أَفَمَنْ هُوَ قَائِمٌ عَلَىٰ كُلِّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ ۗ وَجَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ قُلْ سَمُّوهُمْ ۚ أَمْ تُنَبِّئُونَهُ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِي الْأَرْضِ أَمْ بِظَاهِرٍ مِنَ الْقَوْلِ ۗ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مَكْرُهُمْ وَصُدُّوا عَنِ السَّبِيلِ ۗ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
E fe men hüve kaimün ala külli nefsim bima kesebet ve cealu lillahi şüraka’ kul semmuhüm em tünebbiunehu bima la ya’lemü fil erdı em bi zahirim minel kavl bel züyyine lillezıne keferu mekruhüm ve suddu anis sebıl ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had
Kelime
Anlamı
Kökü
أَفَمَنْ
kimse gibi midir?
هُوَ
o
قَائِمٌ
duran
عَلَىٰ
üzerinde
كُلِّ
her
نَفْسٍ
nefsin
بِمَا
كَسَبَتْ
yaptığı işin
وَجَعَلُوا
onlar koştular
لِلَّهِ
Allah’a
شُرَكَاءَ
ortaklar
قُلْ
de ki
سَمُّوهُمْ
onları isimlendirin
أَمْ
yoksa
تُنَبِّئُونَهُ
siz haber mi veriyorsunuz?
بِمَا
bir şeyi
لَا
يَعْلَمُ
(Allah’ın) bilmediği
فِي
الْأَرْضِ
yeryüzünde
أَمْ
yoksa
بِظَاهِرٍ
boş
مِنَ
الْقَوْلِ
söz mü (söylüyorsunuz)?
بَلْ
hayır
زُيِّنَ
süslü gösterildi
لِلَّذِينَ
kimselere
كَفَرُوا
inkar eden(lere)
مَكْرُهُمْ
tuzakları
وَصُدُّوا
ve çıkarıldılar
عَنِ
-dan
السَّبِيلِ
yol-
وَمَنْ
ve kimi
يُضْلِلِ
şaşırtırsa
اللَّهُ
Allah
فَمَا
artık olmaz!
لَهُ
ona
مِنْ
hiçbir
هَادٍ
yol gösteren

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Herkesin yaptığı ve elde ettiği şeyi bilip görene ve karşılığını verene benzer mi onlar, tutup Allah’a eş tanıyorlar onları. De ki: Bir ad takın onlara. Yoksa yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber veriyorsunuz ona, yahut da geçici bir boş lâf mı ediyorsunuz? Kâfir olanlara düzenleri hoş ve sevimli görünmede ancak ve yoldan çıkarılmadalar ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa onu doğru yola sevkedecek yoktur.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Herkesin ne kazandığını görüp gözeten Allah, bunu yapmaktan aciz olan putlar gibi midir? Bununla beraber onlar, Allah’a ortaklar koşuyorlar. De ki, o putlara ve ortak koştuklarınıza istediğiniz ismi verin. Yoksa siz Allah’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa boş ve anlamsız sözlerle mi kendinizi avutuyorsunuz? Hayır! Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin sinsi oyun ve düzenleri kendilerine süslü gösterilip sevdirildi de, doğru yoldan alıkonuldular. Zaten sapıklık isteyip de Allah’ın kendisini sapıklıkta bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah’a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?" Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    O, her nefsin açığa çıkardığının getirisini oluşturan(ken), (tutup) Allâh’a ortaklar koştular... De ki: "Onları isimlendirin! Yoksa siz O’na arzda bilmediği şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş laf mı ediyorsunuz?"... Hayır, hakikat bilgisini inkâr edenlere mekrleri süslendi ve Es Sebiyl’den (Allâh yolundan) alıkondular... Allâh kimi saptırırsa, artık onun için hakikate erdirici yoktur!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Onları adlandırın.’ O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler mi söylüyorsunuz? Hayır. İnkâr edenlere düzenleri süslü gösterildi ve yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O’na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkar edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Böyle herkesin iyi veya kötü bütün yaptığına gözcü olan Allah’a küfredilir, ortak koşulur mu? Bir de tuttular Allah’a ortaklar tanıdılar. (Ey Rasûlüm), de ki: "- O ortakların isimlerini söyleyin bakayım; içlerinde Allah’a ortak olabilecek var mı? Yoksa yeryüzünde Allah’a bilmediği şeyi mi haber vereceksiniz? Yahud gerçeği olmıyan sırf görünüşte bir lâf mı söyliyeceksiniz? Doğrusu küfredenlere hile ve tuzakları allı-pullu gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Kimi de Allah saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Onlara bir ad bulun. Yoksa siz Allah`a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?” Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkoydular. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Herkesin yaptigini gozeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah’a ortak kostular. De ki: «Onlara bir ad bulun bakalim; yeryuzunde bilmedigi bir seyi mi Allah’a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sozlere mi aldaniyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurduklarÙ duzenler guzel gosterildi ve dogru yoldan alÙkonuldular. Zaten Allah’Ùn saptÙrdÙgÙna yol gosteren bulunmaz.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Herkesin kazandığını görüp gözeten (Allah nasıl inkâr edilir ?!); tuttular Allah’a ortak koştular. De ki: Onlara ad takın (takabildiğiniz kadar; neyin nesi bunlar ?) Yoksa yeryüzünde bilmediği şeyi mi O’na haber veriyorsunuz ? Yoksa anlamsız sözle mi (kendinizi avutuyorsunuz ?) Ne var ki inkâra sapanlara düzenbazlıkları süslü gösterildi de doğru yoldan alıkondular. Artık Allah kimi saptırırsa onu doğru yola eriştiren bulunmaz.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Hal böyleyken) herkesin ne yaptığını görüp gözeten (Allah), böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Onlar, Allah`a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki: “Bunları adlandırın (kim olduklarını belirtin). Yoksa siz Allah`a, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş sözlerle mi oyalanıyorsunuz?” Doğrusu inkârcılara entrikaları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah, (inadı yüzünden) kimi sapıklıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?" Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: «Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah’a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?» Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Herkesin yaptığını kontrol eden O değil midir? Buna rağmen ALLAH’a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlerle tanımlayın! Siz O’nun yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz, yoksa boş sözler mi uyduruyorsunuz?" Aslında, inkârcıların hileleri kendilerine süslü gösterilir ve böylece yoldan saparlar. ALLAH kimi saptırırsa ona doğruyu gösterecek yoktur.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah’a ortaklar uydurdular. De ki: «Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O’na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Herkesin ne yaptığını gözeten Allah, böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Müşrikler, Allah’a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki; «bunların adlarını söyleyiniz, niteliklerini belirtiniz. Yoksa Allah’a, O’nun yeryüzünde bilmediği bir şeyin haberini mi veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler ile mi oyalanıyorsunuz? Aslında kâfirlere entrikaları, düzenbazlıkları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah’ın saptırdığını hiç kimse doğru yola iletemez.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır). Onlar Tanrı’ya ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O’na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz)?" Hayır, küfredenlere kendi hileli düzenleri, süslü çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Tanrı, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah’a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?" Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Her nefsin (hayır ve şer) bütün kazandığına naazır olan (zât-i ecell-ü a’lâ böyle olmayan gibi midir?) Onlar Allaha ortaklar tanıdılar. De ki: «Bunlara ad takın (necidir, ne iş yaparlar bunlar?). Yoksa siz yer yüzünde ona (Allaha) bilmeyeceği bir şey’i mi haber veriyorsunuz? Yahud (gelişi güzel) sözün dış yüzü ile mi (kendinizi aldatıyorsunuz?) Hayır, o kâfirlere (mü’minlerin aleyhindeki) tuzakları süslü (ve hoş) göründü ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi şaşırırsa artık onun için hiçbir hidâyet veren yokdur.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Öyleyse herkesin (hayır ve şerden) ne yaptı ğını O görüp gözeten (Allah, hiç böyle olmayan putlarla bir) mi dir? Hâlbuki (onlar) Allah`a ortaklar koş tu lar. De ki: `Onların isimleri ni söyle yin bakalım! (Kimdir onlar?) Yoksa O`na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi ha ber veriyorsunuz? Yoksa boş lâf ile (ken dinizi) mi (aldatıyorsunuz)?` Hayır, in kâr edenlere hîleleri süslü gösterildi ve (hak) yoldan men` edildi ler. Hâlbuki Al lah, kimi (böy le inkârları yüzünden) da lâlete atarsa, artık onu hi dâ ye te erdirecek kimse yoktur.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Herkesin yaptığını gözeten Allah; böyle olmayanla bir olur mu hiç? Oysa onlar Allah’a ortak koştular. De ki: Onlara bir ad bulun bakalım. Yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah’a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Küfredenlere kurdukları düzenler güzel gösterildi. Ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, ona doğru yolu gösteren bulunmaz.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Peki şimdi, (onlara sorsan) her nefsin yaptığına göre ceza vereni kimmiş? Hala Allah’a ortaklar koşuyorlar. Deki "Onlara (taptıklarınıza) isimler verin. Yoksa yer yüzünde Allah’ın bilmediği bir şey varda veya (duymadığı) açıkça söylenenler varda, bunları O na mı haber veriyorsunuz?" Doğruları inkar edenlerin yaptıkları hileler ve insanları doğru yoldan vazgeçirtip çevirmeleri, kendilerine güzel gösterildi. Allah’ın sapıklık içinde bıraktığını doğru yola iletecek hiçbir kimse yoktur.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Artık bütün nefslerin kazandıkları şeyler üzerinde kaim olan kimdir? Ve onlar, Allah’a ortaklar kıldılar. De ki: "Onları isimleri ile (davet etsinler, icabet edilmeyeceğini görsünler). Yoksa siz, O’na (Allah’a) yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Veya sözün zahir olanını mı?" Hayır, kâfirlere hileleri süslü gösterildi ve yoldan (Allah’ın yolundan) saptırıldılar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi (mehdi) yoktur (bulunmaz).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana (ortak koşulur mu?). Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Bunları nitelendirin (bakayım)! Yoksa siz yeryüzünde bilmediği bir şeyi (şerikleri) mi O’na haber veriyorsunuz? Yoksa (söylediklerimiz hakikati olmayan salt) zahiri sözler mi (diyorsunuz)? Hayır, küfre sapanlara kendi düzenleri süslendirilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir hidayetçi yoktur.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Peki, kimdir -elbette O!- yaşayan her varlığı, hak ettiği şeye bakarak görüp gözeten? Yine de Allah’a ortak koşuyorlar (öyle mi?). De ki: "Onlara (istediğiniz) ismi verin: sanki O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sözcüklerle mi oynuyorsunuz?" Hayır, tersine, hakkı inkara şartlanmış olanların çarpık tasavvurları kendilerine güzel gösteriliyor; ve böylece (doğru) yoldan döndürülüveriyorlar: ve zaten Allah’ın sapıklık içinde bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    O değilse kimmiş bakayım kazandıkları nedeniyle her canlı varlığın tepesine dikilip duran! Buna rağmen, hala Allah`a ortak koşuyorlar! De ki: "Onları (keyfinize göre) isimlendirin; yani siz, yeryüzünde bilmediği bir şeyi O`na haber veriyorsunuz, öyle mi? Belki de sözü (hakiki anlamda değil), sırf zahir anlamda kullanıyorsunuzdur? Hayır, inkarda ısrar edenlere hileli mantıkları cazip gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Zira Allah kimi saptırırsa, ona doğru yolu gösterecek kimse bulunmaz!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Herbir nefsin kazanmış olduğu ile üzerine nazır olanı mı? (Öyle bir Hâlık-i Alîm’i mi inkâr ediyorlar?) Ve Allah için ortaklar edindiler. De ki: «Adlarını söyleyiniz! Yoksa O’na, o Hâlık-ı Kainat’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz. Yoksa sözün zahiri ile mi kendinizi aldatıyorsunuz?» Belki kâfir olanlara kendi desiseleri süslenilmiş oldu ve doğru yoldan alıkonuldular ve her kimi ki, Allah Teâlâ sapıttırırsa artık onun için bir rehber-i hidâyet yoktur.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Herkesin yaptığını görüp gözeten Allah, (başkası ile) bir olur mu? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onlara isim veriniz. Yoksa siz O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz veya kuru bir lâf mı ediyorsunuz?" Hayır! Kâfirlere kurdukları tuzaklar güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, artık ona doğru yolu gösteren bulunmaz.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, inkâr edilir mi? Halbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular/aracılar edindiler. De ki: "Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?" Hayır inkâr edenlere hileleri güzel göründü ve onlar doğru yoldan saptılar. Allah kimi (yanlış hayat tarzını seçenleri) sapıklığında bırakırsa, artık onu doğru yola iletecek yoktur.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Herkesin ne yaptığını gözeten Allah, böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Müşrikler, Allah’a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki; «bunların adlarını söyleyiniz, niteliklerini belirtiniz. Yoksa Allah’a, O’nun yeryüzünde bilmediği bir şeyin haberini mi veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler ile mi oyalanıyorsunuz? Aslında kâfirlere entrikaları, düzenbazlıkları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah’ın saptırdığını hiç kimse doğru yola iletemez.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu?Bununla beraber, tutmuşlar Allah’a ortak koşuyorlar. De ki "Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler?Ne o, yoksa Allah’a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz?" Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler. Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Her nefsin yaptığı işin başında duran, (hiçbir şeyden haberi olmayanla bir olur) mu? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin (nitelendirin bakalım tapılmağa değer bir yanları var mı?) Yoksa siz Allâh’ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz? Hayır, inkâr edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan çıkarıldılar. Allâh kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Herkesin yaptığını gözeten, bunu yapamayanlarla bir olur mu? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: -Onları kutsayın bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah’a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah’ın sapıklıkta bıraktığına yol gösteren bulunmaz.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (başkaldırılır?) Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: «Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O’na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz) ? Hayır, küfre sapanlara kendi hileli düzenleri, süslü çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Allah’a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah’a, yeryüzünde bilmediği birşey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah’ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Is then He who standeth over every soul (and knoweth) all that it doth, (like any others)? And yet they ascribe partners to Allah. Say: "But name them! is it that ye will inform Him of something he knoweth not on earth, or is it (just) a show of words?" Nay! to those who believe not, their pretence seems pleasing, but they are kept back (thereby) from the path. And those whom Allah leaves to stray, no one can guide.