يَا بَنِي آدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ يَنْزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْآتِهِمَا ۗ إِنَّهُ يَرَاكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ ۗ إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ
Ya benı ademe la yeftinennekümüş şeytanü kema ahrace ebeveyküm minel cenneti yenziu anhüma libasehüma li yüriyehüma sev’atihima innehu yeraküm hüve ve kabılühu min haysü la teravnehüm inna cealneş şeyatıyne evliyae lillezıne la yü’minun
Kelime
Anlamı
Kökü
يَا بَنِي
oğulları
ادَمَ
Adem
لَا
يَفْتِنَنَّكُمُ
sizi bir belaya düşürmesin
الشَّيْطَانُ
şeytan
كَمَا
gibi
أَخْرَجَ
çıkardığı
أَبَوَيْكُمْ
ana babanızı
مِنَ
-ten
الْجَنَّةِ
cennet-
يَنْزِعُ
soyarak
عَنْهُمَا
onların
لِبَاسَهُمَا
elbiselerini
لِيُرِيَهُمَا
onlara göstermek için
سَوْاتِهِمَا
çirkin yerlerini
إِنَّهُ
muhakkak
يَرَاكُمْ
sizi görürler
هُوَ
o
وَقَبِيلُهُ
ve kabilesi
مِنْ
حَيْثُ
yerden
لَا
تَرَوْنَهُمْ
sizin onları göremeyeceğiniz
إِنَّا
muhakkak
جَعَلْنَا
biz yaptık
الشَّيَاطِينَ
şeytanları
أَوْلِيَاءَ
dostları
لِلَّذِينَ
kimselerin
لَا
inanmayan(ların)
يُؤْمِنُونَ
zaman

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ey Âdemoğulları, Şeytan, ananızı, babanızı cennetten çıkardığı ve avret yerlerini onlara göstermek için büründükleri elbiseyi sıyırıp üstlerinden attığı gibi sakın sizi de bir derde uğratmasın. O ve ona mensup olanlar, sizin göremeyeceğiniz yerlerden görür, kollar sizi. Şüphe yok ki biz Şeytanları, inanmayanlara dost ettik.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ey ademoğulları! Şeytanın, anababanızın çirkin yerlerini kendilerine göstererek, elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sizi de ayartmasına izin vermeyin. Doğrusu o şeytan ve yandaşları da sizin onları göremiyeceğiniz yerde ve biçimde sizi pusuda bekliyor. Gerçek şu ki, biz şeytanları inanmayanların dostları yaptık.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan (bedeniniz), sizin ceddinizi, bedenselliği kendilerine göstermek suretiyle libaslarını (melekî kuvvelerini) onlardan soyarak cennet yaşamından çıkardığı gibi, sizi de fitneye düşürmesin! Çünkü o ve onun işlevini paylaşanlar, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler... Biz, şeytanları (şaşırtıp saptırıcı kuvveleri - beş duyuya dayanan kabulleri), iman etmeyenler için velîler kıldık.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Ey Adem oğulları! Şeytan, anne babanızın avret yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak onları cennetten çıkardığı gibi sizi de yanılgıya düşürmesin. O ve taraftarları, sizin kendilerini göremediğiniz yerden sizi görmektedirler. Biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları kıldık.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Ey Âdem Oğulları: Çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, ebeveyninizin (Âdem ile Havva’nın) elbiselerini soyarak, Şeytan onları nasıl cennetten çıkardıysa, sakın size de bir belâ yapmasın. Çünkü şeytan ve kabilesi, sizi, kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden görürler. Biz, Şeytanları, iman etmiyeceklere dostlar yaptık.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan, anne babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın! Çünkü o ve yandaşları, sizin onları görmeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Ey Insanogullari! seytan, ayip yerlerini kendilerine gostermek icin elbiselerini soyarak ananizi babanizi cennetten cikardigi gibi sizi de sasirtmasin. Sizin onlari gormediginiz yerlerden o ve taraftarlari sizi gorurler. Biz seytanlari, inanmayanlara dost kilariz.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ey Âdem oğulları! Şeytan utanç yerlerini kendilerine göstermek için ana babanızın elbiselerini çekip çıkarmak suretiyle onları Cennet’ten çıkardığı gibi, sizi de fitneye sokup saptırmasın. Doğrusu o da, yandaşları da —onları görmediğiniz yerden— sizi görürler. Şüphesiz ki biz Şeytan’ı imân etmeyenlerin dostu kılmışızdır.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Ey Âdemoğulları! Ayıp yerlerini kendilerine açmak için elbiselerini soyarak anababanızı cennetten çıkardığı gibi şeytan sizleri de ayartıp tuzağa düşürmesin! Sizin şeytanı ve adamlarını göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Muhakkak ki biz şeytanları inanmayanların dostu yaptık.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ademoğulları, sapkın, ana babanızın vücutlarını kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak bahçeden çıkardığı gibi sizi de şaşırtmasın. O ve kabilesi sizin onları görmediğiniz yerden sizi görürler. Biz, sapkınları, onaylamayanların dostları yaptık.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Ey insanoğulları, şeytan ana-babanızı elbiselerinden soyundurup ayıp yerlerini meydana çıkararak cennetten çıkardığı gibi sizleri de ayartıp tuzağa düşürmesin. Sizin şeytanı ve adamlarını göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Biz şeytanları inanmayanlara dost yaptık.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Ey Ademoğulları, şeytan anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, kendilerini göremeyeceğiniz yerden sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları inanmayacakların dostları kıldık.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Ey Ademoğulları! Şeytan anababanızın avret yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini sıyırarak onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de fitneye düşürmesin! Çünkü gerçekten o ve taraftarları sizi sizin onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Muhakkak ki biz şeytanları iman etmeyenlerin velileri kıldık.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Ey Âdem oğulları şeytan ana ve babanızı fena, yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyarak nasıl cennetden çıkardıysa sakın size de bir fitne (belâ) yapmasın. Çünkü o da, kabiylesinden olan (lar) da sizi, sizin kendilerini göremeyeceğiniz yer (ler) den muhakkak görür (ler). Biz şeytanları îman etmeyeceklerin velîleri yapdık.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı (kandırarak) avret yerlerini kendilerine göstermek için onlardan elbiselerini soyarak Cennetten çıkarttığı (bu netîceyi verecek hatâya sevk ettiği) gibi, sakın sizi de aldatmasın! Çünki o ve kabîlesi sizi, kendilerini göremeyeceğiniz cihetten görürler. Şübhesiz ki biz, şeytanları îmân etmeyenlere dostlar kıldık.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Ey ademoğulları, şeytan, ana ve babanızı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak nasıl cennetten çıkardıysa; sakın size de bir fitne yapmasın. O da, taraftarları da sizin onları görmediğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanı; iman etmeyenlerin velileri yaptık.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    "Ey Adem oğulları! Şeytan ana babanızı aldatıp nimet bahçesinden çıkardığı gibi, sizi de aldatmasın. Onların elbiselerini (İlahi doğru bilgilerden) çekip çıkarınca, kötü ve çirkin hasletlerini onlara gösterdi. Şeytan ve onun yoluna tabi olanlar, siz onları göremediğiniz halde, onlar sizi görüyorlar. " Bizde şeytanları, inanmayanların koruyucuları ve yandaşları yaptık.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanızı), onların ayıp yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın sizleri de fitneye düşürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluğu), sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz şeytanları mü’min olmayanlara dost kıldık.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak ananızı babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de fitneye düşürmesin. O ve taifesi sizin onları görmediğiniz yerlerden sizi görürler. Biz şeytanları, iman etmeyenlere veliler (hâkimler) kılmışızdır.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ey Ademoğulları! Tıpkı atalarınızın cennetten çıkarılmalarına yol açtığı gibi, Şeytanın sizi de ayartmasına izin vermeyin: (Allaha karşı sorumluluk bilincinin benzediği) örtülerden yoksun bırakmıştı o. Muhakkak ki o ve avenesi, onları hiç fark edemeyeceğiniz yerde ve biçimde sizi (de) pusuda bekliyor! Gerçek şu ki Biz, (içtenlikle ve doğru bir biçimde) inanmayanların yanına-yakınına (her türden) şeytani güçler ve kuvvetler yerleştirdik;

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Ey Ademoğulları! Tıpkı atalarınızın hasbahçeden çıkışına sebep olduğu gibi, Şeytan`ın sizi şaşırtmasına fırsat vermeyin: Cinselliklerini keşfetmeleri için, her ikisinin örtüden yoksun bırak(ılmasını sağla)mıştı. Hiç kuşkunuz olmasın ki, o ve avanesi sizin kendilerini hiç göremeyeceğiniz bir boyuttan sizi görüyorlar! Çünkü Biz şeytanları, (hakkıyla) iman etmeyenlere otorite kılarız.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ey ademoğulları! Sizi de şeytan bir fitneye dişürmesin, nasıl ki ana ve babanızı, onların çirkin yerlerini göstermek için onların örtülerini çekip atarak kendilerini cennetten çıkardı. Şüphe yok ki, o şeytan ve onun gürûhu sizi, sizin onları göremeyeceğiniz bir taraftan görürler. Muhakkak ki Biz şeytanları, imân etmeyen kimseler için dostlar kılmıştık.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Ey Âdemoğulları! Şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak anababanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Şüphesiz ki o ve kabilesinden olanlar, sizin onları görmeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanların dostları yaptık.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ey âdemoğulları (ve kızları!) Sakın şeytan sizi fitneye düşürmesin/yoldan çıkartmasın; atalarınızın cennetten çıkarılmalarına yol açtığı gibi, sizi de fitneye düşürmesin/yoldan çıkartmasın: Onlar konulan sınırı aştıklarında/yasağa uymadıklarında, takva örtülerinden yoksun bırakılıp ortada kalıvermişlerdi. O ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Evet Biz şeytanları, inanmayanların velileri/dostları yaptık."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Ey insanoğulları, şeytan ana-babanızı elbiselerinden soyundurup ayıp yerlerini meydana çıkararak cennetten çıkardığı gibi sizleri de ayartıp tuzağa düşürmesin. Sizin şeytanı ve adamlarını göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Biz şeytanları inanmayanlara dost yaptık.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    "Ey Âdem’in evlatları! Şeytan, edep yerlerini açığa çıkarmak için, annenizle babanızı -üzerlerindeki takvâ elbiselerini çıkarttırmak sûretiyle- cennetten uzaklaştırdığı gibi, sakın sizi de belaya uğratmasın. Çünkü o da, askerleri de sizin kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden sizi görürler. Doğrusu Biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları yapmışızdır."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Ey Âdem oğulları, şeytân, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belâya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytânları, inanmayanların dostları yaptık.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Ey Ademoğulları, şeytan ana ve babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremediğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlerin velileri kıldık.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Ey ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    O ye Children of Adam! Let not Satan seduce you, in the same manner as He got your parents out of the Garden, stripping them of their raiment, to expose their shame: for he and his tribe watch you from a position where ye cannot see them: We made the evil ones friends (only) to those without faith.