Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Onlar, sana vahyettiğimizden başka şeyler düzüp bize iftirâ etmen için az kaldı ki seni bile fitneye düşüreceklerdi ve o vakit seni dost edineceklerdi işte.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
O yolunu şaşırmış kimseler, bizim sana vahyettiğimizden, başka birşey ortaya atasın diye seni ayartarak, seni vahyettiğimiz gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışmaktalar. Öyle ki, bunu başarabilselerdi, seni hemen kendilerine dost edinirlerdi.
Adem UğurAdem Uğur:
Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Neredeyse seni bile, sana vahyettiğimizin gayrını bizim aleyhimize uydurasın diye, fitneye düşüreceklerdi! (Başarsalardı) işte o takdirde seni dost edinirlerdi!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftira etmen için seni fitneye düşürecek ve o zaman seni dost edineceklerdi.
Ali BulaçAli Bulaç:
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını Bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Az kalsın seni bile, sana vahy ettiğimizden başkasını bize iftira edesin diye, fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi. (Bu âyet-i kerime, Sakîf kabilesinin, Hz. Peygamber efendimizden din hükümlerini kendi menfaatlerine uygun olarak değiştirmesini istemeleri üzerine nâzil olmuştur.)
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Bize karşı başka bir şey uydurman için, az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden seni saptıracaklardı. O zaman seni dost edineceklerdi.
Bekir SadakBekir Sadak:
Seni, sana vahyettigimizden ayirip baska bir seyi Bize karsi uydurman icin ugrasirlar. O zaman seni dost edinirler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Neredeyse onlar sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni bile fitneye düşürecek ve o takdirde seni samimi bir dost edineceklerdi.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Az kalsın onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi. (Bunu başarabilselerdi) o zaman seni dost edineceklerdi.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için az kalsın seni ondan şaşırtacaklardı. (Eğer böyle yapabilselerdi) işte o zaman seni dost edinirlerdi.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Başka bir şeyi uydurup bize yakıştırman için nerdeyse seni sana vahyettiğimizden ayırıp saptıracaklardı. İşte o zaman seni dost edineceklerdi.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) Az kalsın seni bile, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftira edesin diye, fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Ey Muhammed, müşrikler az kalsın seni, indirdiğimiz vahiyden ayırıp adımıza başka sözler uydurmanı sağlıyorlardı, eğer bunu başarabilselerdi, seni dost edineceklerdi.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı düzüp uydurman içir seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Akıllarınca) onlar sana vahy etdiğimzden başkasını uydurub bize (atf ve) iftira edesin diye seni bile hemen hemen fitneye düşürecekler, o takdirde seni (candan) dost edineceklerdi.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Neredeyse (o müşrikler) seni dahi, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftirâ edesin diye, gerçekten fitneye düşüreceklerdi ve(sen onlara uysaydın) o takdirde seni dost edineceklerdi.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onlar; sana vahyettiğimizden ayırıp başka bir şeyi Bize karşı uydurman için, seni fitneye düşürmeye çalışırlar. O zaman, seni dost edineceklerdi.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Sana vahy ettiğimizden başka sözleri, bizim adımıza uydurman için, neredeyse seni yanıltacaklardı. (Bizim adımıza yalan uydursaydın) O zamanda sana yakınlaşacaklardı.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve neredeyse sana vahyettiğimiz şeyden başkası ile Bize iftira etmen için gerçekten seni fitneye düşürüyorlardı. Ve o taktirde seni mutlaka dost edinirlerdi.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman da seni mutlaka dost edinirlerdi.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
O (Yolunu şaşırmış) kimseler, Bizim adımıza, vahyettiğimizden başka bir şey ortaya atasın diye seni ayartarak, seni vahyettiğimiz (gerçeklerden) uzaklaştırmaya çalışmaktalar; öyle ki, bunu başarabilselerdi seni hemen kendilerine dost edinirlerdi!
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
İşte o (tipler) eğer ellerinden gelse, sana vahyettiğimizin dışında Bizim adımıza birtakım şeyler tedarik edesin diye, seni dahi baştan çıkararak tuzağa düşürmeye kalkışırlar; seni de ancak bunu başarabildikleri zaman dost edinirler.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden başkasını Bize iftira edesin diye seni fitneye düşüreceklerdi. O zaman seni elbette dost edineceklerdi.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Neredeyse onlar sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için akıllarınca seni bile fitneye düşürecek ve o takdirde seni samimi bir dost edineceklerdi.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
O kimseler; neredeyse seni fitneye düşüreceklerdi, sana vahyettiğimizden ayırarak; ondan başkasını Bize iftira etmen için. İşte o zaman, seni dost edinirlerdi.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Ey Muhammed, müşrikler az kalsın seni, indirdiğimiz vahiyden ayırıp adımıza başka sözler uydurmanı sağlıyorlardı, eğer bunu başarabilselerdi, seni dost edineceklerdi.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Az kalsın, seni bile sana vahyettiğimizden başka bir şeyi uydurup, Bize mal etmen için akılları sıra kandıracak ve ancak o takdirde seni dost edineceklerdi.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Az daha onlar, baskı ile seni, sana vahyettiğimizden ayırarak ondan başkasını üstümüze atman için kandıracaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi.
Şaban PirişŞaban Piriş:
-Sana vahyettiğimizden başka bir şeyi bizim hakkımızda uydurarak neredeyse seni fitneye düşüreceklerdi. İşte o zaman seni dost edineceklerdi.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman da seni dost edineceklerdi.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Az kalsın seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırarak ondan gayrısını bize isnat edesin diye fitneye düşüreceklerdi. İşte o takdirde seni dost edinirlerdi.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
And their purpose was to tempt thee away from that which We had revealed unto thee, to substitute in our name something quite different; (in that case), behold! they would certainly have made thee (their) friend!