Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Onlar, nerdeyse seni yurdundan çıkarmak için tacîz edip duracaklar, fakat sen çıktıktan sonra arkandan onlar da pek az bir müddet kalacaklar.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Onlar neredeyse, seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edip duracaklar. Fakat sen çıkdıktan sonra da, arkandan onlar da pek az bir müddet kalacaklar.
Adem UğurAdem Uğur:
Yine onlar, seni yurdundan çıkarmak için nerdeyse dünyayı başına dar getirecekler. O takdirde, senin ardından kendileri de fazla kalamazlar.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Seni oradan (Mekke’den) çıkarmak için taciz edeceklerdi... İşte o takdirde onlar da senin ardından (dünyada) pek az kalacaklardı.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Neredeyse seni bu yerden çıkarmak için tedirgin edeceklerdi. O durumda kendileri de senden sonra ancak az (bir süre) kalabilirler.
Ali BulaçAli Bulaç:
Neredeyse seni (bu) yerden (yurdundan) çıkarmak için tedirgin edeceklerdi; bu durumda kendileri de senden sonra az bir süreden başka kalamazlar.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), yakında seni bu Mekke’den çıkarmak için muhakkak ki, seni rahatsız edecekler ve o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklar (helâk olacaklardır).
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Yine onlar seni yurdundan çıkarmak için neredeyse dünyayı başına dar edecekler. O takdirde senin ardından kendileri de fazla kalamazlar.
Bekir SadakBekir Sadak:
Memleketinden cikarmak icin seni nerdeyse zorlayacaklardi. O takdirde senin ardindan onlar da pek az kalabilirlerdi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Yakında seni bu yerden çıkartmak için seni rahatsız edip dururlar. O takdirde kendileri de senin ardından pek az bir süre kalıp (sonra da) yok olup giderler.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(Ey Resulüm!) Seni (ikna edemediklerini görünce) o yerden (Mekke`den) sürüp çıkarmak için taciz etmeye çalışacaklar. Bu durumda, onların kendileri de orada pek fazla kalamayacaklar (helak olacaklar).
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Seni o yerden (Mekke’den) sürüp çıkarmak için neredeyse seni sıkıştıracaklardı. Bunu yapabilselerdi, senin ardından orada pek az kalırlardı.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Yine onlar, seni yurdundan çıkarmak için nerdeyse dünyayı başına dar getirecekler. O takdirde, senin ardından kendileri de fazla kalamazlar.
Edip YükselEdip Yüksel:
Seni ülkeden çıkarmak için neredeyse seni zorla sürecekler. Bu takdirde senden sonra onlar da fazla kalmayacaklar.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) Yakında seni yurdundan çıkarmak için, muhakkak ki rahatsız edecekler ve o takdirde onlar da senin ardından pek az kalacaklardır.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Gerçi müşrikler seni tedirgin ederek, bıktırarak Mekke’den çıkarmak amacındadırlar, ama o takdirde senden sonra orada ancak kısa bir süre kalabilirler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Neredeyse seni (bu) yerden (yurdundan) çıkarmak için tedirgin edeceklerdi; bu durumda kendileri de senden sonra az bir süreden başka kalamazlar.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Yine onlar, seni yurdundan çıkarmak için nerdeyse dünyayı başına dar getirecekler. O takdirde, senin ardından kendileri de fazla kalamazlar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Yakında seni, neredeyse, bu yerden çıkarmak için her halde rahatsız edecekler, (fakat) o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklardır.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Yine nerede ise seni bu yerden (Mekke`den) çıkarmak için gerçekten rahatsız edeceklerdi; hâlbuki o takdirde (kendileri de) senin ardından (orada) ancak pek az kalacaklardır.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Neredeyse seni memleketten çıkarmak için zorlayacaklardı. O zaman, senin ardından onlar da ancak çok az kalabilirler.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
(Mekke de) Seni tedirgin edip, neredeyse bulunduğun yerden çıkaracaklardı. Eğer bunda muvaffak olsalardı, onlarda senden sonra çok az kalırlardı.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Neredeyse gerçekten, seni dünyada bulunduğun yerden çıkarmak için tedirgin ediyorlardı (edeceklerdi). Ve eğer öyle olsaydı, onlar da senden sonra sadece az bir süre kalabilirlerdi.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Şüphesiz yakında (düzen kurarak) seni yurdundan çıkmak zorunda bırakacaklar; bu durumda kendileri de senden sonra az bir süreden başka kalamazlar.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Ve (seni ikna edemediklerini görünce, bu sefer) aralarından büsbütün çıkarıp atmak için (doğduğun) toprakta seni tedirgin etmeye çalışıyorlar. Ama, sen ayrıldıktan sonra, onların kendileri de pek fazla kalamayacaklar.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Fakat (bunun imkansız olduğunu gören) berikiler, bu kez oradan çıkarmak için (senin) toprağında ısrarla seni taciz ve tedirgin etmeye çalışıyorlar. Ama (seni çıkardıkları) zaman, senin ardından onlar da pek fazla kalamayacaklar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Ve az kaldı seni yurttan çıkarmak için rahatsız edeceklerdi. O halde onlar da senden sonra pek az kalacaklardır.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Resulüm! Onlar seni bu yerden söküp atmak için rahatsız edip dururlar. O takdirde kendileri de senden sonra yurtlarında pek az kalabilecekler.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onlar seni oradan/yurdundan çıkarmak için, seni tedirgin etmeye çalışıyorlar; bu durumda senin ardından, onların kendileri de pek fazla kalmayacaklar!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Gerçi müşrikler seni tedirgin ederek, bıktırarak Mekke’den çıkarmak amacındadırlar, ama o takdirde senden sonra orada ancak kısa bir süre kalabilirler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlar yurdundan çıkarmak için seni tedirgin edip dururlar. O takdirde kendileri de senden sonra pek az kalır, sonra da yok olur giderler.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi. O takdirde kendileri de senin ardından pek az kalabilirler.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için zorlayacaklar. O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Neredeyse seni (bu) yerden (yurdundan) çıkarmak için tedirgin edeceklerdi; bu durumda kendileri de senden sonra az bir süreden başka kalamazlar.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Az kalsın bu topraktan çıkarmak için seni sıkıştıracaklardı. Böyle bir durumda onlar orada senin arkandan çok az bir süre kalacaklardı.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Their purpose was to scare thee off the land, in order to expel thee; but in that case they would not have stayed (therein) after thee, except for a little while.