خَالِدِينَ فِيهَا ۖ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ
Halidıne fıha la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun
Kelime
Anlamı
Kökü
خَالِدِينَ
ebedi kalırlar
فِيهَا
(la’net) içinde
لَا
يُخَفَّفُ
hafifletilmez
عَنْهُمُ
onlardan
الْعَذَابُ
azab
وَلَا
ve yoktur
هُمْ
onlara
يُنْظَرُونَ
gözetme

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ebedî olarak lânette kalırlar. Ne azapları hafifletilir, ne yüzlerine bakılır.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Onlar ebediyen lanet içinde kalırlar. Onlardan azap da hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    O lânetlerin sonuçlarını sonsuza dek yaşarlar. Bunun azabı asla hafifletilmez ve onlara mühlet (yanlışı düzeltme süreci) de verilmez.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Onlar (lanette) sürekli kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz da.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Onda (lanette) süresiz kalacaklardır, onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlar, o lânet ve ateş içinde devamlı olarak kalanlardır. Onlardan ne azâb hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (161-162) Küfredip de kâfir olarak ölenler var ya Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. Çok uzun süreli olarak o laneti taşırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Lanette temellidirler, onlardan azab hafifletilmez ve onlarin azabi geciktirilmez.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Lanette devamlı kalıcılardır ; azâb onlardan hafifletilmez ve (bir ân olsun) azâbdan geri bırakılıp bekletilmezler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Onlar (lanetlenmiş olarak) orada ebediyen kalacaklar ve ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    O durumda sürekli kalırlar. Azapları hafifletilmez ve ertelenmez.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Onlar ebedi olarak onun altında kalırlar. Ne azabları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bunlar (sürekli lânetlenmiş olarak) orada ebediyen kalırlar. Ne azapları hafifletilir ve ne de kendilerine mühlet verilir.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    O durumda/Onda süresiz kalacaklardır. Azapları hafifletilmez ve ertelenmez/onlar gözetilmezler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onun içinde sürekli kalıcıdırlar. Onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onun (o lâ’netin, yahud cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar onlar. Onlardan âzab da hafifletilmez. Kendilerinin yüzlerine de bakılmaz.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar! Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara (özür dilemeleri üzere) mühlet verilir!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onun içinde temelli kalacaklardır. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    (Azapta) Devamlı kalıcıdırlar. Asla onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    (Onlar) onun (lânetin) içinde ebediyyen kalacak olanlardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Onda temelli kalıcılardır, onlardan azap hafifletilmez ve (özür dilesinler diye) kendilerine mühlet de verilmez.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de soluk almalarına imkan verilecek.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Onlar o lanetin içinde kalıcıdırlar: Onların ne azabı hafifletilecek, ne de kendilerine göz açtırılacaktır.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Orada ebedî bir halde kalacaklardır. Onlardan azab hafifletilmez ve kendilerine asla nazar olunmaz.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Onlar ebedi olarak o lânetin içinde kalacaklardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Orada ebedi kalacaklar; azapları hafifletilmeyecek ve onlara bakılmayacak da!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Bunlar (sürekli lânetlenmiş olarak) orada ebediyen kalırlar. Ne azapları hafifletilir ve ne de kendilerine mühlet verilir.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Onlar bu lânet içinde ebedî olarak kalırlar. Onların azapları hafifletilmeyeceği gibi, Kendilerine yeni bir mühlet de verilmez.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Ebedi la’net içinde kalırlar. Ne kendilerinden azâb hafifletilir, ne de onlara fırsat verilir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlar lanette temellidirler. Onlardan azap hafifletilmez ve onların yüzlerine bakılmaz.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Onda (lanette) temelli kalıcıdırlar, onlardan azab hafifletilmez ve onlar gözetilmezler de.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sürekli o lanetin içindedirler. Ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    They will abide therein: Their penalty will not be lightened, nor will respite be their (lot).