1. Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah’a mahsustur. Sonra da kâfirler, Rab’lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Sizi topraktan yaratan, sonra bir ecel (zaman dilimi) tayin eden O’dur. Ve ecel-i müsemma (mekânı ve zamanı belirlenmiş ecel) Allah’ın katındadır. Sonra da siz, şüphe ediyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Göklerde ve arzda Allah O’dur. (O Allah, göklerde ve yerdedir.) Sizin sırrınızı (gizlediğinizi) ve açıkladığınızı ve kazanacağınız şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Ve onların Rabbinin âyetlerinden bir âyet gelmemiştir ki; ondan yüz çevirmiş olmasınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Böylece onlara hak geldiği zaman, onu yalanlamışlardı. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri yakında onlara gelecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde, yeryüzünde yerleştirdiğimiz nice kavimleri, kendilerinden önce nasıl helâk ettiğimizi görmüyorlar mı? Onlara semadan bol bol yağmur gönderdik. Altlarından nehirler akıttık. Fakat günahları sebebiyle onları helâk ettik. Onlardan sonra da başka nesiller yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ve eğer sana kâğıtlarda yazılı olarak indirseydik, böylece ona elleri ile dokunsalar bile kâfir olan kimseler, mutlaka: "Bu ancak apaçık bir sihirdir." derdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ve: "Ona bir melek indirilseydi, olmaz mıydı?" dediler. Şâyet bir melek indirseydik, mutlaka iş, olup bitirilirdi. Sonra (onlara) mühlet verilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ve şâyet onu melek yapsaydık, onu mutlaka erkek olarak (erkek suretinde) yapardık. Şüphe ettikleri şeyi, mutlaka onlara (gene) şüphe ettirirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Ve andolsun ki; senden önceki resûllerle de alay edilmişti. Böylece alay etmiş oldukları şey, onlardan alay edenleri kuşattı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Sonra bakın, yalanlayanların akıbeti nasıl oldu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. De ki : "Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler kimin?" "Hepsi Allah’ındır!" de. Allahû Tealâ, kendi üzerine rahmeti yazdı. Hakkında şüphe olmayan kıyâmet gününde, sizleri mutlaka toplayacak. O kimseler ki; nefslerini hüsrana düşürdüler, onlar mü’min değildirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Gecede ve gündüzde bulunan herşey O’nundur. O, en iyi işitendir, en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. De ki: "Semaları ve arzı yaratan Allah’tan başka bir velî (dost) edinir miyim? Ve doyuran (yediren) ve Kendisi doyurulmayan (yedirilmeyen) O’dur." "Muhakkak ki ben, teslim olanların ilki olmakla ve müşriklerden olmamakla emrolundum." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. De ki: "Muhakkak ki ben, eğer Rabbime isyan edersem, büyük günün azâbından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. O gün (izin günü), kim ondan (azaptan) uzaklaştırılırsa,o taktirde ona (Allah), rahmet etmiştir. Ve işte bu, apaçıkbir fevzdir (kurtuluştur). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, o taktirde onu, O’ndan başka giderecek yoktur. Sana bir hayır dokundurursa, artık O, herşeye kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. O, kullarının üstünde kahhardır (yegâne gâlip), ve O, hakîmdir (hikmet sahibi), herşeyden haberdardır (habîrdir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. "Hangi şey şahit olarak en büyüktür?" de. "Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur’ân bana, O’nunla, sizi ve kime ulaşırsa onu, uyarmam için vahyolundu. Siz, muhakkak Allah ile beraber başka ilâhların olduğuna gerçekten şahitlik ediyor musunuz? Ben şahitlik yapmam."de."O, sadece tek bir ilâhtır. Muhakkak ki ben, sizin şirk koştuklarınızdan uzağım." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu kendi oğullarını tanır gibi tanırlar. Artık mü’min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürdüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Allah’a karşı yalanla iftira eden veya onun âyetlerini yalanlayan kimselerden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki O, zalimleri felâha ulaştırmaz (kurtuluşa eremezler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Ve o gün hepsini haşredeceğiz sonra ortak koşanlara: "Zanda bulunmuş olduğunuz ortaklarınız nerede?" diyeceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Sonra onların: "Vallahi Rabbimiz, biz müşrikler olmadık." demekten başka onların fitnesi olmayacak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Bak! Kendilerine karşı nasıl yalan söylediler. İftira etmiş oldukları şey, onlardan sapıp gitti (uzaklaştı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Ve onlardan kim seni dinlerse, onu anlamalarına karşı (anlamamaları için) kalplerinin üzerine ekinnet koyduk ve kulaklarında vakra (ağırlık) vardır.Ve onlar bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Hatta sana geldikleri zaman, seninle tartışırlar (mücâdele ederler). Kâfir olanlar: "Bu ancak evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir." derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Ve onlar, ondan (Allah’a ulaşmaktan, hidayetten) nehyederler (men ederler, yasaklarlar) ve onlar da (kendileri de) ondan (hidayetten) uzak dururlar (yüz çevirirler). Kendilerinden başkasını helâk etmezler ve farkında olmazlar (şuurunda değiller). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Ateşin üzerinde durduruldukları zaman görsen. O zaman: "Keşke biz geri döndürülseydik, Rabbimizin âyetlerini yalanlamazdık mü’minlerden olurduk." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Hayır, daha önce gizlemiş oldukları şeyler onlara açıklandı.Ve şayet geri döndürülselerdi, men edildikleri şeylere mutlaka geri dönerlerdi. Ve muhakkak ki; onlar gerçekten yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Ve bizim hayatımız, dünya (hayatından) başka bir şey değildir. Ve: "Biz beas edilecek (yeniden, tekrar diriltilecek) değiliz." dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Ve Rab’lerinin huzurunda durduruldukları zaman görsen.(Allahû Tealâ) "Bu hak değil mi?" dedi. "Evet, Rabbimize andolsun." dediler. Allahû Tealâ: "O halde inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Allah’a mülâki olmayı (ölmeden evvel, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah’a ulaştırmayı) yalanlayan kimseler hüsrana düştüler. O saat aniden onlara gelince, sırtlarında yüklerini taşıyarak: "Orada (dünyada) aşırı gittiğimiz şeyler üzerine (günahlar sebebiyle) bize yazıklar olsun." dediler. Yüklendikleri şey ne kötü, (öyle) değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, takva sahipleri için elbette daha hayırlıdır. Hâlâ akıl etmez misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Onların söylediklerinin mutlaka seni mahzun ettiğini biliyorduk. Fakat muhakkak ki; onlar seni yalanlamıyorlar. Lâkin zalimler, Allah’ın âyetleri ile cihad ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ve andolsun ki; senden önceki resûller de yalanlandı. Fakat onlara yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve uğradıkları eziyetlere sabrettiler. Ve Allah’ın kelimelerini değiştirecek yoktur. Ve andolsun, gönderilmiş resûllerin haberlerinden (bir kısmı) sana geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Onların yüz çevirmeleri, sana zor gelirse o zaman, gücün yeterse yerin dibine bir tünel açılmasını veya semaya bir merdiven kurulmasını iste. Böylece onlara bir âyet (mucize) getir. Allah dileseydi, elbette hepsini hidayet üzerinde toplardı. Artık sakın cahillerden olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (Davete) ancak işitenler icabet eder. Ve Allah, ölüleri (ölü olan sem’î isimli işitme hassasını, ölü olan fuad isimli idrak hassasını, ölü olan basar isimli görme hassasını) diriltir. Sonra ona döndürülürler. (Hayatta iken ruhu mürşid eliyle Allah’a döndürülür.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Ve "Ona Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse, olmaz mı?" dediler. "Muhakkak ki; Allah, bir mucize (âyet) indirmeye kaadirdir." de. Ve lâkin onların çoğu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rab’lerine haşrolunacaklar (olunurlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Allah (dilediğini) kimi dilerse onu dalâlette bırakır. Ve kimi dilerse onu, Sıratı Mustakîm (Allah’a ulaştıran yol) üzerinde kılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (Ya Muhammed müşriklere) de ki: "Siz kendinizi gördünüz mü? (halinizi gördünüz mü, aczinizi anladınız mı? Allah’ın âyetlerini inkâr edenler karanlıkta kalmış sağır ve dilsizlerdir.) Eğer Allah’ın azabı size gelse veya o saat (kıyâmet vakti) size gelse, eğer siz sadıksanız (doğru sözlü iseniz), Allah’tan başkasına mı dua edersiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Hayır (bilakis), sadece O’na dua edersiniz (yalvarırsınız). Artık O dilerse, ona dua ettiğiniz şeyi giderir ve şirk (ortak) koştuğunuz şeyleri unutursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Andolsun ki; Biz senden önce ümmetlere de (resûller) gönderdik.O zaman onları da sıkıntıya ve darlığa uğrattık, böylece yalvarırlar diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Böylece onlara darlığımız geldiği zaman yalvarsalardı olmaz mıydı? Fakat onların kalpleri kasiyet bağladı (katılaştı). Şeytan, onlara yapmış oldukları şeyleri süsledi (güzel gösterdi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Hatırlatıldıkları (onunla uyarıldıkları) şeyleri unuttukları zaman, verilen şeylerle ferahlayıncaya (sevininceye) kadar herşeyin kapısını onlara açtık. Ansızın onları yakaladığımız (aldığımız) zaman, artık onlar ümitlerini kestiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Böylece zulmeden (zalim) kavmin arkası kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. (Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. (Ya Muhammed müşriklere) de ki: "Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah’tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?" Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. (Ya Muhammed müşriklere) de ki: "Siz (herbiriniz) kendinizi gördünüz mü? (halinizi, acizliğinizi anladınız mı?) Eğer Allah’ın azabı ansızın veya açıkça gelse, zalimler kavminden başkası mı helâk edilir?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Biz resûlleri "uyarıcılar ve müjdeleyiciler" olmaktan başka (bir şey için) göndermeyiz. Artık kim âmenû olur (Allah’a ulaşmayı dilerse) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparsa) artık onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Ve âyetlerimizi yalanlayan kimselere, fasık olmalarından dolayı azap dokunacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. De ki: "Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Ve gaybı bilmiyorum. Size, muhakkak ki ben bir meleğim demiyorum. Ancak bana vahyedilene tâbî olurum." "Basiretle gören ve görmeyen bir olur mu, hâlâ tefekkür etmiyor musunuz?" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ve Rab’lerine haşrolunmaktan korkan kimseleri, onunla uyar. Onların, O’ndan (Allah’tan) başka bir dostu ve şefaat edeni yoktur. Böylece onlar takva sahibi olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Ve sabah akşam, Rab’lerinin Zat’ını dileyerek dua edenleri kovma.Onların hesabından senin üzerine, senin hesabından onların üzerine bir şey yoktur. Artık onları kovarsan, o zaman sen zalimlerden olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Ve "Aramızdan, Allah’ın ni’metlendirdikleri bunlar mı?" derler diye, onları birbirleri ile işte böyle imtihan ettik. Allah, şakirleri (şükredenleri) en iyi bilir, öyle değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Âyetlerimize inanan kimseler sana geldiği zaman, onlara şöyle de: "Selâm üzerinize olsun. Rabbiniz, kendi üzerine "rahmeti" yazdı. Öyle ki;sizden, kim cahillikle bir kötülük yapar, sonra onu yaptıktan sonra tövbe eder (mürşidin önünde) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi yaparsa), o taktirde muhakkak ki O (Allah), Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm(rahmet nurunu gönderen)’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Ve işte böylece âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz, mücrimlerin (suçluların) yolu belli olsun diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. De ki: "Muhakkak ki ben, dua ettiğiniz Allah’tan başka şeylere kul olmaktan men edildim." De ki: "Sizin heveslerinize (nefsinizin afetlerinin dileklerine) uymam, eğer uyarsam (öyle olursa), dalâlette olmuş olurum ve hidayete erenlerden olmam." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. De ki: "Muhakkak ki ben, Rabbimden bir beyyine (delil) üzerindeyim, ve siz onu yalanladınız. Acele ettiğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm ancak Allah’ındır. O, hakkı anlatır. Ve O (hakkı bâtıldan), fasıl fasıl ayıranların en hayırlısıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. De ki: "Eğer acele ettiğiniz o şey gerçekten, benim yanımda olsaydı, benimle sizin aranızda iş elbette yerine getirilmiş olurdu. Ve Allah, zalimleri en iyi bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Ve gaybın anahtarları, onun yanındadır. Onu O’ndan başkası bilmez.Ve denizde ve karada ne varsa bilir. O bilmeksizin, bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde hiçbir yaş ve kuru bir dane yoktur ki, "Kitab-ı Mübîn"de bulunmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Ve geceleyin sizi vefat ettiren (uykuya sokan), gündüzleri ne kazandığınızı bilen, sonra "ecel-i müsemmanın" (belirlenmiş zamanın, ömrün) tamamlanması için gündüzün içinde sizi tekrar dirilten O’dur. Sizin dönüşünüz sonra O’nadır. Sonra, yapmış olduklarınızı size haber verecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu elçilerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Sonra Allah’a döndürülürler. Onların mevlâsı Hakk’tır. Hüküm onun değil mi? Ve O, hesap görenlerin en hızlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarır?" de. Gizlice ona yalvararak: "Eğer bizi bundan kurtarırsan biz mutlaka şükredenlerden oluruz." diye dua edersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. De ki: "Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır. Sonra siz (O’na) ortak koşuyorsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. De ki: "O, sizin üstünüzden veya ayaklarınızın altından üzerinize bir azap göndermeye veya sizi bölük bölük birbirinize katıp (düşman edip), sizin bir kısmınızın şiddetini, bir kısmınıza tattırmaya kaadirdir." Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Böylece onlar fıkıh ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve o hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. "Ben sizin üzerinize vekil değilim." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Her haber için kararlaştırılmış bir zaman vardır. Ve yakında bileceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Âyetlerimiz hakkında (alaylı) konuşmaya dalanları gördüğün zaman, ondan başka bir söze geçinceye kadar artık onlardan yüz çevir. Ama şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğuyla beraber oturma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Ve takva sahibi olan kimselere, onların hesabından bir şey (sorumluluk) yoktur. Lâkin hatırlatmalıdır (zikretmeleri gerektiği söylenmelidir). Böylece onlar, takva sahibi olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Kendilerinin dînini bir oyun ve bir eğlence edinenleri bırak. Ve onları dünya hayatı aldattı. Ve de kazandıklarından (kazandıkları nâkıs derecelerden) dolayı nefsin helâk olacağını, onunla hatırlat. Onun için Allah’tan başka bir dost ve bir şefaatçi yoktur. O, bütün fidyeleri verse de ondan alınmaz (kabul edilmez). İşte onlar kazandıklarından dolayı helâk olmuş kimselerdir. İnkâr etmiş oldukları şeylerden dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve elîm bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. De ki: "Bize fayda ve zarar vermeyen Allah’tan başka şeylere mi dua edelim? Bizi Allah’ın hidayete erdirmesinden sonra, yeryüzünde şeytanların kandırıp, şaşkın bıraktığı arkadaşlarının "bize hidayete gel" diye çağırdığı kimse gibi topuklarımızın üzerinde geriye mi döndürülelim?" De ki: "Muhakkak ki; Allah’a ulaşmak, o, hidayettir ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Ve namazı ikame etmek (ile de emrolunduk). Ve ona karşı takva sahibi olun. Ve Zat’ına haşrolunacağınız, O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Ve semaları ve arzı (yeryüzünü) hak ile yaratan O’dur. Ve "Ol!" dediği gün (herşey) olur. O’nun sözü haktır, mülk O’nundur. O gün sur’a üfürülür (sur’a üfürüldüğü gün hükümranlık O’nundur). Bilineni (görüneni) ve bilinmeyeni (gaybı) bilen O’dur. Ve O, hüküm sahibidir, haberdar olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Ve İbrâhîm, babası Azer’e şöyle demişti: "Sen putları ilâhlar mı ediniyorsun? Muhakkak ki ben, seni ve kavmini apaçık dalâlette görüyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Ve böylece Biz, İbrâhîm’e onun mûkınîn (yakîn hasıl edenlerden) olması için yerin ve göklerin (semaların) melekûtunu gösteriyoruz (gösteriyorduk). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Gece onun üzerini örtünce, (gece olunca) bir yıldız gördü. "Bu benim Rabbim" dedi. Fakat kaybolunca, "Kaybolup gidenleri sevmem." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ay’ı doğarken görünce: "Benim Rabbim bu." dedi. Fakat kaybolunca: "Eğer Rabbim beni hidayete erdirmezse, mutlaka dalâletteki kavimden olurum." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Güneşi doğarken görünce: "Bu benim Rabbim, bu daha büyük." dedi. Fakat kaybolup gidince: "Ey kavmim ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm.Ve ben, müşriklerden değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ve kavmi onunla tartıştı. "(Rabbim) beni hidayete erdirmişken, Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? Ona ortak koştuklarınızdan, Rabbimin bir şeyi dilemesi hariç ben korkmam. Rabbim ilmiyle herşeyi kuşatmıştır. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Ve size hakkında bir delil (sultan) indirilmeyen şeylerle ona şirk koşmaktan, siz korkmadığınız halde, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden (putlardan) nasıl korkarım. Şâyet biliyorsanız, artık iki gruptan hangisi emniyette olmayı daha çok hakediyor? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Âmenû olan kimseler ve îmânlarını zulümle karıştırmayanlar, işte onlar (korkudan) emindirler. Ve onlar hidayete erenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Ve işte bunlar, İbrâhîm’e, kavmine karşı verdiğimiz delillerimizdir. Dilediğimiz kimselerin derecelerini artırırız. Muhakkak ki; senin Rabbin hakîm (hükmün ve hikmetin sahibi)dir, alîmdir (en iyi bilendir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Ve ona İshak (A.S) ve Yâkub (A.S)’ı bağışladık. Hepsini hidayete erdirdik. Ve daha önce Nuh (A.S)’ı hidayete erdirdik ve onun zürriyetinden Davud (A.S), Süleyman (A.S) , Eyyub (A.S), Yusuf (A.S), Musa(A.S) ve Harun (A.S)’ı da hidayete erdirdik. Ve işte böylece, muhsinleri mükâfatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Ve Zekeriya (A.S), Yahya (A.S), İsa (A.S) ve İlyas (A.S); hepsi salihlerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Ve İsmail (A.S) ve İlyesea (A.S) ve Yunus (A.S) ve Lut (A.S), hepsini âlemlere üstün kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ve onların babalarından, zürriyetlerinden (nesillerinden) ve kardeşlerinden onları seçtik. Ve onları Sıratı Mustakîm’e (Allah’a ruhu ulaştıran yola) hidayet ettik (ulaştırdık). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. İşte bu Allah’ın hidayetidir. Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Onlar eğer, onu inkâr ederlerse artık, onu inkâr etmeyecek bir kavmi ona vekil ederdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. İşte onlar, Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Öyleyse onların hidayetine tâbî ol! "Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O ancak âlemler için bir zikirdir." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. "Ve Allah, beşere bir şey indirmedi." dedikleri zaman O’nun kadrini hakkıyla takdir edemediler. "İnsanlar için hidayet edici ve bir nur olan Hz. Musa’nın getirdiği kitabı kim indirdi?" de. Onu kâğıtlara (yazıp) açıklıyorsunuz, çoğunu gizliyorsunuz. Babalarınızın ve sizin bilmediğiniz şeyler size öğretildi. "Allah" de, sonra onları daldıkları şeylerde bırak oynasınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Bu (Kur’ân-ı Kerim), elleri arasındakini tasdik eden ve ahirete ve ona inanan, şehirlerin anası (olan Mekke’de) ve onun etrafında olan kimseleri uyarman için indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır. Onlar, namazlarını muhafaza ederler (devam ederler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Allah’a yalanla iftira eden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahyolundu." diyenden ve "Ben de Allah’ın indirdiği şeylerin benzerini indireceğim."diyenden daha zalim kim vardır? Zalimleri, ölümün şiddet halinde iken ve ölüm melekleri ellerini uzatıp: "Nefslerinizi çıkarın. Bugün, Allah’a karşı hak olmayan şeyler söylediğiniz ve O’nun âyetlerine karşı kibirlendiğiniz için alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız." dedikleri zaman görsen. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ve andolsun ki; sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize tek tek (tek başına) geldiniz ve size ne verdiysek (neyin sahibi yaptıysak, ne lütfettiysek) arkanızda bıraktınız (terkettiniz). Sizinle ortak olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun, sizinle aranızdaki bağları koparılmış, haklarında zanda bulunmuş olduğunuz şeyler, sizden uzaklaşıp gitmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Muhakkak ki Allah, (taneyi) tohumu ve çekirdeği yarıp çıkarandır. Ölüden canlıyı çıkarır ve canlıdan ölüyü çıkarandır. İşte bu, Allah’tır. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Sabahı (fecr vaktini) yarıp çıkarandır. Ve geceyi dinlenme (sukûn) vakti ve güneşi ve ayı (hareketlerini çok ince hesaplarla dizayn ederek) zamanı hesaplama ünitesi (hesap vasıtası) kıldı. İşte bu, azîz ve alîm olanın (Allah’ın) takdiridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Ve kara ve denizin karanlıklarında (nefsin afetlerinin karanlığında) onunla yolunuzu bulmanız (hidayete ermeniz) için yıldızları (nebîler, resûller, mürşidler) kılan O’dur. Bilen bir kavim için, âyetleri detayları ile açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Sizi bir tek nefsten (Âdem (A.S)’dan) yaratan ve böylece (sizin için) kararlı bir kalma yeri (fizik vücudumuz için yeryüzü: dünya), bir de emanet kalma yeri (nefsimiz için cennet ve cehenneme gitmeden önce geçici olarak beklenilen yer; berzah âlemi) dizayn eden O’dur. Fıkıh eden bir toplum için, âyetleri ayrı ayrı detayları ile açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Ve semadan suyu indiren O’dur. Böylece herşeyin nebatını (bitkisini) onunla (su ile) çıkarttık. Ve de ondan yeşillikler çıkarttık. Ondan da üst üste taneler (başaklar) ve hurma ağacının tomurcuklarından, sarkan hurma salkımları ve birbirine benzeyen ve benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nardan oluşan bahçeler çıkartırız. Onun meyvesine (ürününe), meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı zaman bak. Mü’min olan kavim için, bunlarda elbette âyetler (deliller) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Cinleri Allah’a ortak kıldılar. Onları da O (Allah) yarattı. İlimleri olmaksızın, "O’nun oğulları ve kızları var" yalanını uydurdular. O Sübhan’dır (herşeyden münezzehtir), vasıflandırdıkları şeylerden yücedir.O Sübhan’dır (herşeyden münezzehtir) vasıflandırdıkları şeylerden yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Gökleri ve yeryüzünü örneksiz olarak yaratandır. O’nun nasıl oğlu olur ki, eşi olmamıştır. Ve herşeyi, O yarattı. Ve O, herşeyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Rabbiniz, işte bu Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. Herşeyi yaratandır. Artık O’na kul olun! Ve O, herşeye vekildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Görme hassaları onu idrak edemez. Ve O, görme hassalarını idrak eder. Ve O, lâtiftir, herşeyden haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Rabbinizden size basiretler (kalp gözlerinize görme yeteneği) gelmiştir. Artık kim bu basiretle (kalp gözüyle) görürse onun lehinedir (kendi nefsi içindir). Kimin de kalp gözü kör kalırsa, o taktirde onun aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize muhafız değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve "Sen ders (bu ilmi) almışsın." desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Rabbinden sana vahyolunana tâbî ol. O’ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Şâyet Allah dileseydi, şirk koşmazlardı. Seni onların üzerine muhafız yapmadık. Sen, onlara vekil de değilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Allah’tan başkasına dua edenlere sövmeyin, aksi halde ilimleri olmadan, haddi aşarak Allah’a söverler. İşte böyle bütün ümmetlere amellerini süsledik. Sonra dönüşleri Rab’lerinedir. O zaman, yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ve eğer onlara bir âyet (mucize) gelirse, ona mutlaka inanacaklarına dair, Allah’a en kuvvetli yeminleri ile yemin ettiler. "Muhakkak ki; âyetler (mucizeler) ancak Allah’ın katındadır (İndi İlâhi’dedir)" de. Ve (âyet) geldiği zaman onların inanmayacaklarının siz farkında değilsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Ve onların fuad hassalarını (nefsin kalbinin idrak hassalarını) ve basiretlerini (nefsin kalp gözünün görme hassalarını) evvelce O’na inanmadıkları (mü’min olmadıkları) ilk zamanki hallerine çeviririz. Onları, azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Ve eğer Biz, gerçekten onlara melekler indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı, herşeyi onların karşısında toplasaydık, Allah’ın dilemesi hariç inanacak değillerdi. Ve lâkin onların çoğu cahillik ediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Ve böylece peygamberlerin hepsine, insan ve cin şeytanları düşman kıldık. Onlar, birbirlerine aldatarak güzel (süslü) sözler vahyederler (fısıldarlar). Ve eğer Rabbin dileseydi, onu yapamazlardı. Artık onları ve iftira ettikleri şeyleri terket (bırak). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Ve ahirete inanmayanların gönülleri ona (onlara; insan ve cin şeytanlara) meyletsin ve ondan razı olsunlar. Ve onlar, kazandıkları şeyleri kazanmaya devam etsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Artık Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Size Kitab’ı açıklanmış(tafsilatlı) olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, O’nun, senin Rabbinden hak ile indirildiğini biliyorlar. O halde sakın sen, şüphe edenlerden olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Ve Rabbinin sözü sadakatle ve adaletle tamamlandı. O’nun kelimelerini değiştirecek kimse yoktur. O, en iyi işiten ve en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Muhakkak ki senin Rabbin, Kendi yolundan sapanı en iyi bilendir. Ve O, hidayete erenleri de en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Eğer siz, O’nun (Allah’ın) âyetlerine inananlarsanız; o zaman üzerine Allah’ın ismi anılan şeylerden yeyiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Size ne oluyor ki; üzerine Allah’ın ismi anılan şeylerden yemiyorsunuz? Darda kalıp, ona mecbur olduğunuz şeyler hariç; size haram kıldığı şeyleri size ayrı ayrı açıklamıştı. Muhakkak ki; onların çoğu, bir ilimleri olmaksızın, kendi hevesleri ile (başkalarını) dalâlette bırakıyorlar. Muhakkak ki; senin Rabbin, o haddi aşanları en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Ve günahın açıkta olanını da, gizli olanını da terkedin. Muhakkak ki; günah işleyenler (kazananlar), kazandıklarından dolayı yakında cezalandırılacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Ve üzerine Allah’ın ismi anılmayan şeylerden yemeyin. Ve muhakkak ki; o fısktır. Ve şeytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarına vahyederler. Ve şâyet onlara itaat ederseniz (uyarsanız), mutlaka siz müşrikler olursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Ölü (Allah’a ulaşmayı dilememiş) iken (ona on iki ihsan vererek) dirilttiğimiz ve insanlar arasında onunla yürüyeceği nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde olup, ondan çıkamayacak kimse gibi midir? Böylece kâfirlere, yapmış oldukları şeyler süslü gösterildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Ve işte böylece, her kasabada (şehirde) onun mücrimlerini (günah işleyenlerini), orada sahtekârlık (hile) yapmaları için liderler yaptık. Kendilerinden başkasını aldatmazlar ve farkında değiller. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Onlara bir âyet geldiği zaman: "Allah’ın resûllerine verilen şeyin aynısı bize de verilmedikçe (verilinceye kadar) asla inanmayız." dediler. Risaletini kime vereceğini Allah, en iyi bilendir. Cürüm işleyen (günah işleyen) kimselere, yapmış oldukları hile(ler) sebebiyle yakında Allah’ın huzurunda bir zillet (küçüklük, aşağılık) ve şiddetli azap isabet edecektir (gelecektir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah’a) teslime (İslâm’a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanların üzerine pislik (azap, darlık, güçlük) verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. Ve bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur. (Allah’a götüren yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. Rab’lerinin katında onlar için selâm yurdu (teslim yurdu) vardır. Yapmış olduklarından dolayı, O (Allah), onların dostudur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Ve onların hepsini biraraya topladığı gün (Allahû Tealâ şöyle buyuracaktır): "Ey cin topluluğu! İnsanlarla sayınızı artırdınız (tagutların arasına insanları da kattınız)." Onlara dost olan insanlardan bir kısmı şöyle dedi: "Rabbimiz, biz birbirimizden faydalandık ve Senin bize takdir ettiğin zamanın bitiş noktasına (sonuna) eriştik." (Allahû Tealâ): "Allah’ın dilediği şey (cehennemin yok olma zamanı gelmesi hali) hariç; sizin barınacağınız yer ateştir, orada ebedî kalacak olanlarsınız." buyurdu. Muhakkak ki senin Rabbin, hüküm sahibi ve en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Ve işte böylece kazanmış olduklarından (günahlarından) dolayı zalimlerin bir kısmını, bir kısmına çeviririz (musallat ederiz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? "Kendi nefslerimize şahit olduk." dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. İşte bu, senin Rabbinin, ülke halkı gaflet içindeyken (uyarılmadan), ülkeleri zulümle helâk edici olmamasındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Ve herkes için yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Ve senin Rabbin, onların yaptıkları şeylerden gâfil değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Ve senin Rabbin ganidir (zengindir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur) rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir (yok eder), sizi başka bir kavmin zürriyetinden (neslinden) yarattığı gibi, sizden sonra da yerinize dilediğini getirir (halef yapar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Muhakkak ki; size vaadedilen (vaadolunduğunuz) şey mutlaka gelecektir. Ve siz, aciz bırakacak değilsiniz (önleyemezsiniz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: "Ey kavmim, yapacağınız şeyi yapın! Muhakkak ki; ben de yapıyorum. Artık bu yurdun sonunun kimin olacağını yakında bileceksiniz. Çünkü zalimler felâha eremezler." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 136. O’nun (Allah’ın) yaratıp, çoğalttığı ekinlerden ve hayvanlardan Allah için pay ayırdılar. Ve böylece kendi zanlarınca: "Bu Allah için ve bu da ortaklarımız için." dediler. Fakat ortakları için olan; Allah’a ulaşmaz ama Allah için olan; o, onların ortaklarına ulaşır. Hükmettikleri şey ne kötü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 137. Ve böylece onların ortakları, müşriklerin çoğuna, onları helâk etmek için ve onlara kendilerinin dînini karıştırmaları için, evlâtlarını öldürmeyi güzel gösterdiler (süslediler). Allah dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları ve uydurdukları şeyleri terket. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 138. Onlar, kendi zanları ile: "Bizim dilediğimiz kimseler hariç bu hayvanlar ve ekinler haramdır, onları yemeyin!" dediler. (Bir kısım) hayvanların sırtı(na binmek) haram kılındı. Ve bir kısım hayvanların da (onlara iftira ederek), üzerlerine Allah’ın ismini anmıyorlar (onları besmele ile kesmiyorlar). (Allah) iftira etmiş olduklarından dolayı onları yakında cezalandıracak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 139. Ve şöyle dediler: "Bu hayvanların karnında olanlar, yalnız erkeklerimize aittir. Eşlerimize (hanımlarımıza) haramdır. Şâyet ölü olursa, o taktirde (erkek ve kadınlar onu yemekte), onlar ortaktırlar." (Allah bu) vasıflandırmalarından dolayı onları yakında cezalandıracak. Muhakkak ki O; hüküm sahibidir, en iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 140. Ve bir ilmi olmaksızın akılsızca (aptalca) evlâdını öldürenlerhüsrana uğramışlardır. Ve Allah’a iftira ederek, Allah’ın onları rızıklandırdığı şey(ler)i haram kılan kimseler, dalâlette kalmışlardır ve hidayete ermiş değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 141. Ve asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları, yenilen çeşitli ekinleri,birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları yaratan O’dur.Ürün verdiği zaman, onun ürününden yeyin. Onun hasad edildiği gün, onun hakkını verin. İsraf (ziyan) etmeyin. Muhakkak ki; O, müsrifleri (israf edenleri) sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 142. Hayvanlardan yük taşıyanlar ve kesim hayvanı olanlar var. Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden (kesim hayvanlarından) yeyin. Şeytanın adımlarına tâbî olmayın. Muhakkak ki; o, size apaçık düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 143. Eşli (biri dişi, biri erkek) olarak sekiz adet (yük ve kesim hayvanı yarattı âyet-142); koyundan iki, keçiden iki. De ki: "İki erkek mi veya iki dişi mi? Ya da iki dişinin rahimlerinin ihata ettiğini mi haram kıldı? Eğer siz sadıklarsanız, bana bir ilimle haber veriniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 144. Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki: "İki erkek mi veya iki dişi mi? (Ya da) iki dişinin rahimlerinin ihata ettiğini mi haram kıldı? Veya Allah’ın bununla size vasiyet ettiğine (farz kıldığına) şahit mi oldunuz?" Bir ilimleri olmaksızın insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan söyleyen (iftira eden)den daha zalim kimdir? Muhakkak ki Allah, zalim kavmi hidayete erdirmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 145. De ki: "Bana vahyolunan şey(ler)de, yenilen yiyecek üzerinde, ölü olan veya akıtılmış kan veya domuz eti ki; o, muhakkak murdardır, veya fısk ile Allah’tan başkası için boğazlanandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum." Artık kim darda kalırsa, haddi aşması (meyletmesi) ve hakka tecavüz etmesi hariç; o taktirde, senin Rabbin muhakkak ki; Gafur’dur (mağfiret edendir) ve Rahîm (rahmet nuru gönderen) dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 146. Ve yahudi olanlara; tırnaklı hayvanların hepsi ve inekten ve koyundan ikisinin de sırtında taşıdığı veya bağırsaklarında olan veya kemiğe karışmış olanları hariç, iç yağını haram kıldık.İşte böyle onları azgınlıkları sebebiyle cezalandırdık. Muhakkak ki biz, gerçekten sadıklarız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 147. Artık seni yalanlarlarsa, o zaman de ki: "Sizin Rabbiniz geniş bir rahmetin sahibidir ve O’nun azabı, mücrimler (suçlular) kavminden geri çevrilemez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 148. Şirk koşanlar şöyle söyleyecekler: "Şâyet Allah dileseydi, biz ve babalarımız şirk koşmazdık ve hiçbir şeyi haram etmezdik." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda ilimden bir şey var mı? Öyleyse (varsa) onu bize çıkarın. Siz ancak zanna tâbî oluyorsunuz. Ve siz sadece yalan söylüyorsunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 149. De ki: "Artık en kuvvetli delil, Allah’ındır. Öyleyse eğer O (Allah) dileseydi, elbette sizin hepinizi hidayete erdirirdi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 150. "Allah’ın bunu haram kıldığına şahitlik eden şahitlerinizi getirin." de. Artık şâyet onlar şahitlik ederlerse, onlarla beraber sen şahitlik etme. Ahirete inanmayan ve âyetlerimizi yalanlayan kimselerin heveslerine tâbî olma. Ve onlar, Rab’lerine eş tutuyorlar (ortak koşuyorlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 151. De ki: "Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım; O’na bir şeyi ortak koşmayın. Anne, babaya ihsanla davranın. Yokluk (fakirlik) sebebiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de yalnız Biz rızıklandırırız. Kötülüğün açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haklı olmanız hariç kimseyi öldürmeyin ki; onu Allah haram kıldı. İşte bunları size vasiyet (emir) etti. Böylece siz, akıl edersiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 152. Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 153. Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Böylece siz takva sahibi olursunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 154. Sonra Musa (A.S)’a, ahsen olanlara tamamlayıcı olarak, herşeyi açıklayan ve rahmet olan ve hidayete erdiren kitabı (Tevrat’ı) verdik. Böylece onlar, Rab’lerine mülâki olacaklarına inanırlar (îmân ederler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 155. Ve indirdiğimiz bu kitap mübarektir. Öyleyse O’na tâbî olun. Ve takva sahibi olun. Böylece siz rahmet olunursunuz (rahmete ulaşırsınız). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 156. "Kitap, yalnızca bizden önceki iki topluluğa indirildi. Ve biz onların okuduklarından gerçekten gâfildik." dersiniz diye (dememeniz için). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 157. Veya "Eğer bize de bir kitap indirilseydi, elbette onlardan daha çok hidayete ererdik." dersiniz. İşte size Rabbinizden hidayet (hidayete erdiren), beyyine (delil) ve rahmet gelmiştir. Öyleyse kim, Allah’ın âyetlerini yalanlayandan ve O’ndan yüz çeviren kimseden daha zalimdir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmiş olmalarından dolayı ağır (kötü) bir azapla cezalandıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 158. Onlar (illâ), onlara meleklerin gelmesini mi veya senin Rabbinin gelmesini mi veya senin Rabbinden bazı âyetlerin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinden bazı âyetlerin (mucizelerin) geldiği gün, daha önce îmân etmemişse (âmenû olmamışsa) veya îmânıyla bir hayır kazanmamışsa onun îmânı kendisine bir fayda vermez. De ki: "Bekleyin! Muhakkak ki; biz de bekleyenleriz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 159. Muhakkak ki; onlar, onların dînini tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. Senin onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece Allah’a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 160. Kim (Allah’ın huzuruna) bir hasene ile gelirse, artık onun on misli, onundur.Ve kim bir seyyie ile gelirse, o zaman onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Ve onlar zulmolunmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 161. "Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm’e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm’in milletinin dînine hidayet etti." de. Ve o, müşriklerden olmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 162. "Muhakkak ki; benim namazım, kurbanım, ibadetlerim hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 163. O’nun ortağı yoktur. Ve ben bununla emrolundum. Ve ben, müslümanların (teslim olanların) ilkiyim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 164. "O herşeyin Rabbi iken, Allah’tan başka Rab mı isteyeyim?" de. Bütün nefsler, kendisine ait olandan başkasını kazanmaz. Ve bir günahkâr, başkasının günahını (yükünü) taşımaz. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O zaman, hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeyleri size haber verecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 165. Ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerle sizi imtihan etmek için, bir kısmınızın derecelerini diğer bir kısmınızın üstüne yükselten O’dur. Muhakkak ki; senin Rabbin, cezası çabuk olandır. Ve muhakkak ki; O, mutlaka Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm (rahmet nuru gönderen)’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster