ج ع ل (CǍL) kökü Kur'an'da 346 kere geçmektedir.
Ayet
Kelime
Anlamı
يَجْعَلُونَ
tıkarlar
جَعَلَ
kıldı
تَجْعَلُوا
koşmayın
جَاعِلٌ
atayacağım
أَتَجْعَلُ
mi atayacaksın?
فَجَعَلْنَاهَا
ve bunu yaptık
جَاعِلُكَ
seni yapacağım
جَعَلْنَا
biz kıldık
اجْعَلْ
kıl
وَاجْعَلْنَا
bizi yap
جَعَلْنَاكُمْ
sizi kıldık
جَعَلْنَا
ve yap(ma)dık
تَجْعَلُوا
kılmayın
وَلِنَجْعَلَكَ
seni kılalım diye
اجْعَلْ
koy
اجْعَلْ
o halde ver
وَجَاعِلُ
ve tutacağım
فَنَجْعَلْ
atalım (kılalım)
جَعَلَهُ
onu yapmaz
لِيَجْعَلَ
yapar
يَجْعَلَ
koymamak
جَعَلَ
yapmıştır
يَجْعَلَ
gösterinceye
وَيَجْعَلَ
koymuş olabilir
جَعَلْنَا
kıldık
وَاجْعَلْ
ve ver
وَاجْعَلْ
ve ver
جَعَلَ
vermemiştir
جَعَلْنَا
verdik
يَجْعَلَ
vermeyecektir
تَجْعَلُوا
vermek
لِيَجْعَلَ
çıkarmak
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
جَعَلَ
var etti
وَجَعَلَكُمْ
ve sizi yaptı
جَعَلْنَا
belirledik
لَجَعَلَكُمْ
hepinizi yapardı
وَجَعَلَ
ve yapmışsa
جَعَلَ
kıldı
جَعَلَ
yapmamıştır
وَجَعَلَ
ve var etti
وَجَعَلْنَا
ve kılmıştık
جَعَلْنَاهُ
onu yapsaydık
لَجَعَلْنَاهُ
yine yapardık
وَجَعَلْنَا
fakat biz koyduk
يَجْعَلْهُ
koyar
تَجْعَلُونَهُ
siz onu haline getirip
وَجَعَلَ
ve kılmıştır
جَعَلَ
yaratan
وَجَعَلُوا
ve yaptılar
جَعَلْنَاكَ
biz seni yapmadık
جَعَلْنَا
biz yaptık
وَجَعَلْنَا
ve verdiğimiz
جَعَلْنَا
yaptık
يَجْعَلُ
koyacağı
يَجْعَلْ
yapar
يَجْعَلُ
çökertir
وَجَعَلُوا
ve kıldılar
جَعَلَكُمْ
sizi yapan
وَجَعَلْنَا
ve verdik
جَعَلْنَا
biz yaptık
تَجْعَلْنَا
bizi bulundurma
جَعَلَكُمْ
sizi yaptı
جَعَلَكُمْ
sizi yaptı
اجْعَلْ
yap
جَعَلَهُ
onu etti
تَجْعَلْنِي
beni tutma
وَجَعَلَ
ve var eti
جَعَلَا
başladılar
جَعَلَهُ
bunu yapmadı
يَجْعَلْ
O verir
وَيَجْعَلَ
ve koyup
فَيَجْعَلَهُ
atsın
أَجَعَلْتُمْ
bir mi tuttunuz?
وَجَعَلَ
ve kıldı
جَعَلَ
yapan
جَعَلْنَاكُمْ
sizi kıldık
فَجَعَلْنَاهَا
böylece onları çeviririz
فَجَعَلْتُمْ
ve sizin kıldığınızı
جَعَلَ
yaratan
وَجَعَلْنَاهُمْ
ve onları yaptık
تَجْعَلْنَا
bizi kılma
وَاجْعَلُوا
ve edinin (diye)
وَيَجْعَلُ
O gönderir
جَعَلْنَا
çevirdik
لَجَعَلَ
yapardı
يَجْعَلُوهُ
atmaya
اجْعَلْنِي
beni tayin et
اجْعَلُوا
koyun!
جَعَلَ
koydu
جَعَلَهَا
onu yaptı
وَجَعَلَ
ve var etti
جَعَلَ
yarattı
جَعَلُوا
buldular da
وَجَعَلُوا
onlar koştular
وَجَعَلْنَا
ve verdik
وَجَعَلُوا
ve koştular
اجْعَلْ
kıl
فَاجْعَلْ
artık kıl
اجْعَلْنِي
beni kıl
جَعَلْنَا
biz yaptık
وَجَعَلْنَا
ve var ettik
فَجَعَلْنَا
ve getirdik
جَعَلُوا
ettiler
يَجْعَلُونَ
edinen(ler)
وَيَجْعَلُونَ
ve ayırıyorlar
وَيَجْعَلُونَ
ve isnad ediyorlar
وَيَجْعَلُونَ
ve isnad ediyorlar
جَعَلَ
yarattı
وَجَعَلَ
ve yarattı
وَجَعَلَ
ve verdi
جَعَلَ
yaptı
وَجَعَلَ
ve yaptı
جَعَلَ
yaptı
وَجَعَلَ
ve var etti
وَجَعَلَ
ve var eyledi
جَعَلْتُمُ
yaptınız
لَجَعَلَكُمْ
hepinizi yapardı
جُعِلَ
(farz) kılındı
وَجَعَلْنَاهُ
ve onu yaptık
وَجَعَلْنَاكُمْ
ve yaptık sizi
وَجَعَلْنَا
ve yapmışızdır
وَجَعَلْنَا
ve biz yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
جَعَلْنَا
(yerini) yaparız
تَجْعَلْ
edinme
تَجْعَلْ
yapma
جَعَلْنَا
vermişizdir
تَجْعَلْ
edinme
جَعَلْنَا
çekeriz
وَجَعَلْنَا
ve kılarız (koyarız)
جَعَلْنَا
biz yapmadık
وَاجْعَلْ
ve ver
وَجَعَلَ
ve koymuştur
يَجْعَلْ
koymadı
جَعَلْنَا
yarattık
لَجَاعِلُونَ
yaparız
جَعَلْنَا
vermiştik
وَجَعَلْنَا
ve bitirmiştik
نَجْعَلَ
tayin etmeyeceğimizi
وَجَعَلْنَا
ve biz koyduk
جَعَلْنَا
koyduk
وَجَعَلْنَا
ve belirledik
نَجْعَلْ
yapmadığımız
نَجْعَلُ
verelim
تَجْعَلَ
yapman
أَجْعَلْ
yapayım
جَعَلَهُ
onu sokunca
جَعَلَهُ
onu eder
وَاجْعَلْهُ
ve onu yap
نَجْعَلْ
yapmadık
اجْعَلْ
(öyle ise) ver
وَلِنَجْعَلَهُ
onu kılmak için
جَعَلَ
var etti
وَجَعَلَنِي
ve beni yaptı
وَجَعَلَنِي
ve beni kıldı
يَجْعَلْنِي
ve beni yapmadı
جَعَلْنَا
yaptık
وَجَعَلْنَا
ve verdik
سَيَجْعَلُ
yaratacaktır
وَاجْعَلْ
ve ver
جَعَلَ
yaptı
فَاجْعَلْ
tayin et
جَعَلْنَاهُمْ
biz onları yapmadık
جَعَلْنَاهُمْ
biz onları yapıncaya
وَجَعَلْنَا
ve yarattık
وَجَعَلْنَا
ve yarattık
وَجَعَلْنَا
ve açtık
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
جَعَلْنَا
vermedik
فَجَعَلَهُمْ
nihayet onları etti
فَجَعَلْنَاهُمُ
biz de kendilerini uğrattık
جَعَلْنَا
yaptık
وَجَعَلْنَاهُمْ
ve onları yaptık
وَجَعَلْنَاهَا
ve onu yapmıştık
جَعَلْنَاهُ
yaptığımız
جَعَلْنَا
biz koyduk
جَعَلْنَاهَا
yaptık
لِيَجْعَلَ
yapmak için
جَعَلْنَا
belirledik
جَعَلَ
yüklemedi
جَعَلْنَاهُ
onu koyduk
فَجَعَلْنَاهُمْ
ve onları getirdik
وَجَعَلْنَاهُمْ
ve hepsini yaptık
وَجَعَلْنَا
ve kıldık
تَجْعَلْنِي
beni bırakma
يَجْعَلِ
vermemişse
يَجْعَلُهُ
onları yığar (sıkıştırır)
تَجْعَلُوا
bir tutmayın
جَعَلَ
verir
وَيَجْعَلْ
ve yapar
وَجَعَلْنَا
ve biz yaptık
فَجَعَلْنَاهُ
ve onu getiririrz
جَعَلْنَا
biz var ettik
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
وَجَعَلْنَاهُمْ
ve onları yaptık
لَجَعَلَهُ
onu yapardı
جَعَلْنَا
kıldık
جَعَلَ
yaptı
وَجَعَلَ
ve yaptı
وَجَعَلَ
ve koymuştur
فَجَعَلَهُ
ve onu kıldı
جَعَلَ
yaptı
وَجَعَلَ
ve var etti
جَعَلَ
yaptı
وَاجْعَلْنَا
ve bizi yap
وَجَعَلَنِي
ve beni yaptı
لَأَجْعَلَنَّكَ
seni mutlaka yapacağım
وَاجْعَلْ
ve nasib eyle
وَاجْعَلْنِي
ve beni kıl
وَجَعَلُوا
ve kılarlar
جَعَلَ
yapan
وَجَعَلَ
ve yapan
وَجَعَلَ
ve yaratan
وَجَعَلَ
ve yaratan
وَيَجْعَلُكُمْ
ve sizi yapan
جَعَلْنَا
yarattık
وَجَعَلَ
ve böldü
وَنَجْعَلَهُمْ
ve onları yapmayı
وَنَجْعَلَهُمُ
ve onları kılmayı
وَجَاعِلُوهُ
ve onu yapacağız
وَنَجْعَلُ
ve vereceğiz
فَاجْعَلْ
ve yap
وَجَعَلْنَاهُمْ
ve biz onları yaptık
جَعَلَ
kılsa
جَعَلَ
kılsa
جَعَلَ
var etti
نَجْعَلُهَا
onu veririz
جَعَلَ
sayar
وَجَعَلْنَاهَا
ve onu yaptık
وَجَعَلْنَا
ve verdik
جَعَلْنَا
(Mekke’yi) kıldık
وَجَعَلَ
ve koymasıdır
وَيَجْعَلُهُ
ve eder
جَعَلَ
verdi
جَعَلَ
verdi
جَعَلَ
yaptı
وَجَعَلَ
ve yarattı
وَجَعَلْنَاهُ
ve onu yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yetiştirmiştik
جَعَلَ
yaratmadı
جَعَلَ
yapmadı
جَعَلَ
kılmadı
وَجَعَلْنَا
ve var ettik
فَجَعَلْنَاهُمْ
biz de onları çevirdik
وَنَجْعَلَ
ve koşmamızı
وَجَعَلْنَا
biz de geçirdik
جَاعِلِ
yapan
جَعَلَكُمْ
sizi yaptı
جَعَلَكُمْ
sizi yapan
جَعَلْنَا
geçirdik
وَجَعَلْنَا
ve kıldık (çektik)
وَجَعَلَنِي
ve beni kıldığını
وَجَعَلْنَا
ve yarattık
جَعَلَ
yaptı
جَعَلْنَاهَا
onu yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
فَجَعَلْنَاهُمُ
biz de onları kıldık
وَجَعَلُوا
ve uydurdular
أَجَعَلَ
yaptı mı?
جَعَلْنَاكَ
seni yaptık
نَجْعَلُ
tutacağız
نَجْعَلُ
tutacağız
جَعَلَ
meydana getirdi
وَجَعَلَ
ve koşar
يَجْعَلُهُ
onu yapar
جَعَلَ
yaptı
جَعَلَ
yaptı
جَعَلَ
yarattı
وَتَجْعَلُونَ
ve koşuyorsunuz
وَجَعَلَ
ve yaptı
نَجْعَلْهُمَا
onları alalım
جَعَلْنَاهُ
biz onu yapsaydık
لَجَعَلَهُمْ
onları yapardı
جَعَلَ
yaratmıştır
وَيَجْعَلُ
ve yapar
جَعَلْنَاهُ
biz onu yaptık
جَعَلْنَاهُ
onu yaptık
جَعَلَ
kılandır
وَجَعَلَ
ve yapandır
وَجَعَلَ
ve var edendir
وَجَعَلُوا
ve tasarladılar
وَجَعَلُوا
ve saydılar
وَجَعَلَهَا
ve onu yaptı
لَجَعَلْنَا
yapardık
أَجَعَلْنَا
yapmış mıyız?
فَجَعَلْنَاهُمْ
onları yaptık
وَجَعَلْنَاهُ
ve kıldığımız
لَجَعَلْنَا
elbette yapardık
جَعَلْنَاكَ
seni koyduk
نَجْعَلَهُمْ
onları yapacağımızı
وَجَعَلَ
ve çektiği
وَجَعَلْنَا
ve yaratmıştık
جَعَلَ
koymuşlardı
فَجَعَلَ
ve verdi
وَجَعَلْنَاكُمْ
ve ayırdık sizi
جَعَلَ
edindi
جَعَلَتْهُ
onu ediyordu
تَجْعَلُوا
uydurmayın
فَجَعَلْنَاهُنَّ
onları yapmışızdır
لَجَعَلْنَاهُ
onu yapardık
جَعَلْنَاهُ
onu yapardık
جَعَلْنَاهَا
onu yaptık
وَتَجْعَلُونَ
ve kılıyorsunuz?
جَعَلَكُمْ
sizi kıldığı
وَجَعَلْنَا
ve koyduk
وَجَعَلْنَا
ve koyduk
وَيَجْعَلْ
ve yaratsın
تَجْعَلْ
bırakma
تَجْعَلْنَا
bizi yapma
يَجْعَلَ
koyar
يَجْعَلْ
yaratır
جَعَلَ
koymuştur
يَجْعَلْ
yaratır
سَيَجْعَلُ
yaratacaktır
وَجَعَلْنَاهَا
ve onları yaptık
جَعَلَ
yapandır
وَجَعَلَ
ve veren
أَفَنَجْعَلُ
biz yapar mıyız?
فَجَعَلَهُ
ve onu yaptı
لِنَجْعَلَهَا
onu yapalım diye
جَعَلُوا
koydular
وَيَجْعَلْ
ve versin
وَيَجْعَلْ
ve versin
وَجَعَلَ
ve yaptı
وَجَعَلَ
ve yaptı
جَعَلَ
yaptı
يَجْعَلُ
koyacak (mıdır?)
يَجْعَلُ
yapan
وَجَعَلْتُ
ve verdim
جَعَلْنَا
biz yapmadık
جَعَلْنَا
yapmadık
فَجَعَلَ
ve var etti
فَجَعَلْنَاهُ
ve onu yaptık
فَجَعَلْنَاهُ
onu koyduk
نَجْعَلِ
yapmadık mı?
وَجَعَلْنَا
ve meydana getirmedik mi?
نَجْعَلِ
yapmadık mı?
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
وَجَعَلْنَا
ve yarattık
فَجَعَلَهُ
sonra da onu çevirdi
نَجْعَلْ
biz vermedik-
يَجْعَلْ
çıkarmadı mı?
فَجَعَلَهُمْ
nihayet onları yaptı