وَاسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ إِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَ ۙ لَا تَأْتِيهِمْ ۚ كَذَٰلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
Ves’elhüm anil karyetilletı kanet hadıratel bahr iz ya’dune fis sebti iz te’tıhim hıytanühüm yevme sevtihim şürraav ve yevme la yesbitune la te’tıhim kezalike nebluhüm bima kanu yefsükun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَاسْأَلْهُمْ
onlara sor
عَنِ
-ndan
الْقَرْيَةِ
kent(halkın)ın durumu-
الَّتِي
öyle ki
كَانَتْ
bulunan
حَاضِرَةَ
kıyısında
الْبَحْرِ
deniz
إِذْ
hani
يَعْدُونَ
onlar haddi aşıyorlardı
فِي
السَّبْتِ
Cumartesine
إِذْ
تَأْتِيهِمْ
onlara gelirdi
حِيتَانُهُمْ
balıkları
يَوْمَ
günü
سَبْتِهِمْ
cumartesi
شُرَّعًا
akın akın
وَيَوْمَ
gün ise
لَا
يَسْبِتُونَ
cumartesi dışındaki
لَا
تَأْتِيهِمْ
gelmezlerdi
كَذَٰلِكَ
böylece
نَبْلُوهُمْ
biz onları sınıyorduk
بِمَا
ötürü
كَانُوا
يَفْسُقُونَ
yoldan çıkmalarından

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Denize pek yakın olan o şehrin halkına neler oldu, sor onlara. Hani onlar, cumartesi günü, emre isyân etmişlerdi, hani cumartesi günleri, balıklar, su üstüne çıkıyordu da cumartesiden başka günlerde onlara görünmüyordu, emirden çıktıkları için biz de onları böyle sınamadaydık.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey peygamber! Onlara denizin kıyısındaki o kasabanın başına gelen felaketten sor. Hani onlar yasak edildiği halde cumartesi gününde balık avlayarak saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü ibadet için saygı gösterdikleri ve tatil yaptıkları cumartesi günü balıklar sürüler halinde kıyıya gelirlerdi. cumartesi gününü tatil yapmadıklarında ise balıklar kıyıya gelmezlerdi. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle, işte böylece imtihan ediyorduk.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Onlara, deniz kıyısında olan şehir halkından sor!.. Hani Sebt’te (Cumartesi gününde balık avlayarak) haddi aşmışlardı... Çünkü balıklar, Sebt gününde bollaşıp ortaya çıkardı da; diğer günler görünmezdi! Yoldan çıkmaları yüzünden, onları böyle denedik.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Onlara deniz kıyısındaki şehir hakkında soru sor. Hani onlar cumartesi gününde sınırı aşıyorlardı. Cumartesi (tatili) yaptıkları gün balıklar akın akın yanlarına geliyor ancak cumartesi (tatili) yapmadıkları günlerde hiç gelmiyorlardı. Yoldan çıkmaları sebebiyle biz onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Ey Rasûlüm), o Yahudi’lere, deniz kenarındaki kasaba halkının başına gelen felâketi sor. O vakit, yasak edildikleri cumartesi gününde balık avlamakla Allah’ın cumartesi yasağına tecavüz ediyorlardı. Çünkü ibadet için tatil yaptıkları cumartesi günü, balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta’tili yapmıyacakları gün ise, gelmiyordu. İşte biz, itaattan çıkmaları sebebiyle, onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu onlara sor! Hani onlar Cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, Cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Onlara, deniz kiyisindaki kasabanin durumunu sor. Cumartesi yasaklarina tecavuz ediyorlardi. Cumartesileri baliklar suruyle geliyor, baska gunler gelmiyorlardi. Biz onlari, yoldan cikmalari sebebiyle boylece deniyorduk.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ey Muhammed ! Bir de onlara şu deniz sahilindeki şehrin (durumunu sor). Hani bir zamanlar Cumartesi yasağına saygısızlık gösterip ilâhi sınırı aşıyorlardı; hani Cumartesi günü balıklar sürü hâlinde akın akın onlara doğru geliyordu; diğer günlerde ise onlara gelmiyorlardı. Biz onları günah işleyip ilâhî sınırları aştıklarından dolayı böylece denedik.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Onlara, denizin kıyısındaki o kasabanın durumunu (başına gelen felaketi) sor. Hani onlar, Cumartesi gününü ihlal ederek haddi aşmışlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günleri balıklar sürüyle geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Ey Muhammed!) Onlara, deniz kıyısında bulunan kent halkının durumunu sor. Hani onlar Cumartesi (yasağı) konusunda haddi aşıyorlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. İşte onları yoldan çıkmaları sebebiyle böyle imtihan ediyorduk.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onlara deniz kenarındaki topluluktan sor. Hani Cumartesi çalışma yasağını çiğniyorlardı. Cumartesiye uydukları gün balıkları onlara akın akın geliyordu; ancak Cumartesiyi uygulamadıkları gün onlara balık gelmiyordu. Yoldan çıktıkları için onları böyle sınıyorduk.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlara deniz kıyısındaki kasabanın halkının yaptığını sor. Hani onlar cumartesi yasağını çiğniyorlardı. Çünkü cumartesi yasağına uydukları gün onlara akın akın balık geliyordu, fakat cumartesi yasağını çiğnedikleri gün onlara hiç balık gelmiyordu. Öteden beri fasık oldukları için, biz onları böylece sınavdan geçiriyorduk.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) sınırı aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’ balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise gelmiyorlardı. İşte biz, fasık olmaları dolayısıyla onları böyle sınıyorduk.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onlara deniz kıyısındaki şehrin durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününde haddi aşıyorlardı. Cumartesi tutmadıkları gün balıkları akın akın geliyor. Cumartesi günü dışında ise gelmiyorlardı. Fıskları sebebiyle biz onları işte böyle imtihan ediyorduk.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Habîbim), onlara denizin yakınında, (sahilde) ki o kasabayı (onun haalini ve ehâlîsinin başına gelenleri) sor. Hani onlar cumartesi gününün hürmetini ihlâl ederek haddi aşmışlardı. Çünkü cumartesi ta’tîli yapdıkları gün balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta’tîli yapmayacakları gün ise gelmiyordu, işte biz, itâatdan çıkmakda olduklarından dolayı kendilerini böylece imtihan ediyorduk.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere), deniz kenarındaki o şehir (halkının hâlin)den sor! Bir zaman (onlar) Cumartesi gününde (o günün hürmetini ihlâl ederek)haddi aşıyorlardı; onlara balıkları Cumartesi günlerinde, suyun yüzüne çıkarak geliyordu; Cumartesi ta`tîli yapmıyor oldukları gün ise, onlara gelmiyordu. İsyân etmekte olduklarından dolayı onları böyle imtihân ediyorduk.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onlara; denizin kıyısındaki o kasabanın durumunu sor. Hani onlar, cumartesi gününü ihlal ederek haddi aşmışlardı. Zira cumartesi günleri balıkları sürüyle geliyor, cumartesi tatili yapmayacakları gün ise gelmiyordu. İşte biz, fasıklık eder oldukları için onları böylece imtihan ediyorduk.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlara deniz kıyısında ki kasaba hakkında sor. Balıklar tatil günlerinde sürüler halinde onlara gelince, o günün yasağına diğer günlerde balıklar gelmiyor diye uymuyorlardı. Bizde yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyoruz.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlara (bir zamanlar) deniz kenarında olan beldeden sor. Balıkları onlara yasak uygulama günlerinde (cumartesi günü) akın akın geldiği zaman, (o gün) cumartesi gününde haddi aşıyorlar (yasağı uygulamıyorlar). Ve yasak uygulamama günü onlara (balıklar) gelmiyorlar. İşte böyle, fıska düşmüş olduklarından dolayı onları imtihan ediyorduk.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri bir sor. Hani onlar Cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, Cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında ise gelmiyorlardı. İşte biz, yoldan çıkmalarından dolayı, onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Sözgelimi,) onlara denizin kıyısındaki o kasaba hakkında sor; ahalisi, (av için gözledikleri) balıkların (nedense) hep vecibelerine uymaları gereken Sebt günü suları yararak çıkageldiklerini görünce, Sebt günü dışında ortaya çıkmıyorlar bahanesiyle tutup, Sebt gününün örfünü nasıl çiğnerlerdi! Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Mesela, sor onlara deniz kıyısındaki mamur kentin halini! Hani onlar, Sebt Günü dışında ortaya çıkmıyorlar diye, Sebt Günü`nde balıkların kendilerine akın akın gelişine tamah ederek Cumartesi geleneğini çiğniyorlardı! Biz, yoldan çıkmaları nedeniyle onları (dünyalığa) işte böyle mübtela ettik.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve onlara denizin kenarında bulunan beldeden sual et. O zaman ki onlar cumartesi gününde haddi tecavüz eder olmuşlardı. O vakit onlara cumartesi günlerinde balıklar çokça zahir olarak gelirlerdi. Cumartesinin gayrı günlerinde ise gelmezlerdi. İşte onları yapar oldukları fıskları sebebiyle böylece imtihan ederiz.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Onlara şu deniz kıyısındaki şehrin durumunu sor! Hani onlar Cumartesi yasaklarına saygısızlık edip ilâhî sınırı aşıyorlardı. Cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak sürü halinde akın akın yanlarına geliyordu. Diğer günler ise gelmiyorlardı. Biz onları yoldan çıkmaları sebebiyle böylece imtihan ediyorduk.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onlara, denizin kıyısında olan o kasaba hakkında sor! Hani onlar, cumartesiye uymayıp saygısızlık ediyor, haddi aşıyorlardı. Çünkü, balıkları onlara cumartesi (tatil) günü; iş yapmadıkları zaman, akın akın sürüyle gelirdi. Tatil yapmadıkları/mesai gün(ü) ise onlara gelmiyorlardı. Yoldan çıkmalarından dolayı, onlara işte böyle karşılık veriyorduk.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlara deniz kıyısındaki kasabanın halkının yaptığını sor. Hani onlar cumartesi yasağını çiğniyorlardı. Çünkü cumartesi yasağına uydukları gün onlara akın akın balık geliyordu, fakat cumartesi yasağını çiğnedikleri gün onlara hiç balık gelmiyordu. Öteden beri fasık oldukları için, biz onları böylece sınavdan geçiriyorduk.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bir de onlara o deniz kıyısında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor. Hani onlar sebt (cumartesi) gününün hükmüne saygısızlık edip Allah’ın koyduğu sınırı çiğniyorlardı. Şöyle ki: Sebt gününün hükmünü gözettiklerinde balıklar yanlarına akın akın geliyordu;Sebt gününün hükmüne riayet etmedikleri gün ise gelmiyordu. İşte fâsıklıkları, yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Onlara, deniz kıyısında bulunan kent(halkın)ın durumunu sor. Hani onlar Cumartesine saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi (tatil) yaptıkları gün, balıkları onlara akın akın gelirdi. Cumartesi (tatil) yapmadıkları gün balıkları gelmezlerdi. Biz onları yoldan çıkmalarından ötürü böyle sınıyorduk.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlara deniz kenarındaki cumartesi yasağını çiğneyen kasabayı sor! Onlara avları cumartesi günlerinde akın akın geliyor, yasakları olmayan günlerde gelmiyorlardı. İşte onları fasıklık ettikleri için böyle imtihan ediyorduk.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri (n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Ask them concerning the town standing close by the sea. Behold! they transgressed in the matter of the Sabbath. For on the day of their Sabbath their fish did come to them, openly holding up their heads, but on the day they had no Sabbath, they came not: thus did We make a trial of them, for they were given to transgression.