وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ فَصَبَرُوا عَلَىٰ مَا كُذِّبُوا وَأُوذُوا حَتَّىٰ أَتَاهُمْ نَصْرُنَا ۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِ اللَّهِ ۚ وَلَقَدْ جَاءَكَ مِنْ نَبَإِ الْمُرْسَلِينَ
Ve le kad küzzibet rusülüm min kablike fe saberu ala ma küzzibu ve uzu hatta etahüm nasruna ve la mübeddile li kelimatillah ve le kad caeke min nebeil mürselın
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَقَدْ
ve andolsun
كُذِّبَتْ
yalanlanmıştı
رُسُلٌ
elçiler
مِنْ
قَبْلِكَ
senden önce de
فَصَبَرُوا
sabrettiler
عَلَىٰ
karşı
مَا
كُذِّبُوا
yalanlanmalarına
وَأُوذُوا
ve eziyet edilmelerine
حَتَّىٰ
nihayet
أَتَاهُمْ
onlara yetişti
نَصْرُنَا
yardımımız
وَلَا
yoktur
مُبَدِّلَ
değiştirebilecek
لِكَلِمَاتِ
kelimelerini
اللَّهِ
Allah’ın
وَلَقَدْ
andolsun
جَاءَكَ
sana da gelmiştir
مِنْ
-inden
نَبَإِ
haber-
الْمُرْسَلِينَ
elçilerin

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlandı da onlar, kendilerine yardımımız erişinceye dek sözlerinin yalan sayılmasına ve uğradıkları eziyetlere katlandılar ve Allah’ın sözlerini değiştirecek yoktur ve sana da o peygamberlerin haberleri gelmiştir.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Gerçek şu ki, senden önce de peygamberler yalanlanmıştır; ama onlar, bizden yardım gelinceye kadar bütün düzmece ithamlara ve kendilerine yapılan bütün eziyetlere sabırla katlandılar. Çünkü hiç bir güç, Allah’ın vaadettiği sözlerini değiştiremez. Hem, andolsun ki o peygamberlerin haberlerinden bazı bölümler de sana gelmiştir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah’ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Andolsun ki, senden önce de Rasûller yalanlanmıştı... Yardımımız gelinceye kadar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler... Allâh kelimelerini (vadettiği sözlerini) değiştirecek yoktur... Andolsun ki, irsâl olunanların (Rasûllerin) haberlerinden bir kısmı sana gelmiştir.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Senden önce de peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Sonunda yardımımız onlara ulaştı. Allah’ın sözlerini değiştirebilecek yoktur. Peygamberlerin haberlerinden bazıları sana da geldi.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah’ın sözlerini (va’dlerini) değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Andolsun, senden önce gönderilen peygamberler yalanlandı da, eziyet edilip yalanlanmalarına karşı sabrettiler. Nihayet kendilerine zaferimiz geldi. Allah’ın kelimelerini (vaadini) değiştirebilecek hiç bir kuvvet yoktur. Andolsun, gönderilen peygamberlere (yapılan muamelelere) ait haberlerin bir kısmı da sana geldi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihayet onlara yardımımız yetişti. Allah`ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da peygamberlerin haberinden bir parça gelmiştir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Senden once nice peygamberler yalanlandi ve kendilerine yardimimiz gelene kadar yalanlanmalarina ve sikistirilmaya katlandilar. Allah’in sozlerini degistirebilecek yoktur; and olsun ki peygamberlerin haberi sana da geldi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    And olsun ki, senden önce gönderilen nice peygamberler de yalanlanmıştır, ama onlar bizim yardımımız kendilerine gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve kendilerine yapılan eziyetlere katlanıp sabrettiler. Allah’ın (va’dettiği) sözlerini değiştirecek (hiçbir kuvvet) yoktur. Hem and olsun ki, sana o peygamberlerin haberinden bazı bölümler de geldi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Andolsun ki, senden önce nice peygamberler yalanlandı ve bizden yardım gelinceye kadar bütün düzmece ithamlara ve kendilerine yapılan eziyetlere sabırla katlandılar. Çünkü hiçbir güç Allah`ın kelimelerini (yardım vaadini) değiştiremez. Andolsun ki gönderilen (o peygamber)lerin kıssalarından bazıları sana ulaşmıştır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Andolsun ki, senden önce de birçok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah’ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Senden önceki elçileri de yalancılıkla suçladılar. Yalanlanmalara karşı direndiler. Zaferimiz ulaşıncaya dek sıkıntı çektiler. ALLAH’ın sistemi değişmeyecek. Nitekim elçilerin tarihi sana ulaşmış bulunuyor.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah’ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Andolsun, senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımımız gelene kadar yalanlamalarına ve sıkıştırılmaya katlandılar. Allah’ın sözlerini değiştirebilecek yoktur; and olsun ki: Peygamberlerin haberi sana da geldi.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Andolsun, senden önce de elçiler yalanlandı; onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğradıkları şeye sabrettiler. Tanrı’nın vaadlerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Andolsun senden önceki rasuller de yalanlanmıştı. Onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur! Andolsun ki rasullerin haberlerinden bir kısmı sana gelmiştir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Andolsun, senden evvelki peygamberler (in kendileri) yalanlanmadı da tekzîb edildikleri ve ezaya uğratıldıkları şeylere karşı sabr etmişlerdi. Nihayet onlara yardımımız gelib yetişdi. Allahın kelimelerini (katlananlar hakkındaki nusret va’dini) değişdirebilecek (hiç bir ferd ve kuvvet) yokdur. Andolsun, (tarafımdan) gönderilen (o peygamber) lerin haberinden bir kısmı sana da geldi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    And olsun ki, senden önce nice peygamberler de yalanlanmıştı; fakat yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabrettiler; nihâyet onlara yardımımız geldi. Çünki Allah`ın kelimelerini (yardım va`dini) değiştirebilecek kimse yoktur. And olsun ki, o peygamberlerin haber(ler)inden bir kısmı sana da geldi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Andolsun ki; senden önce de nice peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet onlara yardımımız gelip yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun ki; peygamberlerin haberinden bir kısmı sana gelmiştir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Senden önceki elçilerde yalanlanmış olmalarına rağmen, yalanlanmalara ve eziyetlere, bizim yardımımız gelinceye kadar sabır gösterdiler ve Allah’ın sözlerini değiştirmediler. Zaten önceki gönderilen elçilerin haberleri sana gelmişti.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve andolsun ki; senden önceki resûller de yalanlandı. Fakat onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve uğradıkları eziyetlere sabrettiler. Ve Allah’ın kelimelerini değiştirecek yoktur. Ve andolsun, gönderilmiş resûllerin haberlerinden (bir kısmı) sana geldi.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımımız gelene kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah’ın sözlerini değiştirebilecek yoktur ve hiç şüphesiz sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Gerçek şu ki, senden önce (de) peygamberler yalanlanmıştır; ama onlar, Bizden yardım gelinceye kadar bütün düzmece ithamlara ve kendilerine yapılan bütün eziyetlere sabırla katlandılar: Çünkü hiçbir güç Allahın vaatlerini(n sonucunu) değiştiremez. Ve o peygamberlerin tarihleri hakkında şu anda sen de bilgi sahibisin.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Doğrusu senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Ama yalanladıkları hakikat üzerinde direndiler ve bu yüzden eziyete uğradılar; en sonunda kendilerine yardımımız yetişti: Zira hiçbir güç Allah`ın kesin ve keskin vaadini değiştiremez. Doğrusu peygamberlere dair bir kısım bilgiler daha önce sana ulaşmıştı.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve andolsun ki, senden evvel de peygamberler tekzîp olunmuşlardır. Fakat tekzîp olundukları ve eziyete uğradıkları şeylere karşı sabretmişlerdir. Nihâyet onlara Bizim yardımımız gelip yetişti. Ve Allah Teâlâ’nın kelimelerini tebdîl edecek yoktur. Ve andolsun ki, sana peygamberlerin haberlerinden gelivermiştir.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler. Nihayet yardımımız onlara yetişti. Allah’ın kelimelerini (sözlerini) değiştirebilecek hiç kimse yoktur. Nitekim peygamberlerin haberi sana da geldi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet, onlara yardımımız yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirecek kimse yoktur. Ant olsun, elçilerin haberlerinden bir parça sana da geldi.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Peygamberlerin haberi sana da geldi.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Senden önce nice peygamberler yalancı sayıldılar da tekzib olunmaya ve her türlü eziyete uğratılmaya karşı sabrettiler. Nihayet kendilerine yardımımız gelip yetişti. Öyle ya, Allah’ın sabredenlere yardım vâdini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Nitekim o resullerin kıssalarından bazı bölümler sana ulaşmıştır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihâyet onlara yardımımız yetişti. Allâh’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da elçilerin haberinden bir parça gelmiştir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Senden önceki Resuller de yalanlanmışlardı da yardımımız gelene dek yalanlandıkları ve eziyet olundukları şeylere sabretmişlerdi. Allah’ın sözlerini değiştirebilecek yoktur. Daha önce gönderilenlerin haberleri sana geldi.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Andolsun senden önce de peygamberler yalanlandı; onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah’ın sözlerini (va’dlerini) değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Yemin olsun ki, senden önce de resuller yalanlanmış ama yalanlanmalarına, eziyet görmelerine sabretmişlerdi. Nihayet yardımımız onlara ulaştı. Allah’ın kelimelerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. Yemin olsun, elçi olarak gönderilenlerin haberinden bir kısmı sana da gelmiştir.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Rejected were the messengers before thee: with patience and constancy they bore their rejection and their wrongs, until Our aid did reach them: there is none that can alter the words (and decrees) of Allah. Already hast thou received some account of those messengers.