وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنْفِرُوا كَافَّةً ۚ فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوا إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ
Ve ma kanel mü’minune li yenfiru kaffeh fe lev la nefera min külli firkatim minhüm taifetül li yetefekkahu fid dıni ve li yünziru kavmehüm iza raceu ileyhim leallehüm yahzerun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَمَا
ve değillerdi
كَانَ
الْمُؤْمِنُونَ
inananlar
لِيَنْفِرُوا
sefere çıkacak
كَافَّةً
hepsi toptan
فَلَوْلَا
gerekmez mi?
نَفَرَ
geri kalmaları
مِنْ
كُلِّ
her
فِرْقَةٍ
kabileden
مِنْهُمْ
içlerinden
طَائِفَةٌ
bir cemaatin
لِيَتَفَقَّهُوا
iyice öğrenmek için
فِي
الدِّينِ
dini
وَلِيُنْذِرُوا
ve uyarmaları için
قَوْمَهُمْ
kavimlerine
إِذَا
zaman
رَجَعُوا
dönüp geldikleri
إِلَيْهِمْ
onlara
لَعَلَّهُمْ
belki
يَحْذَرُونَ
sakınırlar diye

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    İnananların hepsinin savaşa gitmesi lâzım değil; bir kısmı savaşa gitmeli, bir topluluk da çekinmelerini sağlamak için kavimleri savaştan dönüp gelerek onlarla buluşunca onları korkutmak için dîni hükümleri iyice öğrenmeye çalışmalıdır.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Bütün bunlarla birlikte, savaş zamanı mü’minlerin hepsinin toptan savaşa çıkması doğru olmaz. Onların arasında her guruptan bazılarının sıcak savaştan geri kalmaları, bunun yerine din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve böylece savaştan dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları, aynı zamanda savaş ortamında hayatı anlayanların bu bilgileriyle geride kalanları eğitip uyarmaları daha yerinde olacaktır. Böylece onlar da, kötülüklere karşı kendilerini daha iyi korumuş olacaklardır. Bir başka savaşta da bu savaştan geri kalanların savaşa katılıp diğerlerinin bu işi yapması hayatı tanımak açısından daha uygundur.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    İman edenlerin hepsinin birden sefere çıkmaları yerinde olmaz! Onlardan her bir topluluktan bir grubun, arkalarında kalması; Din’i iyice anlamaya çalışması gerekir. Onlar seferden geri döndüklerinde, belki sakınırlar diye, kavimlerini uyarmaları için!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Mü’minlerin toptan savaşa çıkmaları uygun olmaz. Her kabileden bir grubun dini iyi öğrenmek ve kavimleri kendilerine döndüklerinde onları uyarmak üzere geride kalmaları gerekmez mi? Olur ki böylece sakınırlar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Mü’minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Bununla beraber müminlerin hepsi toplanıp birden savaşa çıkmaları uygun değildir. Her kabileden büyük bir kısım savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da, din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan kendilerine döndüğü zaman, onları Allah’ın azâbı ile korkutmak için, geri kalmalıdır. Olur ki, Allah’ın azâbından sakınırlar.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun, dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde korunmaları ümidiyle onları uyarmak için, arkada kalmaları gerekmez mi?

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Inananlar toptan savasa cikmamalidir. Her topluluktan bir taifenin dini iyi ogrenmek ve milletlerini geri donduklerinde uyarmak uzere geri kalmalari gerekli olmaz mi? Ki boylece belki yanlis hareketlerden cekinirler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Mü’minlerin toptan (hiç kimse geriye kalmamak şartiyle) savaşa çıkmaları uygun değildir. Her grup (kabile) savaşa çıkarken kendilerinden birkaç kişinin dinî ilimleri öğrenmeleri ve geri döndükleri zaman sakınırlar diye kavimlerini bu hususta uyarmaları (onlara öğrendiklerini öğretmeleri) gerekmez mi?

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Mü`minlerin hepsinin (savaş zamanı) toptan sefere çıkmaları gerekmez. Onların her kesiminden bir grup din hususunda sağlam bilgi sahibi olmak, dinî hükümleri öğrenmek için çalışmalı ve (savaşa çıkanlar) geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmalıdır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Ne var ki) mü’minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Gerçeği onaylayanların, topluca yola çıkmaları doğru olmaz. Her gruptan sadece bir kaç kişi, dini anlayıp öğrenmek için harekete geçmeli. Nitekim böylece, halklarına geri döndüklerinde, halklarının uyanık bulunması için onları uyarabilsinler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Bununla beraber müminlerin hepsinin birden topyekün savaşa katılmaları uygun değildir. Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki, böylece Allah’ın azabından sakınırlar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Mü’minlerin topyekün sefere çıkmaları gerekmez. Bunun yerine her kabileden bir grup, dinin özünü öğrenmek ve kötülüklerden kaçınırlar umudu ile soydaşlarını uyarmak için sefere çıkmalıdır.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    İnançlıların tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde kavrayış (tefekkahu) (edinmek) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp sakınırlar.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Mü’minlerin topluca çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında, dinde derin bir kavrayış edinmek ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için. Umulur ki onlar da kaçınıpsakınırlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Bununla beraber) mü’minlerin hepsinin (topyekûn) savaşa çıkmaları lâyık değildir. O halde (onların her sınıfından yalınız birer zümre savaşa gitmeli), kimi de — dîn ve şerîat ilimlerini iyice öğrenmeleri ve kavmleri (savaşdan) dönüp kendilerine geldikleri zaman onları Allah azâbıyle korkutmaları için — (gitmeyip kalmalıdırlar). Olur ki (bu suretle mü’minler aykırı hareketlerden) kaçınırlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Bununla berâber, mü`minler hep berâber (cihâd için) seferber olacak değillerdir. Fakat onların her kabîlesinden bir tâifenin (sefere) çıkmaları, (diğerlerinin) dîni iyice öğrenmeleri ve (seferden) kendilerine döndükleri zaman, kavimlerini (Allah`ın tehdîd ettiği hususlarda, azâbı ile) korkutmaları gerekmez miydi? Tâ ki onlar (da günahlardan)sakınsınlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Mü’minlerin hepsi de seferber olacak değildirler. Her topluluktan bir taifenin dinini iyi öğrenmek ve kendisine döndüklerinde kavmini uyarmak üzere geri kalmaları gerekmez mi? Olur ki kaçınırlar. 9

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    İnananların hepsinin birden savaş için çıkmalarına gerek yoktur. Onlardan herkesin savaşa gitmeyip, içlerinden bir gurubun Allah’ın dinini iyi ve doğru anlayıp (eğitimini yaparak), savaştan dönenleri uyarmaları gerekir ki, uyarıyı belki dikkate alırlar.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Mü’minlerin hepsinin birden sefere çıkması gerekmez (uygun olmaz). Böylece, her fırkadan bir grup sefere çıkmayıp, kendi kavimlerini, onlara geri döndükleri zaman, onları inzar etmeleri (uyarmaları) için, dîni çok iyi fıkıh etsinler! Böylece onlar hazer ederler (Allah’tan çekinirler).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Müminlerin tümünün (cihad için) seferber olmaları gerekmez. O halde neden dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve (vatanlarına) döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için onların her kesiminden bir grup seferber olmuyor ki? Umulur ki (böylece günahlardan) sakınırlar.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Bütün bunlarla birlikte, (savaş zamanı) müminlerin hepsinin toptan yola çıkması doğru olmaz; onların arasında her gruptan bazılarının seferden geri kalmaları, (bunun yerine) Din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve (böylece) seferden dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları daha yerinde olacaktır; böylece belki, onlar (da) kötülüğe karşı kendilerini (daha iyi) korumuş olacaklardır.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Fakat, (yeni) mü`minlerin (dini öğrenmek için) cumhur cemaat yola koyulmaları doğru olmaz; onlar arasından her gruptan birileri (Medine`ye doğru) yola çıkmalı, dinde derin bir anlayış ve ilim elde etmek için (orada) çaba harcamalı ve kendi toplumları arasına geri döndükleri zaman da, onları uyarmalı değil mi; belki de böylece (ileride doğacak) birtakım mahzurlar (önceden) engellenmiş olur.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve maamafih bütün mü’minlerin birden toplanıp sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her bir fırkasından bir zümre dinde fekâhat sahibi olmaya çalışmalı ve kavimlerine dönünce de onları inzar etmelidirler. Umulur ki, onlar sakınırlar.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Müminlerin hepsinin de toptan savaşa çıkmaları doğru değildir. İçlerinde her sınıftan bir tâife, dini iyice öğrenmeleri ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz edip uyarmaları gerekmez mi? Umulur ki sakınırlar.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (ne var Kİ); Müminlerin hepsi toptan seferber olacak/savaşacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bilim adamları; din konusunda köklü, derin bilgi sahibi olmak ve (savaşanlar cepheden) dönünceye kadar kavimlerini uyarmak için geride kalsınlar (cepheye gitmesinler). Umulur ki sakınırlar/korunurlar!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Mü’minlerin topyekün sefere çıkmaları gerekmez. Bunun yerine her kabileden bir grup, dinin özünü öğrenmek ve kötülüklerden kaçınırlar umudu ile soydaşlarını uyarmak için sefere çıkmalıdır.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bununla beraber müminlerin hepsinin top yekün sefere çıkmaları uygun değildir. Öyleyse her topluluktan büyük kısmı savaşa çıkarken, bir takım da din hususunda sağlam bilgi sahibi olmak, dinî hükümleri öğrenmek için çalışmalı ve savaşa çıkanlar geri döndüklerinde kötülüklerden sakınmaları ümidiyle, onları uyarmalıdır.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    İnsanların hepsi toptan sefere çıkacak değillerdi. Ama her kabileden bir cemâatin dini iyice öğrenmeleri ve dönüp kavimlerine geldiklerinde, sakınmaları umuduyla onları uyarmaları için sefere çıkmaları gerekmez miydi?

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Müminlerin toptan savaşa çıkmaları gerekmez. Her topluluktan bir grubun dinde derinleşmek ve kavimleri geri döndüklerinde onları uyarmak ve sakındırmak için savaşa gitmeleri gerekmez mi? Umulur ki sakınırlar.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Mü’minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarıp korkutmak için (geride kalabilir) . Umulur ki onlar da kaçınıp sakınırlar.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Nor should the Believers all go forth together: if a contingent from every expedition remained behind, they could devote themselves to studies in religion, and admonish the people when they return to them,- that thus they (may learn) to guard themselves (against evil).