وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ
Ve huve bil ufukıl a’la
Kelime
Anlamı
Kökü
وَهُوَ
o iken
بِالْأُفُقِ
ufukta
الْأَعْلَىٰ
yüksek

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve o, en yüce tanyerindeydi.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ufkun en uç noktasında görünerek

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Kendisi en yüksek ufukta iken.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    O, Ufuk-u Âlâ (tüm dışsallığı kaplamış - âfakta) olduğu hâlde!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    O, en yüksek ufuktaydı.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    O, en yüksek bir ufuktaydı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Ve o (Cebrâil) yüksek ufukta idi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (5-10) Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (5-7) Ona, cetin kuvvetlere sahip ve guclu olan Cebrail ogretmistir; en yuksek ufukta iken dogruluvermis.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (5-6-7) Onu O’na, çok çetin güce sahip olan Melek (Cebrail) öğretti ki, o güzel bir görünümdedir ve en yüksek ufukta iken doğruldu.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (5-7) Bu vahyi ona müthiş güçleri olan (Cebrail) öğretti. (O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî suretine girip) doğruldu (Resül`e göründü).

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (5-7) (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (5-7) Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    En yüksek ufukta.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    O, en yüksek ufukta idi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Yüce ufuktayken.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    O, en yüksek bir ufuktaydı.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Ve o, en yüksek bir ufukta idi.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    O, en yüksek ufukda idi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve o, (bu mi`râcında) en yüksek ufukta idi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Ve o; en yüce ufukta idi.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    O ufkun en yüksek yerinde.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve o, ufkun en yüksek yerinde (gözüktü).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    O, en yüksek bir ufuktaydı.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    ufkun en uç noktasında görünerek,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (önce) en uzak ufukta belirmişti;

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (6-7) Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Ve o, en yüksek bir ufukta idi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    En yüksek ufukta idi.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Yüce ufuktayken.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi aslî sûretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Kendisi yüksek ufukta iken.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    O, en yüksek ufukta idi.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    O, en yüksek bir ufuktaydı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    En yüksek ufuktadır o.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    While he was in the highest part of the horizon: