Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir. Sûrede başlıca Mûsâ, İbrahim, Nûh, Hûd, Salih ve Şu’ayb peygamberlerin kıssaları dile getirilmekte; müşriklerin, Kur’an’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddialarına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’an üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.
1.
Tâ - Sîn - Mîm.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
Bu, açık-seçik (aynı zamanda açıklayıcı) Kitab’ın âyetleridir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
(Ey Peygamber!) Onlar dosdoğru imân etmiyeoekler diye neredeyse kendine yazık edip kıyacaksın.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Biz isteseydik onlara gökten bir âyet (acık bir belge ya da mu’cize) indirirdik de onlar ona boyun eğip eğilirlerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
Onlara Rahmân’dan ne kadar yeni bir öğüt geldiyse mutlaka ondan yüzçevirdiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
Cidden (onu) yalanladılar. Alaya aldıkları hususların haberi kendilerine gelecektir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
Yeryüzüne bakmadılar mı? Onda gönül çekici her (bitki)den nice çiftler yetiştirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
Şüphesiz ki bunda açık bir belge vardır, ama onların çoğu inanmazlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Rabbin gerçekten çok üstündür, çok güçlüdür ve çok merhamet sahibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
(10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ’ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir’avn’ın milletine git; artık (Allah’tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
(10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ’ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir’avn’ın milletine git; artık (Allah’tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
Musâ: «Rabbim! Doğrusu (beni) yalanlıyacaklarından korkuyorum da,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun’a da peygamberlik gönder.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
Hem onların benim üzerimde bir (cinayet) günahı vardır; bu yüzden beni öldüreceklerinden endişeliyim» demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
(Allah ona): «Hayır, bırak bu endişeleri» dedi; açık belge ve mu’cizelerimizle ikiniz (onlara) gidiniz. Şüpheniz olmasın ki biz sizinle beraberiz ; (olup bitenleri) işitiriz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
İkiniz Fir’avn’a gidin de ona deyin ki:«Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin peygamberleriyiz;
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
İsrail oğulları’nı (salıver de) bizimle gönder.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
(Fir’avn onlara): «A, seni çocukken aramızda besleyip büyütmedik mi ve sen ömrünün birkaç yılını bizde (geçirip) kalmadın mı ?!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
Yapmak istediğini yaptın ve sen (cidden) nankörlerdensin,» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
Musâ, «o işi ben henüz (peygamberlik) yolunda değil iken yapmıştım» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
«Sizden korktuğum zaman da aranızdan kaçtım, derken Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberlerden eyledi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
Sizde büyütülmemi başıma kakılan bir nîmet (görüyorsan bu), israil oğulları’nı kulköle edinmendendir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
Fir’avn ona: «Âlemlerin Rabbı ne demektir ?» diye sordu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
Musâ, «göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbıdır. Kesin olarak bilip inanırsanız (bu böyledir),» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
Fir’avn çevresindekilere, «işitmiyor musunuz ? (Ben ne sordum, o ne cevap verdi!)» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
(Bunun üzerine Musâ): «O, sizin de Rabbınızdır ve daha önceki atalarınızın da Rabbıdır» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Fir’avn, «doğrusu size gönderilen elçinin elbette aklî dengesi bozuktur» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
Musâ, «eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, (bilin ki) O, doğunun da, batının da, ikisi arasındaki şeylerin de Rabbıdır; (bütün bunları yaratıp meydana getiren, terbiye edip kemâle erdirendir).» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
Fir’avn, «eğer benden başka ilâh edinirsen, elbette seni zindanlıklardan ederim» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
Musâ ona : «Sana açık-seçik bir belge (ve mu’cize) getirsem de mi ?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
Fir’avn, «eğer doğru kişilerden isen haydi o belgeyi getir!» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
Bunun üzerine Musâ, Asâ’sını yere bırakıverdi, derken o çok açık ve belirgin ölçüde bir ejderha (oluverdi).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
Fir’avn, çevresindeki ileri gelenlere, «şüphesiz ki bu, bilgin bir sihirbazdır,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
Sizi kendi ülkenizden sihriyle çıkarmak istiyor; (ey ileri gelenler! Bu hususta) ne buyurursunuz ?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Onlar, «bununla kardeşini gözaltında tut ve (sonra da) şehirlere toplayıcılar gönder de,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
Bilgili olan her sihirbazı toplayıp sana getirsinler» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
Böylece sihirbazlar bilinen bir günün belli vaktinde toplandılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Halka, «siz de toplandınız mı ?» denildi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Üstün gelirlerse, sihirbazlara uyacağımızı umarız dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
Sihirbazlar geldiğinde Fir’avn’a dediler ki, «eğer üstün gelenler bizler olursak bizim için elbette bir mükâfat vardır ?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
Fir’avn, «evet, o takdirde siz elbette (bana) yakınlardan olursunuz» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
Musâ, sihirbazlara : «Siz ne atacaksanız, ne ortaya koyacaksanız koyun !» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
Onlar da urganlarını ve değneklerini yere attılar ve «Fir’avn’ın azizliği hakkı için elbette bizler üstünleriz» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Musâ da Asâ’sını yere attı, derken ansızın onların uydurup (göz boyayarak) ortaya koyduklarını yalayıp yuttu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
(47-48) «Biz âlemlerin Rabbına, Musâ ve Harun’un Rabbına inandık» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
(47-48) «Biz âlemlerin Rabbına, Musâ ve Harun’un Rabbına inandık» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
Fir’avn, «ben size izin vermeden ona imân ettiniz (öyle mi ?) Elbette o size sihir öğreten büyüğünüzdür. Yakında (neler yapacağımı) bileceksiniz. Yemin ederim ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette hepinizi asacağım» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
(Onlar): «Ne zararı var, çünkü biz mutlaka Rabbımıza döneceğiz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
51.
Biz (senin adamlarından) ilk imân edenler olduktan geri Rabbımızın hatâlarımızı bize bağışlayacağını ummaktayız» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
52.
Biz, Musâ’ya: «Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü gerçekten siz takip edileceksiniz» diye vahyettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
53.
(53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
54.
(53-54) Fir’avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
55.
Ve elbette bunlar bize karşı iyice kızgın olup (diş bilemektedirler).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
56.
Doğrusu biz de uyanık tedbirli bir topluluğuzdur.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
57.
(57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
58.
(57-58) Bununla beraber biz Fir’avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
59.
Böylece İsrail oğulları’nı (onların yerine) vâris kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
60.
Güneş doğup ortalığı aydınlatırken Fir’avn ve adamları onları takibe koyuldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
61.
İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları, «eyvah ! Elbette yetişilmekteyiz» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
62.
Musâ (onlara): «Hayır, şüpheniz olmasın ki Rabbim bizimledir; (O, kurtuluş) yolu gösterecektir» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
63.
Bunun üzerine Musâ’ya: «Asâ’nı denize vur!» diye vahyettik. Böylece deniz yarılıverdi de her parçası büyük bir dağ gibi (yükselip kaldı).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
64.
Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
65.
Musa’yı ve beraberindekilerinin hepsini kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
66.
Sonra da diğerlerini (denizde) boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
67.
Şüphesiz ki bu olayda öğüt ve ibret vardır; (ne varki kalanların) çoğu imân etmiş değillerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
68.
Rabbın, gerçekten O’dur yegâne üstün, yegâne güçlü ; O’dur çok rahmet sahibi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
69.
Onlara İbrahim’le ilgili haberi de oku.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
70.
Hani İbrâhim babasına ve kavmine dedi ki: «Neye tapıyorsunuz ?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
71.
«Putlara tapıyoruz ve hep onlar için toplanıp üzerlerine kapanırcasına tapmaya devam ediyoruz» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
72.
(72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
73.
(72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
74.
«Hayır, biz babalarımızı böyle yaparlarken bulduk» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
75.
(75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
76.
(75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
77.
Şüpheniz olmasın ki o taptıklarınız benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbı müstesna. (O benim yegâne dostumdur).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
78.
O ki beni yaratmış ve beni doğru yola iletmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
79.
O ki beni yedirir ve içirir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
80.
Hastalandığım zaman O bana şifâ verir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
81.
O ki beni öldürür, sonra da diriltir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
82.
O ki, hesap-cezâ günü günah ve kusurlarımı bağışlamasını ummaktayım» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
83.
Rabbim! Bana hüküm-hikmet ver ve beni iyi-yararlı kişilere eriştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
84.
Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
85.
Beni Naîm Cennet’inin vârislerinden eyle.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
86.
Babamı da bağışla; çünkü gerçekten o (doğru yoldan) sapmışlardandır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
87.
Beni (canlıların) dirilip kaldırılacakları gün rezîl ve rüsvay eyleme.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
88.
Öyle gün ki, mal ve oğullar (evlâd) fayda vermez.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
89.
Ancak Allah’a selîm bir kalb ile gelenler müstesna, (onların elbette imânı ve iyi-yararlı ameli fayda verir.)
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
90.
(Allah’tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlara Cennet yaklaştırılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
91.
Cehennem de azgın sapıklar için ortaya çıkarılıp gösterilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
92.
(92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
93.
(92-93) Onlara, Allah’tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
94.
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
95.
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs’in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem’e itilirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
96.
Orada tartışıp çekişerek derler ki:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
97.
Allah’a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
98.
Çünkü sizi, âlemlerin Rabbı ile eşit seviyede tutuyorduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
99.
Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
100.
(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
101.
(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
102.
Ah! Eğer bir defa daha (Dünya’ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü’minlerden olurduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
103.
Şüphesiz ki bu (anlatılanlarda bir öğüt ve ibret vardır; (ne yazık ki) onların çoğu imân etmemiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
104.
Ve elbette senin Rabbın yegâne üstündür, çok merhametlidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
105.
Nuh’un kavmi de peygamberleri yalanladılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
106.
Hani kardeşleri Nûh onlara dedi ki: (Allah’tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülüklerde bulunmaktan) sakınmaz mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
107.
Şüphe etmeyin ki ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
108.
Artık Allah’tan korkup bana itaat edin.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
109.
Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ; benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
110.
O halde Allah’tan korkun ve bana uyun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
111.
Onlar Nuh’a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
112.
Nûh da dedi ki:«Onların yaptıklarıyla ilgili bilgim yoktur, (onların içyüzünü bilmem).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
113.
Bir düşünseniz a, onların hesabını görmek ancak Rabbıma aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
114.
Ve ben mü’minleri kovacak da değilim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
115.
Ben ancak açık-seçik (şekilde, gelecek olan tehlikeyi haber veren ve işlenilen kötülüklere karşı elîm bir azâbın hazırlandığını duyuran) bir uyarıcıyım.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
116.
Bunun üzerine onlar dediler ki: «Ey Nûh ! Eğer (uyarıdan) vazgeçmezsen elbette taşlanacak (bedbaht)lardan olursun.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
117.
Nûh : «Ey Rabbim !» dedi, «doğrusu milletim beni yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
118.
Artık benimle onlar arasını (hükmederek) ayır ve benimle beraber olan mü’minleri kurtar.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
119.
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
120.
Sonra da geride kalanları (suda) boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
121.
Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır. (Ne yazık ki) onların çoğu imân etmediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
122.
Senin Rabbın şüphesiz ki yegâne üstündür, çok merhametlidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
123.
Âd (kavmi) de gönderilen peygamberleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
124.
Hani kardeşlen Hûd onlara dedi ki: «(Allah’tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülük işlemekten) sakınmaz mısınız ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
125.
Şüpheniz olmasın ki ben, sîze gönderilen güvenilir bir peygamberim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
126.
Artık Allah’tan korkup bana uyunuz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
127.
Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum ; benim (hizmetimin) karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
128.
Siz her yüksekçe yere bir anıt yapıp (kendinizden dünyalıkça aşağı olanlarla mı) eğlenirsiniz ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
129.
Devamlı kalacağınızı umarak birtakım (su kanalları, sarnıçlar, kaleler gibi) sanat eserleri sayılacak yapıları mı (kendinize tek iş ve amaç) ediniyorsunuz ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
130.
Şiddetle (hınçla) atılıp yakaladığınızda zorbalar gibi mi yakalarsınız ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
131.
Artık Allah’tan korkun ve bana uyun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
132.
Bildiğiniz nimetleri size (cömertçe) verenden (O’na karşı gelmekten) sakının.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
133.
(133-134) Size nice nimetlerle, oğullarla, bahçelerle, pınarlarla yardımda bulunmuştur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
134.
(133-134) Size nice nimetlerle, oğullarla, bahçelerle, pınarlarla yardımda bulunmuştur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
135.
Ben, elbette size karşı o büyük günün azabından endişe ediyorum.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
136.
Onlar dediler ki: Öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da bizim için fark etmez, birdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
137.
Bu tutumunuz, öncekilerin (sürüp gelen) âdetlerinden başkası değildir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
138.
Ve biz azâb edilecek de değiliz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
139.
Böylece Hûd Peygamber’i yalanladılar. Biz de onları yok ettik. Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır ; ne yazık ki onların çoğu imân etmedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
140.
Şenin Rabbın elbette O’dur cok güçlü, çok üstün ; O’dur cok merhametli.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
141.
Semûd (kavmi) de peygamberleri yalanladılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
142.
Hani kardeşleri Sâlih onlara dedi ki: «Artık (putlara tapmaktan, Hakk’ı inkâr etmekten) sakınmaz mısınız ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
143.
Şüpheniz olmasın ki ben sizin için güvenilir bir peygamberim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
144.
Artık Allah’tan korkun ve bana uyun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
145.
Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim (hizmetimin) mükâfatı ancak âlemlerin Rabbına aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
146.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
147.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
148.
(146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
149.
Dağlardan da ustaca sayılacak şekilde (fakat) şımarıkça evler yontuyorsunuz : (Bunun böyle devam edeceğini mi sanıyorsunuz ? Hayır aldanıyorsunuz).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
150.
Artık Allah’tan korkun, bana itaat edin.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
151.
(151-152) Yeryüzünde fesâd çıkarıp orada dirlik-düzenlik getirmeyenlerin; inkâr ve azgınlıktan aşırı gidenlerin emrine uymayın.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
152.
(151-152) Yeryüzünde fesâd çıkarıp orada dirlik-düzenlik getirmeyenlerin; inkâr ve azgınlıktan aşırı gidenlerin emrine uymayın.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
153.
Dediler ki: «Elbette sen büyülenenlerden birisin.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
154.
Sen de ancak bizim gibi bir insansın ; eğer (iddianda) doğrulardan isen haydi bize bir açık belge, bir mu’cize getir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
155.
Sâlih, «işte (belge ve mu’cize olarak) bir dişi deve ! Su içme sırası (bir gün) onun, belirli bir gün de sizindir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
156.
Sakın ona kötü (niyetle) dokunmayın ; sonra büyük bir azâb sizi yakalar» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
157.
Buna rağmen onlar o deveyi (bacaklarına) vurup devirdiler, (inatla onu) kestiler. (Sonra da) pişmanlık duyarak sabahladılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
158.
O sebeple azâb onları yakaladı. Şüphesiz ki (bu olayda) bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
159.
Ve senin Rabbin şüphesiz ki yegâne üstündür, çok güçlüdür; çok merhamet edendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
160.
Lût kavmi de peygamberleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
161.
Hani kardeşleri Lût onlara dedi ki: «Artık (putlara tapmaktan, Hakk’ı inkârdan, hayasızca davranmaktan) sakınmaz mısınız ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
162.
Şüpheniz olmasın ki ben size (gönderilen güvenilir) bir peygamberim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
163.
0 halde Allah’tan artık korkun ve bana uyun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
164.
Bu (hizmete) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
165.
(165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
166.
(165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
167.
Onlar dediler ki; «Ey Lût! Eğer (bu tür uyarılardan) vazgeçmezsen elbette (yurdundan) çıkarılanlardan olursun.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
168.
Lût, «şüpheniz olmasın ki ben sizin yaptıklarınıza iyice içerlenenlerdenim» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
169.
Rabbim! Beni ve ailemi bunların işleyegeldiği (iğrençliğin günah ve azâb)ından kurtar, (diyerek duâ etti).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
170.
(170-171) Biz de geride kalanlar arasında yaşlı bir kadın (Lût’un eşi) dışında onu ve bütün ailesini kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
171.
(170-171) Biz de geride kalanlar arasında yaşlı bir kadın (Lût’un eşi) dışında onu ve bütün ailesini kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
172.
Sonra da diğerlerini yerle bir edip yok ettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
173.
Ve üzerlerine (taştan topraktan bir felâket) yağmuru yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne de kötü !
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
174.
Şüphesiz ki bunda bir ibret ve öğüt vardır; ama onların çoğu imân edenler olmadı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
175.
Ve elbette Rabbın yegâne üstündür, güçlüdür ve çok merhametlidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
176.
Eykeli’ler (=Ormanda eyleşen Şuâyb Peygamber’in gönderildiği kavim) de peygamberleri yalanladılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
177.
Hani Şuâyb onlara: «Artık (putlara tapmaktan, haksızlık etmekten, Hakk’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
178.
Şüpheniz olmasın ki ben, size (gönderilen) güvenilir bir peygamberim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
179.
Artık Allah’tan korkun ve bana uyun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
180.
Bu (hizmetime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim (hizmetimin) karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
181.
Ölçeği tam tutun; (hak yiyip hakları) eksiltenlerden olmayın.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
182.
Dosdoğru terazi ile tartın.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
183.
İnsanların (haklarından bir) şeyler eksiltmeyin ve bir de sakın yeryüzünde fesâd çıkararak düzensizlik ve bozgunculuk yapmayın.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
184.
Sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan (O eşsiz kudret)ten korkun» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
185.
«Sen ancak büyülenmiş (aklî dengesini kaybetmiş)lerden birisin.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
186.
Sen ancak bizim gibi bir insansın ; biz seni elbette yalancılardan sanıyoruz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
187.
Eğer doğrulardan isen haydi göğün bir parçasını üzerimize düşür» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
188.
Şuâyb onlara: «Rabbim yapageldiğinizi cok iyi bilir» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
189.
Buna rağmen onu yalanladılar. O sebeple gölge (yapan bulutun ortaya çıktığı) günün azabı onları yakalayıverdi. Şüphesiz ki bu büyük bir günün azabı idi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
190.
Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü’min değildi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
191.
Şüphesiz ki, Rabbın çok üstündür, çok güçlüdür, çok merhamet sahibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
192.
Gerçekten bu Kur’ân, âlemlerin Rabbından indirilmedir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
193.
(193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
194.
(193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
195.
(193-194-195) Uyarıcılardan olasın diye Ruhu’l-emîn (Melek Cebrail) onu senin kalbine açık-seçik Arap diliyle indirmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
196.
Hem o, öncekilere (indirilen semavî) kitaplarda da (bazı özellikleriyle) vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
197.
Onu İsrail oğulları’ndan olan ilim adamlarının bilmesi onlar için (gerçeği yansıtan) bir belge ve kanıt değil midir?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
198.
(198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
199.
(198-199) Eğer Kur’ân’ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
200.
(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
201.
(200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
202.
Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
203.
Acaba bize mühlet verilmez mi ? derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
204.
Onlar azabımızı mı acele istiyorlar ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
205.
(205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
206.
(205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va’dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
207.
O yararlandırılıp geçindirildikleri bolluk ve refahın kendilerine bir faydası olur mu ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
208.
Hiçbir kasaba (halkını), kendilerine uyarıcılar göndermedikçe yok etmiş değiliz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
209.
Öğüt ve hatırlatmada bulunulmuştur ; ve biz onlara zulmediciler olmadık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
210.
Kur’ân’ı (hiçbir zaman) şeytanlar indirmemiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
211.
Hem bu, onlara göre uygun ve lâyık da değildir; hem güçleri de yetmez.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
212.
Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
213.
Artık sen, Allah ile beraber başka bir tanrıya duâ edip kullukta bulunma, sonra azaba uğratılanlardan olursun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
214.
En yakın hısımlarını (bulundukları yolun eğri olduğu hakkında) uyar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
215.
Mü’minlerden sana uyanlara (tevazu, hoşgörü, rahmet ve şefkat) kanadını (yerlere kadar) indir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
216.
Bununla beraber (hısımlarından) sana karşı gelip başkaldırırlarsa, de ki: «Şüphesiz ben sizin işleyegeldiğiniz (inkâr, azgınlık ve sapıklık)dan beriyim.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
217.
O yegâne güçlü, çok üstün, çok merhametli olan (Allah)’a güvenip dayan.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
218.
(218-219) O Allah ki, seni ayakta durduğun halde de, secde edenler arasında dolaştığın durumda da görüyor.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
219.
(218-219) O Allah ki, seni ayakta durduğun halde de, secde edenler arasında dolaştığın durumda da görüyor.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
220.
Çünkü gerçekten Allah işitendir, bilendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
221.
Size şeytanların kimler üzerine inip durduğunu haber vereyim mi ?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
222.
Her günahkâr iftiracı, yalancı, sahtekâr üzerine iner.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
223.
Bunlardır (şeytanların iftira ve yalanına) kulak verirler. Çoğu ise yalancıdır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
224.
(Sapık hayalci) şâirlere ise, ancak yozmuş azgınlar uyarlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
225.
Baksana, onlar her vadide avare-şaşkın dolaşırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
226.
Ve yapmadıklarını söyleyip dururlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
227.
Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, Allah’ı çokça ananlar ve zulme uğradıktan sonra kendilerini savunup (gerektiğinde) karşı koyanlar müstesna.. O zulmedenler, yakında nasıl bir inkılâba uğrayacaklarını, nerede dönüp kalacaklarını bileceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.