فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَىٰ أَجَلٍ هُمْ بَالِغُوهُ إِذَا هُمْ يَنْكُثُونَ
Felemma keşefna anhümür ricze ila ecelin hüm baliğuhü iza hüm yenküsun
Kelime
Anlamı
Kökü
فَلَمَّا
ne zaman
كَشَفْنَا
biz kaldırsak
عَنْهُمُ
onlardan
الرِّجْزَ
azabı
إِلَىٰ
kadar
أَجَلٍ
bir süreye
هُمْ
onlar
بَالِغُوهُ
geçirecekleri
إِذَا
hemen
هُمْ
onlar
يَنْكُثُونَ
yeminlerini bozarlar

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Uğrayacakları son belâya dek üstlerine çöken musîbeti giderdik mi derhal yeminlerini bozuyorlardı.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ama ne zaman ki, sözlerini yerine getirebilecekleri kadar bir zaman verip de, bu azabı kendilerinden kaldırsak, hemen verdikleri sözden geri dönerlerdi.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Kendilerine verdiğimiz mühlet sona erene kadar onlardan bu azabı kaldırdığımızda, bir de bakarsın ki onlar yine sözlerinden dönmüşler!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Üzerlerinden, erişecekleri belli bir zamana kadar o felaketi kaldırdığımızda onlar derhal sözlerinden dönüyorlardı.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip-giderdik, onlar yine andlarını bozdular.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Vaktaki (azaba) erişecekleri bir müddete kadar üzerlerinden biz azabı kaldırdık, hemen yeminlerini bozdular.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca, hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Azabi nasil olsa sonuna gelecekleri bir muddet icin uzerlerinden kaldirinca, hemen sozlerinden cayiyorlardi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ne vakit ki, erişecekleri (mukadder) süreye kadar azabı kendilerinden kaldırdık, bir de ne bakarsın yeminlerini yerine getirmiyorlardı.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye (boğulma vaktine) kadar, o iğrenç azabı üzerlerinden kaldırdık, onlar yine yeminlerini bozdular (sözlerine durmadılar).

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık, derhal yeminlerini bozdular.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Fakat o azabı günün birinde dolduracakları belirli bir sürenin sonuna kadar başlarından savar- savmaz hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Ne zaman ki onların erişebilecekleri bir ecele kadar o iğrenç azabı çekip giderdik, onlar yine andlarını bozdular.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Erişebilecekleri bir süreye kadar azabı kendilerinden giderince derhal ahitlerini bozdular.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Vaktaki biz, kendilerinin erişecekleri bir müddete kadar, onlardan azabı giderdik, bir de ne bakarsın: Onlar yeminlerini bozuyorlar bile.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Nihâyet onların kendisine erişici oldukları bir vakte kadar (biz) kendilerindenazâbı kaldırınca, onlar hemen yeminlerini bozdular.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onların erişecekleri bir süreye kadar azabı üzerlerinden kaldırınca; bir de bakarsın, onlar sözlerinden cayıyorlardı.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlardan belaları bir vakte kadar kaldırdığımızda, huzura kavuştular ve hemen verdikleri sözleri bozdular.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Böylece onlar, o ecele (sona) ulaşana kadar onlardan azabı kaldırdığımız (açtığımız) zaman, onlar sözlerini nakzediyorlar (sözlerinden dönüyorlar).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Azabı belli bir müddet için (iman etmeleri şartıyla) üzerlerinden kaldırınca, o müddete eriştiklerinde hemen sözlerinden caydılar.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ama ne zaman ki sözlerini gereğince yerine getirmeleri için kendilerine süre verip de bu musibeti üzerlerinden kaldırsak, (hemen) sözlerinden geri dönerlerdi.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Fakat ne zaman sözlerini gerçekleştirmeye yetecek bir süre musibeti kaldırsak, her seferinde gerisin geri sözlerinden dönerlerdi.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Vaktâ ki onların erişecekleri bir müddete kadar kendilerinden azabı açıverdik. Onlar derhal yeminlerini bozar oldular.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Biz onlardan, geçinecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca, hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Üzerlerinden bir süre için cezayı kaldırdığımız zaman, hemen yeminlerini/sözlerini bozmaya başladılar.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Fakat o azabı günün birinde dolduracakları belirli bir sürenin sonuna kadar başlarından savar- savmaz hemen sözlerinden dönüverdiler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Biz, geçirecekleri bir süreye kadar onlardan azabı kaldırınca da yeminlerinden döndüler.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Biz onlardan, geçirecekleri bir süreye kadar azâbı kaldırınca, hemen yeminlerini bozmağa başladılar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlardan azabı, onlara ulaşacak belirli bir süreye kadar kaldırdığımız zaman; onlar verdikleri sözü o an bozuyorlardı.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip gideriverdik, onlar yine andlarını bozdular.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    But every time We removed the penalty from them according to a fixed term which they had to fulfil,- Behold! they broke their word!