1. (1-2) Elif, Lâm, Mim. Rûm mağlûp oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (1-2) Elif, Lâm, Mim. Rûm mağlûp oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Yerin en yakınında. Maamafih onlar mağlubiyetlerinden sonra muhakkak ki, galip olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Üç ile nihâyet dokuz sene içinde. Önceden de, sonradan da emir Allah’a aittir ve o gün mü’minler şad olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Allah’ın nusretiyle. Dilediğine yardım eder ve O azîzdir, rahîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (Bu) Allah’ın vaadi. Allah vaadinde hulf etmez. Velâkin insanların çoğu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiller olanlar onlardır, onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Nefisleri hakkında tefekkürde bulunmadılar mı? Allah gökleri ve yeri ve bunların aralarındakilerini yaratmadı, ancak hak ile ve muayyen bir vakit için yaratmıştır. Ve şüphe yok ki, insanlardan birçokları Rablerine kavuşmayı elbette münkirdirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Yeryüzünde gezip de bakmadılar mı ki, onlardan evvelkilerin akibetleri nasıl olmuştur? Onlardan kuvvetce daha şiddetli idiler ve onların imar ettiklerinden daha ziyâde yeri altüst etmiş ve imarda bulunmuşlardı ve onlara peygamberleri zahir hüccetler ile gelmişlerdi. Artık Allah onlara zulmeder olmadı, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Sonra fenalık yapanların akibeti, pek fena oldu. Çünkü Allah’ın âyetlerini tekzîp ettiler ve onlar ile istihzâda bulunur olmuşlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Allah halkı evvela yaratır, sonra onu geri çevirir, nihâyet ona döndürüleceksinizdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Ve o gün ki, Kıyamet kopar, günahkârlar susup duracaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Ve kendilerine şeriklerinden şefaat ediciler de bulunmuş olmayacaktır ve şeriklerini inkâr ediciler olmuş olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Ve o gün ki Kıyamet kopar, o gün birbirinden ayrılırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. İmdi o kimseler ki, imân etmişler ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır. Artık onlar bir bahçede sevinç içinde kalırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Fakat o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Bizim âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan saymışlardır, artık onlar da azap içinde kalmaya hazırlanmış olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Artık akşamladığınız vakit ve sabahladığınız vakit Allah Teâlâ’ya tesbihte bulunun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Ve hamd, göklerde ve yerde O’na mahsustur ve gündüzün nihâyetinde de ve öğle vaktine vardığınızda da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır ve yeri ölümünden sonra diriltir ve işte siz de öylece çıkarılacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Ve O’nun âyetlerindendir ki, sizi topraktan yaratmıştır, sonra siz şimdi insansınız. (Yeryüzüne) yayılmaktasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ve O’nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden zevceler yaratmış, onlara ısınasınız diye ve aralarınızda bir sevgi ve merhamet yapmıştır. Şüphe yok ki tefekkür edecekler olan bir kavim için bunda elbette ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Ve O’nun âyetlerindendir semâların ve yerin yaradılışı ve dillerinizin ve renklerinizin ihtilâfı. Muhakkak ki, bunda bilginler için elbette âyetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Ve O’nun âyetlerindendir gecede ve gündüzde uyumanız ve O’nun fazlından talepte bulunmanız. Şüphe yok ki, bunda işiticiler olan bir kavim için elbette âyetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Ve O’nun âyetlerindendir, size bir korku ve bir ümit olmak üzere şimşeği gösterir ve gökten bir su indirir de onunla yeri ölümünden sonra diriltir. Muhakkak ki, bunda da âkilâne düşünenler olan bir kavim için elbette âyetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Ve O’nun âyetlerindendir, O’nun emriyle göğün ve yerin durması. Sonra sizi bir çağırışla çağırdığı zaman derhal yerden çıkacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Ve O’nun içindir, göklerde ve yerde kim varsa, hepsi de O’na itaatkardırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Ve O (o Zât)tır ki, halkı bidâyeten yaratır, sonra onu iade eder. Bu, O’na göre pek kolaydır ve O’nun için göklerde ve yerde en yüksek şan vardır. Ve O, azîzdir, hakîmdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Sizin için kendi nefislerinizden misal irâd etti. Sizi merzûk ettiğimiz şeyde sizin için sağ ellerinizin maliki olduğu (köle ve cariye) gibi şeylerden ortak olanları var mıdır ki, onda siz müsavî olasınız? Kendi nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korkasınız? İşte böyle âyetleri âkilâne düşünürler olan bir kavim için mufassalan bildiririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Fakat zulmedenler, bilmeksizin kendi hevâlarına tâbi oldular. Artık Allah’ın dalâlete düşürdüğünü kim hidâyete erdirebilir? Ve onlar için yardım edeceklerden (kimse de) yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Artık yüzünü çevirerek (nezih bir muvahhit olarak) dine, Allah’ın yaradışına tut ki, nâsı onun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaradışı için değişiklik yoktur. İşte müstakim olan din budur. Velâkin insanların çokları bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Hep O’na dönünüz ve O’ndan korkunuz ve namazı doğruca kılınız ve müşriklerden olmayınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. O kimselerden ki, dinlerini parçaladılar ve fırka fırka oldular. (Onlardan) Her tâife, kendi yanlarında olan ile sevinicidirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Ve insanlara bir ziyan dokunduğu vakit Rablerine dönerek O’na duada bulunurlar. Sonra onlara ondan bir rahmet tattırıverince o vakit onlardan bir gürûh Rablerine şerik koşarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Onlara verdiklerimize nankörlük yapsınlar için (öyle şirke düşerler) imdi faidelenip durunuz, artık yakında bileceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Yoksa biz onlara apaçık bir delil mi indirdik de O’na şerik koşmalarını bu mu söylüyor? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Ve nâsa ne zaman bir rahmet tattırdı isek onunla sevinivermişlerdir. Ve ellerinin takdim ettiği şey sebebiyle kendilerine bir kötülük isabet edecek olursa o vakit de onlar ümitsizliğe düşerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Görmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ dilediği kimse için rızkı yayar ve daraltır. Şüphe yok ki, bunda mü’minler olan bir kavim için elbette ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Artık karabet sahibine hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Bu Allah’ın cemalini dileyenler için pek hayırlıdır ve işte felâha nâil olacak olanlar da onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Nâsın mallarında nemalansın diye ribâ kabilinden verdiğiniz şey Allah indinde nemalanıp artmaz ve Allah’ın rızasını dilediğiniz halde verdiğiniz zekât ise böyle değildir. İşte (mallarını) kat kat arttıranlar ancak onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Allah o (Zat-ı Akdes)dir ki, sizi yarattı, sonra sizi merzûk etti. Sonra sizi öldürür, sonra da diriltir. Hiç sizin şeriklerinizden bunlardan birini yapan var mıdır? (Allah Teâlâ) Onların şerik koştuklarından münezzehtir ve çok yüksektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. İnsanların ellerinin kazandığı şey sebebiyle karada ve denizde fesat zuhûra gelir. Allah da onlara yaptıkları şeylerin bazısını tattırır. Gerek ki, onlar dönüverirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da bakınız ki, bundan evvelkilerin akibeti nasıl olmuştur? Onların ekserisi müşrik kimseler idi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. İmdi yüzünü o müstakim dine çevir. Taraf-ı ilâhiden bir günün gelmesinden evvel, ki o günü reddedecek yoktur. O gün fırka fırka olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Kim kâfir olursa küfrü kendi aleyhinedir ve kim sâlih amelde bulunursa kendi nefisleri için (konaklarını) hazırlamış olurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Tâ ki, imân edenleri ve sâlih sâlih amellerde bulunanları fazlından mükâfaatlandırsın. Şüphe yok ki o, kâfirleri sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ve O’nun âyetlerindendir, rüzgârları müjdeciler olarak göndermesi ve size rahmetinden tattırması için ve emriyle gemilerin akması için ve O’nun fazlından arayıp kazanmanız için ve ola ki şükredesiniz diye. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Celâlim hakkı için senden evvel kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara açık açık deliller ile gelmişlerdi. Artık günahkâr olanlardan intikam almış idik. Mü’minlere yardım etmek ise Bizim üzerimize bir hak olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Allah, o (Hâlık-ı kerîm) dir ki, rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırır, sonra onu gökte dilediği gibi yayar ve onu parça parça da eder. Artık görürsün ki, aralarından yağmur çıkıyor, nihâyet onu kullarından dilediğine kavuşturunca onlar hemen seviniverirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Halbuki, onların üzerlerine indirilmeden evvel ondan evvelce elbette ye’se düşmüşlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Artık Allah’ın rahmetinin eserlerine bak ki, yeri ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturuyor? Şüphe yok ki O, ölüleri elbette ihya edicidir ve O, her şey üzerine ziyâdesiyle kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Çünkü sen o dâveti ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp giderlerken sağırlara da duyuramazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Allah, o (Hâlık-ı Azîm)dir ki, sizi bir zayıf şeyden yarattı, sonra zayıflık ardından bir kuvvet verdi, sonra da kuvvetin ardından zayıflık ve ihtiyarlık vücuda getirdi. Dilediğini yaratır ve O, öyle alîmdir, kâdirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Ve o gün ki, Kıyamet kopar; günahkârlar (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar (doğru sözden) böylece çevrilir kimseler olmuşlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah’ın kitabında (yazılmış olan) ba’s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba’s günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Zulmetmiş olanlara o günde özür dilemeleri kendilerine faide vermez ve onlardan rızayı câlip bir şey de istenmeyecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Andolsun ki, bu Kur’an’da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. İşte bilmeyenlerin kalplerini Allah Teâlâ öylece mühürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Sen sabret. Şüphe yok ki, Allah’ın vaadi haktır ve kat’i sûrette imânı olmayanlar, seni hafif görecek olmasınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster