Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Kendilerine, gerçek olan Kur’ân gelince onu yalanlarlar, fakat yakında gelecek onlara, alay ettikleri şeye ait haberler.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Ve böylece şimdi kendilerine gelen bu Kur’ân gerçeğini yalanlayanlar; ama zaman içinde kendisiyle alay ettikleri mesajın haber verdiği şeyler başlarına gelecektir.
Adem UğurAdem Uğur:
Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Şimdi de, kendilerine Hak olarak geleni yalanladılar! Fakat alay etmekte olduklarının (ne olduğunun) haberleri yakında onlara gelecek.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Hakk kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeylerin haberleri onlara gelecektir.
Ali BulaçAli Bulaç:
Kendilerine hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
En büyük mûcize olan KUR’AN onlara geldiği zaman dahi; onu yalanlamışlardı. Fakat yakında, ne ile alay etmiş bulunduklarının haberleri (dünya ve ahirette çekecekleri azab) onlara gelecektir.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Gerçekten onlar, kendilerine hak geldiğinde, onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara, alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
Bekir SadakBekir Sadak:
Gercek kendilerine gelince onu yalanladilar. Alaya aldiklari seyin haberleri kendilerine gelecektir.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Kendilerine (Rablerinden) hak (olan Peygamber ve Kitab) geldiğinde durmadan onu yalanladılar. Yakında ne ile alay ettiklerinin (baş döndürücü) haberi gelecektir.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Şimdi de kendilerine gelmiş olan bu hakikati de böyle yalanlıyorlar. Ama zaman içinde, o kendisiyle alay ettikleri şeyin (acı) haberleri onlara gelecektir.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Nitekim hak (Kur’an) kendilerine gelince onu yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
Edip YükselEdip Yüksel:
Kendilerine gerçek gelince onu yalanladılar. Alay ettikleri şeyin haberleri yakında kendilerine gelecek.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Hak, kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberi yakında kendilerine gelecektir.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Nitekim onlar kendilerine gelen gerçeği, Kur’an’ı derhal yalanladılar. Fakat alay konusu ettikleri gerçeklerin haberleri ilerde kendilerine gelecektir.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Kendilerine hak gelince onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Elbette onlar hak kendilerine geldiğinde yalanladılar. Fakat yakında onlara alaya aldıkları şeyin haberleri gelecektir.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
İşte onlar hak (olan Kur’an) ı, kendilerine gelince, yalanlamışlardır. Fakat yakında onlara ne ile alay etmekde olduklarının (müdhiş) haberleri gelecekdir.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
İşte (onlar,) kendilerine geldiğinde, o hak olan (Kur`ân`)ı gerçekten yalanladılar. Fakat (o) kendisi ile alay etmekte oldukları şeyin haberleri, ileride onlara gelecektir.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onlar; kendilerine gelince, hakkı yalanladılar. Ama alaya aldıkları şeyin haberi onlara gelecektir.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Gerçek onlara geldiğinde, mutlaka onu yalanlamışlardır. Alay ettikleri şeylerin (öldükten sonra dirilme, hesaba çekilme vs. ) haberleri mutlaka onlara gelecek.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece onlara hak geldiği zaman, onu yalanlamışlardı. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri yakında onlara gelecek.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Bu yüzden gerçek kendilerine gelince onu kesin bir şekilde yalanladılar. Sürekli alaya aldıkları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
ve şimdi kendilerine gelmiş olan bu hakikati de böyle yalanlıyorlar. Ama, zaman içinde, o alay ettikleri şeyi anlayacaklardır.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Ve kendilerine gelen hakikati yalanlamışlardır. Yakında onlar, alay ettikleri şeyin ne olduğunu öğrenecekler.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
İşte onlar hakkı kendilerine geldiği vakit tekzîp ettiler. Fakat onlara ne ile istihzâ eder olduklarının haberleri atiyen gelecektir.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Hak onlara geldiğinde onu yalanladılar. Fakat alaya aldıkları şeyin haberleri yakında kendilerine gelecektir.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onlar, ayetler kendilerine gelince yalanladılar. Alay ediyor oldukları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Nitekim onlar kendilerine gelen gerçeği, Kur’an’ı derhal yalanladılar. Fakat alay konusu ettikleri gerçeklerin haberleri ilerde kendilerine gelecektir.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Hakikat kendilerine gelince onu yalan saydılar, alay ettiler; fakat alay ettikleri şeyin haberlerini, onunla alay etmenin ne demek olduğunu yakında öğrenirler!
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
İşte, kendilerine gelen hakkı da yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecek(uyarıldıkları azâb onları kuşatacak)tır.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Onlara hak geldiği zaman onu hemen yalanlamışlardır. Alaya aldıkları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Kendilerine hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya almakta olduklarının haberleri onlara gelecektir.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Böylece hakkı, kendilerine geldiği anda yalanladılar. Fakat yakında onlara, alay etmekte oldukları şeyin haberleri gelecektir.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
And now they reject the truth when it reaches them: but soon shall they learn the reality of what they used to mock at.