1. (1-3) Kasem olsun Tûr’a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (1-3) Kasem olsun Tûr’a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (1-3) Kasem olsun Tûr’a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (4-7) Ve Beyt-i Mâmur’a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (4-7) Ve Beyt-i Mâmur’a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (4-7) Ve Beyt-i Mâmur’a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. (4-7) Ve Beyt-i Mâmur’a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. (8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. (10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Bir gün ki, cehennem ateşine şiddetli bir surette atılıp defedilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Bu da mı bir sihir, yoksa siz mi görmüyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. (16-17) Oraya giriniz, artık sabredin veya sabretmeyin, size müsavîdir. Siz ancak yapar olduğunuz şey ile cezalandırılmış olacaksınız. Muttakîler ise şüphe yok ki, cennetler ve nîmetler içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. (16-17) Oraya giriniz, artık sabredin veya sabretmeyin, size müsavîdir. Siz ancak yapar olduğunuz şey ile cezalandırılmış olacaksınız. Muttakîler ise şüphe yok ki, cennetler ve nîmetler içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Kendilerine Rablerinin verdiği şey ile zevkiyâb olmaktadırlar ve onları Rableri cehennem azabından korumuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (19-20) Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak (oturunuz) ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. (19-20) Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak (oturunuz) ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ve o kimseler ki, imân ettiler ve kendilerine zürriyetleri de imân ile tâbi oldular, onlara zürriyetlerini de kattık ve onlar için amellerinden bir şeyi de eksiltmedik. Her bir şahıs, kendi kazandığı şeye bağlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (22-23) Ve onlara arzu edeceklerinden bir meyve ile ve bir et ile imdat etmişizdir. Ve orada bir kâseyi teatide bulunurlar, onda ne bir saçma söz vardır ve ne de bir günah. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. (22-23) Ve onlara arzu edeceklerinden bir meyve ile ve bir et ile imdat etmişizdir. Ve orada bir kâseyi teatide bulunurlar, onda ne bir saçma söz vardır ve ne de bir günah. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Ve onların üzerlerine kendilerine mahsus birtakım genç hizmetçiler dolaşırlar ki, sanki onlar saklı olan incilerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. (27-28) «Şimdi Allah Teâlâ bizim üzerimize lütuf ve ihsanda bulundu ve bizi o Semûm azabından vâkiye buyurdu. Şüphe yok ki, biz evvelce O’na dua eder olmuştuk. Muhakkak ki o, vaadinde sâdıkdır, çok esirgeyicidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. (27-28) «Şimdi Allah Teâlâ bizim üzerimize lütuf ve ihsanda bulundu ve bizi o Semûm azabından vâkiye buyurdu. Şüphe yok ki, biz evvelce O’na dua eder olmuştuk. Muhakkak ki o, vaadinde sâdıkdır, çok esirgeyicidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. (29-30) Artık sen öğüt vermeğe devam et! Çünkü sen Rabbin nîmeti hakkı için ne bir kâhînsin ve ne de bir mecnûn. Yoksa diyorlar mı ki, «O bir şairdir, onun hakkında zamanın ızdırap veren felaketini bekliyoruz?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. (29-30) Artık sen öğüt vermeğe devam et! Çünkü sen Rabbin nîmeti hakkı için ne bir kâhînsin ve ne de bir mecnûn. Yoksa diyorlar mı ki, «O bir şairdir, onun hakkında zamanın ızdırap veren felaketini bekliyoruz?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. De ki: «Gözetiniz, ben de şüphe yok sizinle beraber gözeticilerdenim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Yoksa onlara bununla akılları mı emrediyor? Yoksa onlar bir azgın kavim midirler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. (33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru sözlü kimseler oldu iseler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. (33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru sözlü kimseler oldu iseler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. (35-36) Yoksa bir şey olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratıcılar onlar mıdır? Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır. Onlar yakınen bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (35-36) Yoksa bir şey olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratıcılar onlar mıdır? Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır. Onlar yakınen bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Yoksa onların yanlarında Rabbin hazineleri mi vardır? Yoksa onlar musallat, zorba kimseler midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Yoksa onlar için bir merdiven mi var, orada dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri açık bir bürhan getirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Yoksa onun için kızlar var da sizin için oğlanlar mı (var). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Yoksa onlardan bir ücret mi istiyorsun da artık onlar borçtan dolayı ağır bir yük altında bulunmuşlardır? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Yoksa gayb onların yanında mı ki, artık ondan yazıyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Yoksa bir tuzak kurmak mı istiyorlar? Fakat o kimseler ki kâfir oldular, tuzağa düşmüş olanlar onlardan ibarettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yoksa onlar için Allah’tan başka bir ilâh mı vardır? Allah bunların şerik koştuklarından münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. O gün ki, onların tuzakları kendileri için hiçbir fâide vermeyecektir. Ve onlara yardım da edilmeyecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ve şüphe yok ki, zulmedenler için ondan mukaddem bir azab da vardır. Velâkin onların birçokları bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Ve Rabbin hükmü için sabret. Çünkü sen, muhakkak Bizim nazar-ı hıfz ve himayemizdesin ve kalkacağın vakit Rabbine hamd ile tesbihte bulun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Ve geceden de ve yıldızların batmaya başladıklarında da O’nu tesbihe devam et. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster