وَإِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ ۚ وَفِي ذَٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظِيمٌ
Ve iz necceynaküm min ali fir’avneyesumuneküm suel azabi yüzebbihune ebnaeküm ve yestahyune nisaeküm ve fı zaliküm belaüm mir rabbiküm azıym
Kelime
Anlamı
Kökü
وَإِذْ
hani
نَجَّيْنَاكُمْ
sizi kurtarmıştık
مِنْ
-nden
الِ
ailesi-
فِرْعَوْنَ
Fir’avn
يَسُومُونَكُمْ
onlar size reva görüyor
سُوءَ
en kötüsünü
الْعَذَابِ
azabın
يُذَبِّحُونَ
boğazlayıp
أَبْنَاءَكُمْ
oğullarınızı
وَيَسْتَحْيُونَ
sağ bırakıyorlardı
نِسَاءَكُمْ
kadınlarınızı
وَفِي
ve vardı
ذَٰلِكُمْ
bunda sizin için
بَلَاءٌ
bir imtihan
مِنْ
-den
رَبِّكُمْ
Rabbiniz-
عَظِيمٌ
büyük

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun’un soyundan kurtardık. Onlar, size kötü bir sûrette azâp ediyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı diri bırakmak istiyorlardı. Bu işte Rabbinizin bir sınaması vardı.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey israiloğulları! Oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayasızlaştırıp sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüyle azaplandıran, Firavun taraftarlarının elinden sizi kurtardığımızı hatırlayın. Bu işte Rabbinizden büyük bir imtihan vardı sizin için.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sizi Firavun ailesinden de kurtarmıştık, ki size en kötü azabı yaşattırıyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Rabbinizin azametli bir belâsı içindeydiniz.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Hani sizi, size en kötü işkenceleri uygulayan, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Başınıza gelen bu durumda sizin için Rabbinizin büyük bir imtihanı vardı.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Ey İsrâil oğulları, hem hatırlayın ki), bir vakıt sizi ve atalarınızı Fir’avun avânesinden kurtarmıştık, sizi azâbın kötüsüne sürüp oğullarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı hayatta (diri) tutmak istiyorlardı ve bunda, sizin için, rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Hani sizi Firavun`un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size lâyık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden ağır bir imtihan vardı.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Size iskence eden, kadinlarinizi sag birakip ogullarinizi bogazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmistik; bu Rabbinizin buyuk bir imtihani idi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Hani size işkencenin en kötüsünü tattırıp yüklemekte devam eden, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmak isteyen Fir’avn’ın yoldaşlarından sizi (atalarınızı) kurtardığımız zamanı bir hatırlayın! Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ey İsrailoğulları! Yine hatırlayın ki) işkencenin en kötüsünü size uygulayan, kızlarınızı bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlayan/öldüren Firavun`un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu da Rabbiniz tarafından büyük bir sınavdı.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    İşkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı utandırıp oğullarınızı öldüren Firavunun adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu ikisi, Efendinizden büyük bir sınav idi.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Hani oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (dul) bırakmak suretiyle size çok ağır bir işkence çektiren Firavun hanedanından sizleri kurtarmıştık. Bu, sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir imtihandı.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Size işkencenin en kötüsünü yapan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun’un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, rabbinizden büyük bir sınav idi.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık ki, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı ise sağ bırakarak size azabın en kötüsünü tattırıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden çok büyük bir imtihan vardı.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Yine hatırlayın o zamanı ki (yeni doğan) oğullarınızı boğazlayıp kızlarınızı sağ bırakmak (yâhud kadınlarınıza utanılacak dürlü fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) işkencenin en kötüsünü yüklemekde devameden Fir’avun haanedânından sizi kurtarmışdık. Bunda (bu azâbda ve kurtarmada) Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı sizin için.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Hem bir zaman sizi Fir`avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne(evlâd acısına) ma`ruz bırakıyorlar, (yeni doğan) oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda (size revâ görülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Hani, sizi oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakarak en kötü işkenceye tabi tutan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu da sizin için Rabbınız tarafından büyük bir imtihandı.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sizi firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar erkek evlatlarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı hayatta bırakarak, azabın en kötüsünü uyguluyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabbinizden büyük bir deneme vardı.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve sizi firavun ailesinden kurtarmıştık ki (onlar), size kötü azap ediyorlar, oğullarınızı kesip kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Hani size azabın en kötüsünü tattıran, yeni doğan oğullarınızı boğazlayan ve kızlarınızı hayatta bırakan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık ve bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.);

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve (hatırlayın) azapların en korkuncu olarak -ki sizin için Rabbinizden büyük bir imtihandı- oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanının elinden sizi kurtardığımız (günleri).

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Yine bir zaman da sizi Firavun hanedanının elinden kurtarmıştık. Size işkencenin en alçağını reva görüyorlar, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı da bırakıyorlardı. Bu yaşananlarda, Rabbinizin sizi tabi tuttuğu dehşet bir imtihan vardı.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve o zamanı yâd ediniz ki, sizi âl-i Fir’avun’dan kurtardık. Sizi en kötü azap ile cezalandırıyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından pek büyük bir imtihan vardı.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Hani sizi, işkencelerin en kötüsünü tattıran, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ve (hatırlayın), sizi Firavun kavminden kurtarmıştık. Size azabın en kötüsünü uygun görmüşlerdi. Sizin oğullarınızı boğazlıyorlar/öldürüyorlar ve kızlarınızı da hayatta bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden (gelen), büyük bir belâ/açığa çıkar(ıl)ma vardı.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Hani oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (dul) bırakmak suretiyle size çok ağır bir işkence çektiren Firavun hanedanından sizleri kurtarmıştık. Bu, sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir imtihandı.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Hem sizi en feci işkencelere uğrattıkları zaman Firavun’un adamlarından kurtardığımızı da hatırlayın! Onlar sizin dünyaya gelen erkek çocuklarınızı kesiyor, kız çocuklarınızı ise kötülük için hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından çetin bir imtihan vardı.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Sizi Fir’avn âilesinden de kurtarmıştık. Hani (onlar), size azâbın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun Hanedanından sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbiniz’den büyük bir imtihan vardı.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Sizi, en dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı anın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlarken, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar/kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb’inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And remember, We delivered you from the people of Pharaoh: They set you hard tasks and punishments, slaughtered your sons and let your women-folk live; therein was a tremendous trial from your Lord.