قُلِ اللَّهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِي مَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
Külillahümme fatıras semavati vel erdı alimel ğaybi veş şehadeti ente tahkümü beyne ıbadike fıma kanu fıhi yahtelifun
Kelime
Anlamı
Kökü
قُلِ
de ki
اللَّهُمَّ
Allah’ım
فَاطِرَ
yoktan var eden
السَّمَاوَاتِ
gökleri
وَالْأَرْضِ
ve yeri
عَالِمَ
bilen
الْغَيْبِ
görülmeyeni
وَالشَّهَادَةِ
ve görüleni
أَنْتَ
(ancak) sen
تَحْكُمُ
hükmedersin
بَيْنَ
arasında
عِبَادِكَ
kullarının
فِي
مَا
şeylerde
كَانُوا
oldukları
فِيهِ
hakkında
يَخْتَلِفُونَ
ayrılığa düştükleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah’ım, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Ey Allah’ım, ey gökleri ve yeri yaratan, ey yaratılmış varlıkların kavramaktan aciz oldukları şeyleri de, akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen sensin. Farklı görüş ve iddialarda bulundukları şeyler hakkında, kulların arasında sen hüküm vereceksin."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    De ki: "Ey Allâh’ım, semâların ve arzın Fâtır’ı; gaybı ve şehâdeti bilen; tartıştıkları konuda kulların arasında sen hüküm verirsin!"

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de görüneni de bilen Allah’ım! Aralarında ayrılığa düşmüş oldukları konularda, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah’ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    De ki: "- Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen Allahım! Kularının arasında, o ayrılığa düştükleri (dine ait) şeyler hakkında sen hüküm vereceksin."

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Ey Allah`ım! Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı! Ey gizli ve açık her şeyi bilen! Kullarının, arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verecek sensin.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    De ki: «Ey goklerin, yerin yaratani, gorulmeyeni ve goruleni bilen Allah! Kullarinin ayriliga dustukleri seyler hakkinda aralarinda Sen hukmedeceksin.»

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    De ki: Ey gökleri ve yeri örneksiz, misalsiz yaratan, ortada olanı ve olmayanı, görüneni, görünmeyeni bilen Allahım ! Farklı görüş ve iddialarda bulundukları hususlar hakkında kulların arasında sen hüküm vereceksin.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen Allah`ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    De ki: "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’ım! Kulların arasında, o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    De ki: «Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’ım! Kullarının ayrılığa düştükleri konularda sen hükmedersin.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan (fatır), gaybı ve müşahede edilebileni bilen Tanrım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de, aşikârı da bilen Allah, kullarının arasında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmü sen vereceksin».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    De ki: `Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah`ım! Hakkında ihtilâfa düşegeldikleri şeyler husûsunda kullarının arasında ancak sen hüküm vereceksin!`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah’ım; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kulların arasında Sen hükmedersin.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Deki "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gizli ve açık olanları bilen Allah’ım! Kullarının ihtilaf ettiği konularda, aralarında hüküm verecek olan yalnızca sensin. "

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    De ki: "Allah’ım! Gökleri ve yeri yaratan, gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilen Sensin. Kullarının arasında, ihtilâf etmiş oldukları şeyler hakkında hüküm verecek olan Sensin."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah’ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    De ki: "Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen! Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda (Kıyamet Günü) aralarında hüküm verecek olan Sensin!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    De ki: "Allah`ım! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey idraki aşan hakiketleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah’ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de âşikârı da bilen Allah’ım! Kullarının arasında ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen verirsin. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    De ki: "Ey gökleri ve yeryüzünü yaratan, görülmeyeni/gaybı ve görülebileni/şehadeti bilen Allah’ım! Sensin Sen, kullarının arasında; ihtilâf ederek ayrılığa düştükleri şeyler hakkında doğru hüküm/karar verecek olan!"

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’ım! Kullarının ayrılığa düştükleri konularda sen hükmedersin.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Sen şöyle dua et!: "Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    De ki: "Allâh’ım, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görülmeyeni ve görüleni bilen! Ancak Sen, ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında hükmedersin."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahade edilebileni de bilen Allah’ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    De ki: "Ey Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Say: "O Allah! Creator of the heavens and the earth! Knower of all that is hidden and open! it is Thou that wilt judge between Thy Servants in those matters about which they have differed."