıklık eden ile (O’nun tarafından) tanıklık edileni!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    her bir tanık ve sanık şahit olsun (da şu gerçeği ünlesin):

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel’un bulunmuştur.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Andolsun şâhitlik yapana ve şâhitlik edilene!

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ant olsun o şahide ve şahitlik edilene!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Şahid ile meşhûda kasem ederim ki:

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    (O gün) Şâhide ve şâhidlik edilene andolsun,

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Şahid olana ve şahid olunana..

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Şahid olana (görene) ve şahid olunana (görülene) .

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene,

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    By one that witnesses, and the subject of the witness;-